13 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
KITAR VİTRİNDEKİLER B | Akif Okur, bu kitapta uluslararası ilişkiler dü- şüncesinde eleştirel kuramın öncülerinden Ro- bert W. Cox'un yaklaşımını tanıtarak, yaratıcı zihni- yet ile dünya algılandığında realizmin daralttığı haya- tın, nasıl genişleyebileceğini ve derinleşebileceğini gözler önüne seriyor. Kuzey/ Burhan Sönmez/ Ithakl Yayınları/296 s. Biri ölen babasının geride bı- raktığı soruların izini sürüyor, diğeri artık göremediği dünya- yı başkalarının düşleri aracıh- ğıyla hissedebilmenin... Biri ölü gölgesini tabuta yüklemiş gölgeler diyarını arıyor, diğeri içine hapsolduğu -ya da tüm evrenin hapsolduğu- lanetli bir rüyadan kurtulmanın yollarını. Biri kalbinin çorakhğını başkalarının sırları- nı işkenceyle ele geçirerek doyurmaya çalışıyor, diğeri dünyaya yeni bir soluk vermek için tüm işkencelere rağmen sırlarını saklamaya... Biri evrenin, insanlığın ve varoluşun gizemini çözmeye çalışıyor, diğeri yitir- diği rnasumiyetini herkesi kirleterek telafi etmeye ve sonunda, sırlar sırlara, ölümler ölümlere, yaşamlar ya- şamlara ve hikâyeler hikâyelere karışarak Rinda ve Loriya'nın macerasına dönüşüyor, yani bir insanlık hi- kâyesine... Burhan Sönmez'in "Kuzey"i büyülü bir dünyaya dair bir ilk roman niteliğinde. Kur'an'ın Kökeni/ Arif Tekln/ Berfln Yayınları/ 314 s. tnsanla birlikte varolan din ol- gusunu, en başından başlaya- rak değerlendiremezsek; dinin bugün vardığı noktayı kavraya- mayız. Çok tanrılı dinlerden tek tanrılı dinlere doğru yürü- yen evrimsel düşünce doğası gereği birbirinden beslenerek yürümüş, şekilenmiş ve sonrasına doğru evrimine devam etmiştir, edecektir de. Yaşamda hiçbir şeyin durağan olmayışma dinler de dahildir. Arif Tekin, yüz elliye yakın dini kaynak- çadan yararlanarak "Kur'an'ın KökenF'ni araştırırken, bulduğu gerçekleri insanlara, insanlığın geleceğine ak- tarırken, bilim adamı sorurnluluğuyla hareket ederek belgeleri konuşturmuştur. Önemli olan doğruya var- maktır. Arif Tekin bu çalışmasıyla dogmalara karşı çı- karak insanlığın yarını aydınlatan Hallac-ı Mansur, Galile, Bruno ve Turan Dursun gibi aydınlarımızın yarattığı zincirin bir halkasını daha oluşturmuştur. Ölümün tki Yakasmda/ Faruk Balıkçı, Namık Durukan/ Berfin Yayınları/ 174 s. Ilk insanın Cennet'ten kovul- duğu, Mezepotamya denen kahredici ve bir o kadar da ha- yat verici bu coğrafyada; iki bıçkın delikanlı, selamsız sa- bahsız daldılar Aden Bahçe- si'ne... Onlar "Ölümün İki Yakası"nda gidip geldiler. Yaşam ile ölüm, düş ile gerçek arasmdaki puslu vadi- de, vahşi mayınların üzerinde sınıra vurdular, sınırsız vurdular. Çünkü habercilik sınırı zorlamaktı; canevin- den yaralı bölge insanının derdine.deva olabilecek ha- yat iksirinin peşinde, demir çarıklı dervişler misali koşturmaktı... Gerçeği ararken, Diyarbakır, Urfa ili- nin isotçusu gibi pervasız, fedakâr, cesur ve atılgan davrandılar. Mayınlı haber tarlasında insana, insanlığa hizmet ederken yaptıkları gönüllü hamallığın, gazete manşetlerinde nasıl çarçur edildiği ise ayrı bir hikâye- dir. Faruk Balıkçı ve Namık Durukan'ın "Ölümün iki Yakasında" başlıklı kitabı tarihe dipnot düşüyor. Karanfilli Hikâye - Toplu Öyküler 1/ Tarık Dursun KJ Yapı Kredi Yayınları/ 606 s. Tarık Dursun K., ilk defa bir araya gelen bütün öykülerinin birinci cildinde Orhan Kemal, Sait Faik damarında ilerleyen öykü geleneğinin hem güçlü bir devamını hem de yeniden yarattığı bir dilin örneklerini sunuyor. Edebiyatın ya- zılı-sözlü kaynaklarını sinemanın büyüsüyle bir pota- da eriten, öykünün şiirle kardeşliğini örnekleyen Ta- rık Dursun K.'nın toplu öykülerinin bu ilk cildinde Hasangiller (1955), Vezir Düşü (1957), Güzel Avrat Otu (1960), Sevmek Diye Bir Şey (1965), Yabanın Adamları (1966), 36 Kısım Tekmili Birden (1970), Bağrıyanık Ömer ile Güzel Zeynep (1973), Bahriyeli Çocuk (1976) bir araya geliyor. Osmanlı Ermenileri/ Salahl S. Sonyel/ Çeviren: Ayden Birerdinç/ Remzi Kitabevl/ 472 s. Uluslararası üne sahip Salahi R. Sonyel, özellikle Türk tarihi üstüne çahşmaları olan bir uz- mandır. Sonyel "Osmanlı Er- menileri" isimli bu araştırma- sında, özgün kaynaklara ulaşa- rak Ermenilerin kökenini, kültürlerini ve göçlerini ele alıyor. "Ermeni Sorunu"nu tetikleyen "Şark Mesele- si"nin politik çözümlemesini yapıyor ve Büyük Güç- ler'in emperyal emellerini belgeliyor. Bu güçlerin, "hasta adam" olarak nitelendirilen Osmanh Impara- torluğu'nu iyice çökertmek için hangi oyunlara giriş- tikleri, özellikle Ingiliz gizli belgeleriyle, resmi yazış- malarla ve diplomatik mektuplarla bu kitapta tüm ay- rıntüanyla günışığma çıkıyor. Zor Bir Hayatın Hikâyesi/ Aharon Appelfeld/ Çeviren: Kerem Işık/ Yapı Kredi Yayınları/176 s. "Zor Bir Hayatın Hikâyesi", 2. Dünya Savaşı'nın, güvenli ve sevecen aile ortamından bek- lenmedik bir biçimde ayırıp gettolara, toplama kamplarına, yalnızhğa ve başıboşluğa sü- rüklediği bir çocuğun, Aharon Appelfeld'in kendisine düşman bu diinyada yolunu bulma mücadelesi. Bu ki- tap, aynı zamanda "Gerçek büyük felaketler, kendi- mizi koruyabiknek için kelimelerle çevreleme eğili- minde olduklarımızdır" diyen bir yazarm, bu serüven- den bir içsel serüven, yeni bir dil ve edebiyat yaratma çabası... Ejderha Adam/ Garry Disher/ Çeviren: Deniz Taşdemir/ Erko Yayıncılık/ 222 s. "Bu kadar kolaydı. Birden il- ham gelmişti. O ilk olan, geçen haftaki, kadın onu hiç zorlama- mıştı. Sarhoş, kalası güzel, oto- stop çeken o kadın çok kolay olmuştu. Bu gece en azından kafasıru biraz kullanmak zorundaydı. Kadını taşırken farlar, çürümüşlükten yukarılarda, güneş altında hep var olan karanlığı yarıyordu." Aylardan aralık ve uyu- yan Peninsula kasabalarınrn polisi her zamanki yaz çılgınlığına hazırlanıyor. Ama bu kez, sadece soygun- lar ve araba çalıp dolaşan çocuklar yok. Eski Peninsu- la anayolunda bir katil var ve yalnız kadınlar güvende değil. Cinayet Dedektifi Hal Challis'in kafasmı dinle- diği kırsal mekân patlamak üzere. Medya onun katil hakkında ne yaptığını öğrenmek istiyor, meslektaşlan sorun çıkarıyorlar ya da sorunun ta kendisi ve can sı- kıcı geçmişi onun yakasını bir türlü bırakmıyor. Garry Disher Alman Cinayet Romanı Ödülü kazanan "Ej- derha Adam" adlı romanıyla okurların karşısına çıkı- yor. Edirne Hatıraları/ Kâzım Karabekir/ Yapı Kredi Yayınları/272 s. Balkan Savaşları, Osmanlı îm- paratorluğu'nun en çalkantılı günlerine rastlamıştır. Bu sava- şın dramatik bölümü de Bul- gar ve onlara yardımcı olan Sırp kuvvetlerinin Osmanlı tmparatorluğu'na başkentlik yapan Edime'yi işgal etmeleridir. Edirne'nin savunul- ması için kurulan "Mevki-i Müstahkem Kumandanlı- ğı"nın esas muharip birimlerinden olan "10. Fırka Kumandanlığı"nın erkân-ı harp reisliğini, sonradan Istiklal Savaşı'nın Doğu Cephesi Kumandanlığı'nı ya- pacak olan General Kâzım Karabekir, kurmay binbaşı rütbesiyle yapmıştır. Edirne'nin Osmanlı Devleti ile irtibatının tamamen koparılmasıyla, teslime kadar yaklaşık beş ay devam eden muhasara sırasında Kara- bekir bu görevini aralıksız olarak devam ettirmiş, ayrı- ca aradaki mütareke döneminin görüşmelerinde mu- rahhas olarak bulunmuştur. Döneminin genç ve okul yıllarından beri hayatı başarılarla dolu bir kurmay su- bayı olan Kâzım Karabekir, Edirne'nin resliminden evvel savaş ile ilgili bütün evrakın düşman eline geç- memesi için, emirle yakılmasma rağmen, esasen tama- mmm yazıknasında dahli olduğu bu bilgileri ve bazı evrak suretlerini her görevde yaptığı gibi korumuştur. Kâzım Karabekir'in "Edirne Hatıraları" isimli kitabı Yapı Kredi Yayınlan tarafından okura sunuluyor. Ağrılı Renk/ Fuat Çiftçi/ Hayal Yayınları/ 76 s. "ağzına dönüşmeyi isti- yor suyun koru,/ kovu- ğun yükü oluyor upuzun aralık./ hevesin geçitle- riydi kadınsı duvar; son- rasız kambur, kuş sunan gelinlik.../ geç, yolunmuş korku; umut salyasından/ yıkandıkça, göğün hamuru yoka teslim./ susuş dama- rımn çatlayışı nııydı, uysal/ yaz? De ki, metal köpükle- ri, belli sonun.../ olmadığım dönüş, ağırbaşlı hayal; kim,/ eritilmiş şatosunda kabartır güç taşını?/ şimdi, omzumun karaltısından düşecek,/ kalabalığı kanayan akrep emaneti, söz.../ kıymıklara başım eğik, güveyim sise,/ hakirim, kınalı ağrımdan öpmeyeli..." Fuat Çift- çi'nin şiirleri "Ağrılı Renk" ile okurla buluşuyor... At Çocuk/ Rupert Isaacson/ Çeviren: Seda Çıngay/ Bilge Kültür Sanat Yayıncılık/316 s. Bazen saatler süren öfke nö- betleri karşısında ne yapacağı- nı bilemez haldedir. Aylar sü- ren terapilerden de umut veri- ci bir sonuç alınamaz. Belki de onunla hiçbir zaman gerçek bir baba-oğııl olamaya- caklardır. Derken bir gün mucizevi bir şey olur: Ro- wan, ilk kez birisiyle gerçek anlamda bir iletişim ku- rar. Bu kişi Betsy'dir. Koşup kendisini ayaklarının di- bine attığı Betsy. Onu toynaklanyla ezmek yeri- ne başıyla selamlayıp atlara özgü bir dille itaat- B SAYFA 28 C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 0 2 5
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear