21 Eylül 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
8 EKİM 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR [email protected] CMYB C M Y B ESİNTİLER ZEYNEP ORAL Karanlıktakilerin yalnızlığı Cesare Pavese’nin günlüklerinde okuduğum bir tümce yıllar boyunca beni hiç terk etmedi. Bir yerinde yazar şöyle diyordu: “Kendimi yalnız bı- rakmamak için bütün gece aynanın karşısında otur- dum…” İki gündür, “Karanlıktakiler”i gördüm göreli, baş- ka bir sürü şeyin yanı sıra o tümce de geldi ye- niden yerleşti içime. Çağan Irmak’ın yeni filmi “Karanlıktakiler”i izlerken, Pavese’nin bu tümcesini tam olarak ne zaman anımsadım bilmiyorum… Bir anda olma- dı. Öykü ilerledikçe “yalnızlık” duygusu yavaş ya- vaş ağırlık kazandı ve yeryüzünü kapladı. Öykü- deki “sır”, “gizem” aydınlandıkça boğazımdaki dü- ğüm büyüdü. Filmin açık uçlu sonundan sonra bi- le yalnızlık üzerine düşünmekten vazgeçemedim. Her öykünün bir dili var Çağan Irmak öykü anlatmayı seviyor ve anlat- tığı her öykünün, kendine özgü “dili”ni bulmayı bi- liyor. Onun sinemasında benim en ilgimi çeken şey bu sinema dili. “Babam ve Oğlum” ya da “Is- sız Adam”daki gibi, herkesin kolaylıkla özleşeceği öyküler olsun, “Ulak”taki gibi toprağa bağlı bir des- tan ya da “Karanlıktakiler” gibi çok özel ilişkile- rin yol açtığı “cehennem başkalarıdır” öyküsü ol- sun, yarattığı atmosfer, anlattığı öyküye inan- mamızı sağlıyor. Filmin senaryosunu, işçiliğini nasılsa sinema eleştirmenleri irdeleyecektir. Benim vurgulamak istediğim yıllardır tiyatro sahnelerinden izlediğim ve hayran olduğum üç tiyatrocunun, Çağan Ir- mak’ın bu sinema dilini bize yansıtmaktaki us- talıkları. Tiyatro ile sinema oyunculuğu birbirinden çok farklıdır. Birinde usta olan ötekinde de usta olur diye bir şey söz konusu değildir. Ama burada, sahnedeki başarılarını, perdede de taçlandırıyor sanatçılar. Elbet bunda yönetmenin rolü çok önemli. Evinin dışındaki her şeyden çok korkan, psi- kolojik rahatsızlıkları olan anne rolünde Meral Çe- tinkaya, ondan başka kim olsa, belki de abartı- lı kaçabilecek çok zor bir kişiliği, tüm korkunçluğu, dehşeti, kinciliği, acımasızlığı ama aynı zaman- da naifliği, saflığı, hüznü, esprisi ve evet evet sı- nıfsal tavrı ve toplumsal duruşuyla da ortaya ko- yuyor. Annesiyle yaşamaya mahkûm, bir reklam ajansında getir götür işlerine bakan oğulda Erdem Akakçe; ajansın sahibi, yöneticisi rolünde Der- ya Alabora, en çok söylemediklerini hissettiriyorlar seyirciye. Oyunculuklarını ilişkiler ağında gelişti- riyorlar. Ve öyküyü sahici kılıyorlar. Filme emeği geçen herkesi kutluyorum. Yalnızlığını işe yaratmak Tekniğin hızla geliştiği, varsıl olanla olmayan top- lumlar ve bireyler arasındaki uçurumun büyüdü- ğü, tüketimin hızlandığı ve çoğaldığı, gürültünün, gevezeliğin, görüntü kirliliğinin, hoyratlığın, kav- ganın, acımasızlığın insanı boğduğu dünyamız- da, hani zaman zaman yalnızlığı özlemek de müm- kün! Ama elbet eğer seçilmiş bir yalnızlıksa… O zaman “Yalnızlığım ve ben birlikteyken, asla yal- nız değilim” diyen ozan misali, mutlu bile oluna- bilir. Mutlu yalnızlıklar, seçilmiş ve işe yaratılan yal- nızlıktır. Yaratıcılığa, toplumla bütünleşmeye yö- nelik yalnızlıktır. Kendini ararken, bir bütünün par- çası, bir zerresi olmayı alçakgönüllülükle kabul eden bir yalnızlıktır. Ama böylesine “yalnızlık” ka- ranlıkta değil, aydınlıkta yaşanabilir ancak… Çağan Irmak’ın yalnız insanları karanlıkta ya- şıyor yalnızlıklarını. Yalnızlığı seçmemişler, yalnız kalmamışlar, yalnız bırakılmışlar. Yalnızlığa mah- kûmiyetleri, karanlığı yırtamamaktandır. NOT- Sevgili Okur, bundan böyle Perşembe, Cuma ve Pazar günleri birlikteyiz. [email protected] faks: 0212.257 16 50 Ü ye sayõsõ 250’yi bulan Tarihi Kentler Bir- liği (TKB) 2010’da 10. yõlõnõ kutlayacak... TKB’nin kurucularõndan ve emektar destekçisi ÇEKÜL Vakfõ da 20. yõlõnõ geride bõ- rakacak... Bu iki anlamlõ yaş gününün “ortak birikimler”le kutlanma- sõ için hazõrlõklara başlanõrken TKB’nin “Yol Haritası”nõ konu alan ulusal buluşmasõ da 25-27 Eylül’de Konya’da yapõldõ. Kimi eski ve yeni valilerle birlikte sivil toplum örgütleri temsilcileri, be- lediye başkanlarõ, değişik görev- lerdeki yerel yöneticiler ve uz- manlardan oluşan yaklaşõk 500 katõlõmcõ “2010-2020’nin önce- likleri”ni tartõştõlar... İlk gün Konya Büyükşehir Be- lediyesi ve Vakõflar Bölge Mü- dürlüğü’nce restorasyonuna baş- lanan tarihi Hocacihan Han’a tö- renle “ilk taş”lar konuldu. Ak- şamõ da Mevlana Müzesi yanõn- daki “Gülbahçe”de düzenlenen yemekli açõlõş toplantõsõnda TKB buluşmasõnõn an- lam ve önemi üzerine konuşmalar yapõldõ. İkinci günkü TKB meclis toplantõsõndan sonra yapõlan “Kültürel Koruma ve Yol Haritası” pa- nelinde Konya Büyükşehir Belediye Başkanõ Ta- hir Akyürek tarihi çevre projelerini anlatõrken; “Geçen dönem kültürel mirasa öncelik vere- medik; ama ikinci 5 yılımızda tarih için ne ge- rekiyorsa yapacağız” dedi. Paneli yöneten TKB Başkanõ ve Kayseri Bü- yükşehir Belediye Başkanõ Mehmet Özhaseki de şöyle konuştu; “Bizim somut olmayan birçok de- ğerimiz de var. Bunlar oturduğumuz mekân- lardan, yaşam tarzımıza kadar her şeye yansı- yor. Ancak son yıllarda bu mirasımız büyük teh- dit altında. ‘Global kültür’ bize has kültürümüzü tehdit eder hale geldi. Kendimize has değerle- rimize sahip çıkmazsak, belki de 20 yıl sonra kül- türümüzden geriye hiçbir şey kalmayacak...” ‘ORTAK AKIL’ İÇİN Konya Valisi Aydın Nezih Doğan, Eskişehir Va- lisi Mehmet Kılıçlar, Muğla Valisi Ahmet Altı- parmak, Kayseri Valisi Mevlüt Bilici, Uşak Va- lisi Özdemir Çakacak, Merkez Valisi Kayhan Kavas ile Danõştay Üyesi Temel Koçaklar’õn da katõldõklarõ buluşmada “ortak akıl”a değinen Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanõ Asım Gü- zelbey şunlarõ söyledi: “Örneğin Mimarlar Odası’nın belediyeleri hep eleştirmesinden yakınılıyor. Gaziantep’te de bu geçerli ama bizim Oda’yla işbirliği yap- mamıza engel değil. Mimarlar kendi meslek il- kelerine aykırı buldukları uygulamalara elbette ki karşı çıkabilirler ama onların da olumlu bul- dukları ve sorumlu oldukları uygulamalarda be- raber olmanın yararlarını yaşıyoruz; ortak akıl için ortak çaba içindeyiz...” Panelin “genel değerlendirme” konuşmasõnõ ya- pan TKB Danõşma Kurulu Başkanõ Prof. Dr. Metin Sözen de özetle şunlarõ vurguladõ; “Kü- reselleşmenin kimliğimizde ve değerlerimizde yarattığı tahribat sanıldığından daha çabuk baş- ladı. Yaşadığımız gerilimlerin temelinde kültür ve kimlik bunalımının bulunduğunu herkes gö- rüyorsa, buna neden olan yabancılaşmaya karşı Tarihi Kentler Birliği’nin yü- rüyüşü her geçen gün daha da önem kazanıyor...” YENİ 10 YILA DOĞRU Panelistlerden ÇEKÜL Yönetim Kurulu Üyesi şehir plancõsõ Faruk Göksu 10 yõlda yapõlanlarõ “5B” for- mülüyle anlattõ; TKB, “bilgilendir- me”leriyle üyelerini eğitmiş; “bi- linçlendirme” görevini yerine ge- tirmiş; “buluşmalar”õyla ülke dü- zeyinde ortak heyecan yaratmõş; “başarı”lõ çalõşmalarõ özendir- miş; yeni bir “bakış”la da kent tarihinin yerel yönetim günde- minde öne çõkmasõnõ sağlamõş- tõ... TKB’nin gelecek dönemler- deki hedefleri için de tüm alan- larda “kültürel önceliğin” be- nimsenmesini anõmsatan Göksu, gayrimenkulde “koruma sek- törü”nün; kentsel korumada “sivil toplum katı- lımı”nõn; finans için “onarım fonları”nõn ve “koruma eğitimi”nin yaygõnlaşmasõ gerektiğini belirtti... Peki, bütün bunlar yaşama nasõl geçecek; özel- likle “kültürü gözeten kentsel gelişme” için be- lediyelerin öncelikleri ne olmalõ? Sorunun yanõtõ için panelde dile getirdiğimiz “di- lek”leri 7 maddede özetlememiz mümkün; 1- Tarihi ve geleneksel çarşõ ve pazarlarõ ya- şatmak; bunun için alõşveriş merkezlerini sõnõrla- mak; hatta yasaklamak… 2- Sadece tarihi dokularla yetinmeyip, kentsel gelişme alanlarõnda da yerel kimliklere uygun bir şehirciliği ve mimariyi hedeflemek.. 3- Otomobile bağõmlõ ulaşõm projeleri yerine top- lu taşõmõ, bisikleti ve kent merkezlerinde yaya- laştõrmayõ yaygõnlaştõrmak... 4- Kent kültürümüze yabancõ “site”ler yerine, çağdaş “mahalle”ler oluşturmak. 5- Yeni yapõlaşmada tip “blok”lar yerine ka- rakterli “sokak”lar yaratmak... 6- Yeşil alanlar için “güneşten kavrulan çi- menlik”ler yerine “gölgelikli mekânlar”õ yeğ- lemek; Anadolu’nun “çınar altı”, “asma altı”, “çardak altı” geleneğini çağdaş kent yaşamõna ka- zandõrmak... 7- TOKİ’nin yöreye, çevreye, kimliğe ve doğaya uygun projeler üretmesini sağlamak; “kimliksiz betonlaşma”nõn önüne geçmek... TKB Konya buluşmasõ, işte bu saptamalarõn ar- dõndan, tarihi Sille yerleşmesindeki “Metin Sözen Kültür Evi”nin açõlõş töreni ve antik alanlardaki inceleme gezisiyle sona erdi... Konya’da buluşan TKB üyesi belediyeler, ‘2010-2020’nin önceliklerini konuştular “Mevlana’nın manevi huzuru”nda gerçekleşen (1) buluşmaya Konya Belediyesi’nin ev sahipliği (2) yerel basında da geniş yer aldı... (3) ‘Tarihi Kentler’in yol haritasõ Kültür Servisi - Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrasõ (BİFO) yeni sezonunu, 15 Ekim’de Lütfi Kõrdar Kongre ve Sergi Sarayõ’nda saat 20.00’de ünlü Norveçli soprano Solveig Kringelborn’un vereceği konser ile açõyor. BİFO’nun Sanat Yönetmeni ve Sürekli Şefi Sascha Goetzel’in yöneteceği konserde Mozart aryalarõnõn yanõ sõra Franz Schubert ve Johannes Brahms’õn eserlerine de yer veriliyor. Konserde Schubert’in 2 No’lu Rosamunde Bale Müziği ile Brahms’õn 4. Senfonisi de seslendirilecek. NOT: Yazarõmõz Ahmet Cemal’in yazõlarõ bundan sonra cuma günleri yayõmlanacaktõr. Yaşar Kemal: ‘Umutsuz, umudu yaratõr’ ADANA (Cum- huriyet Büro- su) - Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) edebiya- tõmõzõn önemli isimlerinden Yaşar Kemal’e dün üniversite- nin akademik yõl açõlõş töre- ninde fahri doktora unvanõ verdi. Üni- versitenin Mithat Özsan Amfisi’nde düzenlenen törende Yaşar Kemal’e öğrenci ve öğretim üyeleri büyük il- gi gösterdi. Usta yazar, memleketi Hemite köyünden gelen arkadaşlarõnõ da görünce duygusal anlar yaşadõ. Törene katõlanlar arasõnda Kültür ve Tu- rizm Bakanõ Ertuğrul Günay, Mu- sa Eroğlu, Hıncal Uluç ve Nebil Özgentürk de vardõ. Törende ko- nuşan ÇÜ Rektörü Alper Akınoğlu, üniversite senatosunun Yaşar Ke- mal’e fahri doktora unvanõ verme ge- rekçesini okudu. Adana Valisi İlhan Atış ise, “Edebiyatımızın büyük çı- narı karşısında bana konuşmak düşmez” diyerek Yaşar Kemal’i eğilerek selamladõ. Kültür ve Turizm Bakanõ Günay ise, “Yaşar Kemal bi- ze Çukurova’yı öğretti. Türk- çe’nin en büyük ses bayrakların- dan Yaşar Kemal’i saygıyla se- lamlıyorum” diye konuştu. Konuş- malarõn ardõndan kürsüye çağrõlan Yaşar Kemal’e fahri doktora unva- nõ verildi ve cüppe giydirildi. Kendisine çiçek ve hediyeler sunulan ya- zar, “Bugüne kadar hükümetten bir şey almadım ama bu başka” de- di. Usta yazar, konuşmasõnda doğa- nõn önemine vurgu yaparak Türki- ye’nin de topraksõz kalabileceğini be- lirtti. “Umutsuz, umudu yaratır” di- yen yazar, Anadolu halkõnõn, Hemi- te köylüleri gibi insancõl ve yumuşak olduğunu dile getirerek gelecek gün- lerin daha da güzel olacağõnõ ifade et- ti. “Doğanın parçası olan insan, de- ğişen dünyada üzerine düşeni yap- malıdır. İşte, size Çukurova, doğa ve roman” açõklamasõnda bulundu. Yaşar Kemal törenden sonra “Çu- kurova, Doğa ve Roman” konulu açõlõş dersini de sundu. Soprano Kringelborn İstanbul’da Kültür Servisi - Müzisyen Rahmi Saltuk’un 1989’da “Yasaklarla sanat yapılamaz” söylemini savunarak çõkardõğõ ve aynõ yõl yasaklanan “Hoy Narê” adlõ albümü yarõn, sanatçõnõn 40. sanat yõlõnda yeniden müzikseverlerle buluşuyor. Albümün bugüne uzanan “maceralı” hikâyesi ise şöyle: İçinde Kürtçe ve Türkçe türkülerin yer aldõğõ albüm yüzünden İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargõlanan Saltuk beraat ediyor ve toplatma kararõnõn kaldõrõlmasõ için de 6. İdare Mahkemesi’ne dava açõyor ve mahkeme toplatma kararõnõ kaldõrõyor. Bu kez mahkemenin kararõna Kültür Bakanlõğõ itiraz ediyor. Böylece “davalı” Kültür Bakanlõğõ oluyor. En sonunda Danõştay Onuncu Daire’de görülen davayõ Rahmi Saltuk kazanõyor... Tüm davalarõn kazanõlmasõ üzerine 2’si Türkçe, 10’u Kürtçe türküden oluşan albüm yeniden piyasaya sürülüyor. 20 yõl öncesinin albümü “Hoy Nare”nin müzik yönetmeni Hasret Gültekin, yapõmcõsõ Saltuk Plak. Albüm kapağõndaki fotoğraf ise İsa Çelik’e ait. SALTUK’UN ‘HOY NARÊ’Sİ YENİDEN Osmanlı Haritası’na rekor fiyat LONDRA (AA) - Christie’s Müzayede Evi’nde ya- põlan açõk arttõrmada, 16. yüzyõldan kalma el çizimi Os- manlõ haritasõ yaklaşõk 2.5 milyon TL’ye (1 milyon 71 bin 650 sterlin) alõcõ buldu. Türkiye ve Akdeniz kõyõ- larõnõ gösteren her biri 1 metreden büyük iki parçadan oluşan haritayõ satõn alan kişinin kimliği açõklanma- dõ. Christie’s Müzayede Evi İslam Sanatlarõ Müdürü William Robinson, Türkiye’den 90 eserin satõşa su- nulduğu müzayede öncesinde yaptõğõ açõklamada ha- ritanõn İslam sanat eserleri içinde, ‘büyük ve detay- lı oluşuyla’ nadir bulunan bir eser olduğunu söylemişti. Toplam 291 eserin satõşa sunulduğu müzayedede ay- rõca 13. yüzyõldan kalma Kuranõ Kerim 457 bin 250 sterline (yaklaşõk 1 milyon 80 bin lira) satõldõ. Yasaktan 20 yıl sonra
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear