28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
0 1 "ozne adayı"na yardımcı olmak ge- rekir. Bu yardımı yapacak olan da öğretmendir. "Öğretmenlik sanatı, ço- cuğun dikkatini hiç yararı olmayan önemsiz şeyler üstünde yoğunlaştırmak değildir, uygar bir toplumun iyi ya da kötü düzeni hakkında akıl yürütebile- rek, yerinde hükümler verebilmesi için onu bir gün mecbur kalacağı önemli ilişkilere yakmlaştırmaktır. Çocuğun düşünmesini geliştirirken, onu eğlendi- rirken yapüan konuşmalann da eksik edilmemesi gerekir" (s. 358). Rousseau'ya göre "Eğitimin büyük sır- n, bedensel ve zihinsel alışürmalann kar- şılıkh ve yer değiştirerek birbirlerini din- lendirme işlevi görebilecek bir biçimde düzenlenmelerinde gizlidir" (s. 379). Varolanla nesne; duyulanmızla, duyula- nmıza ilişkin yargtlarımız arasındaki ay- rıma değinen ve bu yolla da dışdünya- düşünme-dil, dalıa kestirmeden bir de- yişle varlık-bilgi arasındaki ilişkiyi ele alan Rousseau, bizi yanıltanın duyumla- nmız olmadığını, duyumlanmızla ilgili yargılarımız olduğunu Epiktetos'u ve Anselmus'u (3) anımsatırcasına dile geti- rır. HAKİKATİN PEŞİNE DÜŞÜŞ Varolanı tanımanın, arJanıanın yolu- nun varolana ilişkin bir mesafe kazan- maktan geçtiğini tüm yapıtına yayan Rousseau, insanın özne olnıa serüvenine ilişkin önemli saptamalarda bulunur. Düşünen, entellektüel algılarını geliştir- meye çalışan insanın, inançlarını mer- cek altına almasının ve içinde bulundu- ğu toplumun tüm kurumlannı gözden geçirmesinin gerekliliği üzerinde durur. Çünkü asıl amaç, insan-dünya ilişkisin- deki geçirimsizliğe yol açan, saydamlığı ortadan kaldıran perdeleri yok etmek- tir. Bu, aslında hakikatin yolunu açmak değil midir? Rousseau da her filozof gibi hakikatin peşine düşer; çünkü insan, hakikatin peşine düştükçe özgürleşecek, özgürlü- ğünü elde edecektir. Ona göre duyan, düşünen varlık olarak insan, kendisiyle, başka insanlarla ve giderek tüm varo- lanlarla ilişkisinde aşama aşama gerek- çelendirme işleminin içinde, tüm bilgi- lenme süreçleriyle bağlantısı içinde "kendisi" olacak ve özgürleşecektir; ken- dini ve doğayı unutmadan, göz ardı et- meden. însaru özgürlüğe götüren, özgür- leştiren edimlerin yokluğu, yozlaşnıanın da göstergesidir; doğanın kitabını gere- ğince okuyamayan, özgürleştirici eylem- leri gerçekleştiremeyen biri, artık yozlaş- mış demektir. Örneğin, mülk edinme, doğanın kitabını gereğince okumadan salt sahip olma arzusuyla dünyaya yönel- me insanı yozlaştıracaktır. Rousseau'ya göre "Mülkiyet şeytanı dokunduğu her şeyi zehirlemektedir" (s. 628). Tıpkı gü- nümüzde olduğu gibi değerlendirmesini yapabiliriz tam da burada. Rousseau Emile'in hemen tüm sayfa- larında önyargılarla savaşmaktan söz ederken, zamanın tinine ve geleneğin içerdiklerine yenik düşerek, erkek özne- yi öne çıkarmıştır. Rousseau'nun çağda- şımız olmasına gölge düşüren önemli bir izlektir kadının salt özel yaşam ala- nına sıkıştırılması. Yapıttaki Sophie fi- gürü bunun açık kanıtıdır. Rousseau'ya göre kadın özel alanın ikincil "özne"si- dir; belki de "sözde özne". Bu bağlam- daki çelişkisine karşın, moral değerlerin gücünü, etkisini eleştirmekten de geri durmayan Rousseau "Her iki cins için de ahlak dersleri her türlü iyi eğitimin ölümüdür" (s. 689: Bu deyişiyle sanki John Dewey'nin de habercisidir) diye- .. | . .. İnsanı, İnsanın gelişlmlni eğltlm aracılığıyla Iz- lemeye, kavramaya calısan Rousseau. Insan- doğa ya da insan-dünya ilişkisini en ince ay- nntısına kadar, değisme, Ilerleme kategorlsl- nin esllğinde arastınr; felsefl antropolojl ka- dar, gellsme pslkolojlslnln de yolunu acar bilme cesaretini göstermiştir. Özellikle "Emile için Fragmanlar"da yer alan yo- bazlara ilişkin betimlemesi (s. 845), onu tarihüstü kılmaktadır tıpkı Kant gibi. Genel olarak toplumsal-tarihsel-kül- türel bir varlık olarak nitelediğimiz in- sanı ve onun gelişim sürecini bilgi-dene- yim eşliğinde anlamaya çalışan Rousse- au'nun söylemi, günümüzde bi- rincil gündem maddesini oluş- turan eğitimi anlama açısından son derece kışkırtıcı görünüyor. Kendimizi, kendimizle, eylemle- rimizle, arzulanmızla, istekleri- mizle, değerlerimizle, gereksi- nimlerimizle olan ilişkilerimizi; başka insanlarla, dünyayla, do- ğayla, bilgiyle olan ilişkilerimizi yozlaşmadan anlamak için bir kez daha Rousseau'yu, Emile i okumak gerekiyor, elbette cinsi- yetçi tutumunu ayraca (parante- ze) alarak. • (*) Prof. Dr. Betül Çotuksö- ken, Maltepe Üniversitesi Fen- Edebiyat Fakültesi Felsefe Bö- lümü (l)J.-J.Rousseau, Emileya da Eğitim Uzerine, Çeviren: îsmail Yerguz. Say Yayınlan, îstanbul, 2009, s. 369. (2) J.-J.Rousseau, Emileya da Eğitim Üzerine, Çeviren: îsmail Yerguz. Say Yayınları, îstanbul, 2009, 848 s. (3) "Insanları tedirgin eden şeyler değil, şeylerle ügili kanıla- rıdır." Epictetus, Discourses of Epicte- tus, The Enchciridion, and Fragments, Ch. 5, Translated by George Long, Ge- orge Bell and Sons, London, 1890. Ben- zer izlek, Anselmus'un De veritate (Ha- kikat Üzerine) adlı yapıtında da kendi- ne yer bulur: "Bence bu hakikat ya da yanlışlık, duyularda değil, kanıda; çün- kü dış duyu iç duyuyu yanıltmaz, iç du- yu kendi yanıîır." Anselmus, De verita- te, Metinlerle Ortaçağda Fehete, 3. bs., Betül Çotuksöken-Saffet Babür, Kabal- a Yayınevi, îstanbul, 2000, s. 186. 335 MIMARLIK TASARIM KULTUR SAIMAT Pekin Uluslararası Havalimanı •"Derenin İntikamı!", Doğan Hasol •"Masumiyet Müzesrnden Mimarlık Müzesi'ne Beyin Fırtınası, Havva Alkan Bala • Yeni Akropol Müzesi, Bernard Tschumi Arch. •"Sjakket" Cençlik Kulübü, JDS Architects •7800 Çeşme Konutlan ve Oteli, EAA •Akhisar Belediye Hizmet Binası, maer&partners •DDB Bürosu, Erginoğlu, Çalışlar •Macallen Binası, Landsvvork Studio Ücretsiz YAPIDA ÜRÜN 2009 Malzeme, Ürün ve Uygulama EKİ C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 0 2 5 SAYFA 11
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear