10 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Okmeydanõ Eğitim ve Araştõrma Hastanesi’nde işten çõkartõlan taşeron sağlõk işçilerinin 5 Ekim’de başlattõklarõ direniş sürüyor. İşçiler, bugün (7 Ekim) ve dün (6 Ekim) hastanenin Başhekimlik binasõ önünde saat 7.00 – 8.30 arasõnda eylem yaptõ. İşten çõkarõlmalarõn durdurulmasõnõ talep eden işçiler, tüm baskõlara rağmen mücadelelerine Dev Sağlõk-İş’te devam edeceklerini de söyledi. 6 ve 7 Ekim’deki eylemlere hastanede çalõşan işçiler de destek verdi. İki eylemde de “Sendika haktõr, engellenemez”, “Yaşasõn örgütlü mücadelemiz”, “Taşeron işçiyiz, örgütlüyüz, güçlüyüz”, “Baskõlar bizi yõldõramaz” sloganlarõ atõldõ. Atamasõ Yapõlmayan Öğretmenler Platformu (AYOP), Ankara’da düzenlediği eylemde güvenceli iş ve kadro istedi. Sendikaorg’un haberine göre, 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü ve İstanbul’daki IMF toplantõsõ nedeniyle Ankara’da bir eylem düzenleyen AYOP’lu öğretmenler, IMF toplantõsõ için 330 milyon dolar harcayan hükümete “Bu paralarõ bizi işsizliğe mahkûm ederek mi ödüyorsunuz?” sorusunu sordu. CMYB C M Y B OKMEYDANI DİRENİŞİ SÜRÜYOR GÖRÜŞ ATİLLA ÖZSEVER İşçi Sürekli Örgütlenmeli Yukarıdaki başlığın aslı şöyle: “İşçi her gün ye- niden örgütlenmeli”. Bu sözler 30 yıllık bir karayolu işçisine ait. Bu işçiyle 1 Ekim günü emek ve mes- lek örgütlerinin 5510 sayılı yasayı protesto etmek amacıyla İstanbul Tünel’den Taksim’e kadar yaptıkları yürüyüş sırasında tanıştım. Deneyimli ve siyasi bir bilinci olan bu karayolu işçisi şöyle devam etti: “Sen- dikacılar, beni bile her gün yeniden örgütleme- li. Ancak sendika yöneticileri, dostlar alışveriş- te görsün biçiminde davranıyorlar. Oysa sendi- kacının yüreğinde sınıf ateşi yanmalı.” Sosyal güvenlikte ciddi hak kayıplarına yol açan yasanın birinci yılını doldurması nedeniyle yapılan ey- leme katılım çok yüksek düzeyde değildi, ancak di- namik bir topluluk vardı. Eylem günü gazetemizde çıkan yazıda, Türk-İş’in bu etkinliğe niçin katılma- dığını sormuştum. Ertesi gün başka bir toplantıda kar- şılaştığım Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlu, “Kon- federasyonların ortak bir tavır alması için önce birbirlerinin üyelerini kapma yarışına girmeme- si gerekir. Hak-İş ve DİSK, bizim Belediye-İş Sen- dikası’nın örgütlü olduğu yerlerde üye kapma ya- rışına giriyor” dedi. O sırada yanımızda bulunan DİSK Başkanı Sü- leyman Çelebi de, “Başkan öyleyse sandık ko- yalım, referandum yapalım, işçi kimi seçerse o sendika sözleşme yapsın” önerisini getirdi. (Bu ara- da Çelebi’ye uğradığı silahlı saldırı nedeniyle büyük geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum). Orada bulunan ve daha sonra görüştüğüm Petrol-İş Başkanı Mus- tafa Öztaşkın ise, “Aslında sendikalar bir proto- kol yapmalı ve birbirinin örgütlü olduğu yere mü- dahale etmemeli, sendikasız işyerlerinde ör- gütlenmeye çalışmalı” dedi. O günkü yürüyüşe Türk-İş merkezi düzeyde ka- tılmasa da Türk-İş İstanbul Şubeler Platformu’na bağ- lı Belediye-İş, Hava-İş, TÜMTİS, Yol-İş gibi sendi- kalar katıldı. 10’a yakın şubenin oluşturduğu bu plat- formun önümüzdeki günlerde bir örgütlenme atağına kalkacağı belirtiliyor. Geçen haftaki yazımda Türk-İş’in yanı sıra diğer bazı konfederasyonların da bu eyleme katılmadı- ğından söz etmiştim. Memur-Sen bir açıklama göndererek, hükümetin sosyal güvenlikteki uygu- lamalarına sessiz kalmadıklarını, örneğin tedavide- ki katılım payının iptali için Danıştay’a dava açtıkla- rını belirtti, tepkilerin süreceğini hatırlattı. Öte yandan 2 Ekim günü Türk-İş, Hak-İş, DİSK ve KESK başkanlarının yanı sıra uluslararası düzeyde dünyanın dört önemli sendikasının genel sekreter- lerinin katıldığı toplantıda düzensiz ve güvencesiz is- tihdam sorunu tartışıldı. Yabancı sendikacılar da bu sorunun Batılı ülkelerde de yaygınlaşmakta olduğu konusu üzerinde durdular. Kendilerine bu krizin ka- pitalizmin bir krizi olup olmadığını, eğer sistemin bir krizi ise sendikaların nasıl bir mücadele vermesi ge- rektiğini sordum. Krizin bir iş, bir sosyal kriz oldu- ğunu söylediler, ama kapitalizm meselesinden söz etmediler. Özetle böyle… atillaozsever@ttmail.com SAYFA CUMHURİYET 8 EKİM 2009 PERŞEMBE 12 EMEK emek@cumhuriyet.com.tr AYOP KADRO İSTEDİ “Bugün Türkiye’de kurumsallaşmış iş ilişkilerini tahrip etmeye yöne- lik girişimler, ancak demokratik ülkelerde elde edilen kazançları- nı yeterli görmeyen küresel ser- mayenin, IMF ve DB’nin reh- berliğinde, gelişmekte olan ülke- lerin emeklerini talan etme ham- lesi olarak değerlendirilir” diyen Türk-İş Başkanõ Mustafa Kumlu ILO standartlarõnõn uygulanmadõna vurgu yaptõ. Türkiye, düzensiz ve güvencesiz istihdam cenneti haline dönüştürüldüğünün altõnõ çizen DİSK Başkanõ Süleyman Çelebi de özellikle son 30 yõlda yasalara, kurallara rağmen düzensiz ve gü- vencesiz istihdam cenneti haline ge- tirildiğini belirtti. Türkiye’de yak- laşõk 27 milyonluk işgücünün 6 milyonunun işsiz olduğunu söyle- yen Çelebi, bunun 21 milyonunun düzenli ve düzensiz olarak istihdam edildiğini, bu 21 milyon kişinin yüzde 46’sõnõn sigortasõz olarak kayõt dõşõ çalõştõğõnõ yani 10 milyon kişinin yasal haklardan mahrum bõrakõldõğõnõ vurguladõ. TÜRKİYE GÜVENCESİZ VE DÜZENSİZ ÇALIŞMA CENNETİ U luslararasõ Kimya, Enerji, Ma- den ve Genel İşçi Sendikalarõ Konfederasyonu ICEM’in de aralarõnda yer aldõğõ 11 Küresel İşkolu Federasyonu, Uluslararasõ Sendikalar Konfederasyonu ITUC ve OECD Sendikalar Danõşma Kurulu TU- AC’tan oluşan Küresel Sendikalar Konseyi ile Türkiye’deki ICEM üye- si sendikalar, 2 Ekim’de İstanbul’da “Dünyada ve Türkiye’de Düzensiz ve Güvencesiz İstihdam” konulu bir konferans düzenledi. ICEM Genel Sekreteri Manfred War- da, güvencesiz istihdam ölçeği ve önemi itibarõyla Türkiye’nin önce- likli çalõşma ülkelerinden birisi oldu- ğunu söyleyerek “Türkiye’de bazı durumlarda işçiler kimin için bile çalıştıklarını bilmiyorlar. Kimi du- rumlarda kâğıt üzerinde bir işveren için çalışıyor gözüküyorlar ama as- lında başka bir işverenin kontrolü altındalar” dedi. ICEM Genel Sekreteri Manfred Warda, ITUC Genel Sekreteri Guy Ryder, IMF Genel Sekreteri Jyrki Raina, ITGLWF Genel Sekreteri Neil Kearney, Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu ve KESK Genel Başkanı Sami Evren’in katıldığı konferans, IMF ve Dünya Bankası toplantılarının Türkiye’de yapılması nedeniyle de özel bir anlam taşıyordu. HAVADA KARAR NETLEŞTİ Yargı son sözü söyledi TeknikAŞhavacılıkta H avacõlõk işkolun- da uzun süredir devam eden iş- kolu anlaşmazlõğõ mah- kemenin 28 Eylül’de ver- diği kararla sona erdi. Bakõrköy 4. İş Mahke- mesi’nin söz konusu ka- rarõ 28 Eylül’de verdiği- ni söyleyen Hava-İş Sen- dikasõ Genel Sekreteri Mustafa Yağıcı, Türk Hava Yollarõ işvereni ile Hak-İş’e bağlõ Çelik-İş’in itiraz ettiğini, bu neden- le sürecin başladõğõnõ an- lattõ. Teknik AŞ’de 2.5 tek- nik bakõm işçisinin ça- lõştõğõ bilgisini veren Yağcõ, bu sürecin bek- lenmesinden dolayõ 1 Ocak 1990’da başlamasõ gereken toplu iş sözleşme sürecinin başlayamadõ- ğõnõ dile getirdi. Şimdi hukuki sürecin tamamlanmasõnõn bek- lendiğini anlatan Yağcõ, yedi gün içinde karşõ ta- rafõn durumu temyize götürebileceğini, böylesi bir durumda da Yargõtay kararõnõn bekleneceğini belirtti. “Bu arada işveren fırsat bu fırsat diyerek temsilci odalarımızı ka- pattı. Bazı arkadaşları- mızı işten attı” diyen Yağcõ, benzer sõkõntõlarõn Sabiha Gökçen havaala- nõnda da yaşandõğõnõ ha- tõrlattõ. Havaş-İş sendikasõn- dan yapõlan açõklamada, THY Teknik AŞ işyeri- mizde işverenin ve Hak- İş Konfederasyonu’na bağlõ taşeron Çelik-İş sendikasõnõn işkoluna iti- razõ ile ilgili bugün yapõ- lan duruşmada mahkeme işverenin tüm itirazlarõnõ reddederek işyerinin tü- müyle 21 sayõlõ hava ta- şõmacõlõğõ işkolunda ol- duğuna karar verdi. Migros yasa gereği lokavt kararı aldı M igros Ticaret, şirkete bağlõ bütün işyerle- rinde lokavt kararõ aldõ. Migros’un Kamuyu Aydõnlatma Platfor- mu’nda yer alan yazõ- sõnda, Türkiye Ticaret, Kooperatif, Eğitim Bü- ro ve Güzel Sanatlar İşçileri Sendikasõ (Tez- Koop-İş) ile şirket ara- sõnda sürdürülen toplu iş sözleşmesi görüşme- leri kapsamõnda, kanu- ni süre içerisinde Sen- dika Genel Başkanlõ- ğõ’nõn grev kararõnõ şir- kete tebliğ ettiği belir- tildi. Açõklamada, 2822 sayõlõ Toplu İş Sözleş- mesi Grev ve Lokavt Kanunu’nun 27. mad- desi uyarõnca işveren olarak bugün itibarõyla şirkete bağlõ bütün iş yerlerinde lokavt kara- rõ alõndõğõ ve yasal sü- reç içinde tebliğ edildi- ği duyuruldu. Sendika ile şirket arasõnda Top- lu İş Sözleşmesi görüş- melerinin devam ettiği kaydedildi. İşçiler yine fabrika müdürünü rehin aldı F ransa’nõn Orleans kentinde fabrika- larõnõn kapatõlma- sõnõ protesto eden işçiler, işyerinin müdürünü re- hin aldõ. Otomobil yan sanayisi alanõnda üretim yapan Amerikalõ Dow Chemical isimli grubun fabrikayõ kapatma ka- rarõnõ protesto eden iş- çiler, Rohm Hass de Semoy isimli müdürü, iki gündür alõkoyuyor. Müdürün alõkonuldu- ğuna ilişkin haberlere karşõ çõkan sendika tem- silcileri, “Kendilerinin grevde olduğunu, mü- dürün istediği takdir- de fabrikayı terk ede- bileceğini, ancak şu ana kadar kendileriy- le birlikte kalmayı ter- cih ettiği”ni açõkladõ. Sendika, 97 işçinin ça- lõştõğõ fabrikanõn gelir getirmesine rağmen ka- patõlmasõnõ protesto et- tiklerini açõkladõ. KKTC’de sendikalar hükümete tepkili K KTC’de hükümetin çalõşanlarla ilgili ki- mi düzenlemelerine karşõ çõkan sendi- kalar, yaptõklarõ değerlendirme toplan- tõsõnda, bundan sonra ne yapacaklarõ konusunda bazõ kararlar aldõlar. Açõklamada, dünkü top- lantõda, “yasa gücünde kararnameler konu- sunda Anayasa Mahkemesi’ne başvurulma- sı; Cumhurbaşkanı’nda meclisten geçen ya- saları onaylamamasının istenmesi; Kıbrıs ga- zetesinin boykot edilmesi; asgari ücrete ve eko- nomik pakete destek veren işveren ve işyer- lerinden alışveriş yapılmaması ve genel grev ile mitinge hazırlanılması” kararlarõ alõndõğõ du- yuruldu. Tüm sendikalarõn katõldõğõ toplantõda ka- rarlar oybirliğiyle alõndõ. Evet, bu miktar Kent AŞ işçisinin hiçbir ulaşım aracı kullanmaksızın sadece ve sadece ayaklarıyla kat edeceği yol... 22 gün önce başlayan ve dün akşam Polatlı’ya 20 kilometre civarında bir yerde konaklayacak DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası’nda örgütlü iken işten atılan ve işe dönmek için ciddi bir mücadele yürüten Kent AŞ işçisi dün akşam itibarıyla 550 kilometreyi yürüdü. Artık ayak derileri parçalanan, çeşitli böbrek ve mide rahatsızlıkları yaşamaya başlayan işçiler, geceleri de çadırlarda konaklıyor. Yürüyüş hakkında bilgi veren Genel-İş Sendikası Genel Sekreteri Kani Beko, 23 gündür aralıksız yürüdüklerini, gittikleri köylerde, kasabalarda, illerde bildiri dağıttıklarını, emek dostu sivil toplum örgütleri, odalar ve siyasi parti temsilcileriyle görüşmeler yaptıklarını anlattı. Sömürüye karşı olanları, sınıfsız bir toplum özlemi duyanları, emeğin örgütlenmesi önündeki engellerin kaldırılmasını isteyenleri, güvenceli ve sigortalı bir çalışma düzeni isteyen toplumdan her kesimi bu mücadeleye destek olmaya çağıran Beko, 65 işçi ve beş yönetici olarak yürümeye devam ettiklerini belirtti. Dile kolay, 600 kilometre... 23 gündür dağ tepe yürüyorlar E v hizmetlerinde çalõşan kadõnlar si- gortalõ, güvenceli, düzenli iş için bir ara- ya gelip örgütlenme çalõşmasõ başlattõ. DİSK’e bağlõ Genel-İş Sendikasõ İstanbul Ko- nut İşçileri Şubesi, bir süredir ev hizmetlerinde çalõşan kadõnlarõn örgütlenmesine yönelik faaliyet yürütüyor. Toplantõlarda kadõnlara örgütlenmenin öne- mi ve beraberinde getireceği kazanõmlar an- latõlõyor. Kadõnlar da çalõşõrken karşõlaştõkla- rõ sorunlarõ gündeme getirip, örgütlenme ko- nusundaki önerilerini paylaşõyor. Genel-İş İstanbul Konut İşçileri Şube Baş- kanõ Nebile Irmak Çetin, evde çalõşan ka- dõnlarõn sayõsõnõn sürekli artõş gösterdiğini ama bu alanõn tamamen kayõt dõşõ olmasõ nedeniyle sayõlarõnõn bilinemediğini söyledi. Ev hizmetlerinde çalõşmanõn riskler taşõdõ- ğõnõ vurgulayan Çetin, buna karşõn İş Kanu- nu ve Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlõk Si- gortasõ Kanunu kapsamõnda değerlendiril- meyen kadõnlarõn, bu yasalarõn sağladõğõ ola- naklardan yararlanamadõğõnõ belirtti. Çetin, “Bu alanda çalışan kadınlar da İş Kanunu ve sosyal güvenlik kapsamına alınabilir. Bir eylem takvimi belirleyerek taleplerimizin karşılanmasını isteyeceğiz” dedi. Geleceğimiz olsun Evlerde çalõşan kadõnlarõn örgütlenmesi girişimine katõlan bazõ kadõnlarõn çalõşma koşullarõna ilişkin değerlendirmeleri şöyle: ? Ben bir sigortamõz olsun, güvencemiz ol- sun, geleceğimiz olsun is- tiyorum bu işlerde. Dü- zenli bir çalõşma saatinin de olmasõnõ istiyorum. ? Bu yaşta çalõşõyorsak, bir mesleğimiz olsun, si- gortamõz olsun, ileride bir maaşõmõz olsun, istiyoruz. ? Yanõnda çalõştõğõmõz insanlar müthiş zenginler. Sizinle oturup tek kuruşun hesabõnõ yapõyorlar. ? Sağlõk sorunun var mõ, çocuğunu doktora gö- türebiliyor musun diye sormuyorlar bile. ? Belli şehirlerden ge- lenler ile sarõşõnlarõ iste- miyorlar. Tuzla Tersaneler Bölgesi’nde yer alan Desan Tersanesi Küçük Havuz’daki Panama bandõralõ M/V ADRİATIC ARROW gemisinin güvertesinden ambar boşluğuna düşerek ağõr yaralanan Halil Daş adlõ, taşeron bir firmaya bağlõ tersane işçisinin 30 Eylül’de yaşamõnõ kaybetmesi üzerine yeni inşa edilen NOSİ gemisinin planlõ denize indirme töreni iptal edildi. DESAN’DA İŞ KAZASI TÖREN İPTAL ETTİRDİ GÖRÜŞMELER SÜRÜYOR KÂR ETTİĞİ HALDE KAPATILDI KARARLAR ORTAK ALINDI DİSK’e bağlõ Genel - İş Sendikasõ Konut İşçileri Şubesi’nde, evde çalõşan kadõnlarõn örgütlenmesi kollarõ sõvadõ. Evişçisikadõnlarörgütleniyor Onlardadüzenli,sigortalõ,güvenceliişiçinbirarayagelipörgütlenmeçalõşmasõbaşlattõ Uluslararasõ sendikacõlara göre, taşeronlaşmanõn boyutu o kadar büyük ki, işçi kâğõt üstünde bir taşerona, gerçekte başka bir taşerona bağlõ çalõşabiliyor. Tayland ile birlikte Türkiye’yi gündeme alan Küresel Sendikalar Konseyi’nden önemli saptama: İşçi, kime çalõştõğõnõ bilmiyor Son 20 yıldır ciddi bir kötüleşme var Ryder: Kamu emekçisine pazarlõk hakkõ verilmeli. I TUC Genel Sekreteri Guy Ryder, “Burada yer almamızın bir nedeni IMF’nin Türkiye’de toplanmasıdır. Güvencesiz çalışma, her yer- de sorun ancak Türkiye’de özellikle son 20 yıl- dır örgütlenme, toplusözleşme ve işçi hakları ko- nusunda ciddi bir kötüleşme var” dedi. Dünyada yaşanan krizden en çok metal sektö- rünün etkilendiğini söyleyen IMF Genel Sekrete- ri Jyrki Raina da, “Sinter Metal’de de bu ya- şanmıştır. 350 işçi Birleşik Metal-İş Sendika- sı’nda örgütlenmiştir. Patron kriz yalanını söyleyerek bu işçileri işten atmıştır. Tuzla’da on- larca işçi güvencesiz çalışmanın ürünü olarak yaşamlarını yitirmişlerdir” dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear