Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Prof. Akbay, setörün son 10 yılda büyük gelişim gösterdiğini söyledi: ‘Tavukçulukta ABD ve AB kadar iyiyiz’ A NKARA (Cumhuriyet Bürosu) – Dünya Bilimsel Tavukçuluk Derneği (World Poultry Science Association) Türk Dönem Başkanı Prof. Dr. Rüveyde Akbay, Türk tavukçuluk sektörünün pek çok Avrupa ülkesinden daha iyi düzeyde olduğunu belirterek, "Gezdiğiniz bir tavuk çiftliğinin ABD ya da Avrupa'dan bir farkı yok. Sunulan hizmet ve teknoloji yönünden hiçbir eksiğimiz yok" dedi. Akbay, topluma tavuk ve yumurtanın öneminin anlatılması gerektiğine de dikkat çekti. Prof. Dr. Akbay, Türkiye'de ilk tavukçuluk hareketinin 1930'da başladığını kaydederek, Tarım Bakanlığı'nın 1960'lı yıllarda yaptığı bir ankette, 500 kapasiteli ve daha büyük işletmelerin en büyük işletme olarak kabul edildiğine işaret ederek, "Bugün bu rakam 200300 bine kadar çıkıyor" dedi. Son 10 yılda Türkiye'nin kanatlı sektöründe ilerleme kaydettiğini anlatan Akbay, 1963'e kadar sadece üretim ve satış yapıldığını, hiçbir ıslah çalışmasında bulunulmadığını belirtti. Söz konusu durumun beraberinde verimlilikte düşme getirdiğini vurgulayan Akbay, sektördeki gelişim sürecinin devamını şöyle anlattı: "Yem sanayi 1956 yılında canlandı ve tavukçuluk daha da gelişti. İlk kez etlik piliç anne baba hatları ise 1963'te Türkiye'ye getirildi. Bugün dünyanın en ileri teknolojisi ile üretilmiş olan tavuklar Türkiye'ye getirtiliyor. Anlaşmalı çiftçilik var; organizatör yemi, civcivi veriyor, veteriner hizmetlerini sunuyor, sonra üreticilerden satın alıyor. Bu şekilde küçük üreticiler sözleşmeli üretim yapıyorlar." Akbay, tavukçuluk sektörünün Türkiye için çok önemli olduğuna değinerek, insan gelişimi için çok gerekli olan hayvansal proteinin çok pahalı olduğunun altını çizdi. Hayvansal proteini en ucuz üreten 3 hayvanı domuz, tavşan ve tavuk olarak sıralayan Akbay, domuz ve tavşanın kimi dini nedenlerle Türkiye'de tüketilmediğini ve geriye tavuğun kaldığını söyledi. Akbay, hem ucuz hem de yağ oranı düşük olma sı nedeniyle sağlık için önemli olan tavuğun yanı sıra yumurtanın da besin değeri oldukça yüksek ve doğal ambalajı içinde sunulan bir gıda olduğuna dikkat çekti. Yumurtaya dışarıdan bir müdahale yapılmasının söz konusu olmadığını anlatan Akbay, kolesterolsüz vb şekillerde yapılan çeşitlemelerle satılan yumurtalar konusuna da açıklık getirerek, "Tavuğun yemi Prof. Dr. Rüveyde Akbay omega 3, kolesterolü azaltıcı bir maddeler gibi eklemeler yapmak suretiyle zenginleştiriliyor. Bu noktada yumurtaya yine bir müdahale söz konusu olmuyor; çünkü yemlenme aşamasında mevcut zenginleştiriciler tavuğa veriliyor" diye konuştu. Tavuğun yararları anlatılmalı "Halkımıza tavuk ürünlerinin yararını yeteri kadar açıklamamız gerekiyor. Ayrıca işi bilmeyen kişilerin şov ya da arkalarındaki güçler nedeniyle çıkıp 'ben tavuk yemiyorum, tavuklar hormonludur' demesi üzerine küçük işletmeler batıyor, büyük işletmeler zarar ediyor. Halkın sağlığı ile oynanıyor" diyen Akbay, hormon kullanımının hem AB'de hem de Türkiye'de yasak olduğunu kaydetti. Yemlere katılan hormonun etkisinin sınırlı olduğunun altını çizen Akbay, şunları kaydetti: "Hormonun etkili olabilmesi için her hayvana tek tek enjeksiyon yöntemi ile hormon verilmeli ki; burada binlerce tavuğun yetiştirildiği çiftliklerden bahsediyoruz. Bu kesinlikle mümkün değil. Zaten maliyeti yüksek bir iş, neden yapılsın? Antibiyotik ise tavuklara veriliyor. Bunlara büyümeyi geliştirecek faktörler STANBUL Uluslararası Tavukçuluk Kongresi Fuarı VIV Türkiye 2005 ve Uluslararası Süt ve Besi Sığırcılığı Fuarı ANİMALİA İstanbul’da gerçekliştirildi.Fuarların açılışına katılan Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, tavukçuluğun, tarım sektörünün diğer tüm alt sektörleri gibi gelişeceğini dile getirdi. Eker, Türkiye'nin önü açık, geniş imkanlara, potansiyele sahip, dinamik nüfus yapısı ve geniş imkanları bulunan bir ülke olduğunu belirterek, Türkiye'nin dünyaya açıldığını, bunun tavukçuluk sektörünü de geliştireceğini kaydetti. Bakan Eker'e, açılışın ardından, yumurta üretimiyle uğraşan Kemal Özkul adlı bir kişi tarafından, kümesinin sembolik anahtarı olduğunu kaydettiği bir anahtar verilmek istendi. Kütahya'nın Tavşanlı ilçesinde faaliyet gösterdiği öğrenilen Özkul, maliyetlerin altında üretim yaptıklarını ve borç altında olduklarını belirterek, hiç kimsenin kendileriyle ilgilenmediğini söyledi. Anahtarı Bakan'a ulaştıramayan Özkul, şikayetlerini özetlediği mektubunu ise Bakan Eker'e verdi. Tavukçuluk Fuarı'nda hemen hemen tüm standları gezen Eker, daha sonra Exponatura 2005 (doğal yaşam, sağlıklı yaşam, sağlık turizmi) Fuarı'nın açılışını deniyor. Bazı hastalıklardan, salgınlardan korumak için antibiyotikler kullanılıyor. Ancak pazara sunulmuş olan hiçbir ürün için, bu faktörün zararı, herhangi bir kalıntısı yoktur. Zaten Tarım Bakanlığı'nca yapılan testlerle de bu kanıtlanmıştır. Dolayısıyla böyle hassas konularda beyanat vermek için çok iyi araştırma yapılmalı ve dikkatli olunmalıdır. Türkiye'de 2,5 milyon kişi doğrudan veya dolaylı olarak ekmeğini tavuktan çıkarıyor. Bu insanların ekmeği ile oynanıyor, halk sağlığı ile oynanıyor." Türkiye'de kişi başına düşen yumurta ve tavuk tüketiminin diğer ülkelere oranla çok düşük olduğuna da dikkat çeken Prof. Akbay, ABD'de yılda kişi başına 248 adet yumurta, 50 kilogramın üzerinde de tavuk eti düştüğünü belirtti. Son iki yıl içinde ABD'deki tavuk eti tüketiminin domuz etinin üstüne çıktığını da ifade eden Akbay, Türkiye'de ise yılda fert başına yumurta tüketiminin 130, tavuk eti tüketiminin 14,5 kilo olduğunu dile getirdi. Akbay, "Halkımız ne kadar iyi beslenirse, yeterli düzeyde hayvansal protein alırsa; beyinsel gelişimimiz de o oranda artar. Dolayısıyla biz de kalkınırız, gelişiriz diye düşünüyorum" diye konuştu. gerçekleştirdi. Fuarın açılışında konuşan Eker, dünyada doğal ürün ve hayat tarzına ilgi olduğunu, her şeyin aslına dönmesi felsefesiyle, insanların da teknolojiyle modern yaşamlarında belli bir refah seviyesine geldikten sonra organik ürünlere olan ilgisinin arttığını söyledi. Bu yaşam tarzına özellikle son yüzyılda artan bir talep olduğunu dile getiren Eker, insanların tükettikleri gıda maddelerinde, ürünlerde daha doğal olanını tercih eder hale geldiğini söyledi. Organik tarım pazarının, toplam tarımsal ürünler içindeki payının henüz az olduğunu aktaran Eker, ''Bu bir pazardır. Gelişen, büyüyen bir pazardır. Bu potansiyeli değerlendirmek durumundayız. Bu pazarda payımızı artırmak çabalarımız içindedir. Bu pazarı önemsiyoruz. Bu pazarda payımızı artırmak için çaba içindeyiz'' diye konuştu. Hükümetin bir ilki gerçekleştirerek Türkiye'de ilk kez Organik Tarım Kanunu çıkardığını anımsatan Eker, kanunun detay mevzuatında da hazırlıklar, çalışmalar yapıldığını anlattı. Tarım Bakanı Eker: Tavukçuluk gelişiyor İ 27