02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Yazgan’ın üretimi 5 milyon litreye ulaştı Murat YAZGAN (Yazgan Şarapçılık A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi) azgan Şarapçılık 1943 yılında Hüseyin Yazgan tarafından İzmir Karşıyaka’da kurulmuştur. İlk üretimi o yılki Tekel kayıtlarına göre 23 bin 143 litre olan firmamızın bu günkü üretimi 5 milyon litreye ulaşmıştır. Üretim yeri ve merkezi İzmir olan firmamızın, Antalya, İstanbul, Bodrum, Muğla ve Kuşadası’ndaki bölge müdürlükleri pazarlama ve satış faaliyetlerinde bulunmaktadır. Şirketimizin, Türkiye’nin çeşitli il ve ilçelerinde servis veren 35 civarında bayisi bulunmaktadır. Bir aile şirketi olan Yazgan 2. ve 3. kuşağın yönetiminde faaliyetlerine devam etmekte olup, 4. kuşağın firma yönetimine iştiraki yavaş yavaş sağlanmaktadır. Ülkemizin şaraplık üzüm yetiştiren hemen hemen her bölgesinden üzüm alımı yapan firmamız, Ulucak / Kemalpaşa ve Çepnidere / Turgutlu bölgelerindeki mevcut bağ arazilerinde yeni fidanların dikimi ile ilgili bağcılık yatırımları devam etmektedir. Şarap sektöründe ülkemizde son yıllarda ciddi yatırımlar ve yenilikler yapılmakta, üretici firmalar her geçen gün kendilerini geliştirmekte, yeni bağ alanları ve yeni şaraplık üzüm çeşitlerinin üretimleri denenmekte ve genel anlamda başarılar elde edilmektedir. Ancak yapılan yenilikler hala , yeterli düzeyde değildir, şarap bilinci ve sevgisi henüz istenilen seviyeye ulaşmamıştır. Rakamsal değerlere bakacak olursak ülkemizde şarap tüketimi kişi başına yılda 1 litreye henüz ulaşırken, AB ülkelerinde bu rakamlar 20 litrelerin üzerinde seyretmektedir. Ülkemizde şarap tüketiminin AB ortalamasının çok altında kalmasının nedenleri; Müslüman bir toplum olmamız, rakı kültürü Y nün toplumumuzdaki yeri ve alkollü içkilerde uygulanan ÖTV’nin çok yüksek oluşu, dolayısıyla şarap fiyatlarının pahalı olması sıralanabilir. Yüksek vergiler sadece şarap fiyatlarının yükselmesine neden olmayıp, kayıt dışı faaliyetlere, haksız rekabete, merdiven altı üretime de çanak tutmaktadır. Son yıllarda şarap sektöründe görülen büyümenin, yüksek vergiler nedeni ile bir gerileme sürecine dönüşeceğine dair endişeleri, sadece YAZGAN olarak değil, Şarap Üreticileri Derneği olarak da hissetmekteyiz. Sektördeki gelişmeye dayanarak, gerek üreticiler, gerek tarımla uğraşanlar, gerekse yatırımcılar, şarap lık üzümün en çok katma değer sağlayan tarım ürünü olduğunu fark etmiş ve büyük bağ yatırımları yapmışlardır. Vergilerin yükselmesi nedeni ile şarap fiyatlarındaki artış, sektörde bir daralmaya sebebiyet verecektir. Bu sebeple şarap üretimi azalacak, şarap üreticileri daha az üzüm alımında bulunacaklar, dolayısıyla köylünün büyük emeklerle yetiştirdiği üzüm değerinden alıcı bulamayacak ve elinde kalacaktır. Bu tür vergi uygulamalarının, bir zincirleme olarak yarattığı ve yaratacağı toplumsal sıkıntıları hükümetin gözden geçirmesini ümit ediyoruz. Ve özellikle şarap sektöründe en son uygulanan yüzde 119 oranındaki ÖTV artışının gözden geçirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Turizm ülkemiz için en önemli gelir kaynaklarından biri şüphesiz, alkollü içkilerdeki vergi artışı, turistik tesislerin maliyetlerinde çok yüksek artışlara sebebiyet verdiğinden, ülke olarak fiyat avantajını kaybetmekte, ve özellikle Avrupa ülkeleri ile turizm de girdiğimiz rekabette kayıp vermekteyiz. ‘Yaş üzüm ihracatına yeterli teşvik verilmeli’ Şemsi Bayraktar (TZOB Genel Başkanı) ekirdeksiz kuru üzüm, dünya üretim ve ticaretinde söz sahibi olduğumuz geleneksel birkaç ürünümüzden birisidir. Ülkemiz dünya çekirdeksiz kuru üzüm ticaret hacminden yüzde 50’ye yakın pay alarak dünya üzüm fiyatlarının oluşmasını sağlamaktadır. Ege bölgesinde 100 bin ailenin geçimini sağlayan çekirdeksiz kuru üzümde bu yıl 250 bin ton rekolte tahmin edilmektedir. Birliğimiz bünyesinde yaptığımız çalışmaya göre 2005 yılı çekirdeksiz kuru üzüm maliyeti 1.15 YTL/Kg’dır. Çekirdeksiz kuru üzümde ihracat potansiyelimiz yaklaşık 200 bin ton kadardır. İhracatta artış olmamasına rağmen, bağ alanlarında ve üretimde sürekli bir artış olduğu gözlenmektedir. Yaş üzüm üretici fiyatları 2004’de 650.000 TL/Kg iken şu an 500.000 TL/kg olmuş, üretici fiyatları yüzde 23 düşmüştür. Yaş üzümde alım gücü mazotta yüzde 40, gübrede yüzde 24, sulamada yüzde 30 düşmüştür. Üretici yaş üzümde umduğunu bulamayınca kuru üzümde rekolte artmakta ve arz fazlası ürün, fiyatın düşmesi dolayısıyla döviz kaybı, üreticinin ve ülkenin zararına olmaktadır. Üreticiden 500.000 TL/Kg’a çıkan üzüm halde 675.000 TL/Kg’dan işlem görmüş, markette 1.008.385 TL/Kg’dan, manavda ise 1.500.000 TL/Kg’dan üreticiye sunulmaktadır. Pazarlama Ç zincirinin halkalarından alınan pay oldukça açık bir şekilde görülmektedir. Marketten alışveriş yapan bir tüketici 1 kg taze üzümü yüzde 101,7 oranında daha pahalıya tüketmektedir. Çekirdeksiz kuru üzümün en büyük alıcısı olan TARİŞ aynı zamanda piyasa belirleyici olarak da görev yapmaktadır. Ancak, tarım satış kooperatiflerinin yeniden yapılandırma sürecine girmeleri ve finans desteğinin kesilmesi sonucu, TARİŞ ürün alım fiyatlarını kendi bünyesinde belirlemiştir. Özellikle 2002 yılından sonra çekirdeksiz kuru üzüm alım fiyatları sürekli olarak gerilemiş ve üreticilerimiz mağdur olmuştur. Tarımsal ürünlerin hepsinde yaşadığımız en büyük sorun müdahale kurumunun olmayışı ve fazla ürünü alarak stok maliyetinin karşılanmamasıdır. Tarım ürünleri pazarının serbest piyasa koşullarına Bağcılık Kanunu tasarısı taslağının yasalaşması beklentisi büyük... bırakılması hasat sonrası ürün arzının fazlalığı ve fiyat düşüşlerine sebep olmaktadır. TARİŞ Üzüm Birliğin bu görevleri üstlenebilmesi için finansal açıdan desteğe ihtiyacı bulunmaktadır. Piyasada fazla ürünün alınarak depolanması için TARİŞ’e gerekli destek verilmelidir. Bağ alanlarının artışının önlenmesi bakımından " Bağcılık Kanunu Tasarısı Taslağı" yasalaşmalıdır. Yaş üzümde ihracat iadesi uygulaması kuru üzüm rekoltesinin de düşmesini sağlayacaktır. Bu sebeple yaş üzüm ihracatında yeterli miktarda teşvik verilmelidir. Ayrıca daha önce basına da yansıdığı üzere ihracattaki bürokratik işlemler ihracatı zorlaştırmaktadır. Gerek yaş gerekse kuru üzüm ihracatında bürokratik işlemler en aza indirilerek yeterli personel görevlendirilmelidir. Çekirdeksiz kuru üzümde üreticimize haksız rekabet ortamı yaratan bir diğer unsur ise kaçak yollarla veya sınır ticareti kapsamında yurda girip sınır illerinde kalmayan, kendi ürünümüzle karıştırılarak ihraç edilen ürünlerdir. Yurt içinde üreticimiz kendi ürününü pazarlamakta zorluk çekerken, kaçak veya sınır ticareti kapsamında yurda girerek Türk ürünü gibi ihraç edilen bu ürünler kalite ve pazar kayıplarına da sebep olmaktadır. Bu yılda aynı sorun yaşanmaması için sınırlarımızda kontrollerin artırılması ve haksız rekabet ortamının engellenmesi gerekmektedir. Ayrıca üreticilerin hasat sonrası nakit ihtiyaçlarını giderebilmeleri için bu yıl TMO’nun başlattığı makbuz senedi karşılığı kredi kullanma imkanı TARİŞ ürünleri içinde sağlanmalıdır. TARİŞ depolarına emanete bırakılan ürünler için düzenlenecek makbuz senedi karşılığında, üreticiler bu senetleri teminat göstererek kredi kullanılabilmelidir. 11
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle