02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Pamukkale Şarapçılık Yönetim Kurulu Başkanı Yasin Tokat: ‘Şaraba maliyetinin 5 katı vergi koymak çok sakıncalı’ ZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Pamukkale Şarapları, Denizli'nin Güney ilçesinde 1962 yılında Tokat kardeşlerin en büyüğü Fevzi Tokat tarafından 100 bin litre kapasiteyle kuruldu. Şirket başta Almanya ve Fransa olmak üzere, üretiminin yüzde 25'ini Avrupa Birliği ülkelerine satıyor. Şirket Tekirdağ Mürefte’den "Semillon", İzmir Menderes’ten "Bornova Misketi", Manisa Salihli’den "Sultaniye", Nevşehir Kapadokya’dan "Emir", "Hasandede", Tokat Pazar’dan "Narince", Elazığ’dan "Öküzgözü", Diyarbakır Çermik ve Gümüş ilçelerinden de "Boğazkere" üzümlerini alarak, işliyor. Kardeşlerden Yasin Tokat, 1972 yılında şirketin üretim ve yönetim sorumluluğunu üstlendi. Pamukkale Şarapçılık Yönetim Kurulu Başkanı Yasin Tokat, konuya ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: "İlçemiz Güney, Denizli’nin 70 kilometre kuzeyinde, Uşak iline sınır ve 850 metre rakımlıdır. İlçemizin tek tarımsal sanayi işletmesi olan Pamukkale Şarapçılık olarak (diğer sektörler de dahil ilçenin tek kuruluşuyuz) bağcılığımızı ve şarapçılığımızı Avrupa düzeyine çıkarmak için gerekli olan üzüm çeşitlerimizi geliştirmek amacına yönelik Türkiye’nin en büyük bağcılık ve şarapçılık sempozyumunu 2829 Mart 1996 yılında Denizli’de düzenledik. 40’a yakın bilim adama ve uzmanlarla 2 gün boyuncu bağcılığımızı ve sorunlarını enine boyuna tartıştık. Mart 1996’da da yoğun bir çalışmanı içine girerek dünyanın ve ülkemizin önde gelen kaliteli üzümlerinin ilçemizde yetiştirilmesini Çeltik üreticisi ülkeyi pilavsız bırakmayacak Cevdet KOCAMAN (KöyKoop Yönetim Kurulu Üyesi) Yasin Tokat H İ sağlamak amacıyla yüz binlerce aşı kalemi ve yine yüz binlerce Amerikan asma anacı bağ fidesini çiftçimize ücretsiz dağıttık. 10 yıla varan bu yoğun çalışmamız sonucunda bugün ilçemizde ve çevre ilçelerde her yıl on binlerce dönüm şaraplık üzüm bağları oluşturulmakta ve üretilen üzümler 2004 yılı fiyatlarına göre 11.5 milyon lira arasına yaş olarak bizler ve diğer şarap üreticileri tarafından satın alınmaktadır. Şu anda yıllık kazancı 3040 milyar lira olan bir çok çiftçimiz vardır ki bu üreticiler inanılmaz mutluydular. Mutluydular. Ta ki şaraptaki ÖTV yüzde 118 artana kadar. Bugün on binlerce üreticimiz tedirgin. Bu vergilerle tüketimin çok düşeceğini ve ürettikleri üzümün ellerinde kalacağı endişesi taşımaktalar. Sulu tarımın yapılamadığı bölgede başka bir üretim ya da hayvancılık yapma şansları olmadığı için (sulu tarım olmayınca yem bitkileri yetiştiremedikleri için mısır, yonca gibi hayvancılık da verimli olmamaktadır) bölgemiz çiftçileri açısından son derece güzel bir geçim kaynağı olan şaraplık üzüm yetiştiriciliği yaşamsal önemdedir. Dünyanın en güzel şaraplarını üretip ihraç ederek milyar dolarlar döviz getirip Anadolu çiftçisinin refahını yükseltmek yerine, maliyetinin 45 katı vergi koymayı çok sakıncalı görüyoruz. Bu durum büyük umutlar bağladığımız turizmimizi de olumsuz etkileyecek, şarap ve bağcılığımızın gelişmesini durdurmakla kalmayıp, yok olmasına neden olacaktır. Vergilerin makul düzeye, daha sonra da AB ülkelerindeki gibi sıfıra indirilmesini istiyoruz." Kayra: Mey’in şaraptaki yeni adı T ürkiye'nin en yüksek şarap üretim kapasitesine sahip kuruluşu Mey, Tekel'den devraldığı marka portföyünü, tüketicilerin tüm beklentilerine cevap verecek şekilde yenileyip geliştiriyor. Bu doğrultuda Kayra şarap ailesini geliştiren ve ürünlerini geçtiğimiz aylarda piyasaya sunan Mey, diğer alkollü içeceklerde olduğu gibi şaraplarıyla da Türk tüketicisinin ilk tercihi olmayı hedefliyor. Mey, şarap kategorisine gösterdiği önceliği kuruluşundan bu yana gerçekleştirilen ve toplamı 15 milyon dolara ulaşan üretim, bağ alanları için arazi alımı, proses değişimleri, marka çalışmaları ve insan kaynakları yatırımları ile ortaya koyuyor. "Kayra" şarapları’nın 2004 yılı portföyü farklı üzümlerden yapılan ve farklı lezzetler taşıyan 12 yeni şaraptan oluşuyor. Cumartesi, Tılsım, Buzbağ/Buğu ve Terra markalarını taşıyan Kayra şarapları, üzümlerinin yetiştiği yerde üretilmeleri, yapımlarında gösterilen özen, zevkli şişe ve etiket tasarımlarıyla Türk şarapçılığının gelişiminde bir dönüm noktası oluşturmayı planlıyor. Kayra şarapları, Mey’in "yerinde üretim" ilkesi doğrultusunda, Anadolu'nun önde gelen bağ bölgelerinde yetiştirilen üzümlerin bağlarla aynı bölgelerde bulunan üretim tesislerinde tazeliklerini yitirmeden işlenmesiyle üretiliyor. Şarabın anavatanı olan Ana dolu topraklarının bağcılık ve şarapçılıktaki gerçek potansiyelini ortaya çıkarmak üzere geliştirilen Kayra şarap ailesi, tüketicilere hemen her türlü yemekle uyum sağlayan ve farklı tüketim ortamlarına yönelik geniş bir ürün yelpazesi sunuyor. Kayra ailesinde yer alan şaraplar, lezzetlerinin ve içim özelliklerinin yanında farklı Anadolu medeniyetlerine ait simgelerin modern yorumlarını içeren etiket ve şişe tasarımlarıyla da dikkat çekiyor. Şarabın geniş kitlelerce sıklıkla tüketilebilecek bir içecek haline gelmesini hedefleyen Kayra, ürünlerinin kalite/fiyat dengesi ile de farklılık yaratıyor.Tekel’in üretim altyapısını ve tecrübesini büyük bir uzmanlık birikimi ve yeni yatırımlarla zenginleştiren Mey, Türkiye’nin en büyük alkollü içecek üreticisi olarak şarap kategorisinde yılda 30 milyon litrelik bir üretim kapasitesini temsil ediyor. Kayra şarapları, dünya şarapçılığının merkezi Fransa’da olduğu gibi, üzümlerin yetişme koşullarının şarap üzerindeki etkisini ifade eden "Terroir" kavramına sadık kalınarak üretiliyor. Kayra şarapları da Mey’in Türkiye’nin önde gelen bağ bölgelerinde bulunan fabrikalarında üretilip şişeleniyor. Mey’in Tekirdağ, Şarköy, Ürgüp ve Elazığ’da bulunan 6 ayrı fabrikasında imal edilen Kayra şarapları ile tüketicilere yetiştirildikleri bölgede, tazeliklerini yitirmeden işlenmiş şarapların lezzeti sunuluyor. içbir ürün yok ki kökünde sürekli hareketli 10 cm su, tepesinde de kızgın güneşe çeltik kadar gereksinim duysun. Çeltiğin Mayıs ayında başlayan bu su içindeki yaşam serüveni 7072 günlük bir süreden sonra hasadı ve işlenerek kabuğundan ayrılıp, adı da pirince dönüştürülüp, sofralarımıza gelmesi ile sona ermektedir. Bu arada ülkemizin düz ovalarını, nehir havzalarını yeşilin en değişik nüanslarıyla süsleyip, onu sadece sofrada tanıyan tüketicilerimize de yaşam zevki aşılamaktadır. Kızılırmak havzasında, Ergene ve Meriç Ovalarında bu güzelliği seyretmek çeltik üreticileri için bir başka ayrıcalık olup, gelip geçeninde bu güzellikleri görmesi onlara mutluluk vermektir. Bugün iriliufaklı 22 bin üreticinin bulunduğu bu alanda, 2005 yılında 85 bin hektar çeltik ekilmiş olup bu ekilişten 622 bin ton çeltik; bundan da yaklaşık 350 bin ton pirinç elde edilmesi beklenmektedir. Kişi başına 8 kg pirinç tüketim hesaplamasıyla ülkemizin pirinç ihtiyacı 550 bin tondur. Bu durumda her yıl 200 bin ton pirincin ithalat yolu ile karşılanması gerekmektedir. Bu miktar yüklü bir döviz kaybı demektir. Ayrıca bu ithalat kuralsız ve sistemsiz yapıldığında yerli üretimi caydırmakta ülkemizin döviz kaybını hızlandırmaktadır. Bu nedenle geçen yıl Tarım Bakanlığı ve Dış Ticaret Genel Müdürlüğünün biz çeltik üreticilerinin örgütlü gücü KöyKoop Merkez Birliği ve diğer kuruluşların görüşlerini de alarak, Dünya Ticaret Örgütü ile de çok ters düşmeden yaptığı uygulama ülkemiz yararına olmuştur. Bu yılda 200 bin ton ithalatı yapacak ithalatçı firmalar geçen yılki gibi Marmara Bölgesinden 100 kg. yerli ürün alarak 70 kg ithal hakkı elde etmeli. Diğer bölgelerde ise bu uygulama 100.kg yerli çeltik alan 100 kg ithal hakkı ile geçen yılki uygulama devam etmelidir. Ayrıca ithalatın harman dönemi bittikten sonra yanı 2006 yılı başında başlamalıdır. Bu uygulama üreticilerimize ve ulusal çıkarlarımıza uygun olup, tüketici içinde bir tehlike doğurmamaktadır. Ayrıca bu yıl başlanacak çeltik ve pirinçte dışa bağımlılığı giderecek tedbirlerden biri olan sertifikalı tohum kullanan üreticiye dönüm başı 5 YTL.si destek yeni tohum kullanımı ile birim miktardan verimi artırarak dış açığımızın kapanmasına yardımcı olacaktır. Yine bu yıl ilk kez uygulanacak olan çeltik üreticisine 30 Yeni Kuruş kg pirim uygulaması ile çeltik ürünü kayıt altına alınacak olup, bu alanda ki devletin vergi kaybı önlenmiş olacaktır. Bugün çeltik üreticisi, kooperatifleri aracılığı ile ürettiği çeltiği üretirken daha bilinçli ve örgütlüdür. Bu bilinç ve örgütlülük yıllar içinde ona tüm ülkenin pilavının, çocuklarının mamasının pirincini karşılama onurunu da yaşatacaktır. Biz KöyKoop olarak ortaklarımızın ve ülkemizin çıkarları aleyhine olacak her türlü baskıya karşı, demokratik haklarımızı kullanmaya kararlıyız. Bu kararlılık ülkemizin dış ticaret açığının büyümesini engelleyecek, üretici ortaklarımızın da yaşam seviyesini yükseltecektir. Umuyoruz ki, bu birliktelik sofralarımızdaki pilavın lezzetini de arttıracaktır. 24
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle