02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Diren’in yeni etiketleri satrançtan ünya şarap literatürüne girmiş bir Türk şarap markası olan Diren, adını, ömrünü ülkemizdeki tarımsal potansiyelin kullanılması amacıyla gerçekleştirdiği sayısız atılımlara adamış, toprak aşığı bir ziraat teknisyeni olan Mustafa Vasfi Diren’den almıştır. Sanayi toplumuna geçişte gerekli kaynağın, tarımsal sanayi ürünlerinden elde edilebilecek girdiyle sağlanabileceği düşüncesiyle, 1958 yılında Tokat’ta Diren Şarapları’nı kuran Mustafa Vasfi Diren, Tokat’ın meşhur Narince üzümlerini işleyerek 20 tonluk bir kapasite ile başlattığı şarap üretimini, 1960 yılında 60 ton kapasiteli bir imalathane ile devam ettirmiştir. 1963 yılında Manisa’da düzenlenen 1. Türkiye Şarapçılık Yarışması’nda, Dörtnal Şarabı ile en yüksek dereceyi alarak birinci olan Mustafa Vasfi Diren, Türkiye’de tarımsal sanayinin kalkınmasını sağlamak için sayısız çalışmalar yapmış, tüm bu çalışmaların gelecekte de devam etmesi için çocuklarının eğitimlerini de en iyi şekilde yapmalarını sağlamıştır. Daha sonraki yıllarda katıldığı ulusal ve uluslararası yarışmalarda sayısız sertifika ve birincilikler alan Diren, üretiminin yarısından fazlasını başta Av D rupa ülkeleri olmak üzere yurt dışına ihraç etmekte ve Türk şaraplarının yurt dışında tanınmasına katkıda bulunmaktadır. Diren Şarapları en son olarak, 27 Nisan 2001 tarihinde Portekiz’de düzenlenen "Best Wine of Turkey 2001" yarışmasına katılmış ve "1996 Karmen Selection" çeşidi en iyi Türk Şarabı seçilmiştir. Ayrıca, DBR / Capital Dergisi’nin düzenlediği "Yılın En Beğenilen Şirketleri" anketinde, 2001 ve 2002 yıllarında en beğenilen şarap firması ünvanını almıştır. Üzümün ve şarabın anavatanı olan Anadolu, doğası gereği, dünyada hiçbir ülkenin yapamayacağı şarapları yapma olanağına sahiptir. Anadolu’dan gelip geçen kavimler bu bereketli topraklar üzerinde çok güzel üzümler yetiştirmişler ve nefis şaraplar yapmışlardır. Ancak günümüze kadar Anadolu’da şarabın önemi aynı kalmamıştır. Şarapçılık konusunda dünyanın önde gelen ülkeleriyle karşılaştırıldığında henüz gelişme safhasında olan Türkiye’nin, dünya şarap üretimi ve tüketimi açısından tekrar önemli bir konuma gelmesi için, öncelikle kaybolmaya yüz tutmuş bağ alanlarının yeniden canlandırılması gerekmektedir. Bununla birlikte, şarap sektöründeki firmaların kaliteli ürünler ortaya koyması ve dış pazarlardaki şarap markalarıyla rekabet edebilecek şekilde donanması, marka iletişiminin gereklerini yapması, Türkiye’nin şarap ülkesi olarak tanımlanabilmesi için gereken koşullardır. Ülkemizin çok çeşitli mikroklimalara ve değişik coğrafi yapı ve iklim kuşaklarına sahip olması, çok değişik kalitelerde ve emsalsiz şarapları elde edebilmesi anlamında büyük bir şanstır. Bu potansiyeli hayata geçiren çalışmalara imza atan Diren Şarapları, ülkemizde yetişen dünyaca ünlü şaraplık üzümler olan; Elazığ Bölgesi’nin Boğazkere ve Öküzgözü üzümleri harmanından üretilen Karmen Koleksiyonu ile Tokat Bölgesi’nin seçkin Narince üzümlerinden itina ile elde edilen açık yeşilimsi sarı renkteki Dörtnal Koleksiyonu’nu şarapseverlerin beğenisine sunmaya devam ediyor. Diren Karmen Koleksiyonu, gövdeli yapısıyla kırmızı etler, ızgaralar, av etleri ve her türlü peynir çeşidine eşlik edebilirken, Diren Dörtnal Koleksiyonu’nun beyaz et yemekleri ile balık çeşitleri yanında içilmesi tavsiye ediliyor. Diren Şarapları’nın diğer çeşitleri olan Vadi dömisek, Lökal sek ve 2005 yılında kendi yorumuyla şarapseverlerin beğenisine sunduğu Kalecik Karası şaraplarının yanı sıra, patenti Diren Şarapları’na ait olan ve eşsiz lezzeti ile Diren’in dünya vermut çeşitlerine bir hediyesi olan Mahlep’in 2005 yılında yenilenen etiketleri ile şarapseverlerle yeniden buluşuyor. Kiraz ve vişnenin anacı olan siyah mahlep meyvesinden sadece Diren Şarapları tarafından üretilen Mahlep’in, bir parça buzla soğuk servis edilmesi öneriliyor. Çerez ya da meyve ile birlikte de yudumlanabilen Mahlep, yemekten sonra keyifle içilecek bir fincan Türk Kahvesi’nin yanına da mükemmel eşlik ediyor. Diren Şarapları’nın yeni etiket dizaynları, tarihi şarabınki kadar eskiye uzanan bir strateji oyunu olan satrançtaki karakterlerle özdeşleştiriliyor ve oyunun asaletine uygun bir konseptle vurgulanıyor. Diren logosunun "Şah" simgesiyle belirtildiği yeni etiketlerin tasarımlarında, özel çeşitler satranç karakterlerinden "Vezir" ile simgeleniyor. "Kale"; Karmen, Dörtnal ve Kalecik Karası’nı simgelerken, "Fil" karakteri, yabancı orijinli üzümlerden üretilen şarapları, "At" ise, Lökal ve Vadi’yi temsil ediyor. Böylece satranç tahtasının üzerinde bulunan taşların her biri, Diren Şarapları’nın ayrı bir çeşidiyle özdeşleşiyor. Doluca, şaraba öncülük etme çabasında 1 926'da başlayan köklü bir geleneği çağdaş tekniklerle birleştiren Doluca, kurulduğu günden beri Türkiye'de kaliteli şaraba öncülük etti. Sürekli yenilikçi ve mükemmeliyetçi bir felsefe güden Doluca, bugün 20'nin üzerinde farklı ürününü yurtiçinde ve yurtdışında şarapseverlerin beğenisine sunmaya devam ediyor. Doluca, 3 kuşaktan beri gelenekçi ve yenilikçi kişiliğini hizmet kalitesine yansıtarak, 70 yılı aşkın süredir Türk şarapçılık sektöründe yer almaktadır. 1926 yılında, Almanya'nın Geisenheim Şarapçılık Enstitüsü'nde, üç yıl süre ile gördüğü, enoloji ve vitikültür eğitimini tamamlayarak ülkesine dönen Nihat A. Kutman, İstanbul Galata'da ``Vinikol Şarap Evi'' adıyla bir firma kurarak, bugünkü Doluca'nın temellerini atmıştır. Nihat A. Kutman, ilk yıllarında Yapıncak, Karalahana gibi yöresel üzüm cinslerinden ürettiği Vinikol, Kara Elmas, Sarı Elmas adlı şaraplar ile Türk şarap pazarına adımını atmış, o tarihe kadar tamamen gayrimüslimlerin elinde olan bu piyasada yerini alan ilk Türk olmuştur. Her zaman daha iyi bir kalite anlayışı içinde olan Nihat A. Kutman, 1935 yılında, Fransa ve Almanya'da gerçekleştirdiği çeşitli araştırmalar sonucunda Cinsault, Semillon, Gamay ve Riesling gibi üzüm türlerini Türkiye'ye getirerek, Mürefte'deki bağlarda yetiştirmeye başlamış ve bu üzümlerin Trakya Bölgesi'nde yayılmasına önayak olmuştur. 1940'lı yılların başında, yeni yetişen bu üzümlerden üretilen bu ilk şaraplar, Doluca adı ile piyasaya sunulduğunda gerek kullanılan üzümlerin farklılığı, gerek bilinçli imalatın katkıları sayesinde tüketicinin büyük beğenisini kazanmıştır. Attığı bu adım ile Nihat A. Kutman, hem Türk şarapçılığında yeni bir dönem başlatmış, hem de Doluca'nın bugüne dek süregelen şöhretinin temelini oluşturmuştur. 195763 yılları arasında hem İstanbul, hem de Mürefte'deki üretim tesisleri yenilenmiş, o günün koşullarına göre en modern duruma getirilerek tamamen kalite şarabı üretimine yönelmiştir. Nihat A. Kutman'ın oğlu Ahmet Kutman, 1969 yılında A.B.D.'nin Davis kentindeki Kaliforniya Üniversitesi'nde Gıda Teknolojisi, Enoloji ve Vitikültür Üretim Ünitesi: İstanbul ve Mürefte'de, yaklaşık 10 bin metre kare kapalı alanda, 12 milyon litre kapasiteli üretim, şişeleme ve ambalajlama tesisleri. Fermantasyon: 60 adedin üzerinde, soğutma ceketli, paslanmaz çelik tank. Soğutma: Elektronik ısı kontrol mekanizmaları ile merkezi soğutma. alanında eğitimini tamamladıktan sonra şirket yönetimine katılmıştır. 1970'li yıllar, Doluca'nın bir yandan sürekli büyüdüğü, öbür yandan da kaliteli şarap yelpazesinin giderek geliştiği bir dönem olmuştur. Marmara Bölgesi'nin yanı sıra, Anadolu'nun çeşitli yörelerinden elde edilen üzümler ile başta Villa Doluca olmak üzere, Moskado, Nevşah ve Antik gibi günümüzün popüler markaları, birbiri ardına şarapseverlerin beğenisine sunulmuştur. Öğrenim gördüğü Kaliforniya'nın özellikle Napa Vadisi'ndeki sektörünün öncü kuruluşlarından esinlenen Ahmet Kutman, yeterli tesis ve kadro oluştuğu takdirde kalite ile büyümenin, bir arada yerleşeceğine kuvvetle inanmış ve 1985 yılında, bu doğrultuda büyük bir yatırım hamlesi başlatmıştır. Türk şarap özel sektöründe, bu ölçekte ilk ve tek yatırım olan Doluca, son 15 yıl boyunca devam eden projeler sonucunda bugün, gerek kapasitesi, gerek modern teknolojisi ve ürün kalitesi açısından, dünyanın sayılı tesislerinden biri durumuna gelmiştir. Bugün 10 milyon şişelik üretim kapasitesine sahip olan Doluca, 20'nin üzerinde farklı ürününü, yurt içinde ve dışında tüketicilerin beğenisine sunmaya devam etmektedir. Üretim kalitesine olduğu kadar, ürünün tanıtımına ve tüketici ilişkilerine de titizlikle önem veren Doluca, üçüncü kuşağı temsilen Ahmet Kutman'ın kızı Sibel Kutman'ın da şirket yönetimine katılması ile günün yeniliklerine daha açık bir vizyon kazanmış ve şarap kültürünü Türkiye'de geliştirmeyi bir misyon edinmiştir. 1990 yılında, Doluca Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kutman ile Robert Kolej'den arkadaşı olan Güven Nil Türk şarapçılığı için bir dönüm noktası olarak değerlendirilebilecek olan Sarafin adlı bir projeye girişerek, dünyanın en tanınmış üzüm cinsleri olan Sauvignon Blanc, Chardonnay, Cabanernet Sauvignon ve Merlot türlerini yetiştirmeye başlamışlardır. Üzümlerin, Saroz Körfezi kıyılarında 700 dönümlük bağlarda yetiştirilmesini Güven Nil üstlenirken, şarapların üretim ve şişelenmesi Doluca'nın Mürefete'deki modern tesislerinde, Ahmet Kutman'ın özel nezareti altında gerçekleşmektedir. Sarafin bağlarından elde edilen ilk ürünler 1996 yılında, Türk tüketicisine sunulmuş ve kısa zamanda ülkenin en prestijli şarapları haline gelmişlerdir. Sarafin projesi Ahmet Kutman ve Güven Nil ortaklığında kurulmuş olan Nilkut Ltd. adlı bir şirket tarafından yürütülmektedir. 23
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle