22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CHP'nin bağcılık ve alkollü içecekler raporu... ‘AKP, vergi ile şarapçılığı vurdu’ Ayşe SAYIN A NKARA CHP TBMM Grubu tarafından tarafından hazırlanan ``Bağcılık ve Alkollü İçecekler Raporu'', AKP hükümetinin, alkollü içkilere uyguladığı yüksek vergi politikasının bağcılık ve şarapçılık sektörüne büyük darbe vurduğunu ortaya koydu. Komisyon üyesi 7 milletvekilinin Türkiye'nin önemli üzüm ve şarap üreticisi bölge ve fabrikalarında yaptığı incelemeler sonucunda hazırlanan raporda, bağ alanlarının büyüklüğü açısından dünya ikincisi olan Türkiye'nin, şarap üretim ve tüketiminin ise dünya ülkeleri ile karşılaştırıldığında ``sembolik'' düzeyde kaldığını gözle ortaya serdi. Tokat Milletvekili Orhan Diren'in başkanlığında Yaşar Tüzün, Mustafa Gazalcı, Türkan Miçoğulları, Halil Tiryaki, Gürol Ergin ve Enis Tütüncü'den oluşan komisyon üyeleri 1115 Mart 2005 tarihlerinde, Ankara, Denizli, İzmir, İstanbul ve Trakya'da üzüm üreticileri, alkollü içecek üreten firmalar ve ilgili akademisyenlerle toplantı ve görüşmeler yaptı. Komisyon özellikle tüm yörelerde üzüm üreticileri ve köy muhtarları ile çok kalabalık toplantılar düzenleyerek; sorunları yerinde inceleme olanağı da buldu. Komisyonun inceleme yaptığı dönemde patlak veren ``kaçak ve sahte rakı'' ölümleri ve nedenleri de araştırma kapsamına dahil edildi. Raporda, Komisyon Başkanı Orhan Diren'in ``hunharca'' diye nitelendirdiği yüksek verginin sektörüne en büyük sorunu olduğuna işaret edildi. Buna göre AKP'nin iktidara geldiği 2002 yıl sonundan 2005 Mart ayı sonuna kadar olan dönemde Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) tutarları, şarapta yaklaşık olarak yüzde 225 oranında, birada yaklaşık yüzde 185 oranında, rakıda ise yüzde 96 oranında arttırıldı. Bu rakamlara göre Türkiye, Avrupa'da alkollü içkilere en yüksek vergi uygulayan 5. ülke konumuna yükseldi. Rapor, üzüm ve şarap üretim oranları ile uygulanan vergi miktarlarının çarpık bir tablo oluşturduğunu verilen örneklerle ortaya koyuyor. Buna göre, bağcılık alanında dünyanın en önemli ülkelerinden biri olan Türkiye, 540 bin hektar bağ alanı ile dünyada beşinci, 3 milyon 600 bin ton yaş üzüm üretimiyle dünyada altıncı sırada yer almasına karşın, yılda sadece 6065 milyon litrelik şarap üretimiyle dünya üretiminin ancak binde 2'sini gerçekleştirebiliyor ki bu Fransa'da orta ölçekli bir kasabada üretilen şarap miktarına denk geliyor. Kişi başına yıllık şarap tüketimi ise 0,9 litre seviyelerinde kalıyor. Rapora göre Türkiye'de alkollü içkiler, bağcılık, şarapçılık sektörünün genel görünümü, sorunları ve çözüm önerileri, şu başlıklar altında özetleniyor: ŞARAPLIK ÜZÜM ÜRETEN BAĞCI DAHA ÇOK KAZANIYOR: 2004 yılında sofralık ve kurutmalık üzümlerin kilosu ortalama 200 bin lira fiyatla satılırken, şaraplık üzümlerin kilosu 350 bin ile 2 milyon lira fiyatla bağlarda pazarlandı. Yapılan gezilerde köylüler, son birkaç yılda ceplerinin para gördüğünü ve kendilerini şaraplık üzüme yönlendirenlere teşekkür ettiklerini belirtmişlerdir. Ayrıca bu insanların destek ve teşvik beklentileri de yoktur. Geçimlerini sadece üzüme bağlamış bu yurttaşlarımızın tevazuu bizi çok etkilemiştir. Oysa verimli topraklarda yem bitkileri, silajlık mısır gibi daha yüksek katma değer üretebilen ürünleri yetiştiren yurttaşlarımız, şaraplık üzüm üreten bağcılardan farklı olarak ayrıca teşvik de almaktadırlar. Şaraplık üzüm üreten bağcılar, bu mahrumiyetlerine karşın halen yörelerinde kalmayı yeğliyorlarsa, onlara katkıda bulunmak ve kendilerini desteklemek gerekir. Yine özellikle Denizli, Ürgüp, orta Anadolu yöreleri ve Trakya'da şaraplık üzüm üretiminden duyulan memnuniyet nedeniyle köye geri dönüşler bile başlamıştır. HÜKÜMET ÜZÜM ÜRETİCİSİNİN ÖNÜNE ENGELLER KOYUYOR: Ülkemizdeki işsizlik sorunlarını çözmek için iktidarı ve muhalefeti ortak çözüm arayışında iken, şimdi köydeki birkaç dekar bağında çalışarak geçimini temin etmek için adeta çırpınan üreticilerimiz, son derece bozuk bir moral içer sinde ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar. Hatta Trakya'daki bağcılar bu yıl kendilerine valilik ve özel idare tarafından 135 bin asma çubuğu verildiğini ve bağcılığın böylece teşvik edildiğini söyleseler de, aynı hükümetin uyguladığı yüksek oranda Özel Tüketim Vergisi gibi çelişkili durumlar yaratacak kararları nedeniyle yaşadıkları sıkıntıları da dile getiriyor. TÜRKİYE, AVRUPA'DA EN YÜKSEK ÖTV UYGULAYAN 5. ÜLKE: Türkiye'de bugün alkollü içkiler üzerinden alınan dolaylı vergileri son iki yılda kabul edilebilecek düzeylerin çok üzerinde artmıştır. 2002 yıl sonundan 2005 Mart ayı sonuna kadar olan dönemde Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) tutarları (TEKEL mamulleri esas alınarak hesaplama yapılmıştır); şarapta yaklaşık olarak yüzde 225 oranında, birada yaklaşık yüzde 185 oranında, rakıda ise yüzde 96 oranında artırmıştır. 2003'ün başından 2005 Şubat ayı sonuna kadar olan dönemde tüketici fiyatlarının yaklaşık olarak yüzde 30 arttığı dikkate alındığında, şaraptaki ÖTV artışı enflasyonun 198 puan, biradaki ÖTV artışı enflasyonun 156 puan, rakıdaki ÖTV artışı ise enflasyonun 66 puan üzerinde gerçekleşmiştir. Türkiye alkollü içkiler üzerinde uygulamış olduğu dolaylı vergi politikası sonucunda; şarapta ve birada 28 Avrupa ülkesi içinde en yüksek ÖTV tutarına sahip beşinci ülke, rakı, votka ve cinde ise ÖTV tutarı bakımından altıncı ülke konumuna gelmiştir. Amaç çok açıktır. Türkiye'de halen tüketilen şarapların yüzde 80 85 oranı sofra şarabıdır. Maktu olarak belirlenen ÖTV'den daha çok sofra şarapları etkilenmektedir. Kalite şaraplarında artan ÖTV nedeniyle yüzde 15 30 arasında fiyat arışı olurken, sofra şaraplarındaki fiyat artışı yüzde 100 ile 30 dolaylarını buluyor. HÜKÜMETİN AMACI SEKTÖRÜ YOK ETMEK: Ülkemizdeki toplam şarap üretimi 6570 milyon litre civarındadır. Bu rakam şarap üreticisi olarak tanınan Avrupa ülkelerinde, örneğin Fransa'da, şarap üreten bir köyün üretim kooperatifinin kapasitesi kadardır. Bu kadar cılız ve önemsiz bir kapasiteye rağmen bu sektörü bu kadar yüksek bir ÖTV ile vergilendirmenin mantıkla bağdaşır bir açıklaması yoktur. Tüketim rakamları açısından Türkiye ile Avrupa'yı karşılaştıracak olursak; örneğin Fransa'da 58 Lt./kişi yıllık şarap tüketimi varken, ülkemizde bu rakam yıllık kişi başına 0.9 litredir. Bunun da yaklaşık 15 milyon litresi turistler tarafından tüketildiğinden, ulusal tüketimimizin kişi başına 0.5'e kadar düşüyor. Hükümetimizin alkolizmle mücadele gerekçesiyle bu ÖTV artışını yaptığı savı da böylece havada kalmaktadır. Bunun sektörü yok etmeyi planlamaktan başka bir açıklaması olamaz. Ayrıca ÖTV'nin bu kadar yüksek oranda uygulanması kaçak ve kayıt dışı üretimi mutlaka körükleyecektir. Vatandaş devlet arasında bir kapkaç ve denetim zorluğu yaşanacaktır. Son günlerde tanık olduğumuz kaçak rakıların sebep olduğu ölümler işin ne kadar vahim boyutlara gidebileceğinin açık kanıtıdır. Raporda, şarap üretiminin teşvik edilmesi durumunda ülke ekonomisine sağlayacağı katma değer ise Türk ekonomisine sağlayacağı katkılar geniş kapsamlı irdeleniyor. Buna göre yaş üzümün şaraba dönüştürülerek iç piyasaya ya da dışarıya satılması durumunda yaş ve kuru üzüm üretiminde karlılığın yüzde 100'ü bulacağına işaret ediliyor. Türkiye'nin coğrafi konumu ve ekolojik koşulları ile ihraç kabiliyeti yüksek kaliteli şarap üretimine en uygun mikro klimaya sahip olduğun kaydedilen raporda ``Şarabın anavatanı kabul edilen Anadolu'nun ve Türkiye'nin tanıtımına, turizmine ve kültürüne en önemli katkı yine şarapçılık sektörden gelecektir. Şarabın, AB sürecinde Türkiye'nin sosyokültürel algısına ve tanıtımına olumlu etkisi mutlaka olacaktır. Türkiye'de şarap üretildiğini öğrenen batılıların ülkemize bakışı bile değişmektedir'' görüşüne yer verildi. 19
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle