Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
sistem 5 yönetmelik bekliyor ne ve özelliklerine göre sınıflandırıyor. Mesela pamukla buğdayı aynı depolarda değerlendiremezsiniz; pamuk yatay depolarda, balyalar şeklinde, standardı daha iyi, daha kolay yakalayabileceğiniz halde saklanır. Buğday için ise dikey depolar kullanılır. Kısacası bunun çok iyi tahlil edilmesi gerek. Farklı ürünleri aynı depolara koyarsanız, sonunda bunun sorumluluğunu almak zorunda kalırsınız ki; bu da çok sorun yaratır. Lisanslı depoculuk sistemi için gerekli fiziksel altyapı hazır mı? Fiziksel mekan olarak depolar, Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (TMO) elinde var, ayrıca özel sektörde var. Ancak bunlar yeterli değil. Bugün hububat alımında TMO 5 milyon tona dayandı, bunun üzerindekileri alamıyor. Neden? Çünkü depolama yapamıyor, depolama alanları yeterli olmadığı için alamıyor. Atıl durumdaki depolardan yararlanacak mısınız? Türkiye'nin atıl kapasitesi var ama depolara da ihtiyacı var. Siyasetçilerin yanlış politikaları nedeniyle kullanılamayan depolar mevcut. Örneğin; Zonguldak Çaycuma'da bugün 10 ton buğday üretilmez ama buğday silosu yapılmış, bunlar kullanılabilir. TMO bu depoların kullanımı konusunda ne diyor? Şu an görüşmelerimiz sürüyor. Ayrıca borsalarımızla da konu hakkında görüşüyoruz, organize ediyoruz. TMO'nun kullanabileceğimiz depolarından yaFaik Yavuz En başta kayıt dışı kayıt altına alınacak, bu çok önemli. Ayrıca doğru, güvenilir bir piyasa oluşacak. Üçüncüsü ise depolarımızda ne kadar ürünümüz var bunu bileceğiz. Yani ister istemez ürün planlaması ge dönemi açılıyor rarlanmak düşüncesindeyiz. Hatta ortak bir şirket de kurmayı düşünüyoruz. İnanıyorum ki bunu da başarırız, TMO da sıcak bakıyor işe. Çünkü onların depoları var, bizim depoya ihtiyacımız var. Yani onlardan kullanabileceklerimizi kullanalım, biz de ona göre depo yapalım düşüncesindeyiz. O zaman öncelikli hedef olarak TMO ve özel sektörün depolarını kullanıp kendi yapacağınız depoları sonraki döneme mi bırakacaksınız? Daha sonraki dönem düşüncemiz yok. Önümüzdeki süreç çok hızlı işleyecek, bunu hep birlikte yaşayacağız. İlk etapta yönetmelikler çıkar çıkmaz şirket kuracağız. Şimdilik 10 bölge diye tahmin ediyorum ama bu sayı 20'ye de çıkabilir. Çünkü Türkiye'nin ürün yelpazesi çok geniş. Dolayısıyla değişik depoların olması şart, hepsinin stoklanma şartları çok farklı. Biz de önümüzdeki dönemde ihtiyaca göre depo yapacağız. Bölgelerde belirlenecek ürünlere göre alanlar yapılacak; mesela Karadeniz’e buğday silosu kurup ne yapacaksınız. Siyasilerin hatalarını biz tekrarlamayacağız. Orada fındık üretiliyorsa, buna uygun depo yapılacak. Bu tip depoları biriki sene içinde de muhakkak devreye sokacağız. Şu anda depolama alanı olarak belirlenmiş bir yer ya da hazır bir proje var mı? Ankara Ticaret Borsası olarak bizim projemiz hazır. Yeri belirlendi, imardan geçti, altyapı çalışmaları da belediyeyle konuşuldu, yapılacak. Yaklaşık 40 km dışarda, Ayboz köyünde 105 dönüm yerimiz var. Her şeyi hazır ancak Odalar Birliği olarak bir ana şirketin bünyesinde oluşmasını istiyoruz. Lisanslı depoculuk Türk tarımına neler getirecek? lecek. Zaten Türk tarımının yaşadığı en önemli sorunlar da bunlar. Bir kere ürün planlaması yok. Bunun için de bir bakıyorsunuz soğan 2 milyona çıkmış, bir bakıyorsunuz tarlada toplanmamış. Bakın bizim yağlı tohumlarda mısıra ihtiyacımız vardı. Hep mısır ithal ediyorduk, senede 800 bin tonbir milyon ton civarında. İnanıyorum ki bu sene mısır fazlamız olacak. Peki ihracata hazır mıyız? Ona da hazır değiliz. O zaman da mısır piyasası otomatikman düşecektir. Diyelim ki Amerika'da oturuyorsunuz, mısıra ihtiyacınız var. Şu an kimde mısır var ya da kimden alabilirim, bilmiyorsunuz. Elinizde kesinlikle bir veri yok. Oysa ki lisanslı depo ve bunun üzerindeki ihtisas borsalarında, internet sayfalarına girdiğiniz zaman hangi depoda ne kadar stok var, hangi kalitede ürün var bileceksiniz. Tabii kalite de çok önemli. Benim istediğime cevap verecek nitelikte ürün var mıdır, yok mudur, Türkiye'de biz bunları bilmiyoruz. Tamamen tahmini, tüm rekolteler de tahmini. Tarım Bakanlığı'na soruyorum: Türkiye'de bu sene ne kadar buğday üretildi? Bu sorunun cevabı yok, tamamen tahmini bilgiler var. Bununla birlikte üretim planlaması ile bu sene depolarda buğday kalmışsa, satılmamışsa üretici bir sonraki sene ekmeyecek. Ekersem ürün fazlası olacak, dolayısıyla fiyatlar düşecek, ben kazanamayacağım diye düşünecek. Yani serbest pazar ekonomisinin kurallarını olduğu gibi ortaya koyacağız. Lisanslı depoculuktan yararlanmak isteğe bağlı. Peki, çiftçiler bu sistemi kullanacaklar mı? Siz onlara bu şansı verdiğiniz, onları daha avantajlı konuma getirdiğiniz zaman çiftçi ister istemez bunu kullanacaktır. Serbest pazar ekonomisinde zorlama yoktur. Bir takım teşvikler vereceksiniz, bir ta kım avantajlar suna‘Lisanslı depolar, caksınız ve cazibe haline getireceksiniz. ürün ihtisas İnsanlar da bunu kulborsaları ve lanacaklar. Çiftçiler sistemi vadeli işlemler yeteri kadar biliyoropsiyon borsası lar mı? birbirini Şu an için bilmiyorlar ama yavaş yatamamlayan üç vaş oluşacaktır. Biz unsur. Biz zaten yasal zemini olyukarıdan madan Ankara’da iki senedir lisanslı depobaşladık; Vadeli culuk yapıyoruz. İşlemler Opsiyon TMO ile anlaştık, onBorsası'nı ların silolarından yaralanıyoruz. kurduk. Ardından Bizim depomuza Ürün İhtisas ürün getirdiği zaman satılmıyorsa, isterse Borsaları ve emanet usulü oraya lisanslı depoculuk koy d u r a b i l i yo r u z . yasasını çıkarttık’ Ama tam altyapısı olmadan yapıyoruz bu işi. Ancak artık altyapısı olacak. Sistem doğru ve olması gerekendir. Dikkat ederseniz çiftçi hasat zamanı ürününü çıkarır ve ucuza satmak zorunda kalır. Çünkü borcu vardır, depolayacak alanı yoktur. Biz bu imkanları tanıyoruz; buyurun depo burada, borcunuz varsa bankalar burada, kredi alabilirsiniz diyoruz. Ürün senede dönüşüyor ve artık sizden çıkıyor. Yani bozuldu, sel geldi, afet oldu ya da bunun gibi durumlarda zarar yok. Ürününüz kağıt üzerinde, siz bunu istediğiniz zaman satabilirsiniz. Çiftçi de buna yavaş yavaş alışacaktır. Zaten çiftçinin şu anda en çok korktuğu kayıt dışı çalışılması. Bunun da nedeni vergi zorunluluğu. Siz insanlar belli bir yaşam standardını yakalamadan vergi alırsanız, bu anayasaya da aykırıdır. İnsanlar belli bir standardın altındaysa bunlardan vergi alamazsınız, geçimini sağlayacakları gelirden vergi alamazsınız. İşte bu nedenle kayıt dışılık ortaya çıkıyor. Kayıt dışı olduğu için elde sağlam veri yok, veri olmadığı için ürün planlaması yok. Üretim planlaması olmadığı için üretim modeli değiştirilemiyor. Hepsi birbirine paralel gidiyor. 17