Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
T 16 NİSAN CUMARTESİ ürkçe Günlükleri FEYZA HEPÇ L NG RLER çıp gelmiş Filistin’den / beyaz iken pembe olmuş utancından / derler ki / en çok yakışandır bu şehre / çığlığıdır yeniden dirilişin / bir de içkisi şairlerin / onda neşe / onda aşk / masalın rengi vardır onda / bu gözle baktın mı hiç / erguvan ağacına” Erguvanlar açmak üzere. Erguvan ağacına bakmayı kimse ihmal etmesin. Bahar geciktikçe erguvanları görmeden ABD’ye gitmek zorunda kalacağım diye üzülüyorum; ama erguvanların açılmasını beklemekten daha büyük bir heyecana doğru olacak yolculuğum. İlk torunumun doğumunu beklemek, erguvanların açmasını beklemekten daha heyecanlı. iderek” sözcüğünü Melih Cevdet Anday’ın “hatta” anlamında kullanmayı önerdiğini bildiren Aziz Naci Doğan’dı. Emekli İngilizce Öğretmeni Meral Derinçay’ın adını Doğan’ın iletisinin altına ekleyince onun önerisiymiş gibi ele alıp yanıtladım geçen hafta. Oysa Derinçay, televizyon sunucularının depremin BÜYÜKLÜĞÜ ve ŞİDDETİ arasındaki farkı hâlâ öğrenemediklerinden yakınıyordu. “‘Bu yüzden...’, ‘Bu nedenle..’ demek yerine, ‘Bu nedenden dolayı....’ ve hatta ‘Bu yüzden dolayı...’ bile diyenler oluyor.” dedikten sonra, son yıllarda moda olan “dolayı” sözcüğünün kullanımı için ne düşündüğümü soruyordu. “Laf kalabalığı” demekten başka ne diyebilirim? “Televizyonlarda çok sık kullanılan: ‘Ay, çok ENTERESAN!’, ‘jenerasyon’, ‘Bye bye’lara da deli oluyorum!” diyordu Meral Hanım. Ben de deli oluyorum. “İlginç” yerine “enteresan” demeyi pek havalı bulduğumuz anlaşılıyor. “Nesil”den “kuşak”a geçemeden “jenerasyon”a atlamamızın bir cambazlık hüneri olduğunu düşünüyorum. “Bye bye”a gelince… Amerikalılar, onların veda sözcüklerini ne kadar çeşitlendirdiğimizi duysalar hayran olurlar bize. “Bay bay” diyen var, “baay” diyen var, Türkçeyle melezleyip “Hadi baay” diyenler var. Hele “Babay”lar, “Biz niye düşünemedik böyle demeyi!” diye, Amerikalıları kıskançlıklarından çatlatabilir. “G ma giyen bayanların ve haberlerde adı geçen bayanların “bakire” olmadıklarını belirlemişler ve bu kişilere “kadın” deme hakkını kendilerinde buluyorlar? Sizin de çok iyi bildiğiniz üzere, dişil kişiler, cinsel açıdan eril kişilerden ayrılırlar. Türkçemiz, bu nedenle dişil kişileri ayrı bir adlandırma ile KIZ ve KADIN olarak ayırmıştır. Bu ayrımın yapılamadığı durumlarda dişil kişilerin tümü (KIZKADIN ayrımı olmaksızın) kapsayan BAYAN nitelemesi ile adlandırılmıştır. İşte bu nedenle çok merak ediyorum, bu iki kuruluş söz konusu dişil kişilerle ilgili jinekolojik raporlara mı sahiptirler ki bu dişileri KADIN olarak adlandırıyorlar. Ne dersiniz?” İhsan Bey telefonla da iletti yakınmasını. Özellikle genç kızların, kız çocuklarının aileleri bu adlandırmadan çok rahatsız oluyormuş. Sonuç olarak söylenecek şey çok basit aslında: Her “kadın” sözcüğünü “bayan” yapmayalım; ama alışageldiğimiz “bayan” kullanımı yerine “kadın” demeye de kalkmayalım. 21 NİSAN ÇARŞAMBA Ahmet Sezer, sınıf öğretmeni. İkinci sorusunu önümüzdeki haftaya bırakarak ilk sorusunu başka öğretmenlere yararlı olabilir diye örneklendirerek yanıtlamaya çalışayım: “Nesnel tümceler bilgi yanlışlığı içeriyorsa, a)Bu tümce tek başına bağımsız bir tümce ise öznel midir, nesnel midir? b)Bu tümce metin içindeyse nesnel midir, öznel midir?” Nesnel tümceler bilgi yanlışlığı da içerse, bilgiye ilişkin bir şey söylediği için nesneldir. Nesnellik, bilginin doğru ya da yanlış oluşuyla değil, söyleyenin duygularını katıp katmamasıyla belirlenir. “En güzel yiyecek ekmektir.” ile “Ekmek su ve undan yapılır.” tümcelerini karşılaştıralım. 1. Birinci yargı özneldir, çünkü söyleyenin duygularını içerir. İkinci yargı doğru değildir. Yalnızca su ve un değil, maya da gerekir ekmek yapmak için; ama söyleyenin duygusunu içermediği için nesneldir. 2. Öznel yargı kolayca kanıtlanamaz. İlk yargıyı öne süren kişiye başka biri çıkıp “Bence en güzel yiyecek, meyvedir.” diyebilir. Oysa ikinci yargıyı öne süren, bu yargısını kolayca kanıtlayabilir. Belki ekmeği pek kabarmaz; ama su ve unla basit bir ekmek yapabilir. 3. Nesnel yargı aklın, öznel yargı duygunun dışa vurumudur. 4. Öznel yargı, gerçekliğinin kanıtlanması gerekmeyen kurmaca metinlerin (edebiyatın) anlatım aracıdır. Nesnel yargı ise bilimin, bilginin aktarımında kullanılır. Tümcenin metnin içinde yer alması ya da bağımsız olması özelliğini değiştirmez, çünkü zaten yargıyı tümce olarak ele alıyoruz; metnin içinde de olsa tek başına ele alıp değerlendiriyoruz. feyzahep@gmail.com feyza@feyzahepcilingirler.com 17 NİSAN PAZAR Cumhur Turan’ın bütün kitapları masamın üzerinde. Romanın sayfalarında gezinirken gözüm şiir kitaplarına takılıyor, derken masallar, öykü kitapları… Birinden sekiz on sayfa okuyup ötekine geçiyorum. Şiirlerle beslenmiş bir roman, düzyazı bölümleri de şiirsel. Anlatılması zor bir konuyu şiire yedirerek kolayca anlatmış Cumhur Turan: “Uzun İnce Bir Geceydi”. Öteki iki romanını karıştırıyorum. Biri “Anadolu Gemisi” adını taşıyor; ötekinin adı: “Hüzün Yağmuru”. Kitapların tümü Payda Yayıncılık tarafından basılmış. Üç masal kitabı var: “Uyuyan Kente Yolculuk”, “Emef” ve “Taç İçin”. “Demon” öykü kitabının adı. Asıl işi şiir Cumhur Turan’ın. “Varsa Yoksa Sevda”, “Kirliydi Zaman”, “Fıkranın Şiiri” ve “Hissettin mi Hiç” de şiir kitaplarının adları. Seçtiğim şiir, bu son kitabından: “derler ki / erguvan zamanı kurulmuş bu şehir / Bizans’ın rengiymiş erguvan / derler ki / ka 19 NİSAN SALI “Kadın” demenin nedense ayıp sayıldığından, kibar konuşmak isteyenlerin “bayan” demeye başlamasından da çok yakındım. “Erkek” diyorsanız onun karşılığı “bayan” değil, “kadın”dır ve “kadın” demek ayıp değildir, diye ne çok yazdım. Günün birinde “bayan” sözcüğünün kullanılmasını önereceğim hiç aklıma gelmezdi. Bu kez durum farklı. “Kız” sözcüğü gibi, “kadın” da cinsel bir ayrıma denk düşüyor; “kadın”, “kız olmayan” anlamını da içeriyor. Bu durumda da M. İhsan Doğan haklı olarak soruyor: “Basketbol Federasyonu, düzenlediği liglerde bayanların yer aldığı düzenlemeyi ‘kadınlar’ olarak adlandırıyor. Aynı şekilde, NTV Spor adlı televizyon birimi de bayanlara ilişkin haberlerde ‘kadınlar’ demeyi yeğliyor. Çok ciddi olarak merak ediyorum; Basketbol Federasyonu ve NTV Spor, bünyelerinde jinekolog mu bulunduruyorlar ki bu ligde for BULMACA 1 D 2 I 3 H 4 G 5 D 6 D 7 E 8 F 9 D 10 E 11 D Hazırlayan: İLKER MUMCUOĞLU Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru bir şairin adını oluşturacak; bulmaca karelerineyse şairin dizeleri ve şiirin yayımlandığı derginin adı ortaya çıkacaktır. 69 4 45 68 12 J 13 I 14 C 15 C 16 D 17 F 18 A 19 F 20 J 21 C H. Feridüttin Attar’ın, mesnevi tarzındaki bir yapıtı. 22 A 23 F 24 H 25 A 26 I 27 F 28 K 29 J 30 B 31 D 32 D 24 61 44 47 3 55 48 33 F 34 F 35 D 36 D 37 D 38 I 39 I 40 C 41 F 42 D I. “Rona ...” (Robert Owen’in yaşamını da kitaplaştıran, değerli hukukçumuz). 43 D 44 H 45 G 46 C 47 H 48 H 49 F 50 D 51 F 26 2 39 13 38 52 K 53 D 54 D 55 H 56 K 57 F 58 D 59 K 60 J 61 H 62 J Tanımlar ve sözcükleriniz: A. Eski Yunanlı ozan Orpheus’u bağlanan gizli din ve sanat akımı. 63 F 64 F 65 D 66 F 67 F 68 G 69 G 70 D 71 B 72 D J. “Tuhfetun ... fi araibilemsar” (İbni Battuta’nın, gezdiği ülkelerdeki gözlem ve anıların anlattığı kitabı). 73 E 74 C 75 A 76 K 77 F 78 A 79 A 80 D 81 D 82 F 62 20 12 32 29 60 K. İsrail’in bir liman kenti. 18 79 25 78 75 22 B. Sevi’nin ünsüz harfleri. Anatomisi”ni anlattığı kitabı. 56 76 28 59 52 7 73 10 30 71 C. Şölenden Sonra adlı romanı da olan Japon yazar. 53 54 70 31 F. Yaşak Kemal’in bir romanı. 1105. sayının çözümü: A. AYRIK, B. 32 42 72 5 50 6 35 11 16 65 1 58 43 33 49 27 51 17 41 34 64 77 63 67 66 8 82 G. Vücuttaki bir tendon türü. 19 23 57 14 40 21 74 46 15 D. Emin Karaca’nın “Bir Kürt Ayaklanmasının 80 81 9 36 E. ABD’nin tanınmış bir televizyon kanalı. NEYÇE, C. LEİPZİG, D. AGRARİZM, E. ROGER MOORE, F. IRİS MURDOCH, G. NUREYEV, H. TİGİ, I. ERİYİK, J. TS, K. İSMET ÖZEL, L. Ğ, M. İPSİZ. Metin: “ayrı mevsimlerden giriyoruz geceye tarihi tanık gösteriyoruz kimliğimiz geçersiz Prospero”. CUMHURİYET K TAP SAYI 1106 28 NİSAN 2011 SAYFA 31