Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Ş “öğrenirsiniz iir Atlası CEVAT ÇAPAN Mario BENEDETTİ/ Şiirler/ Çeviren: Ayşe Nihat AKBULUT ve işe yaratırsınız öğrendiklerinizi” Özgeçmiş Yalın bir öyküdür doğarsınız dertlenip durur bakarsınız gökyüzünün kızıl mavisine göçmen kuşa yiğitçe ayakkabınızla yere yapıştıracağınız beceriksiz böceciğe acı çekersiniz yiyecek peşine düşersiniz ve alışkanlıktan zorunluluktan ağlar arınırsınız günahlarınızdan tükenmiş düşlerle dışlanana dek seversiniz değişim geçirir ve seversiniz öylesine geçici bir sonsuzlukta ki gururunuz sizi kırılganlaştırıncaya yalvaçsı yüreğiniz yıkıntıya dönünceye dek öğrenirsiniz ve işe yaratırsınız öğrendiklerinizi giderek bilgeliğe ermek için dünyanın kaç bucak olduğunu bilmek için en iyi anında eskiye özlem en kötü anında umarsızlık ve her zaman ama her zaman kargaşa sonra ölürsünüz. Kalp Kavkı Çünkü benim oldun ve olmadın çünkü seni düşünüyorum çünkü faltaşı gözleri gecenin çünkü gece geçiyor ve sevgilim diyorum çünkü resmini almaya geldin sen ve kendin tüm imgelerine taş çıkarırsın çünkü tırnağından gönlüne değin güzelsin çünkü gönlünden benimkine değin iyisin çünkü gururun içinde tatlı tatlı saklanırsın küçücüksün ve tatlı kalp kavkı çünkü benimsin çünkü benim değilsin çünkü sana bakarım ve ölürüm ve ölmekten beter olurum sana bakmazsam sevgilim eğer sana bakmazsam eğer çünkü ne yana baksam hep sen ama en çok sevdiğim yanın yakışığısın çünkü ağzın kan ve üşüyorsun sana mecburum sevgilim sana mecburum bu yara ta derinime işlese bile seni arasam bulamasam da ve hatta gece geçse ve sen benim olsan ve olmasan bile. (14 Eylül 192017 Mayıs 2009) 1960 yılında çıkan ve dilimize de çevrilen Mola (La Tregua) adlı romanı ile tanıdığımız Uruguaylı devrimci ozan, gazeteci, romancı Mario Benedetti Güney Amerika’nın yirminci yüzyıldaki en önemli yazınsal kişiliklerinden biridir. 1973 yılında siyasal nedenlerle ülkesini terk ederek sürgüne çıkan ozan yıllarca Arjantin, Peru, Küba ve İspanya’da yaşadı. Ülkemizde de sevilen ozanın birinci ölüm yıldönümünde ODTÜ Mezunları Fotoğraf Kulübü üyelerinin, aşağıda sunulan Benedetti şiirlerinden esinlenerek çektikleri fotoğraflar önce Cervantes Enstitüsü’nde şiir okumasıyla birlikte sergilendi. Daha sonra da bir anma programı ardından İstanbul Üniversitesi’nde sergilenen fotoğraflar şiirlerin göstergelerarası bir çevirisi olarak değerlendirildi. İkinci ölüm yıldönümü yaklaşırken ozanı şiirlerinden bu seçki ile anıyoruz. Esirgeme Kendini Öylesine kalakalma yolun kıyısında dondurma sevincini isteksiz sevme esirgeme kendini şimdi ne de hiçbir zaman esirgeme kendini dinginlikle dolmasın içini ayırma dünyadan kendine yalnızca sakin bir köşe gözkapakların inmesin bırakma yargılar gibi ağırlaşmasın dudaksız kalma sakın düşsüz uyuyakalma kendini kansız sanma yargılama kendini zamansız ancak eğer her şeye karşın engelleyemezsen bunu ve dondurursan sevincini ve isteksiz seversen ve esirgersen şimdi kendini ve dinginlikle dolarsa için ve dünyadan ayırırsan kendine yalnızca sakin bir köşe ve bırakırsan gözkapakların insin yargılar gibi ağır ve dudaksız kurur kalırsan ve düşsüz uyuyakalırsan ve kendini sanırsan kansız ve yargılarsan kendini zamansız ve öylesine kalakalırsan yolun kıyısında ve esirgersen kendini o zaman sakın kalma benimle. Bu Kavga Nasıl uzlaştırmalı yok edici ölüm düşüncesini bu yok edilemez yaşam çabasıyla? Nasıl yakıştırmalı gelecek olan hiçliğin karşısındaki dehşeti, insanı saran neşesiyle geçici ve gerçek sevginin? nasıl önüne durmalı mezar taşının tohuma hazır tarlayla? orağın yonca ile? sakın ola insan bu olmasın? bu kavga? Verelim El Ele Senin isteminle ve benim isteğimle yoldaş el ele verelim yoldaş çabanı esirgemezsin tıpkı benim gibi yazgın söz verdin ve söz verdim bu ışığı yakmaya senin isteminle ve benim isteğimle yoldaş el ele verelim ölüm öldürür ve dinle yaşam ardından gelir işe yarayan birlik ise bizi kavgada birleştirendir senin isteminle ve benim isteğimle yoldaş el ele verelim tarih çalsın varsın dersini çan gibi sabahın tadını çıkarmak için şimdi kavga vermeli senin isteminle ve benim isteğimle yoldaş el ele verelim artık masum değiliz ne kötüde ne de iyide herkes yakışır kendi işine çünkü kimse geçemez ötekinin yerine senin isteminle ve benim isteğimle yoldaş el ele verelim kimileri utku türküleri söylüyor çünkü bunu halk canıyla ödüyor ama bu sevgili ölüler kavgalarıyla tarihi yazıyor senin isteminle ve benim isteğimle yoldaş el ele verelim Neden Türkü Çağırırız Eğer her saat kendi ölümüyle çıkageliyorsa eğer zaman bir haramiler mağarasıysa havalar artık o eski güzel havalar değilse yaşam devinen bir hedeften başka bir şey değilse soracaksınız öyleyse neden türkü çağırırız eğer yiğitlerimiz kucaklanamıyorsa yurdumuz üzüntüden yaşamını yitirir ve insanın yüreği tuzla buz olur daha utancı patlamazdan önce soracaksınız öyleyse neden türkü çağırırız eğer ufuk denli uzaklardaysak eğer ağaçlarla gökyüzü ta ötede kalıyorsa eğer her gece hep bir yoksunluksa ve her uyanış bir kavuşamayışsa soracaksınız öyleyse neden türkü çağırırız türkü çağırırız çünkü ırmak akarken çağlıyor ve ırmak çağlayınca/ çağlar ırmak türkü çağırırız çünkü adı yoktur zalimin ve buna karşılık adı konmuştur yazgısının çocuktan ötürü türkü çağırırız ve herkesten ve herhangi bir gelecekten ve halktan ötürü türkü çağırırız çünkü yaşayakalanlar ve ölülerimiz isterler türkü çağırmamızı türkü çağırırız çünkü haykırmak yetmez ve yetmez ağıt yakmak kargaşa yetmez türkü çağırırız çünkü halka inanırız ve yeneceğiz yenilgiyi çünkü türkü çağırırız çünkü güneş bizi tanıyor ve çünkü kırlar bahar kokuyor ve çünkü şu sapta bu yemişte her bir soru yanıtını buluyor türkü çağırırız çünkü yağar yağmur sürülmüş tarlaya ve çünkü militanlarıyız yaşamın ve çünkü türkümüzü bırakamayız küle dönmesini istemeyiz çünkü. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1106 28 NİSAN 2011 SAYFA 23 Mario BENEDETT