25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

OKURLARA ustafa Kemal’in en yakınında, en güvendiği komutanlarından ve çalışma arkadaşlarından, İsmet İnönü başta olmak üzere Cumhuriyetçi kadroların hatta düşmanın bile saygısını kazanmış, özellikle Sakarya cephesindeki öngörüleri ve kurduğu stratejilerle savaşın kazanılmasında büyük pay sahibi bir Milli Mücadele kahramanıydı Kâzım Özalp. Yaşamı ve mücadelesi ‘Kazım ÖzalpOlaylarBelgeler’ adlı belgeselkitapta anlatılıyor. Özalp’in askeri ve siyasi kişiliğini, bu bağlamda imza attığı başarıları ve dönemin atmosferini tüm yönleriyle ele alan kitap, Özalp’in, Çerkez Ethem İsyanı’ndan Şeyh Sait İsyanı’na, 31 Mart olayından Kubilay’ın şehit edilmesine dek tansiyonun en yüksek olduğu dönemlerde Mustafa Kemal’le birlikte verdiği mücadeleleri de ibret anlar eşliğinde sunuyor bize. Oğlu Teoman Özalp tarafından hazırlanan kitabın editörü Atilla Oral. Teoman Özalp’la ‘Kazım ÖzalpOlaylarBelgeler’i konuştuk. Nadasa bırakılmış yakın tarihin kozmik odasında birey birey keşiflerin, birbirlerine elektrik gibi çarpan Maya ve Max’in öyküsü. Suskunlukların, sırların, ortak acı ve çöküşlerin muhasebesi. Sonsuza dek değişmenin ve mazideki hüzünlü bir aşkın anlatımı. Zülfü Livaneli’yle yeni romanı Serenad üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik. Ruşen Hakkı edebiyatımızın sessiz ırmaklarından biriydi. Onu geçenlerde kaybettik. “Yazmayı, sevişmek ve rakı içmek gibi seven; yazmayı yaşama katılmanın ve direnmenin bir parçası sayan; edebiyatımızın ve kültürümüzün bu alçakgönüllü ustasına, Anadolu’nun İzmit’inden her yerine uzanan bu edebiyat ustasına, Ruşen Hakkı’ya selam olsun.” Öner Yağcı’nın bir yazısıyla anıyoruz Ruşen Hakkı’yı. Bol kitaplı günler... J. Pallasmaa’dan ‘Tenin Gözleri: Mimarlık ve Duyular’ M Parmağını sürsen yapıya, rengini anlarsın Juhani Pallasmaa’nın Tenin Gözleri: Mimarlık ve Duyular çalışması, mimarlığın ve mimarlık felsefesinin temel kitaplarından. Pallasmaa kitapta, bu alanın yapı taşlarıyla beraber görüntü çağının mimarlık üzerinden eleştirisine yöneliyor. ri, mimarlığın kalbi konumundaki çizimlerin bilgisayar programlarına teslim bayrağı çekişine ilişkin. Görsel manipülasyonun en in mimar Juhani Pallasmaa, ileri seviyesi olan böylesine bir yaratı süreci, yalnızca çizimlerle ve inşaatla çokduyulu yeteneğin körelmesine yol açar. oturup kalkan biri değil. Bunun sonunda ise çevresel görmeden doOnun ayrıksı özelliği, mimarğan mekânla bütünleşme kaybolur ve kişi lığın özüne ve daha da önemlisi bu di(ya da mimar), yalnızca izleyici haline gelir. siplinin gittiği yön üzerine düşünmesi. Görmeyi tu kaka etmekten yana olmayan Haliyle bu da onu, mimarlığın hatırı Pallasmaa’nın derdi, gözmerkezci dünyanın sayılır kuramcılardan birine dönüştü(veya salt göz yanlılığının) eleştirisini yaprüyor. Yapmaya çalıştığı şey mimarlıkla, felmak; gözün egemenliğinin ve öbür duyulasefe ve sanatı yan yana koşturmak. Zaten bu rın bastırılışının insanı çevresine nasıl yayüzden grafik tasarım, şehir planlama ve bancılaştırdığını ortaya koyabilmek. her türlü sergi etkinliğinde duyumsama, “Görme bizi dünyadan ayırır, diğer dukimlik ve duyusal deneyimin yer kaplaması yular dünyayla birleştirir” diyen Pallasmaa, gerektiğini ısrarla vurguluyor. sözü Grek mimarlığına getirir: “(…) GörUYDURUK DÜŞ DÜNYASI meye ayrıcalık tanınması diğer duyuların reddedilmesini gerektirmez; Grek mimarlıKitabın başlığına dikkatle bakınca, bir ğının dokunsal duyarlılığı, maddeselliği ve “gariplik” olduğunu kavramanız işten bile tumturaklı ağırlığı bunu kanıtlar; göz kassal değil. “Tenin Gözleri” deyimi, Pallasve dokunsal duyumları çağırır, uyarır. Görmaa’nın çabasının en açık göstergesi: Bu me duyusu başka duyu kiplerini içerebilir, amaç, “başat duyu görme ile bastırılmış duhatta pekiştirebilir; tarihsel mimarlıkta, göryu kipi dokunma arasında kavramsal kısa medeki bilinçdışı dokunsal öğe özellikle devre yaratmak” biçiminde açıklanabilir. önemli ve yoğun biPallasmaa’nın iddiası, daçimde mevcuttur ha doğru deyişle tezi, tüm ama çağımız mimarduyuların dokunmanın lığında, ne yazık ki uzantısı olduğuna dayanıyor. ihmal edilmiştir.” İşte tam da burada zihinsel Pallasmaa’nın, görevi, barındırma ve bütüngörselin egemenliğileştirme olan mimarlığın her ne dönük eleştirileduyuya seslenmesi gerektiği rinin temelinde “fosavı ortaya çıkıyor. Pallastoğraf makinesinin maa için mimarlığın rolü, aceleci gözü tarafındünyada olma, deneyimleri dan sabitlenen basıaktarma ile gerçeklik ve kenlı görüntü sanatına” dilik duygusunu güçlendirevrilen mimarlık me anlamında belirginleşir. anlayışı yer alıyor. Pallasmaa’nın (haklılık paOna göre dokunsalyı yüksek) eleştirilerinden bilığın kaybıyla mimarlık yapıtları “incitici biçimde düz, keskin kenarlı, maddesiz ve gerçekdışı bir şekle bürünür.” Bu anda “hastalığı” teşhis ediyor: İnsanın uyduruk düş dünyasında yaşatılması! Pallasmaa’nın tercihi ise var olan yamukluğu ya da uçurumdan yuvarlanışı körükleyen mimarlığın yerine özgürleştirici mimarlık. Ancak mimarlığın, soPallasmaa’nın dokunan ve dokunulanlara örnek gösterdiği iki eser: Üstte, 1560 ve Alyu tükenme tehlikevar Aalto’dan “Villa Mairea” (Giriş holü, oturma odası ve ana merdiven), Noormarkku, 1938 (Fotoğraflayan: Rauno Traskelin). Peter Bruegel’den “Çocuk Oyunları” (altta). si altında bir sanat Ë Ali BULUNMAZ F Juhani Pallasmaa haline geldiği gerçeği de unutulmamalı. KUŞAKLARLA EL SIKIŞMAK Pallasmaa’nın mimarlık söylemini iki üç kelime ile özetlemek gerekirse, en işe yarar tanım duyusal mimarlık olur herhalde. Bu anlayış bedenin şehri, şehrin de bedeni tamamlaması; ikisinin birbirinde barınması gibi bir sonuç doğuruyor. Bunu yaratacak formül de belli: Birbiriyle etkileşen ve kaynaşan birçok duyusal deneyim alanı içerecek bir mimarlık; düşüncenin ve duyumsamanın geometrisinin açığa çıkışı sanki. Pallasmaa’nın bu formülüne ideal mimarlık diyebilir miyiz? Yalnızca görme ve duyma değil, işitme hatta kokunun da mimaride ve yapılarda uyarıcı ve hatırlatıcı etki yaptığını, yapması gerektiğini inatla savunuyor yazarımız; bir tüneli, mahzeni, evi ve balıkçı barınağını işitip koklamanın deneyimine de dört elle sarılıyor. Pallasmaa’nın dokunmaya yüklediği anlam “dokunma duyusu bizi zaman ve gelenekle bağlantıya geçirir, dokunma izlenimleri aracılığıyla sayısız kuşağın elini sıkarız” sözüyle ete kemiğe bürünür. Dolayısıyla, onun mimarlık kavrayışının bam teli eylemle açıklanabilir pekâlâ; “davranışı ile hareketi başlatan, yöneten ve örgütleyen bir eylem.” Mimarlığı bir logos; düzenleyici bir eylem biçiminde gören Pallasmaa’nın bu edimle, insanın kendini tanımaya ve şekilsiz akışı yoluna koymaya çabaladığını söyler. Dolayısıyla onun için mimarlık, insanoğlunun duyuları aracılığıyla dünyayla uzlaşma sanatı her şeyden önce. alibulunmaz@cumhuriyet.com.tr http://bulunmazali81.blogspot.com Tenin Gözleri: Mimarlık ve Duyular/ Juhani Pallasmaa/ Çeviren: Aziz Ufuk Kılıç/ YEM Yayın/ 90 s. TURHAN GÜNAY eposta: turhangunay@cumhuriyet.com.tr cumkitap@cumhuriyet.com.tr İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Yayın Yönetmeni: Turhan Günay Sorumlu Müdür: Miyase İlknur Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL. Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden/ Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal/ Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya/ Reklam Müdürü: Eylem Çevik Tel: 0 (212) 251 98 74750 (212) 343 72 74 Yerel süreli yayın Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1106 28 NİSAN 2011 SAYFA 3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle