Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Faruk Pekin’den sahada yazılmış bir kitap Çözüm: Kültür Turizmi Kültür turizminin önemli isimlerinden Faruk Pekin, Çözüm: Kültür Turizmi’nde Türkiye’nin on yıllardır ihmal ettiği kültür turizmi alanını kapsamlı bir çerçevede ele alıyor. Kültür turizminin, Türkiye açısından turizm alanında yaratacağı üstünlüğü vurgulayarak, turizmde gerçek bir başarı getirecek modelin neden kültür turizminde olduğunu uygulamadan örnekler vererek anlatıyor, kültür politikalarıyla turizmi ilişkilendiriyor. Turizmin ekonomi alanı dışındaki toplumsal, kültürel, çevresel yönlerine dikkat çeken Pekin, tüm dünyada yükselen bir değer olan kültür turizminin bir ülkenin çehresini değiştirebilecek yönlerini ortaya koyuyor. Ë Bahattin YÜCEL ukarıdaki başlık yeni yayımlanan ve turizm sektörü açısından önemsenmesi gereken bir kitabın adı. Şimdiye kadar görmeye alıştığımız çalışmalardan çok farklı. Soyut iddiaları sloganlaştırmak amacıyla gelişi güzel seçilmiş bir içerikten derlenmediği ilk sayfalarında fark ediliyor. On yıllarca öncesine uzanan süreçte, bilgi ve pratikten geçmiş mesleki birikimin sergilendiği, ciddi bir çalışmanın sonuç belgesi niteliği taşıyor. “ALTIN ÇAĞ”IN SONU Bizim kuşaktan çoğunun ortak özelliği olan, fırtınalı hayat çizgisinin son otuz yılını turizmde sürdüren, kırk yıllık arkadaşım, dostum Faruk Pekin’in bu meslekteki deneylerinden çıkardığı sonuçları dersleştirerek, okurlarıyla paylaştığı kitabı Çözüm: Kültür Turizmi. Bu kitap, Faruk’un belki ileride yazacağı ve bir solukta okunacağına emin olduğum kendi yaşam öyküsü kadar sürükleyici gelmeyebilir. Ancak kitabın içSAYFA 20 28 NİSAN Y eriğinin turizme ilişkin teknik bilgilerle bezenmesi, okuyucuyu korkutmamalı. Bir profesyonelin iki gün gibi kısa sürede baştan sona okuduğu dikkate alınırsa, zorlanmadan okunan bir çalışma olduğu rahatlıkla söylenebilir. Sürekli eleştirel yaklaşımlarla bilgi ve emeğin arka plana itildiği, geçmişin yüzeysel çalışmalarıyla karşılaştırıldığında, Pekin’in kitabı sayılarla güçlendirilmiş sağlam kurgusu, zengin yerel ve uluslararası kültür ve tarih bilinciyle, ilk sayfalarından başlayarak, çarpıcı saptamalara yer veriyor. Varılan sonuçlar sağlam verilerle desteklenerek, alışkın olduğumuz kuru eleştiriler gibi orta yerde bırakılmıyor. Tersine sorunlar Pekin’in gerçekçi çözüm önerileriyle, gelecekte sektörün alacağı biçimi tasarlayan, özet projelere dönüşüyor. Girişte Dr. Auliana Poon’un benim de katıldığım iddialı yargısı yer alıyor. Aslında iddialı olduğu kadar gerçekçi ve özellikle, Türkiye’de turizm ile uğraşanların altını çizmesi gereken “Sınırsız büyüyen ve çevreye saygısı olmayan, standartlaştırılmış, kalıplaşmış ürünler ve hizmetler sunan, kitle turizminin ‘altın çağı’ sona erdi” (s. 5) saptaması, aynı zamanda kitabın ana fikrini oluşturuyor. Kuşkusuz bu yargıya varabilmek, onu savunarak geleceği biçimlendirecek iddialı çözüm önerileri geliştirmek Pekin gibi gelişmeleri yakından izleyen, alışılmışın dışında farklı yöntemlere başvuran, sorgulayıcı bir bakış açısını gerektiriyor. Kitapta, sektörün sorgulanmasına turizmin son elli yılından başlanıyor. Aslında on dokuzuncu yüzyılın ilk yarısına uzanan, Osmanlı’dan miras aldığımız bu yolculuğu daha gerilerde değil, güncele yakın geçmişte araştırıyor kitap. Belki daha geri götürülebilirdi, diye düşünüyorsunuz okudukça. Ne gelinen yeri yadsıyor ne de ucuz başarı hikâyelerine dönüştürülen, turist sayıları ve döviz gelirlerindeki tutarsızlıkları görmezden geliyor. Dahası kamuoyuna her fırsatta aktarılan rakamların taşıdığı anlamları, kavramsal olarak irdeledikten sonra açıklıyor. Bu anlamda sayıları gerçekleri kanıtlamak amacıyla ustaca kullanıyor. Bir yandan kavramsal tutarsızlıkları sergilerken, diğer yanda doğruları vurgulamaya özen gösteriyor. Türkiye’nin en değerli müze ve ören yerlerinin gerçek ziyaretçi sayılarını, yıllara göre irdelerken, henüz kendi deyimiyle sahte efsanelerin üretilmediği yıllarda (19701990), aynı yerleri ziyaret edenlerin sayılarını yıllara göre karşılaştırıyor. Anadolu’nun zenginliğini oluşturan müze ve ören yerlerinin, ülkeye her yıl artan turist girişlerine karşın, aslında kitle turizminin ilgisi dışında kaldığını gösteriyor. Her kriz döneminde gündeme getirilen, ucuzcu turist (!) söylemine karşı geliştirilen, sözde çözüm önerilerinin aldatmacadan ibaret olduğunu, kitabı okudukça daha iyi anlıyorsunuz. 2011 YEDİDE İKİ Son otuz beş yılda Türkiye’deki yatırımların, Faruk Pekin’in kısaltmasıyla GDK (Güneş, Deniz, Kum) üçlemesine yoğunlaştırılırken, kurtuluşun “kültür turizmi”nde aranmasını her fırsatta dile getirenlerin düştüğü çelişkili durumun altını çiziyor. GDK yatırımları için ayrılan kaynakların, tahsis edilen kamu arazilerinin, gerçekte Türk halkına maliyetini sorgularken Pekin, çoğumuzun ama özellikle meslek kuruluşlarımızın yönetimlerinin değinmediği önemli bir konuyu, bu tür tesislerin doğal çevrelerine verdiği zararı gündeme taşıyor. Yirmi birinci yüzyılın henüz ilk on yılı dolmadan, ABD’de ortaya çıkan krizin, Batı ekonomilerini derinden sarsmasının etkisiyle güncellenen, GDK ağırlıklı kitle turizmi eleştirilerine, tutarlı ve sağlam bir mantık süzgecinden geçirdiği özgün görüşleriyle katkıda bulunuyor. Türkiye’nin envanterindeki tarihsel ve arkeolojik varlıkların, insanlık açısından önemini vurgulayarak, batıda Yarımburgaz Mağarası’ndan, güneydoğuda Gaziantep Şarklı Mağara’ya kadar uzanan çizgide, tarih öncesinden günümüze kadar gelen zenginliği gözler önüne seriyor. Antik çağların çok bilinen yerleşimlerinden başlayarak bugüne ulaşan “Helenistik, Roma, Doğu Roma, Anadolu Selçukluları, Beylikler,Osmanlı dönemi kalıntıları, Bergama, Efes, Hierapolis, Laodikya, Afrodisias, Myra, Perge, Aspendos, Phaselis, Side, Sagalassos”(s. 26) gibi kalıntılarını sayarken dünyanın yedi harikasından ikisinin (Artemis Tapınağı ve Halikarnasos Mozolesi) Anadolu’da olduğunun altını çiziyor. Pagan dönemin temel referansları olan, Ma, Kubaba, Kibele’ye ait izleri, üç semavi dinin önemli merkezlerini sıralarken farkında olmadan okuyucusunu eşsiz bir tarih içinde kültür yolculuğuna çıkarıyor. Kültür turizminin kendiliğinden gelişen ürünlerden oluştuğunu iddia etmiyor. Ancak dünya ekonomisindeki gelişmelerin ışığında, seyahat alışkanlıklarının nasıl değiştiğini de öğretici bir üslupla anlatıyor. KÜLTÜR POLİTİKALARI VE KÜLTÜR TURİZMİ Gelişmiş Batı ekonomilerinin, krizden sonra değişmek zorunda kalan sosyal politikaların etkisi ve kitle turizmine katılan tüketici sayısının hızla azalması nedeniyle, yeni satış ve pazarlama tekniklerine başvuracağını gösteren çarpıcı örnekler de var kitapta. Bilgiişlemin gelişmesinin doğal sonucu olan internet üzerinden pazarlamasatış ve akıllı telefonların alışveriş platformlarına dönüşmesinin kaçınılmazlığına vurgu, yeni dönemin yöntemlerine ilişkin ipuçlarını veriyor. Kredi kartlarının pazara getirdiği genişliğin, tur operatörlüğünün oluşturduğu dengeleri değiştireceğini ve geleneksel yöntemlerin terk edileceğini savunurken, aslında uluslararası turizmde yeni bir dönemi gösteriyor. Kitabın referans aldığı veriler, Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (BMDTÖ) başta olmak üzere yabancı ve Türkiye’deki resmi kuruluşlardan derlenmiş. Bu verilerin ileride turizm sektörü üzerinde çalışacak araştırmacılara ışık tutacağını söyleyebiliriz. Sondaki kaynakça bölümünde gösterilen kaynaklar dışında, sosyal turizm dahil, tatil ve seyahat haklarını açıklayan uluslararası metinlere yer verilmesi de araştırmacılar açısından önem taşıyor. Turizme dönük bütün sektörlerin aralarında sürdürülen ilişkilerin, ekonomik anlamda en verimli olduğu alanın kültür olduğu vurgulanıyor. Çevrenin ve doğal hayatın korunmasının aslında ülke ekonomisine katkıda bulunacak yanlarına değiniliyor. Kitapta çok dikkatle okunması gereken “kültür turizmi” diye sınıflandırılan etkinliğin, salt üst gelir gurubuna dönük bir ürün olamayacağını savunan bölümler. Kültürün geniş kitlelere anlatılmasının, her kesim tarafından savunulan, insanlığa ve uluslararası barışa katkı yapacak yeni bir dönemi başlatacağına içtenlikle inanıyor Faruk Pekin. Türkiye’de tüm yönleriyle bir türlü tartışamadığımız “kültür politikaları” konusu da bu kitapla birlikte ilk kez turizm alanına taşınmış oluyor. Sürdürülebilir turizm, sorumlu turizm, ekoturizm ve sosyal turizm gibi sektörün üzerinde hassasiyetle durması gereken konular da kitapta net biçimde vurgulanmış. Harcadığı emeğe fazlasıyla değen bir çalışma olmuş. Umarız turizm sektörü kitapta savunulan önerileri kısa sürede değerlendirerek, çözümü kendi elleriyle yaratır. Çözüm: Kültür Turizmi/ Faruk Pekin/ İletişim Yayınları/ 348 s. Faruk Pekin, kültür turizminin kendiliğinden gelişen ürünlerden oluştuğunu iddia etmiyor. Ancak dünya ekonomisindeki gelişmelerin ışığında, seyahat alışkanlıklarının nasıl değiştiğini de öğretici bir üslupla anlatıyor. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1106