27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ardır: e solumsalve hüası; bir kiminaşamıı ve saama rı” dii. “ErBirikir alında ak içinde arla, dolu çıkar. ginleşDağlaunları sidir’/ başlaefenhikâaren Önder:/ Kurtudestano sarıyiğit mal’in rlar/ / acısıynu enmezeller ünlene gibi um ve nışan geyine e Yazıde yamserlik nın. çarpan izler erçekmaktaşiiri medin havalar nkü m ilk üretendik hüzün ğayla çıkış, e özaylaşde esini ve den kıların i olaın şair üm anır. Ruhi izelen ve . Aku şiir m nün sen ııp ¥ 1106 ¥ inmek istiyoruz/ birbirimizin üstüne/ ve o anda/ ikimiz birden çığlıklanıyoruz:/ Aklımda!.. Kar düşüyor dağlara/ dağlardan kar kalkıyor/ çiçeğe duruyor ağaçlar,/ aklımıza su yürüyor/ suya dal indirmiş/ bir söğüdün altında… Kemik saplı bir çakıyla soyduğum elma/ ak bir yelkenliyle/ vururken seni kıyıma/ sesimde ince bir hüzün: :/ Aklımda!.. Senin de aklında mı/ 1940 karanlığı/ çay içimini şekerleyen kuru üzüm/ teneke idarelerindeki zeytinyağı/ ve yırtıp da kitap yasağını/ Nâzım’dan okuduğun ilk şiir?.. Anımsıyorum,/ bir kitap talanında/ elimden alınan ilk kitaptı/ Bitmeyen Kavga… Dün gibi aklımda!” Ruşen Hakkı’nın dostluk ve sevgisiyle örülmüş, sevdalısı rakıyla dolu bir şiiri Bir Masada Dört Kişi şöyle başlıyor: “…Bir ertelenmiş buluşmaydı/ Mahir’in Yeri’ndeki rakılı sofra/ ki öylesine güzel bir geceydi işte,/ ne söze sığdı ne fotoğrafa … İbrahim, Turan, Necati ve ben/ bir de adı geçtikçe Öner...” Üretimde Sevda’da daha da damıtılmış şiirleri yer alır. Şiir işçiliği yoğunlaşmış, Ruşen Hakkı’ca imgelerle örülmüştür şiirleri artık. “Bak çiçeğini dökmüş kaldırıma/ az önce balkonda dövdüğün halı” dizeleriyle başlayan kitap doğa güzellemeleriyle, doğayla buluşan insan sesleriyle doludur. Bu seslerde yine aşk ve hüzün öne çıkar. Çiçeğiyle, böceğiyle, kurduyla kuşuyla, dağıyla, ırmağıyla canlanan doğa; sokaklara, saksılara, balkonlara, odalara taşan aşk tomurcuklarıyla şenlenir: “Geldi çiçekler takınarak girdi bahçeme/ masayı balkona çektim içim içime sığmaz” der örneğin. “İnceciktin güzeldin yol yordam bilirdin” veya “Yüzüm yanardı yüzünün alazından” ya da “Sesini de unuttum bir adın kalmış aklımda/ hadi salıver sesini hançerenin poyrazından… Zamanı yırtıp geçerken içinden bir düşün/ sabaha bülbül sesi düşüyor, dudağıma öpüşün” der. Elini Hünerle Kuşlara Yelek Giydir’de yine aşk, yine hüzündür öne çıkan temalar. “Öne çıkarmalı gündemden çıkan aşkı” der. Aşkla ve hüzünle yazar, ama yüreğinden. Şaşırtıcı, ironik, erotik doğa ve insan denizlerine sürükler şiirini. “Dünyayı çiçekleyelim kampanyasına/ kimden mi ilk imza/ elbette kardelenden” ya da “toprağı sevdi, yüreğini sıcak tuttu/ türkülere sarıldı en umarsız gününde” diyerek doğayla bütünleşir. Damıtılmaktan yorulmuş bir şiir gibidir dizeleri “ve gene ertelemişiz aşkı hiç yakınmadan/ bizi daha uzaklara taşısın diye soluğumuz” diyerek toplumsallığını haykırmayı sürdürür inatla. Seçme şiirlerini Değirmen: 1962– 1999 adıyla yayımlayan Ruşen Hakkı, yeni şiirlerini Balkonda Akşamüstü adıyla yayımlar. İlkyazdan Sonyaza Bazı Sayıklamalar şiirinde “…ve yaşlandıkça anladım yanlışımı/ kavgada te olmak üç olmak/ beş olmak değildi hüner,/ eğer katılmıyorsan bir ırmağın akışına/ kavga bir yana, hüsran bir yana düşer!..” dizeleriyle yaşamını sorgularken sanki yaşlılık günlüğü sunar, yaşamının ve şiirinin hesabını verir. “Öpmek geliyor içimden gökyüzünü/ bir dize beni alıp uçurduğunda” dizeleriyle şiire olan sevdasını vurgular. İçine acılarla çöken Körfez depremi ile ilgili şiirlerinin de yer aldığı ve böyle olduğu için hüzün yoğunluğuyla dolu olan bu şiirlere bir de Ruşen Hakkı’nın bilgeleşen insanlığı eklenince, yıllanmış şaraba benzeyen şiirlerle buluşuruz, Düştüğünde Suya Yüzün şiirinde olduğu gibi: “İşte tam sırası diyorum/ adını öne çıkarmadan/ yeni bir aşk şiirine başlamanın”. Ya da Genzimde Yanık Kokusu şiirindeki şu dizeler gibi: “Kocaman bir yalnızlıktı/ Behçet Aysan’ın şiirinde İzmit/ Bir ince suydu/ günü geldiğinde/ körfeze dökülen…/ Ne zaman Sivas dense/ genzimde yanık kokusu… / Azıcık külhandı/ çokça şair”. Ya da şöyle bilgelikler: “Yabancı bir kentte yol sormak gibi/ içimde hâlâ seni sevmek heyecanı”. “Şu sıralar pek iyi değil şiirle aram/ senden iyisini bulurum diyor elimi sallasam…/ Hassittir diyemiyorum, ne de olsa nikâhlım!” “Ne boş verdim eyleme ne sevgim tükendi/ Geçtim altmışımı sulardan geçer gibi/ Ve hâlâ çözebilmiş değilim gizini/ Hangi yaşta çözülür insanın eli eteği”… ÖYKÜLERİ Öykülerini bir araya getirdiği Sokağın Ucu Deniz’deki 21 öyküsü ile olanca canlılığı, çeşitliliği, çocuksuluğu ile çocukları diker karşımıza. Bu kısa ve duygusal öykülerde insan sıcaklığının hüzünle örülmüş anlarını yakalayıp sunar Ruşen Hakkı. Şiirselliğiyle birlikte toplumsal sorunlara eğilmenin örnek öyküleridir bunlar. Irmak’ta biri uzun dokuz öykü, çoğu çocuk olan kahramanlarla ve birbiri peşi sıra gelen konuları işleyen öykülerle 12 Mart döneminin sergilenişine katkı oluşturur. Çocukların düş güçlerinin gerçeklerle bütünleştirildiği çarpıcı öykülerdir bunlar; insan sıcaklığıyla ve hüzünlerle dolu öykülerdir. Şiirsellikle damıtılmış yaşam parçacıklarıdır bir açıdan da; gerçekçiliği düşsellikle örtüştüren öykülerdir. Kentin Konukları ve Sırtı Çilçileği Bahçesi Kadın’da onun hiç eksilmeyen aşk ve doğa temasıyla buluşan yine duygu yüklü öyküleri vardır. Düşsellikle toplumsallığın birlikte barındığı öykülerin özgürlük savaşımlarıyla insan durumlarının kaynaş tırılması olağanüstü başarılıdır. Özellikle çarpıcı bitişler Ruşen Hakkı’ya özgü öyküleştirmenin belirgin örneğini oluşturmaktadır. İroninin kullanımındaki başarı da yine Ruşen Hakkı’nın şiirinde gerçekleştirdiğini öyküsüne taşıması olarak görülmelidir. Ruşen Hakkı’nın öyküleri iki ciltte bir araya getirildi. Bütün Öyküleri I ve Bütün Öyküleri II. Yayımlanan tek romanı olan Umudun Çiçeklendiği Günler, şaşırtmacanın, yine ona özgü ironinin şiirsellikle örülerek, insanın doğayla bütünleşerek karşımıza çıktığı romanda, toplumsal savaşımın gerçeküstü öğelerle zenginleştiğine tanık oluyoruz. Bir Şafaktan Bir Şafağa ile Körfez Güncesi ve Güne Düşen Benekler ise Ruşen Hakkı’yı Ruşen Hakkı yapan bir yazım biçiminin ürünleri. Anıgünce denilebilecek bu içtenlikli yazılar onu okuruna tanıtmada önemli bir yer tutar kanısındayım. Çünkü büyük mutluluklarından biri olan, kitaplar hakkında ilk yazıları yazmak (belki de tek yazıları) eyleminin ne denli yaşamıyla aynılaştığını kanıtlıyor bu yazılar. Yazarı sevindirmenin, kitaba sahip çıkmanın, onun belli başlı kaygısı olduğunu anlıyoruz bu notları okudukça. 1960’tan beri günlük tutan Ruşen Hakkı, çoğu gazete ve dergilerde yayımlanan edebiyatla, sanatla, politikayla, toplumsal olaylarla dokunmuş, birçok sanatçının anları ve anılarıyla, özel yaşamlarıyla ilgili günlüklerinin 11 Eylül 1972–28 Mart 1995 arasındakileri Bir Şafaktan Bir Şafağa; 1997’den itibaren ve büyük bölümü İnsancıl, Güzel Yazılar, Evrensel Kültür dergilerinde yayımlanan günlüklerinden seçmeleri Körfez Güncesi ve Güne Düşen Benekler adıyla kitaplaştırdı. Dostluklarıyla, sevgisiyle, edebiyata sıcak yaklaşımıyla, vefasıyla “İşte Ruşen Hakkı bu!” dedirten yazılarla dolu iki yapıt da. Ondaki insan sıcaklığının içtenlikle ortaya dökülüşünü görüyoruz bu günlüklerde. Ondaki dostluğa verilen değerin, değerleri savunmanın, belleklerin silinmesine karşı çıkmanın ve genç kuşak edebi yatçılara sahip çıkmanın müthiş bir biçimde görüldüğü günlükler bunlar. “Günleri Notlamak” diyor bu yazılarına kendisi. Okuduğu kitaplarla ilgili düşüncelerini, postasına gelen dergilerin sevincini, yayımlanan yazılarını, dostlarıyla söyleşilerini, özlemlerini, umutlarını, acılarını ve elbette hüzünlerini koymuş bu yazılara. Zaman zaman güncel olayların haberini vererek, zaman zaman kimi dostlarını anarak çeşitlendirdiği bu yazılarıyla kendi tarihinin tanıklığını da sergiliyor Ruşen Hakkı. Mektuplarla, kitaplarla, anılarla yakın tarihimizin ve edebiyatımızın Ruşen Hakkı’ca güncesini sunuyor. Onun günlüklerinden edebiyatımızın nabız atışlarını izleyebiliriz dersem yanlış bir şey söylemiş olmam sanıyorum. Yalnızca İzmit’i, Körfez bölgesini değil, dostlukları, ilişkileri, sevgisi ve sıcaklığıyla tüm ülkemizi kucaklayan edebiyat günlükleri bunlar. Kitapta adı geçenler dizinine bakmak bile bu yargının ne kadar gerçekçi olduğunu kanıtlar diye düşünüyorum. ALÇAK GÖNÜLLÜ USTA Yazmayı, sevişmek ve rakı içmek gibi seven; yazmayı yaşama katılmanın ve direnmenin bir parçası sayan; edebiyatımızın ve kültürümüzün bu alçakgönüllü ustasına, Anadolu’nun İzmit’inden her yerine uzanan bu edebiyat ustasına, Ruşen Hakkı’ya selam olsun diyen dostları onun 50. sanat yılını kutladılar (18 Aralık 2002). İzmit’te Kocaeli Üniversitesi’nde düzenlenen “Ruşen Hakkı: Şiirle 50 Yıl” etkinliği, ona bir vefa borcu oldu dostlarının. KAYÖD’ün (Kocaeli Yüksek Öğrenim Derneği) anlamlı bir sahiplenmeyle Ruşen Hakkı adına ödül koyması da değerbilirliğin ülkemizde hâlâ yaşanabildiğini gösteren bir olaydır. Ruşen Hakkı, hep çocuk. Ruşen Hakkı, hep dost. Ruşen Hakkı, aşkla, hüzünle, içtenlikle, doğayla bütünleşmiş bir insan. Ruşen Hakkı, güler yüzünü eksik etmeyen bir inatçı yazar. Ruşen Hakkı, hep sevgi ve sevecenlik dolu bir ağabeyi genç yazarların. Ruşen Hakkı’nın anısına selam. RUŞEN HAKKI’NIN KİTAPLARI Şiir: Köprü (Yeditepe Yayınları, 1962), Yuvarlak Masa Oturumu (Yeditepe Yayınları, 1964), Hüznün Dalgın Kuşları (Yeditepe Yayınları, 1968), Dağlama (Yücel Yayınları, 1974), Çakmaktaşı Kav Kıvılcım (Türkiye Yazıları Yayınları, 1980), Canevimden (Gerçek Sanat Yayınları, 1989), Üretimde Sevda (Gerçek Sanat Yayınları, 1993), Elini Hünerle Kuşlara Yelek Giydir (Gerçek Sanat Yayınları, 1999), Değirmen: 1962– 1999 (seçme şiirler, 2003, Evrensel Basım Yayım), Balkonda Akşamüstü (2005) Öykü: Sokağın Ucu Deniz (Yelken Yayınları, 1977; yeni basım Üçüncü Öyküler Yayınları, Bütün Öyküleri I içinde, 2000), Irmak (Yalım Yayınları, 1979; yeni basım Üçüncü Öyküler Yayınları, Bütün Öyküleri I içinde, 2000), Kentin Konukları (Gerçek Sanat Yayınları, 1990) Sırtı Çilçileği Bahçesi Kadın (Özgür Kocaeli Yayınları, 1996), Bütün Öyküleri I: Sokağın Ucu DenizIrmak, (Üçüncü Öyküler Yayınları, 2000), Bütün Öyküleri II: Serçeler ve Kediler (Gerçek Sanat Yayınları, 2003) Roman: Umudun Çiçeklendiği Günler (Gerçek Sanat Yayınları, 1991) Günce: Bir Şafaktan Bir Şafağa (Gerçek Sanat Yayınları, 1997), Körfez Güncesi (Üçüncü Öyküler Yayınları, 2003), Güne Düşen Benekler (Gerçek Sanat Yayınları, 2005) Çocuk kitabı: Benim Sevgili Papatyam (Gerçek Sanat Yayınları, 2002) 28 NİSAN 2011 SAYFA 17 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1106
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle