04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

‘Düşünce üretiminin durak bilmeyen dinamosu’ Server Tanilli Server Tanilli, öğretmek ve aydınlatmak sevdalısı bir bilim adamı kimliğini tekerlekli sandalyede başlayan yeni ömründe, Türkiye’nin aydınlığına yeni yeni çiçekler açtırarak sürdürdü. Adı uygarlıkla, aydınlıkla, demokrasiyle birlikte anılmaya başlandı. Adını taşıyan yazılar, sesini içeren konuşmalar, bilimin ışığıyla yaptığı çalışmalar bir bir kitaplaştıkça onun adıyla birlikte uygarlık, aydınlık, demokrasi savaşımımız da zenginleşti. Özgür düşüncenin yılmaz bir savunucusu olarak ünlendi. ? Öner YAĞCI “Bir konuyu en başından alıp çağdaş yerine oturtma, böylece ansiklopedik denecek temel bilgileri saptama, Tanilli’nin en belirgin yöntemidir… ‘Nasıl’ sorusunu sorarak, gerçekleri bir türlü anlamak istemeyenlerin kafasına kafasına vurur… O, bir uygarlık işçisidir. Sevecen, uygar ve ‘insan’dır.” Adnan Binyazar erver Tanilli, Aydınlanma ve demokrasi savaşımımızın bilgesi. Uygarlık arayışının bir gerçek insanı. Dilinin, yurdunun sevdalı bir canı. İnsanının çağdaşlık arayışının zorlu kılavuzu; özgürlük kavgasında aklın ve sırtın dayanacağı bir güven ve bilgi anıtı. Özgür düşüncenin yılmaz savunucusu, kitaplığımızın aydınlık saçan, vazgeçilmez bir köşesinin sahibi. 18 Mart 1931 doğumlu. Memur çocuğu, hukukçu, sonra öğretmek ve aydınlatmak sevdalısı bir hoca... Uygarlık savaşımımızla özdeşleşmiştir o. “Uygarlık tarihi” denince onun adı gelir akla. Uygarlık Tarihi, onun İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde öğrencilerine anlattığı dersin titizlikle hazırlanmış; uygarlıktan korkanların mahkemeye verdiği, yargılattığı, sonradan kitaplaşıp kültür tarihimizin başyapıtlarından biri haline gelen ders notlarıdır. Uygarlık Tarihi ile bilimin onurunu korumakta, kürsüyü gerçek kürsü kılmaktadır. Onun Uygarlık Tarihi beyinlerin pasını silen, gerçeğe ve aydınlığa çağıran bir onurlu sesleniştir. O günkü teknolojinin “teksir” olanağı ile elden ele gezmekte, zihinleri açan gerçekliği ile geçtiği ellerde izler bırakmaktadır; aydınlık izler... Önce yasalar, sorgular, yargılar girer SAYFA 16 ? 29 ARALIK S devreye. Ne yapmak istemektedir Uygarlık Tarihi? Savunur dersini Tanilli. Ne yapmak istediğini anlatır, insan için güzel şeyler istediğini; çağdaş uygarlığı, toplumsal adaleti, düşünce özgürlüğünü, eşitliği, kardeşliği, barışı, demokrasiyi istediğini söyler. Bunları isteyen birçok insanın yaşamış olduğunu söyler Anadolu’da. Onlarla aynı damardan beslendiğini söyler. Yasalar daha fazla gelemez üstüne, çünkü bir hukukçu vardır karşılarında, dahası bir anayasa doçenti... UYGARLIK TARİHİ Tanilli’nin Uygarlık Tarihi ile ilgili yargılanması, bilimle bilim düşmanlığının, akılla akıl dışılığın, hoşgörüyle bağnazlığın, aydınlıkla karanlığın çarpıştığı bir alana dönüşür. Savunması Attilâ İlhan’ın “o sözler ki kalbimizin üstünde/ dolu bir tabanca gibi/ ölüp ölesiye taşırız/ o sözler ki bir kere çıkmıştır ağzımızdan/ uğrunda asılırız.” dizeleriyle biterken aydınlık damarlarını birbirine bağlama ustalığı sergiler ve yıllarca sürecek bir inadın muştusunu da verir. Aydınlanma ve demokrasi savaşımında “ben de varım” demenin yürekli, onurlu, bilinçli, susturulamaz bir çığlığıdır bu. Yalnızca bir anayasa hukuku doçentinin değil bir genç kuşağın ve daha sonraki genç kuşakların öğretmeni olacak olan sarsılmaz bir aydınlığın çığlığıdır. Bu çığlık, Uygarlık Tarihi ile aydınlatırken, ışığının şiddetiyle dikkati çeker, çünkü bir mirası devralıp sürdürenler güçlü bir omuzdaş kazanmıştır. 12 Eylül’e doğru doludizgin gidilmektedir Türkiye’de. Toplumsal çalkantılar içinde bilimin yol göstericiliğiyle aydınlık, özgürlük, demokrasi, adalet arayanlar, yasaların ve devleti yönetenlerin kıskaçları altında fena halde yaralanmaktadır. Faşizmin saldırganlığından paylar alınmaktadır çeşitli 2011 çeşitli. Zorlu günlerdir, bilimin de sınav verdiği günler... Tanilli’nin özlediği yaşama biçiminin düşmanı yalnızca yasalar ve yöneticiler değildir. Kiralık katilleri, tetikçileri vardır. Onlar, aydınlığın, yurtseverliğin düşmanlarıdırlar ve yurtseverliğin, aydınlığın savunucuları olanları yıldırmakla, öldürmekle ünlenmektedirler. Uygarlık Tarihi’nin bilinçli, duyarlı, kararlı hocası da hedeftedir artık. Aydınlığın bu güçlü soluğunu da kesmek için listelerine alırlar. Ümit Kaftancıoğlu’nu, Ümit Yaşar Doğanay’ı, Cavit Orhan Tütengil’i, Doğan Öz’ü, Bedrettin Cömert’i, Orhan Yavuz’u, Necdet Bulut’u ve daha birçok aydını, öğretmeni, yazarı, bilim insanını, genci vuran daha sonra birçok insanımıza uzanacak olan eller, Tanilli’ye de uzanır; vururlar onu. 7 Nisan 1978’dir. Kurşunların verdiği hasar, yıllar süren tıp uğraşılarından ve Tanilli’nin yaşamak ve dünyanın aydınlığına bir şeyler katmak çabalarından sonra, tekerlekli sandalyeyle yaşamını sürdürecek kadar giderilebilir. Ama öldürülen dostlarının soluğunu da soluğuna katmışçasına Tanilli, tekerlekli sandalyedeki yaşamından aydınlıklar damıtmayı sürdürür. Dost aydınlıkların küllerinden doğan bir “Anka Kuşu” olur… Strasbourg’da Türk Etütleri Enstitüsü’nde 15 yıl akademik çalışmalar yapan Tanilli, Türkiye’de yaşananların tam yüreğinde duyumsar kendini. Ülkemizde hangi sorun yaşansa bir bakarız o, önce konuşmalarıyla, yazılarıyla, tavırlarıyla, sonra da bir kitabıyla yücelir. Toplumumuzun yaşadığı sorunlara bilimin ışıldağını yöneltir; konuşur, yazar, toplantılar düzenler, mesajlar iletir, bildiriler sunar, aydın tavrının sık rastlanmayan bir örneği olur. Gazetelerde, dergilerde yazıları yayımlanır, toplantılarda mesajları okunur ve kitapları çıkmaya başlar ardı ardına. Kitaplar çoğalır ve “Server Tanilli Kitaplığı” olanca aydınlığıyla gülümser... Server Tanilli, öğretmek ve aydınlatmak sevdalısı bir bilim adamı kimliğini tekerlekli sandalyede başlayan yeni ömründe, Türkiye’nin aydınlığına yeni yeni çiçekler açtırarak sürdürdü. Adı uygarlıkla, aydınlıkla, demokrasiyle birlikte anılmaya başladı. Adını taşıyan yazılar, sesini içeren konuşmalar, bilimin ışığıyla yaptığı çalışmalar bir bir kitaplaştıkça onun adıyla birlikte uygarlık, aydınlık, demokrasi savaşımımız da zenginleşti. Özgür düşüncenin yılmaz bir savunucusu olarak ünlendi. Bir aydın, bir yurtsever, bir devrimci, bir demokrat, bir insan hakları savunucusu, bir özgürlükçü olan Tanilli’nin yaşamımızın aydınlığını çoğaltan kitapları şunlar: Uygarlık Tarihi, uygarlıktan korkanların mahkemeye verip yargılattığı, sonra kitaplaşarak kültür tarihimizin başyapıtlarından biri haline gelen, genç kuşakların, yaşamın ve insanlığın yönelimlerini merak edenlerin abecesi olan ders notlarıdır. Bizim kuşağın elinden düşmeyen, seminerlerin temeli olan, cezaevi koşullarında umudun ve kararlılığın sürdürülmesine katkısı yadsınamaz olan bir kitaptır. 12 Eylül döneminde bilimden ve gerçekten uzaklaştırılan üniversitelilerin yaşamla bağlantılar kurmalarının önemli kaynaklarından biri oldu. İnsan olmanın erdemini ve insan soyunun savaşımının kıvancını anlatarak en zor koşullarda bile insanın güzellikleri kazanabileceği duygusunu uyandırarak o zor dönemde tarihsel bir boşluğu doldurdu. Devlet ve Demokrasi, toplumumuza yeni bir anayasa dayatıldığı koşullarda bir aydının ülkesine çağdaş bir yaşam biçimi önerisidir. Yapıtında bilimin aydınlattığı yaklaşımla ülkeyi sahiplenmenin zorunluluğunu belirten Tanilli, kendine özgü biçemiyle kafasını yoracak olan herkesin öğrenebileceği bir yöntemle çıkar okurun karşısına. Anayasa hukuku kavramını; devletin ne olduğu, kökeni, tipleri, biçimleri, hukukun kuralları, anlamı, rolü konularındaki bilgilerden sonra açıklayan Tanilli, “Demokrasi” bölümünde Batı demokrasisi, Marksizm ve demokrasi, faşizm, Türkiye’deki demokrasinin sorunları konularını işler. “Anayasa” bölümünde anayasaların doğması, gelişmesi, yapılması, değiştirilmesi, denetimi başlıklarıyla Türkiye’deki anayasa tarihçesini çıkarır. Sonraki bölümlerde kamu özgürlükleri, siyasal partiler, yasama, yürütme, idare, milli savunma, bütçe ve planlama, yargılama, uluslararası ilişkiler konularını inceler. DİŞE DİŞ MÜCADELE Bu iki yapıttan sonra Tanilli kitapları olağanüstü bir hızla toplumsal yaşamımıza girmeye başlar. 1984’te, Yüzyılların Gerçeği ve Mirası: İnsanlık Tarihine Giriş adlı 6 ciltlik çalışmasının ilk cildi yayımlanır. “İnsanlığın tarihine başlangıcından bugüne kuşbakışı bakmayı amaçlayan” bir çalışmadır bu. Tarihin, insanlığın gelişme ve ilerlemesinin yaratıcısı olan devrimci, ilerici, demokrat güçlerin umutlarını tazeleyen bir özelliği olduğundan yola çıkan Tanilli’nin bu yapıtının özgün yanı, tarihi ele alışındaki yöntemdir. Bu kitabında okuyucunun “kuru askeri zaferler, içi boş fetih öyküleri” dinlemeyeceğini, “Çağlar boyunca ezilmiş, horlanmış insanların daha güzel bir dünya adına hiç tükenmeyen, tersine her an tazelenen dişe diş mücadelesini” göreceğimizi söyler. Bu böyle olunca, tarih çapındaki kavganın insanın yaşamını da ilgilendirdiğini, tarihin geçmişte olup bitmiş bir şey olmadığını, bugünü de kucaklayıp yarınlara uzandığını anlayacağımızı vurgular: “Tarih, dünü anlatırken bugünü aydınlatır ve yarınlar için de bir şey söyler.” Tanilli’nin yarınlar için de bir şeyler söyleyen tarihinin İlk Çağ adlı ilk cildinde, ? insanın kökeninden, insanlığın do ? ğu cul evrimin langıcın sınıflı to nu, tarih nı ve tar ren “Gi ğu” böl Eski Mı listin’in “Yunan kaik ve na’nın, uygarlığ İlkel İta yeti’nin küşünü luğun v Tanil yaşayan ölümsü yaşamın hanın R şamöyk açısında “Yaşad ludur. Y olgunla Hugo’n birlikte pıtların yazdıkla yapıt, T Hugo’y 1986’ cildi yay tadan so cenin fe aklın ve yepyeni “Karan tanımla duğunu Düzend ve Doğu beleri, İ Alacaka gelişme ve Moğ yenileni Moğol A dern Av Feodal mu, Av altında Feod sömürg manya’d ler başlı burjuva doruğu kültürü Yüzyılla yayımla si için fa Nasıl Bi 12 Eylü sayılabil si?” sor liğimizin duğunu kavgasın daha çiz runların ceği ina lışmasın demokr lardan a gütlenm tutarlı b dele ver bir göre görev d sahip çı Tanil ğiştiren olan Fra rumlayı rini araş eğitimin CUMHURİYET KİTAP SAYI 1141 CUMH
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle