07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Tülay Akkoyun’dan ‘Daphne’ Yeni bir yazar Tülay Akkoyun, bir ödül de kazanmış olan Daphne adlı ilk öykü kitabında, nesnelliğin ve duyarlılığın bir etkileşimini sunuyor bize. Yazarın insan acısı karşısındaki duygudaşlığı okurun içine dokunuyor. Gerçekten yüreğiniz çiziliyor, okurken. Acıya adanmış öyküler bunlar, melodramatik olmadan, acıyı okuru tavlamak için bir araç olarak kullanmadan. Ë Erendiz ATASÜ ülay Akkoyun’u ilk kez birkaç yıl önce, İzmir’deki bir toplantıda Sait Faik üzerine verdiği bildiriyle tanıdım. Hikâye yazdığını öğrendiğimde şaşırmadım; o çok başarılı Sait Faik bildirisi hem edebiyat bilimci bir araştırmacının titizliğiyle hem de bir yazarın duyarlığıyla kaleme alınmıştı; o nedenle hep kapsamlı hem de derinlikliydi. Acıyı hissederek yansıtmakla, araçsallaştırmak arasındaki ince ayırım edebiyat için önemli bir dengedir. Nesnellik buradadır işte ve ıstırap çekenler konusunda seçici olmamakta. Çoklukla kaybedenlerin öyküleri bunlar. Sevgi ilişkilerinde aldatılmış veya terk edilmiş kadınların (Aşkın Ters Düşümü) ve erkeklerin (Kesik Parmak) ıstırabı… “Geride içini acıttığın birisini bırakarak, yeni bir aşkı doyasıya yaşamak olası mı?” (s. 56). Bir çocukluk suçu yüzünden tüm hayatı yitirenlerin (Pekmez ve Bir Diş Sarımsak) hazin macerası… Yalnız kalanların yalnızlıktan kurtulabilmek için giriştikleri boşa giden trajikomik çabalar (Ålem Adamdır Benim Babam)… Eğitimsiz, işsiz, kimsesiz bir kadının evlilik kurumunun içinde ve hayat karşısında düşebileceği çaresiz durum (Gece Yarısından Sonra Zina)… Yazar, bazen mizahi bir dille dengelemiş acıyı (Âlem Adamdır Benim Babam), bazen sürpriz bir sonla enjekte etmiş zihnimize (Gece Yarısından Sonra Zina). Sersemletici bir son, asıl anlamı okur zihninde damla damla, yavaş yavaş yayılan ve yayıldıkça acının ağırlığını açığa çıkartan… Âlem Adamdır Benim Babam, Çakış O Çakış hikâyelerinde görüldüğü üzere, yazar birkaç cümleyle tip çizebilme başarısını sergiliyor. Yaşlı, yalnız adam ve yaşlı Yörük kadını… İlk bakışta aykırı örnekler olarak görülebilse de, hepsi bizden, toplumun ve hayatın içinden insan manzaraları, aslında. Öyküler üzerinde düşününce, çarpıcılığın yazarın bilinçli kurgusunun eseri olduğu ve bu kurgunun altında hayatın ta kendisinin yattığı çıkıyor ortaya. Tülay Akkoyun, dile hâkim olduğunu da gösteriyor. Kimi öyküler, gündelik konuşma diliyle, hatta bazen argoya kaçan ama bayağılığa düşmeyen akıcı bir söylemle kaleme alınmış, Âlem Adamdır Benim Babam’da olduğu gibi. Kimi zamansa dil eğretilemeli ve ahenkli, şiirsel: “Bir gün bir deniz kenarında, Akdeniz ya da Ege’de kalmıştır yüreğin, dalar gidersin, gözlerin karışır denize, deniz yansır gözlerine . Deniz delirir kimi zaman, delilik yansır gözlerine. Deniz deli, bakışların deli, deniz mavi, bakışların mavi, hele bir birleşince deli ve mavi korkarlar çakmak çakmak bakan gözlerinden. Oysa mavi erinç, mavi dinginlik, mavi içindeki arayıştır, bilmezler . Hani bir dalabilseler o maviliğin içine, bir karışabilseler, akabilseler küçük derelerin dayancıyla ulaşabilseler denize. Kanıtlayabilseler sevgiyi” (s. 15). Dilin imgeselleştiği kimi pasajlarda görsellik, renklerle gerçekten güçlü, örneğin kitaba adını veren öyküde. Daphne ince bir kitap. Yazarının, bir ilk kitaptan beklenmeyecek olgunluğu sergileyerek, kimi yazarlık sınavlarını başarıyla geçtiğini kanıtlıyor. Kalem darbeleriyle tip çizebilmek, amaçlanan etkiyi sağlayabilmek üzere kurguyu eğip bükebilmek, dili öykünün konusuna ve öykü kişisine uyacak biçimde gündelik dilden, imgesel dile uzanan bir çeşitlilik içinde kullanabilmek gibi beceriler, bunlar. Tek yadırgadığım, kitabın ve aynı adlı öykünün adlarının (Daphne) Türkçe yazım kurallarına uygun yazılmamış olması. Apollo’nun saldırgan aşkından ürküp de defne ağacına dönüşen su perisi Dafne’nin özgün adı da Yunan alfabesiyle yazıldığına göre, ne özgün ne de Türkçe harflemeye uyan bu çeşitlemenin neden yeğlendiğini anlayamadım. Ayrıntı mı? Değil. Hele Tülay Akkoyun gibi, gündelik dille yazdığında, Türkçenin zengin deyimlerini, birçok yazarın tersine, bol bol ve tam yerinde kullanan bir yazar için hiç değil. Daphne, dilimizin yeni bir yazar kazandığını muştuluyor. ? Daphne/ Tülay Akkoyun/ İlya İzmir Yayınevi/ 74 s. SAYFA 23 T CUMHURİYET KİTAP SAYI 1073 Tülay Akkoyun
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle