22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Y eryüzü Kitaplığı CELÂL ÜSTER celaluster@cumhuriyet.com.tr Japon olan İrlandalının gizemli öyküleri: ‘Kvaidan’ on altıncı günü (eski ay takvimine göre) çiçek açar. Yani çiçeklenme dönemi Büyük Soğuk zamanına rastlar; oysa normal olarak bir kiraz ağacı çiçeklenmek için bahar aylarını beklemelidir. Ama Jinrokuzakura kendine ait olmayan, daha doğrusu bir zamanlar başka bir canlıya ait olan bir hayatın çiçeklerini vermektedir. Bu ağacın içinde bir adamın hayaleti bulunur. “Bu adam İyolu bir samuraydı; ağaç da onun bahçesinde bulunuyordu. O sırada ağaç tam zamanında, yani mart sonlarında ya da nisan başlarında çiçekleniyordu. Adam çocukluğunda o ağacın altında oynamıştı; annesi, babası, büyükannesi, büyükbabası ve onların ataları yüzlerce yıldan beri ağacın çiçeklenen dallarına, parlak renkli kâğıtlara yazılmış, övgü dolu şiirler asarlardı. Bir gün geldi, adam da çok yaşlandı; üstelik çocukları bile ölmüştü. Dünya üstünde o ağaçtan başka hiçbir şeyi kalmamıştı. Heyhat! Bir yılın yaz aylarında ağaç sararıp soldu, sonra da öldü. “Yaşlı adam ağacın ardından derin bir yasa gömüldü. Derken iyi yürekli komşuları onu avutmak için genç, çok da güzel bir kiraz fidanı bulup bahçesine diktiler. Yaşlı adam çok sevinmiş gibi görünerek onlara teşekkür etti. Oysa aslında yüreği hâlâ kederle doluydu, çünkü eski ağacını o kadar seviyordu ki, hiçbir şey onun yerine geçemiyor, adamı avutamıyordu. “Sonunda aklına pek mutlu edici bir fikir geldi; yok olan ağacını kurtaracak çareyi bulmuştu. (O gün birinci ayın on altıncı günüydü.) Doğru bahçesine çıktı, sararıp solmuş ağacın önünde eğildi ve onunla konuşarak şunları söyledi: ‘Şimdi sana yalvarıyorum; lütfet de bir kez daha çiçek aç; çünkü senin uğruna öleceğim.’ (Zira, genel inanışa göre, insan kendi canından vazgeçerek tanrıların yardımıyla bir başka insana ya da başka bir yaratığa, hatta bir ağaca can verebilir, böylece bir canlıdan ötekine hayat geçebilir; buna migavari ni tatsu, yani ‘başkasının yerine geçmek’ denir.) Yaşlı adam sonra ağacın altın ak bir bez ve birçok örtü yaydı, hepsinin üstüne oturarak samuray usulü harakiri yaptı. Bunun üzerine adamın hayaleti ağacın içine girerek hemen o saatte ağacı çiçeklendiriverdi. “Her yılın birinci ayının on altıncı gününde, kar mevsiminde ağacın çiçeğe durması işte bu yüzdendir…” Kvaidan’daki gizemsel, şiirsel öykülerin çarpıcı bir özelliği de görsellikleri. Hemen her öyküde, eski Japon resminden bir ya da birkaç görünüm beliriveriyor okurun gözünde. O yüzden, Japon sinemasının ustalarından Masaki Kobayaşi’nin 1964 yılında Hearn’ün dört öyküsünü beyazperdeye uyarlaması ve filmin ertesi yıl Cannes Film Şenliği’nde Seçici Kurul Özel Ödülü’ne değer görülmesi bir rastlantı olmasa gerek. Lafcadio Hearn’ün, bu kitaptaki öyküleri, eski Japon kitaplarından, eski Japon masallarından aldığını söylemiştim. Ama İlkin, 2003’te, Samih Rifat yayımlamıştı K Kitaplığı’nın Küçük Kitaplar dizisinden, Zeynep Avcı çevirisiyle. Lafcadio Hearn’ün Kvaidan’ındaki yabansı öyküleri ilk kez bu seçkiden okumuştum. Daha sonra, bu yılın başlarında, Can Yayınları’nın Dünya Klasikleri’nden çıktı Kvaidan; yine Avcı’nın çevirisi ve daha kapsamlı bir derlemeyle. vaidan’ın “açıklayıcı” bir altbaşlığı var: “Tuhaf Şeylere Dair Öyküler”. Bu öykülerin birçoğu eski Japon kitaplarından alınmış, bazıları Çin kökenli. “YukiOnna” adlı öyküyü ise bir Japon çiftçiden dinlemiş Lafcadio Hearn. Kvaidan, “tuhaf öyküler” demek, yanılmıyorsam “hayalet öyküleri” anlamına da geli K yor. Kvaidan, bir bakıma, bir eski Japon masalları derlemesi; geleneksel Japon öykülerini yeniden kaleme almış Hearn. Kimileri, onun Poe ustanın yolundan yürüdüğünü söylüyor. Ne ki, buradan, Hearn’ün bir “korku öyküleri yazarı” olduğu sonucu çıkmamalı; tıpkı Poe’yu da düpedüz bir “korku yazarı” olarak görmemek gerektiği gibi. Kvaidan’daki kısa öyküler, gerçekte ölümle iç içe yaşanan gündelik yaşamın bağrındaki gizli, gizemli, düşsel, olağandışı, masalsı öğeleri yakalıyor ya da yaşama ve insana düşlemsel bir bakışla yaklaşıyor. Bu garip öyküler, belki okurun ruhunda ve teninde ürpertiler uyandırıyor; ama bu ürpertinin ardında, korkudan çok, usulca ilerleyen, ağır ağır akıp giden, sessiz bir gerilim yatıyor. Denilebilir ki, gerçekteki gerçekdışıyla yüz yüze gelmenin var ettiği şiirsel bir gerilim bu. Kvaidan’daki öykülerin, korku edebiyatından çok, fantastik edebiyatın benzersiz örnekleri olduğunu söyleyebilirim. Dilerseniz, “Jiurokuzakura” adlı kısacık öyküyü birlikte okuyalım: “İyo Eyaleti’nin bir bölgesi olan Vakegori’de hem çok eski hem de çok ünlü bir kiraz ağacı vardır; bu ağaca Jiurokuzakura, yani ‘On Altıncı Günün Kiraz Ağacı’ denir; çünkü yalnızca her yılın birinci ayının diyebilirim ki, geleneksel masallar, Hearn’ün kaleminde, başka bir “şey”e dönüşmüş. Bu eski öykülerin içeriği ve biçemiyle ne kadar oynadığını bilmek zor, ama çevirirken ya da yeniden yazarken ortaya bir başka “şey” çıkardığını sezmek o kadar zor değil. Bunu söylerken, Jorge Luis Borges’in Alçaklığın Evrensel Tarihi adlı yapıtından da yola çıktığımı itiraf etmeliyim. Borges de, Alçaklığın Evrensel Tarihi’ndeki “Zalim Kurtarıcı Lazarus Morell”, “İnanılmaz Düzenbaz Tom Castro”, “Günah Taciri Keşiş Eastman” gibi öykülerinde, bir zamanların namlı kabadayıları ve canilerinin sıradan yaşamöykülerini bir bakıma yeniden kaleme almak gibi bir yol seçmemiş miydi? Kitabına yıllar sonra yazdığı önsözde, o her zamanki incecik alaycılığıyla, “Bunlar, kendi başına öykü yazmayı göze alamayan, dolayısıyla da (hiçbir estetik haklılığı olmadığı halde) başkalarının masallarını bozup çarpıtarak kendi kendini eğlendiren utangaç bir delikanlının sorumsuzca oynamaya kalkıştığı oyunlardır” demiyor muydu? Kvaidan’ın bir adı da Tuhaf Şeylere Dair Öyküler; ama unutmamak gerekir ki, kitabın yazarının yaşamı da “tuhaflıkta” öykülerden aşağı kalmıyor. Hearn, 1850’de, Yunanistan’ın batı kıyısı açıklarındaki İon Adaları’na bağlı küçük bir adada, Levkas’ta (Lefke) dünyaya gelmiş. O sıralar İon Adaları İngiliz işgali altında; Hearn’ün babası Charles Bush Hearn de İngiliz ordusunda albay rütbesi taşıyan bir cerrah. Annesi Rosa Antonia Kassimati de, Lefkeli bir ailenin kızı. Lafcadio Hearn, Yunan Ortodoks Kilisesi’nde Patricio Lefcadio Tessima Carlos Hearn adıyla vaftiz edilmiş. Baba tarafından İrlandalı Protestan akrabaları, Yunan Ortodoks Kilisesi’ni tanımadıkları için olsa gerek, onu evlilik dışı bir ilişkinin ürünü saymışlar. Henüz iki yaşındayken kendini Dublin’de, on beş yaşında da Katolik Koleji’nde bulmuş Hearn. Ne ki, çok geçmeden dinsel inancını yitirince on dokuz yaşında ABD’ye gönderilmiş. Buradaki ilk yılları büyük bir yoksulluk içinde geçmiş. Ama çeşitli gazetelerde çalıştıktan sonra, New Orleans kentinin yayın dünyasında saygın bir yer edinmiş. Daha o yıllarda Budacılık, İslam, Fransız ve Rus edebiyatları gibi konularda büyük ilgi uyandıran yazılar yazmış. 1890’da Harper’s Magazine için röportajlar yapmak üzere Japonya’ya gidişi, yaşamında dönüm noktası olmuş. İngiliz ve Amerikan kültürüyle yoğrulmuş Hearn’ün “Japonlaşma süreci”, bir samurayın kızıyla evlenmesiyle başlamış. 1895’te karısının soyadını alarak Koizumi Yakumo adıyla Japon yurttaşlığına geçen Hearn’ün, Japonya ve Japon kültürü üstüne çalışmaları ülke sınırlarını aşmış, Batı’yı etkisi altına almış. Hearn, Vaseda Üniversitesi’nde ders vermekte olduğu 1904’te 54 yaşında bu dünyadan ayrılmış. Yunanistan’da doğan, İrlanda’da büyüyen, ABD’de yaşayan ve sonunda “Japon olan” Hearn’ün gözden kaçırılmaması gereken bir özelliği de, Japon kültürüne bir Batılı olarak yaklaşmaması, yazdıklarının bir oryantalistin değil, “içeriden” bir yazarın kaleminden çıkmış olması. Bu eşine az rastlanır yazarın öykülerinin Türkçesini ise, Zeynep Avcı’nın kalemine borçluyuz. Samih Rifat’ın K Kitaplığı’nda tadımlık bir çeviriyle başlayan serüvenin genişleyip tamamlanarak bugüne ulaşması mutluluk verici. ? Lafcadio Hearn SAYFA 6 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1012
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle