19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ş Ş air, öykücü, eleştirmen, köşe yazarı Sule E. Egya, 20 Ekim 1976’da Nijerya’nın Nasawara Eyaleti’ndeki Usha’da doğdu. Nasawara Eyalet Üniversitesi İngilizce Bölümü’nde Yaratıcı Yazma ve Afrika Edebiyatı dersleri veriyor. Şiir, öykü ve yazıları Nijerya, ABD, Almanya, İspanya, Hindistan, İngiltere, Senegal gibi çeşitli ülkelerde yayımlandı. 2007’de dünya çapındaki Ganalı yazar Ayi Kwei Armah’ın danışmanı olarak çalıştığı Senegal’de doktorasını yaptı. Yapıtları: Agatu Culture: Songs and Dances (sözel şiir üzerine inceleme, 2002), Impotent Heavens (kısa öykü, 2004), Dream and Shame (kısa öykü), Knifing Tongues (şiir, 2005), The Writings of Zaynab Alkali (eleştiri, Dr. Umelo Ojinmah’la birlikte ortak kitap, 2005), Naked Sun (şiir, Aboki Yayınları, 2005), In Their Voices and Visions: Conversations with New Nigerian Poets (söyleşiler, 2007), What the Sea Told Me (şiir, Hybun International Yayınları, 2009). E.E.Sule, bugünlerde Sterile Sky adlı ilk romanı üzerinde çalışıyor. iir Atlası CEVAT ÇAPAN E. E. Sule/ Şiirler/ Çeviren: İlyas Tunç ‘Kim diyor eşit değildir diye parmaklar?’ Bir erkek keçi ve adalet duygusu, tanrılara sunulan şarap ve baobab ağacı batı silahlarının düzensiz öksürüklerinde kaybolmuş kahkahaları çıkaracak topraktan. Yazgısına terk edemem Darfur’u bırakamam onu haç ve hilal canavarının eline. Uzat kendini Darfur’a doğru, ey Deniz söndür alevini haç ve hilalin söndür terörün öfkeli dillerini haç ve hilal yamyamını boğuver. Karnınızın içindeki suyun hepsi gereksindiği şeydir Darfur’un vicdanın abdesti uğruna. Birleşme yerindeki bütün tuz gereksindiği şeydir Darfur’un gidermek için etinin iğrenç kokusunu. İSTİYORUM bir sabah vakti var bakışlarında senin ölümcül bir arzuyu diriltecek bakışlarında ruhumun sönen ateşinde nerdeyse küllenmiş yarını besliyor o sabahın körpeliği düşümün omuzlarında baygın düşen yarını dünya tasalarının kirecinde büzülüp kısalan kahkahalarında senin bir yılbaşı var kutlanmamış binlerce yıldır yüzyılların görkemiyle, ezgileriyle dolu uğulduyor şarkıları ruhumda gergin ritimlerle akıyor kanım zamanın iğdiş edilmiş bağırtılarından bir telde yaşamın su kabağı var senin kusursuz kalçalarında arzulu erkeklerin doyumsuz boğazının yutmadığı ama korunmuş bakire gülücüklerinin gökubbesinde bırak uzatayım başımı göğsündeki tepelerde yaşayayım sabahımı kutlayayım yeni yıllarımı yiyip tüketeyim su kabağımı düşleyeyim bırak doğuşunu yıldızlı gözlerinin ŞİİR YAZMAM GEREKİRSE şiir yazmam gerekirse çarpıtacağım anlamca sağcı kitlelerden gelen lezzetli mesellerin solcu çubuk krakerlerini. arayacağım yıldızlı göz yuvarlarını solcu felsefenin çözeceğim bağlı ilmeklerini sağcı giysilerin solcu terapi uygulayacağım yeryüzünün hastalıklı damarlarına zayıflatacağım yapışkan gücünü sağcı tatsız çorbanın ah evet şiir yazmam gerekirse SAYFA 23 kıracağım inatçı kozasını solun solcunun elindeki, değer vereceğim asıl tohumlarına, ele geçireceğim yumuşak meyveleri sağcının elinde sıkıca kavradığı onun geçkin öğretilerini barındıran solucanları da çıkaracağım ortaya PARMAKLARIN MESELİ Kim diyor parmaklar eşit değildir diye? Sezdiler parmaklar şaşılası cambazlıklarıyla aremu reformlarının edepsiz rollerini. Parmakların hızlı bacakları çiğnedi tarihi yalanları engin düşlerin uçurumlarını geçti yabanıl özlemlerle göçebe olan. Kim diyor eşit değildir diye parmaklar? Eşittir parmaklar vahşice mistik dillerin dile getirdiği canlı reformlar sahnesinde eller budandı, yontuldu bacaklar sünnetlerin adil ritimlerinde. Bu reformun dudakları üzerinde yazarın azgın aritmetiğine eşit duracaktır parmaklar geçmek için Deniz’i. Parmakların meseli şarkılı dansı dillerin. KRALLIĞI ELE GEÇİRMEK Acılarının krallığını, sevgili K tutuyorum bir yerinden canını bağışlamıyorum hiçbir düşmanın gülüşünün sosyolojisindeki Hatta kötürüm ederek koparıyorum özgürlükleri asi nehirlerin haram dudaklarıyla avutulmuş öksüz suların ikliminden! Korkma, sevgili K çünkü caka satıyorum Rüzgâr’dan bir kalkanla bilinmeyen bir yazgıyla savaşmak için bu son saldırıyı yapıyorken ben. Ve gün batımında zorla yapılacak savaş iniltilerinin krallığıdır senin Rüzgâr’ın keyifli kollarındaki kıskanç bir Deniz’in kem bakışları altında kum ve deltanın düşlerini bölen başıbozukluğa rağmen. ? SORUYORSUN Göçüp gitmiş kahramanlara niçin ağlıyorum? Niçin anıyorum ki geçmişteki kahramanları? Nerede kahramanları çağımızın? Benim çağımda ceninler dışında yaşamıyor kahramanlar Herod’un kılıçlarını karşılamak için doğmak en kötüsü timsahların kıtalarında büyümeye terk edilmek korkunç. Afrikada’ki en uzun ağaçlara çarpıyor gökgürültüsü. Rüzgâr’ın uzdiliyle geliyorum sana bir sığınak arayarak. Bir âsiyim alkımlar, yağmurlar ortasında uzun ağaçların çürüdüğü yerden, gök gürültüleri ülkesinden gelen. Niçin ağlıyorum göçüp gitmiş kahramanlara? Geçmişteki kahramanları niçin anıyorum ki? Çağımızın kahramanları nerede? ACİLEN Davet edin Darfur’u baobab ağacının altına, ey Deniz iki rengin, iki kehanetin, iki esaretin ikiz oğullarının arasındaki sorundur Darfur çözmemiz gereken. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1012
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle