19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Jean Baudrillard’dan ‘Gösterge Ekonomi Politiği Hakkında Bir Eleştiri’ Tüketmek var olmaktır(!) Gösterişe yönelik değerler mantığından söz edildiği bir zamanda, gösterge ekonomi politiğinin eleştirisini yapanların sayısı oldukça az. Jean Baudrillard, Gösterge Ekonomi Politiği Hakkında Bir Eleştiri‘de elini bu taşın altına sokuyor. Ë Ali BULUNMAZ “Üretim düzeni yalnızca mal değil, aynı zamanda bunları tüketecek uygun gereksinimlerle donatılmış insan üretir.” (Karl Marx) nsanın, tüketim çağında yaşadığı tartışmasız bir gerçek. Üstelik adı geçen tüketim, ihtiyaç nedeniyle de gerçekleşmiyor çoğunlukla. İnsana görece “rahat” bir hayat için ücret veren sistem, onun hem emeğini sömürüyor hem de çalışma dışı zamanını harcamaya ayırmasını istiyor. İhtiyaç dışı tüketim tam da burada doğuyor: Toplumsal ve kültürel kodların, ekonomik ve politik gücün önüne geçtiği düşünülürse harcama (tüketim) gösteriş için ya da itibarı sağlama alma adına gerçekleşiyor. hem de bu düzeni bozmak ister” (s. 15). Kısacası sahip olunan nesneler herkesin yerini bilmesini sağlama gibi bir işlevi gündeme getirir. Tüketim ideolojisi “eldekiyle yetinmeyi” savunmakla beraber, kişiyi yine harcama yapmaya yönlendirir. Buradaki mantık “ulaşamayacağından vazgeç, edinebileceğine el uzat” (s. 35); ama “yine de tüket!” biçiminde özetlenebilir: Sahip ol ve yenileyebileceğin kadarını yenile ki, uğradığın toplumsal ve kültürel düş kırıklığı azalsın!.. ilişki kurulmasına hizmet eder” (s. 211). Tüketim düzeni, alma ve kullanmaya yoğunlaşmış durumda. Tüketim amaçlı mallar da bu düzende, iletişim aracı biçiminde konumlanır. Ürünler ve mesajlar tüketilir, böylece soyut toplumsal ilişkiler ortaya çıkar. Baudrillard, burada televizyon örneğini verir. Televizyonun insanın özel yaşamını gözetleyen bir araç olarak görülmemesi gerektiğini söyler, ama çok daha ileri bir nokta vardır: “Televizyon, insanların kendi aralarında konuşmalarını engeller. İzleyici, sözlerine karşılık veremediği bu muhaFETİŞİZM, GEREKSİNİM... tabın karşısında tek başına kalır” (s. Baudrillard için tüketim nesnesi “sta215). tü, prestij ve moda farklılıklarını ima Her şeyin ötesinde, en önemli iletişim eden yan anlamlarla yüklü; belli bir aracı olarak “model”i gören Baudrilmarkanın belirlediği şeydir” (s. 58). lard, “modelin kodun egemenliğine girGöstergenesne de sahiplenilen, elde diğini ve gösterge (biçim) görünümüyle tutulan ve yararlanılan ya da kodlanmış ilişkili bir mantık üzerine oturduğuna” farklılıktan başka bir şey değil. Dolayıdikkat çeker (s. 221). sıyla tüketim, göstergenesne tüketmek Baudrillard, analitik bir yöntemle demek. gösterengösterilen olarak ikiye bölünBaudrillard’a göre “öznenin asıl amadüğünü ifade eder. Nesnenin çok değecı tüketmek değildir, insanı tüketime re veya karşıt anlama sahip olması, tasaiten şey, bir alma verme sistemine benrımın onu yararlı ya da estetik biçiminzeyen ve farklılık yaratabilmek, anlamde iki modele indirgemesini engellemez. lar yükleyebilmek amacıyla kod ve değiTasarım, işlevsel estetik ve yararlılık gişik statülere özgü değerler üreten topbi bir bölümlemeye giderek ideolojik lumsal yaşamdır” (s. 75). bir işlev üstlenir. Üretim süreci dışında kalan ve herEkonomi politik ve gösterge ekonomi hangi üretken bir iş yapmadan geçirilen “ŞEY”LEŞMEK politiği arasındaki ayrıma değinen Baboş zamanda insan, harcamaya yönelir Baudrillard gösterge ekonomi politiği udrillard, “ekonomi politiğin yararlılık ve maddi imkânlara sahip olduğunu içinde kitle iletişim araçlarına ayrı bir ilkesinden hareket eden meta mantığı gösterir. Boş zaman da tüketime ayrılır. yer ayırır. Kitle iletişim araçları “egeve değişim değeri sistemi olduğunu” Baudrillard’a göre tüketim ideolojisi bu men ideolojinin pazarlamacısı ve aracıvurgular. Gösterge ekonomi politiğinin şekilde boş zamanı da doldurur. sıdır; sahip olduğu biçim ve yol açtığı ise “tüm göstergeleri işlevsellik adı alBoş zamanı kaplayan tüketim ve sonuçlar doğrultusunda toplumsal bir tında basit bir unsur olarak sıraladığını onun, içinde yer ve değiştokuş değeri sisteminde aldığı moda, insabirbirlerine gönderme yaptıkları nı yeni göstergeler anlam üretim biçimi” olduğunu keşfetmeye zorlar. söyler (s. 243). Sistem, insana “biBaudrillard, satın almanın ya rey, gelirinin keyfi da daha doğru deyişle “yalnızca şekilde harcanacak almanın” insanı mutlu edip etkısmını dilediği gimeyeceğini sorgular. Değişim bi harcamakta özdeğeri (para), arzuları tatmin etgürdür” der. Bamede yeterli midir: “Değer yüudrillard da şunu celtilirken haz alma konusunda sorar: “Bir giysi ya hiçbir açıklama yapılmaz” (s. da otomobil satın 268). Ekonomik düzen yüceltalma, insanı besin meyi meta aracılığıyla gerçekleşmaddesi satın altirir. masından daha özDaha keskin bir belirleme gür kılar mı? İnyapmak gerekirse, değer süreci san, seçim yapma“kimsenin kimseye ihtiyacı olma gibi bir özgürmadığını” ortaya koyar; burada lüğe sahip olabilir “her şeyin bir karşılığı vardır” mi?” (s. 85). ve “herkes kaç paralık insan olTüketim “kültüduğunun bilincindedir” (s. 269). rü” ya da ideolojiBaudrillard’a göre nesne, simsinin temel mantıgesel değiştokuşta anlamlı bir ğı, tüketme eyledeğere sahipken, sonradan anlaminin “bir gerekmını yitirir ve “hiçbir şey” halisinim için olduğune gelir. Gösterge ekonomi polinu” vurgulamasıtiği, hem nesneyi hem de özneyi dır. Yani tüketim, istediği gibi biçimlendirip yön“gereksinim”le lendirebileceği “şey”e dönüştüambalajlanmaktarür. Sonuçta her şey, tüketilebidır. Böylece sislir bir meta oluverir. ? tem, “tüketici bi Jean Baudrillard’a göre nesne, simgesel değiştokuşta anreyler üretirken”, lamlı bir değere sahipken, sonradan anlamını yitirir ve “hiçGösterge Ekonomi Politiği yeni bir “köle ti bir şey” haline gelir. Gösterge ekonomi politiği, hem nesne Hakkında Bir Eleştiri/ Jean Bapi” oluşturur; kıs yi hem de özneyi istediği gibi biçimlendirip yönlendirebileudrillard/ Çeviren: Oğuz Adacası “bireyi tüketi ceği “şey”e dönüştürür. Sonuçta her şey, tüketilebilir bir nır, Ali Bilgin/ Boğaziçi Üniverci güce” dönüştü meta oluverir. sitesi Yayınevi/ 278 s. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1011 İ rür (s. 90). Baudrillard sistemi şöyle özetler: “Ekonomik üretim alanında uzun zamandan bu yana gerçek ve doğru olarak kabul görmüş bir şey varsa, o da, kullanım değerinin ortadan kaybolarak değişim değerine özgü bir mantığın ‘tüketim’ evreni ve kültürel sistemin genelini hemen tamamıyla egemenliği altına almış olduğu gerçeğidir” (s. 93). Baudrillard tüketimin fetişizm boyutuna değinirken, nesnelerin belirli güçlere sahip olduğunun düşünüldüğünü söyler. Sistem güçlendikçe “fetişist büyülenme gücü de artar” (s. 101). Fetişizm, beden ve güzellikte doruğa çıkar. Ruhun aynası olan beden, bu özelliğini yitirir ve “belli bir disiplin ve salt göstergelerden oluşan bir evrene boyun eğmek durumunda kalır” (s. 104). Göstergeleri pazarlamanın açıklamasını da yapan ekonomi politik, “gereksinimlere” gönderimde bulunurken, antropolojik çerçeve içine oturttuğu kullanım değerini güncel tutar. Bunun yanında Baudrillard, gösterge ile dünyayı birbirine bağlayacak köprünün bulunduğunu söyler. Ona göre ekonomi politik “birbirinden ayrılmış nesne ve özneyi gereksinim yoluyla bir araya getirmeye çalışır” (s. 189). DAYANILMAZ TÜKETİM İDEOLOJİSİ Baudrillard’ın “tüketim ideolojisi” dediği, gereksinim yerine gösterişe yönelme ya da harcama eylemini gösterişe dönüştürmekten başka bir şey değil aslında. Örneğin kadının ihtişamlı giysiler satın alması ve giymesi, güzel görünme amacı taşımıyor çoğu zaman. Giysi aracılığıyla “ait olduğu efendinin (erkeğin) sahip olduğu toplumsal iktidar ve ayrıcalığı kanıtlamak da ister” (s. 4). Satın alınan ve kullanılan, tüketim ideolojisi için artık işlevsel hale gelir. Değersiz nesneler, “akılcı” işlevlerle donatılır. Sahip olunan nesneler, onları elde tutan insanların statüsüne ilişkin “bilgi verir.” Baudrillard’a göre bu bir kısırdöngü; çünkü “nesnelere bakılarak belirlenen toplumsal kategori, gerçekte nesnelerden yola çıkılarak yapılan tanımlamaya denk düşer” (s. 11). Nesneler, davranışları düzenlemek için kullanılıp bireylerin istediklerini dışa vuracakları şeyler haline gelebilir: “İnsan, duyduğu toplumsal özlem ve arzularını, çocukları, giysileri ya da sahip olduğu nesneler aracılığıyla mı dışa vurur yoksa toplumsal kurallara boyun eğdiğini, kendini güvende hissetmek istediğini göstererek mi?” (s. 13). Baudrillard, nesnelere anlamlar yükleyerek, toplumsal ve kültürel bir hiyerarşinin oluşturulabileceğini söyler. Dolayısıyla kişiler de, kendi sınıfsal durumlarına göre nesnelerle kurdukları “ilişkiyi” yeniden düzenleyebilir: “Nesneler aracılığıyla her birey ve grup hem kurulu düzende kendine bir yer edinmek SAYFA 14
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle