07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ethem Baran’dan ‘Yarım’... Yarımın yarımları ze ustalıkla aktarmıştı. Sadece bunları mı? Sese dönüşen cevabı olmayan âşıkların umutsuzluğunu, işsizlerin toprağa düşen donuk yüzlerinin çıkardığı seslerin ağırlığını, ağır işlerde çalışan gençlerin çocuk yalnızlığını, hayatı bilmeden oynayan çocukların korkularının bedenlerinden ağır seslerini, solgun yüzlü çırakların ustalarına karşı pür dikkatle açılmış gözlerinin ince dokunuşlarını, dile gelmeyen sevdaların mahcupluğunu sonra... Taşraya ait ne varsa en çok da insana bütün bunları öykülerinde tane tane işleyerek sunmuştu bize. Ethem Baran, 12 Eylül dönemine ve sonrasında yaşanan gelişmelere eleştirel baktığı Yarım romanıyla okuyucuya, gittikçe daralan bir görüntüdeki gölgeleri ters yüz ederek göstermeye çalışıyor. Bunu yaparken günümüz insanının sıkışmışlık durumuna, çaresizliğine, sağlam olmayan duruşuna ince göndermeler yapıyor. Bu yüzden romanın ilk bölümlerine külrengi bir atmosfer hâkim. Umutsuzluk, baş edilmez bir yalnızlığın sokakları ve inançsızlık… Seksen öncesinin ve hemen sonrasının bulanık ve korkulu havası da buna eklenince, Yarım bir dönem üzerine kurulu Türkiye romanı oluyor. Ama bildik 12 Eylül romanlarından çok farklı bir çizgide ilerleyerek yaşananlara ve zamana farklı bir pencere açıyor. İyi ki böyle diyoruz sayfaları çevirdikçe… Dilin işçiliğinde bireyin, topluma, toplumun ise hiçbir şeye bakamamasının fotoğrafını gösteriyor bize Ethem Baran. Ve roman ilerledikçe, durup kendimize şunu soruyoruz: “Aslolan kimdir veya nedir?” ‘KARLAR ŞEHRİ’ Yarım, yarımını arayan bir yazarın uzakta bir yere, “Karlar Şehri”ne tayinin çıkmasıyla tamamlanmaya çalışılacak, zamanın pusta kalmış gerisini bulma, aynı zamanda yarımının kaderine tayin olma durumuyla başlıyor. “Her akıntıya kapılanın başına gelenler senin de başına geliyor, gerçeklik duygusunu yitiriyordun önce, sonra bütün bunlar gerçekmiş gibi geliyordu birden, yani bir bulup bir kaybediyordun, bir yandan da çıkmak istiyordun dışarı, hatta akıntıyı kontrol etmek istiyordun; öyle olunca da, sözcüklerin arasındaki boşluklar büyüyor, sen oralardan geçip bir de diğer yüzünden okumaya çalışıyordun.” Kendi içinden kendi içine bir yolculuktur bu esasında. Ama zaman parçalı; mekân, uzağa da uzak düşen bir dağılmadır. Kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerdir burası. Bu yüzden adı “Karlar Şehri”dir. Sadece bir ırmakla kendini var etmeye çalışan bir yer… Kişiliği olmayan sokaklardan, binalardan, gökten ibaret olan bu şehirde, yazar olan kahramanın umutsuzluğu sürekli dolanıp durur satır aralarında. “Uzak sözcüğü sevmek sözcüğüne de mi uzak? Uzağa alışmak için zamandan mı yardım ummalı?” Yazarı, bu şehirde bekleyen ve korkutan sevgisizliktir. Sevgisizlik, onun şehirle didişmesinin, bazen bir başkası olmasının ve bir hükümlüyle mektuplaşarak hayata tutunmasının nedenidir. Uzağa mahkum bir yazar… Her şeyden uzak bir hükümlü… Kendine bile uzak bir şehir… Romanın en önemli karakterleri oluyorlar. Ethem Baran’ın önceki kitaplarında bize gülümseyen taşra, bu kitabında değişmiştir. Bir kere rengi değişmiş, insanlar değişmiş, iklim değişmiştir bu romanda. “Donuk, renksiz, kırgın evlere; çamurlu ara yollara; hiç girmediğim, dolaşmadığım, dolaşmayı da aklımdan geçirmediğim sokakların sessizliğine; sessizliğin ağırlığının açtığı büyük boşluğa dalmıştım.” Şehirden şehre götürülen ve her şeyden haberdar olan yarımlardan, mahkumun hayata pozitif bakışına rağmen diğer yarım olan yazar, tek bir şehirde “Karlar Şehri”nde iç acıtıcı bir yalnızlığın içindedir. Hapishanede olanın beyninin özgürlüğü, dışarıda olanın tutsaklığıyla gerçek anlamda bir tezat meydana getirmektedir. Ethem Baran bunu öylesine ustalıkla veriyor ki, zamanın kırık parçalarından, sürekli gezinip duran mahkumun üzerinden dönemin fotoğrafını da gözler önüne seriyor. Oysa yazar, kendi içinde garip bir yalnızlığın sancısını çeker. Mahkum, bize 12 Eylül’ün yaşattıklarını, siyasi çatışmalardaki bilinçsiz döngüyü, oynanan oyunları anlatırken, yarımlardan yazar, sadece yaşadığı şehirdeki toplumsal olayların üzerinden hızla geçip kendi iç huzursuzluğuna geri döner. Aydın olarak göreceğimiz yazarın pasifistliği aslında zamanımız aydınına da ince bir eleştiri gibidir. Oysa ancak okumakla kendini var etmeye çalışan mahkum gerçek anlamda zihinsel bir aktiflik içindedir. Büyük bir saygı duyduğu yazara da şöyle bir eleştiri getirir: “Yalnız sende ve senin gibi yazarlarda gördüğüm bir eksiklik var: İnsan psikolojisi konusu. İnsanı anlatmak çok önemli.” Bir yazarın insanı anlatmamasının önemli bir nedeni de aslında yaşanan cunta dönemidir. Ama sanki mahkum, bunu bilmemekte, yazara cesur ol, demektedir. Çünkü mahkum olan yarım, zaten bir şekilde cesaretinin bedelini çekmektedir. Dört duvar arasında okuduğu Sartre, Camus, Fanon gibi yazarlardan da güç alır ve gittikçe dirençli, varoluşsal bir sese dönüşür. Kitap boyunca birçok yazardan ve düşünürden okuduklarını da katarak düşüncelerine, bir karşı duruş gösterir. ROMANIN ARKA FONU Ethem Baran’ın romanında zaman ve bilinç, mekânın gerçekliğinde derin bir kuyunun içindedirler. “Dünya çok derindi burada, yeryüzü çok derindi. Dipsiz, ufuksuz. Issız. Her dağın tepesinde yolunu, sesini, canlılığını yitirmiş mezralar.” Bu yazarın bilincinde şekilsizleşen şehre ait insanların görüntüsüdür. Aynı anda mekânla beraber zamanın da getirdiği umutsuzluğun belirleyicisidir bu görüntüler. Yazarın, zamanla bilincinin sabitlediği görüntülere takılıp kaldığını görüyoruz. “Suluboya resimleri andıran günler”dir zaman, bilinç, kendi kahramanlarının peşindedir. Ama feodal sistemin çarklarında, herkes siliktir. Kadın yoktur, çiçek yetiştiren yok, sevgilisiyle kol kola mehtaba karşı duran kimse yok… Bu yüzden kahramanları da yoktur yarımlardan yazarın… Bunun içindir, kahramanın kendi içine gömülmesi ve sürekli külrengi sözcüklerle konuşması… Zamanla kendini şehirle özdeşleştirmesi… Yarım, zengin çağrışımlarla bir 12 Eylül romanından daha fazlasına da sahip… Kırık dökük aşklar, sosyolojik irdelemeler, kadın sorunu, töre dayatmaları… Hepsi romanın arka fonunda ince ince işlenmiş. Yarım’da anlatılanlar uzağa aitmiş gibi dursa da tam da bulunduğumuz yere ait bir roman aslında. Karakterleriyle, kurgusuyla, dilinin pürüzsüzlüğüyle, zengin çağrışımlarıyla ve ilginç sonuyla Yarım, tam olmuş bir kitap olarak okunmayı bekliyor. ? Yarım/ Ethem Baran/ Doğan Kitap/210 s. Uzak kentler vardır, kent bile denilmez esasında oralara. Adı üzerindedir, uzaktır bir kere oralar. Uzağın ötesinde yokluk ile varlık arasında belli belirsizdirler. Adlarını duyarız bazen, daha çok kışın. Yolları kapayan kardan, töre cinayetlerinden, çatışmalardan, depremlerden, kuş gribi haberlerinden, yokluktan… Yokluk ne de yakışmıştır o coğrafyaya… Yok olan görünmez nasıl olsa… Ethem Baran, yeni yazdığı romanında ruhumuzu geçmişimizle, bizim dediğimiz ama bizim olmayan mekânlarla hesaplaşmaya davet ediyor. Bilinç akışının ters yüz edildiği bir zamanda, bir mekânda, koyu bir bulanıklıkta, kırık zaman göstergeleriyle okuyucuyu yola çağırıyor. Yoldan ağır ağır gölgeler, düşünceler, duygular geçiriyor. Tanklar… Ë Abdullah ATAŞÇI them Baran, önceki kitaplarında (Dönüşsüz Yolculuklar Kitabı, Unuttuğum Bütün Akşamlar, Bozkırın Uzak Bahçeleri) bozkırdaki yaşamların duru hallerini lirik bazen de ironik bir anlatımla sunmuştu bize. Taşraya ait ne varsa onların seslerini duymak mümkündü öykü kitaplarında. Takunya tıkırtılarından çay kaşıklarının şıkırtılarına, tespih tanelerinin birbirine ritmik dokunuşlarından yılan tıslamalarına, uzaklardan gelip uzaklara giden otobüslerin gece karanlığındaki esmer vınlayışlarından gönüllerde kırılan dalların çıtlamasına, katıksız dostluklardan içtenlikle kaldırılan çay bardaklarının tokuşturulmasına kadar, taşrayla bütünleşen ne varsa, hepsini bi E Ethem Baran, 12 Eylül dönemine ve sonrasında yaşanan gelişmelere eleştirel baktığı Yarım romanıyla okuyucuya, gittikçe daralan bir görüntüdeki gölgeleri ters yüz ederek göstermeye çalışıyor. SAYFA 6 CUMHURİYET KİTAP SAYI 957
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle