05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

O K U R L A R A Güngör Tekçe İstanbul’un en eski ailelerinden birine mensup. Yeni kitabı “Zâfir Konağı’nda Bir Tuhaf Zaman”da doğup büyüdüğü bu konağın insanlarını anlatıyor bize. İstanbul Beşiktaş’ta halen metruk bir halde duran konağın artık var olmayan dünyasına o dünyanın mekânları ve insanları arasında yapılan bir yolculuğa çıkarıyor bizi Güngör Tekçe. Düşle gerçek arasında gidip gelen şiirsel bir metin elimizdeki. Güngör Tekçe ile Nursel Duruel konuştu. Nursel Duruel’in işi elbette bununla bitmedi. Filiz Özdem’in romanı ‘Korku Benim Sahibim’ üzerine de sorular yöneltti Özdem’e. İç içe geçen arayışlarla iç içe geçen korkuların anlatıldığı romanın dehlizlerinde dolaşırken sizlere epey yardımcı olacak Duruel’in söyleşisi… Cemil Kavukçu yeni öykü kitabı “Mimoza’da Elli Gram”da, bir meyhaneye ‘sığınan’ insanları ve onların kendilerine yarattıkları dünyayı anlatıyor. Cemil Kavukçu ile Mehmet Çakır konuştu... Ahmet Ümit edebiyat ve derinden etkilendiği yazarlar üzerine araştırmalarını dergilerde yayımlamıştı. Bu yazılar şimdi ‘İnsan Ruhunun Haritası’ adıyla kitaplaştı. Edebiyatın insan ruhundu kurgusal bir gezi olduğu gerçeginden yola çıkan Ahmet Ümit’le Gülşah Büktür konuştu... Bol kitaplı günler… TURHAN GÜNAY eposta: [email protected] [email protected] S on on yıl içinde okuduğum yaşamöyküsü kitapları (Rilke, Pound, Char, vb.), hayli oylumlu, çünkü ayrıntılar üzerine kurulu çalışmalardı. Ülke edebiyatının, sanatının, düşünce yaşamının adına hayıflanmamak elde değil, bunlarla karşılaşıldığında: Malzemenin işlenmesi kadar korunması da usta ellere, sorumlu kurumlara kalmış, kültürel açıdan da ilerlemiş Enis BATUR toplumlarda. Geliyor tabloya, bakış açısı konusu ekleniyor: Ölçülülüğü esas alan bir arkeolojik perspektif egemen yaşamöyküsü alanında. Geçen yıl, Hüseyin Rahmi Gürpınar evini ziyaretimin ardından, o yapının açılışını inceleyen sisli dönemin öyküsünü, birinci elden tanık olmuş Ümit Beyazoğlu’ndan ve Can Sayıner’den ayrı ayrı dinlemiştim. Kurtulan kurtulmuş diye avunabiliriz bugün; oysa, yiten yitmiş arada. Yazarının ölümünün ardından, pek çok kıymetli belge savrulup gitmiş oradan oraya, kim bilir neler çarçur edilmiş. Hâlâ incelenmeyi, işlenmeyi bekleyen bir tomar evrak var evde, belki başka yerlerde de. Türkiye’nin en çok okunan yazarlarından birinin, şöyle dörtdörtlük bir yaşamöyküsel çalışmayla kuşatılmış olması gerekmez miydi? Dostum David Bellos’un, hangi akademik olanaklar ve yayıncı desteğiyle Perec’inkini kaleme aldığını bir yazımda aktarmıştım biz, uzaklardayız. Hüseyin Rahmi’nin yaşlılık dönemi üzerinde serseri mayın düşünüyordum, bu sorunlar üşüştü aklıma. O dönemin, Miralay Hulusi Bey’in ölümüyle başladığını ileri sürmek abartılı yorum olmaz sanırım. Yaşadığı ruhsal çöküşün fiziğine yansımasını ünlü bir mektubu ifade eder bütün açıklığıyla; Mısır’dan Refik Ahmet’e gönderdiği mektuptaki satırları oraya İstanbul’da tuttuğu ‘hatıra defteri’nden aktardığını belirtiyor yazar: “Yağmur çamları yıkadı. Matemi dinmez bir göz gibi hâlâ gökten damla damla kasvet yağıyor. Dağ başındaki inziva evimde yaşadığım hüzünlü saatler çile dolduran dervişler gibi Hüseyin Rahmi Gürpınar ruhumu tasfiye ediyor. Alelade zamanlarımda üstünkörü bir bakışla görüp geçtiğim uzaklara bakan falcı gözlerinden ne anşeyler şimdi bana ürküntü verecek birer layacağım?” derinlik alıyor. Adadaki bir mezar bütün Alıntı yaptığı bu defterin ne olduğunu dünyayı nazarımda kabristana çevirdi. bilmiyoruz. Mektup sürüyor sonra: Nereye baksam baş ucuna tahta parça“Hepsini gördüm. Hiçbir emosiyon duysı dikili bir toprak kümesi görüyorum. madım. Artık neşeyi de gamı da kanıkKalabalığı içinde tek başıma kaldığım sayan, sinirleri pörsümüş bir ihtiyar olvatanımdan muvakkat bir ayrılışla gididuğumu anladım. Müzeyi gezerken nayorum. Leyleklerin göçtüğü, kırlangıçlasılsa gözlerim bir aynaya tesadüf etti. rın uçtuğu nurlu ufuklara… Biraz da çöAman yarabbi, kendimi ne kadar göçlün kızgın kumları üzerine yaşlarımı sermüş, buruşmuş, sararmış gördüm…” peyim. Bakalım ehramların heybetleri Ahmet Refik Sevengil’in 1944’te yaönünde ne duyacağım? Burnu kulağı kıyımladığı Hüseyin Rahmi Gürpınar rık ebülhevlin cüzamlı bin cadı gibi Hayatı, Hâtıraları başlıklı kitabı, türünün Pervasız Pertavsız Hüseyin Rahmi’nin yaşlı şeytan olarak portresi mahçup ve acemi bir örneği sayılsa bile, kavurucu önemde işaretler taşır. Bir noktada yazarın karamsarlığına değinirken şu satırları düşer: “…öteden beri hayata ve etrafına şüpheli ve tetkikçi gözlerle bakmağa, insanların çehrelerini değil, dimağlarını ve olup bitenlerin içyüzünü görmeğe alışmıştı; yaşlandıkça kendisini oyalayamaz oldu. Aldanmaktan korktuğu için kolay kolay inanamaz. Hiçliğe yaklaştıkça etrafını daha fazla karanlık gördü; yetmiş yaşında Niçe’nin eserlerini tercüme etmeğe kalktı. Cemiyete ve muhite hücum ona bir nevi iç serinliği gibi geliyor olmalı ki Deli Filozof romanını yazarken epey rahatlık duymuştur”. Hikmetullah Efendi’nin hikâyesini farklı bir gözle okumamızı sağlayacak sağlam bir ipucu işte. Yalnızca Deli Filozof’u mu, bir de, Hüseyin Rahmi’nin külliyatının eklerinin IV. Cildine eklenen “Yeni Diyojen”in Ulvi Süreyya’sının öyküsünü de yazarın Schopenhauer ve Nietzsche’den beslenen düşüncelerinin ışığı altında değerlendirmek gerekir. “Yeni Diyojen”, her durumda, edebiyatımızın felsefî duruşu bakımından ağırlıklı, ama ıskalanmış metinleri arasında başı çekiyor. Uzaktan uzağa Goethe’nin Faust’una gönderme yapan, Valéry’nin Benim Faustum’undan bir yıl önce günışığına çıkmış sert, yaralı, atak bir diyalog. Bugün okunur, okunabilir mi? Muhafazakârlığın neredeyse taçlandırıldığı şu içinde bulunduğumuz dönemde, Şeytan’ı ululayan yanıyla Hüseyin Rahmi’nin mezarına saldırılmasına bile yol açabileceği için nasıl olsa görmezlikten gelinecektir. ? İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk? Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız ? Yayın Yönetmeni: Turhan Günay ? Sorumlu Müdür: Güray Öz ? Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı ? Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. ?İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişliİstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 ? Baskı: İhlas Gazetecilik A.Ş. 29 Ekim Cad. No: 23 Yenibosna İstanbul Tel:0 (212 454 30 00 ? Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden / Reklam Müdürü: Eylem Çevik? Tel: 0 (212) 251 98 74 75 0 (212) 343 72 74 ?Yerel süreli yayın ? Cumhuriyet Gazetesinin ücretsiz ekidir. CUMHURİYET KİTAP SAYI 919 SAYFA 3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle