05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Hikmet Çetinkaya’dan bir çete öyküsü; ‘Fethullah Gülen, ABD ve AKP’ Biraderler işbaşında Hikmet Çetinkaya’nın Günizi Yayıncılık’tan çıkan son kitabı kadim dost bir tayfayı, pek yakın tarihin muhterem (!) aktörlerini ve halimizi anlatıyor yalın, bir o kadar net bir başlıkla; “Fethullah Gülen, ABD ve AKP”. Kitap, özellikle son yıllarda hızlı bir biçimde çoğalan ve eğitimde etkin bir noktaya gelen tarikatçı okul, dershane ve yurtların eğitim sistemimiz içinde geldikleri noktayı göstermesi açısından en önemli yapıtlarından biri olma özelliğini taşıyor. ? Gamze AKDEMİR yaşında olan ve iki yıl boyunca Beşiktaş’ta Fethullahçı bir kız öğrenci yurdunda kalan, Fethullahçı ünlü bir dershaneye giden genç bir kızın, kendisine “Fethullahçı Abiler ve Ablalar tarafından yapılan dini telkinleri reddetmesinin ardından başına gelenleri anlatmasıyla başlıyor Fethullah Gülen, ABD ve AKP”… Tarikat/siyaset/ticaret denkleminin apaçık ortaya konulduğu kitapta, bu bağlamda geliştirilen politikalar yoluyla Laik Demokratik Cumhuriyet’in nereye götürülmek istendiği çarpıcı bir biçimde anlatılıyor. Dincifaşist örgütlenme, gündeme getirilmeyen bir tarikatın Nur Evleri; devlet düşmanlarını temizlemek için yola çıkmış bir çete, bunu izleyen, aralarına “ajan” ve “eleman” sokan ve maaşlı çalıştıran devlet; gerçek yurtseverleri, Atatürkçüleri suçlayan dinci basın, din bezirgânları, neoliberaller, tarikat şeyhlerinin müritleri, Kürtçüler, AKP yalakaları, kısacası Laik Demokratik Cumhuriyetin altını oymak için yeni taktikler.. AKP, laik demokratik rejimin dört yıl içinde altını oydu mu oymadı mı? İmamları TRT Genel Müdürlüğü’ne getirdi mi getirmedi mi? Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik eğitimi Fethullahçılara teslim etti mi etmedi mi? Ve dahası.. “Laik, demokratik Cumhuriyeti savunacağız, üniter devlet yapısını koruyacağız, Türkiye’ye giydirilmek istenen “Ilımlı İslam Modeli”ne karşı tavır alacağız, sosyal devlet ilkelerini savunacağız, ezilenden yana olacağız, sermayeemek çelişkisini göreceğiz, emekçinin haklarını savunacağız” diyenlere karşı yürütülen linç politikası nasıl işliyor? Türkiye tehlike altında, farkında mısınız? Türkiye’ye tehditler savuruluyor, takım elbiseli teröristler gün aşırı cart curt ediyor.. Ülke, günümüz ambalajında geriye döndürülüyor.. Ya aydınlık çağdaş ve uygar bir Türkiye olacağız ya da camileri kışla, minareleri süngü, kubbeleri miğfer gören o kafanın peşinde Malezya, Pakistan, Endenozya gibi bir ülke.. Nasıl mı? Yanıtlar, “Fethullah Gülen, ABD ve AKP”de büyüteç altında.. BÜYÜK BİRADER, KÜÇÜK BİRADER… Türkiye’nin tarikatçı kuşatmanın ürüSAYFA 22 18 Hikmet Çetinkaya ve Gamze Akdemir... nünü nasıl topladığını, Devlet okullarındaki tarikatçı yapılanmanın tüm hızıyla nasıl sürdüğünü yazıyor Hikmet Çetinkaya “Tunceli’de Fethullahçı Atağı…” başlıklı bölümde. Özel okulları, yurtları, dershaneleriyle eğitim alanını ele geçiren tarikatçıların devlet okullarının yönetiminde etkinlik kazandığını ayrıntılıyor. AKP iktidarının tarikatlara eğitim dalında her türlü olanağı tanıdığını, onlara 2005 yılında arsa tahsisi bile yaptığını yazıyor. Okuyoruz… Şimdi Fethullah efendinin, yaklaşık 5 milyar dolarlık sermaye gücünü ABD’den yönettiğini bilmeyen yok.. Tıpkı Fethullah’ın ABD ve İsrail’in dümen suyunda gittiğini bilmeyenin kalmadığı gibi.. Türkiye’de tarikatçı sermaye ivme kazanırken AKP’nin IMF ve Dünya Bankası’na teslim olduğu; ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’ne koşulsuz destek verdiği (artık eskisi gibi örtülü olarak da değil) apaçık… Bu ne hemfikirlik dalgasıdır anlamak mümkün değil! Dostu geçtim düşman kalmadı ortalıkta!.. Dünyanın elleri patladı bizi alkışlamaktan.. Hayırdır inşallah!.. Türkiye Cumhuriyeti, Türkiye Cumhuriyeti olalı böyle tezahürat görmedi, bunu bilmeli, bunu söylemeli.. Söyleyenlerin başında geliyor Hikmet Çetinkaya.. Meğer ne barışcıl, ne elzem politikalarmış ABD’ye AB’ye boyun eğmek. Meğer ne paralara boğulurmuş ekonomi! daha dünkü partiyi desteklemek için. Meğer caminin arka kapı kaçıcıları Fethullah ekolünü kapıverip ne zirvelere kapılanmış. Meğer gizli servisler ne biçim cirit atarmış, racon kesermiş canım memleketimizde. Hani CIA’yı bilirdik de bu kadarına pes doğrusu.. Değirmenin suyu besbelli, politikanın özü ortada.. Sat, sat, sat… Buyur, buyur, buyur… Para mühim değil anlaşırız… Diyetimiz neyse öderiz… Neyi nasıl, neyle ödüyorsun diyorsun yanıt ne?.. Sorma yanıt fena.. Ya bir küfür, ya bir azar… ‘CIA İN, AKP İN, LAİK DEMOKRATİK CUMHURİYET OUT’ Fethullah Gülen’e dönelim… Asıl abi o ne de olsa… Kitabındaki, “Fethullahçılar ve CIA” başlıklı yazısını daha bir iyi okumalı Çetinkaya’nın; aynen şöyle yazıyor: “1994 yılında Kuzey Irak’ın Erbil kentinde iki özel okul açan Fethullahçılar, CIA’nın desteğinde yaptılar bu işi… 40 kişilik öğretmen kadrosunun 25’i ABD pasaportu taşıyan öğretmenlerdi”.. Evet okullar, yurtlar, dershaneler, hastaneler, finans kurumları.. CIA desteğinde Orta Asya Cumhuriyetlerinde açılan okullar, üniversiteler.. Son yıllarda Almanya’da SPD ve Yeşiller’in desteğiyle kuruluveren ‘beşikte de rahat yok’ misali anaokulları, okullar, yurtlar.. Milli Eğitim Bakanlığı’nda, yargıda, poliste, bürokrasideki örgütlenme.. Pek mühim ABD bağlantıları.. Ve sivil bürokrasinin tepe noktalarının ele geçirilişi.. Takkeli, takkesiz liboşların gözdesi, kıymetlisi.. Şimdi AKP, Fethullah’ı sevmez mi? Sıkıysa sevmesin? İmanlı zat bir kere, hayırsever, geniş kitlelerce kabul gören, dün başkasına ama bugün kısmetse sana bedava müritten devşirme toplu oy makinesi! Sonra Büyük Birader’in yerinde zangoçu.. Efendim, sekiz yıldır mesken tuttuğu ABD’de müritleriyle birlikte Ilımlı İslam’ın Türkiye’deki yol haritasını çizerek CIA ile bir tamam göz temasında.. Hangi yöntemlerle mi? ABD Savunma Bakanlığı ve CIA’nın, Fethullahçıları evlere şenlik(!) babından nasıl kullandığını mercek altına aldığı “Fethullahçılar Kara Para mı Aklıyor” başlıklı bölümde yazıyor Çetinkaya. Dolayısıyla onların özgün dillerinde yazarsak; “CIA in, AKP in, Laik Demokratik Cumhuriyet out”.. Sonuçta su mecrasında akıyor, eşyanın tabiatı değişmiyor, dolayısıyla Fethullahçılar AKP iktidarından inanılmaz destek alıyorlar.. Işık evlerinde yanan ampulün haddi hesabı yok.. “Kemalizm ilerlemeye değil gerilemeye tekabül eder” diyecek kadar şuursuz, beyni yıkanmış, aklı, mantığı törpülenmiş, biatçıların cümlesi minik kardeşlerini eğitiyor bugün.. Ve yazıktır ki ‘bugün’ vergisini veren her vatandaş buna öyle ya da böyle istesin ya da istemesin maddi katkıda bulunuyor.. Nasıl’ı malum.. HRANT DİNK CİNAYETİ VE FETHULLAH “Hrant Dink cinayetinin kilit ismi Er han Tuncel’in ortaokul ve lise yıllarında Elazığ’da Fethullah Gülen cemaatine bağlı Işık Evleri’nde kaldığı tespit edilirken daha sonra Alperen Ocakları’yla temasa geçtiği iddia edildi” diye yazmamış mıydı Hürriyet Gazetesi… Ya eski Trabzon Emniyet Müdürü, bugünün İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek sicilli Fethullahçı değil miydi? Kitabında ayrıntılarıyla ele alıyor ve anımsatıyor Hikmet Çetinkaya, Akyürek’in İstanbul’da görev yaptığı dönemde siciliyle ilgili raporunda “Fethullah Gülen’e yakın” ifadesinin yer aldığını… Ve İstanbul Valisi Erol Çakır’ın ikinci sicil amiri olarak Akyürek’e ilişkin yüreklere oturan şu değerlendirmesini: “Emniyet’teki hizipleşme içinde, irticai akımlara (Fethullah Gülen) yakın, dikkat edilmelidir…” E daha ne olsun, ne olmalıydı? Olan oldu işte.. Hrant Dink öldürüldü ve alçakça cinayeti yurtseverlik şovuna dönüştüren soytarılar ortalıklarda dolandı durdu.. İhmal ağı adeta dalga geçercesine dalga dalga yayıldı.. Büyük Abi Erhan Tuncel ve arkadaşı Yasin Hayal’in Dink’i öldürme planlarını Trabzon’da bilmeyen mi kalmıştı? Böyle abiler, perde gerisindeki ablalarla gepegeç beyinlerin ne hale geldiğini yıllardır anlatıyor Hikmet Çetinkaya, ispatlıyor, uyarıyor… FETHULLAH’LA ERDOĞAN’IN ARASI NEDEN BOZULDU? Bu arada biraz önceki sevgi dolu ilişkiye yani Fethullah ile AKP, özelinde Erdoğan ilişkisine geri dönersek, sözlerimiz yanlış anlaşılmasın, bu sevgi, bu saygı da bir yere kadar… Fethullah sanmayın ki çok razı AKP’den, Başbakan Erdoğan’dan.. Hem de hiç değil.. Bakın “Fethullahçılar Panikte” başlıklı bölümde yazıyor Hikmet Çetinkaya, kendisine konuşan Fethullahçıların önde gelen genç isimlerinden birisinin anlattıklarını. Buna göre Fethullah ile Erdoğan arasındaki ilişki üç yıl öncesi gibi değil. Belediye başkanıyken İstanbul’da Altunizade’deki evine ziyaretine gidip elini öpen Erdoğan’a Hocaefendi kırgın mı kırgın. Şöyle diyor Fethullahçı: “Bugün Fethullahçıların genç olanları, Zaman gazetesinde etkinliği bulunanların bazıları, AKP ve Erdoğan’la, Cüneyt Zapsu’yla yakın ilişkide. Fethullah Hoca bunu biliyor, Hüseyin Gülerce ve arkadaşları da biliyor. Eğer Erdoğan isteseydi, Gülen’e devlet güvencesi verebilirdi. Üstelik kimi iş takipçilerinin bazı hükümet üyeleri ve bazı Fethullahçılarla birlikte Gülen’den sonraki lideri aramaya başlaması gerginliği artırdı…” Kimilerine göre Fethullah’ın amacı yargıda aklanıp bir an önce Türkiye’ye dönmek ve bir siyasi hareket başlatmak. Çetinkaya yazıyor: “Denilen şu: ‘Gülen’in AKP Grubunda yaklaşık 100 milletvekili var, sözünden çıkmayacak. Özellikle Kürt kökenli milletvekilleri Gülen’in siyasi harekete girmesine çok sıcak bakıyorlar.” Şu anda gelinen noktada son durum ise Fethullah ile Erdoğan’ın aralarının nane molladan hallice olduğuna işaret ediyor. Zira yargıdan aklanma kararı çıkınca araları biraz olsun düzelir gibi olmuş ama Van savcısının meslekten atılmasından kaynaklanan soğukluk sürüyormuş.. Tam bir Kurtlar Vadisi vakası… Kim kimi yiyecek dersiniz? Ne olurKİTAP SAYI ? CUMHURİYET 919
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle