05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cemil Kavukçu’yla “Mimoza’da Elli Gram” üzerine... ‘Artık herkes kendi kabuğunda yazıyor’ Yazın yaşamına öyküyle başlayan ve 1987 Yaşar Nabi Nayır Öykü Ödülü ile 1996 Sait Faik Hikâye Armağanı sahibi olan Cemil Kavukçu, yeniden bir öykü kitabıyla okur karşısında. “Mimoza’da Elli Gram”da, bir meyhaneye ‘sığınan’ insanları ve onların kendilerine yarattıkları dünyayı anlatıyor yazar. Kavukçu’yla yeni yapıtını konuştuk... ? Mehmet ÇAKIR N eden bir meyhane? Meyhane öykülerin geçtiği mekân; ama oranın bir meyhane olması o kadar önemli değil. Belki bir kahvehanede olabilirdi. Önemli olan, meyhanenin, orayı bir sığınakmış gibi gören, hayatlarının yolunda gitmediğine inanan ve gerçekten de hayatları yolunda gitmeyen insanların bir araya geldiği bir yer olması. Kendilerini kimsesiz adamlar olarak nitelendiriyorlar zaten. Dış dünyadan soyutlanmak için kendilerini attıkları yer meyhane; kendilerini sadece orada rahat hissediyorlar. Birtakım özellikleri aynı olmasına karşın, romandan ve uzun öyküden ayırıp öykü kitabı yapan nedir “Mimoza’da Elli Gram”ı? Kitaptaki öykülerden sadece bir kaçı, özellikle ressamın iç konuşmalarının olduğu öyküler, tek başına bir öykü olarak değerlendirilebilir. Baştan sona okunduğunda bir bütünlük kazanıyor her biri. Birbirini tamamlayan, bütünleyen öyküler. Bu bir roman değil; çünkü romanın teknik özellikleri daha farklıdır. Karakterler daha derinlemesine incelenir. Öyküde durumlar anlatılır. Bir karakter yaratmaya yönelmezsiniz. Karakterin olay içindeki duruşundan, diyaloglarından kimliğiyle ilgili, iç dünyasıyla ilgili bir takım özellikler ortaya çıkabilir; fakat romanda daha bütün bir yapı kurmanız gerekiyor. Dil olarak da farklıdır iki tür. Öykünün dili daha şiire yakın, daha kıvrak ve esnektir. Öykü diliyle uzun soluklu bir metin yazmak zordur: Bir oturuşta okuyacak bir dille yazıyorsunuz; uzattığınız zaman metin yıpranacaktır. Novella da denilen türe gelince... Günümüzde türler arasındaki sınırlar çok şeffaflaştı. Kesin bir tür tanımı yapmak da istemiyorum. Novella da denilebilir. Benim, yine birbirine bağlı öykülerden oluşan, “Gemiler de Ağlarmış” kitabım için Fethi Naci, “Mahçup Bir Roman” demişti. Ben türün kimliği üzerinde pek durmuyorum. Benim anlatmak istediğim bir şey var. Onu kendime en yakın bulduğum bir biçimde anlatıyorum. Türün tanımıyla pek ilgilenmiyorum gerçekten. Ben öykülerimi kurgulamadan yazıyorum. Başlangıçta, en son biçimiyle oluşmuyor benim kafamda. Bir yanından başlıyorum; o, başka bir yana pencere açıyor. Kendi kozasını kendi ören ve sonu belirlenmemiş bir yolculuk öykü yazmak. Sonra ansızın sonunu yakalıyorum: Bitmesi gereken yeri hissediyorum ve o zaman bütünlenmiş oluyor. Bir inşaata benzetirsek, kaba inşaattır benim için. Dönüp baştan yazdıklarımı okuyorum, kimi yerlerini atıyorum, kimi eklemeler yapıyorum ve öyküyü tamamlıyorum. Romandaysa, bu tabi ki kural değil ama, kurgu önceden yapılıyor. Çatısı az çok belli oluyor. Nasıl bir dönemi anlatacaksın? Mekân nasıl olacak? Karakterler kimler? Onların sosyal konumları? Eğitim durumları? Baştan tüm bun ların bir şemasını çıkarıyorsunuz. Ardından bu yol haritanıza bakarak yazmaya devam ediyorsunuz. Ben iki romanımı yazarken de böyle bir yol haritası olmaksızın, öykü anlayışımla, öykü disiplinimle onları kotardım. Elinizdeki malzemenin doğası gereği onun bir öykü olamayacağına, daha uzun soluklu bir malzeme olduğuna, bu öykü kitabındaki gibi birbirine bağlanmış küçük öykülerle kurulamayacağına karar verdiğinizde roman olarak tasarlayıp öyle çalışıyorsunuz. YAŞAYAN KARAKTERLER Bu kitabın başlangıç noktası neresi? Diğer öykülerimden farklı olarak, bu kitapta anlatılan mekân ve mekândaki kişiler, yaşamda varlar. Kitabın içinde yer alan resimler de onların resimleri. Hayali değil; fakat onların öykülerini yazarken kendimi çok özgür bıraktım. Belki onların yaşamlarıyla hiç çakışmayacak; okuduklarında, “Biz bu muyuz?” diyebilecekleri kadar birer öykü kişisine dönüştüler. Öyküler mi resimleri doğurdu, resimler mi öyküleri? Resimler, öyküleri doğurdu. Resimlerin altlarındaki tarihler de doğrudur; her resim altındaki tarihte yapılmış. Kitaptaki bir öyküde de söz edildiği gibi, Bursa’da bu isimde bir meyhane var. Bu meyhanenin duvarında, orayı mekân tutmuş insanların peçete üzerine çizilmiş resimleri asılı. Resimleri yapan benim arkadaşımdır. Bir kez onu ziyarete gittiğimde beni o meyhaneye götürdü ve ilk orada böyle bir kitap tasarısı aklımıza geldi. 2004 yılının sonlarında başlayıp 2007’de tamamlanan uzun bir çalışmanın ürünü olarak bu kitap çıktı ortaya. Önceki öykü kitaplarınızda da yaşayan karakterler var mıydı? Bu derece yoktu. Öykülerimdeki kişileri yaratırken, gözlemlediğim, tanıdığım birkaç kişinin özelliklerini bir araya getirip kendim de bir şeyler katarım. Böylece hiçbiri olmayan; ama yararlandığım her kişinin kendisini içinde bulabileceği karakterler çıktı ortaya. Bir açıdan bakıldığında onlar da yaşıyorlar. Fakat tek kişi olarak değil; birkaç kişiden oluşan bir kişi olarak. Bu kitaptaki karakterlere de çok şeyler kattım ben. Hikâyelerinin bir kısmını kendim yarattım. Resimlerden yararlandım ancak sıkı sıkıya bağlı kalmadım resimlere. Ortamı, okuyanın gözünde daha iyi canlandırabilmek ve o kişileri ete kemiğe büründürmek için kullandığım bir yöntem oldu resimlerden yola çıkmak. Bir kez gittim Mimoza’ya; fakat orada, onlarla birlikte yaşamadım. Karakterlerin pek çoğuyla konuşmadım. Yaşamadığım için duyduğum bazı hikâyeleri, onlarla ilgili anlatılanları yeniden biçimlendirerek yazdım. Henüz okumadılar ama haberleri var böyle bir kitabın varlığından. Okudukları zaman ne düşünecekler, çok merak ediyorum. Yaşayan bir karakter üzerinden yola çıkmak daha mı zor? Yaşayan bir karakteri anlatmak öncelikle yazarı sınırlar. Oysa kendiniz yaratıyorsanız, ona birtakım özellikler yüklemeli; sonra da özgür bırakmalısınız. Öykü içinde yazarın sesini, soluğuKİTAP SAYI ? SAYFA 16 CUMHURİYET 919
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle