Katalog

Kitap İçinL L Selçuk ALTUN ‘Bir karanfil mi ben alır size veririm’ Fethi Naci “Gide Gide Yoruldum”u oynuyor. kendime daha iyi bakardım." 100. yaşgününde müzisyen Eubie Blake "Söylenti yaymaktan nefret ederim. Ama onlar da başka bir işe yaramaz ki!" Amanda Lear 1243 Özgür Edebiyat dergisinin ilk sayısındaki yazımda, 2006’daki gözde on kitabımı okunma sırasına göre sunmuştum: Rahibinden Satılık Kilise (k.İskender SEL) / Baharda Yine Geliriz (Barış Bıçakçı İLETİŞİM) / Evvelotel (Ayfer Tunç CAN) / Edebiyat Daima (Doğan Hızlan DOĞAN KİTAP) / Çevre Çitin Üzerinde Yağmur (Mehmet Taner DÜNYA) / Y’ol (Birhan Keskin METİS) / Bakır Çalığı (Güven Turan YKY) / Günlükler (Sıtkı Kösemen YKY) / Her Şey Bir Mevsim (Tuğrul Tanyol YKY) / Hal ve Zaman Mektupları (İbrahim Yıldırım MERKEZ). 1244 Benim İçin Yirminci Yüzyıl’ın en büyük öykü yazarı ve Nobelist Isaac B.Singer yaşamöykücülerden nefret eder, "Ekmek alacağınız zaman fırıncının geçmişini bilmenize gerek yok" buyururdu… 1245 1980’den beri Avustralya’daki nöbetçi şairimiz Nihat Ziyalan’dan (Sevgili Şiir YKY) dizeler: "Portakal soyuşun yüzümü yalayıp geçiyor" "Çamaşır ipinde şarkılar" "Sahildeki tramvay çanını arama molası vermiş" "Tasların kalayı yüzümüze vurmuş" "Mayalanmayı dinliyoruz" 1246 2007’nin ilk üç ayında okuduğum kitaplardan (ilki dışında 2007 ürünüdür) : Serpintiler (Güven Turan, Toroslu), Bana Düşlerini Anlat (Cevat Çapan, YKY), Sözcükler (Metin C.Anday, İş), Hayat Tatlı Zehir Aydın Boysan Kitabı (Haz.Ümit Bayazoğlu, İş), OTİS ABİMünasebetsiz İlişkiler (Yılmaz Aslantürk, Parantez)… 1247 Nâzım Hikmet Vakfı’nın düzenlediği 02.12.06 tarihli müzayedenin kataloğunu incelerken, Fahri Sümer’in de (doğ. 1942) ıskalanmış ressamlarımızdan olduğuna artık kuşkum kalmamıştı. (Resmin niteliği ve başlangıç fiyatının komikliğinden giderek…) 1248 Sahaf Turkuaz’ın 5. kuruluş yıldönümü için hazırladığı katalogdaki fotoğrafımın altında, "Sahaf Turkuaz’ın "bir numara’sı" Selçuk Altun…" yazıyor. "Madem bir numarayım, neden fotoğrafım kataloğun en arkalarına atılmış?" soruma Nedret İşli "kem küm" etmekten ileri gidemedi. Ben olsam, "Efendim, sizin antimedyatik duruşunuza saygıdan" derdim. 1249 "Şiir tarihinin eskiliği hesaba katıldığında ben açıkçası öncelikle öykünün geleceğini çok karanlık görüyorum. Düzyazıdaki ilginin romana kayması şiirden çok öyküyü vuruyor çünkü. Şiir ise ilgisizlikten şikâyetçi olmadı hiç. Şiir sonradan görmelerin, yeni zenginlerin ve düşük kültürlülerin uzağında yarının dilini kurmayı sürdürecek. Zaman zaman, yeni ve yetenekli genç şairlerle karşılaşmam bu umudumu pekiştiriyor. Şiir köleci, feodal, merkantilist ve kapitalist dünyada varlığını sürdürmeyi bildi. Sosyalist gerçekçi zorlamalara direndi. Gerçek şiirin bu geçmiş zaferleri bile onun bu yeni medya dünyasıyla ve vahşileşen kapitalizmle baş edebileceğini kanıtlıyor bize. Şiir kendi içinde değişerek, onurundan yitirmeden zamana uyum sağlıyor. Yarının edebiyatı dünün, bugünün ve yarının şiiri içinden yolunu bulacak gene, çünkü şiir bir dilin ruhudur." Tuğrul Tanyol (Özgür Edebiyat Ocak/ Şubat 2007) 1250 Ben tüm has edebiyat türleri için karamsarım. AngloAmerikan çok satan kitap listeleri, polisiyelerin komple kuşatması altında. Bu durumun, döneminde ıskalanan Edgar Allan Poe’nun (18091849) bir lanetiyle ilgisi olamaz mı? ? KİTAP SAYI 894 “Nevzat Demirer için" aklıma gelmezdi.) 1237 Herman Melville’in kitaplığında, kendi yazdıkları bulunmazmış. 1238 Laz Bakkal ile Tombalak’tan (Yılmaz Erdoğan, SEL) : LAZ BAKKALIN BAŞI AĞRIMAKTADIR. TOMBALAK YANINDADIR. LAZ BAKKAL Uyy.. Başım çatlayi.. Şu ilaçtan bir tane alayım ( Bir hap yutar) Tombalak.. Şunun kâğıdını oku bakayım ne içinmiş? TOMBALAK Laz bakkal amca, önce kâğıt okunur sonra içilir. LAZ BAKKAL Yok ya? Gördüğün gibi ben okumadan da içebiliyorum.. (Bir tane daha içer) TOMBALAK Dur laz bakkal amca.. Allah Allah.. LAZ BAKKAL Gördün mü Tombalak! Evvel Allah hiçbir şey okumadan istediğim hapı içebilirim ben.. TOMBALAK Vallahi bravo laz bakkal amca.. nasıl içebiliyorsun hayret.. LAZ BAKKAL Eee, yılların tecrübesi ve azimli çalışmanın neticesi.. Kolay olmadı Tombalak, dokuz kere midem yıkandı benim! TOMBALAK Dokuz kere! İyi! Bakalım onuncusu hangi sebepten olacak? (okur).. Her türlü kadın hastalıkları, kist, sistit, hamilelik sonrası rahatsızlıklarda kullanılırmış.. Maalesef üstüne, laz bakkalın erişemeyeceği yere saklayınız diye yazmayı unutmuşlar.. LAZ BAKKAL Eee? Baş ağrısına iyi geliyor muymuş? TOMBALAK Yahu laz bakkal amca duymadın mı? Kadın hastalıkları diyor.. LAZ BAKKAL Eee, kadınların başı ağrımaz mı? Benim başım kadınların başından değişik mi? 1239 "İyice anlaşılmaktan ne kastedildiğini anlamıyorum. Yoksa siz kitapları anlaşılmak için mi yazıyorsunuz?" Javier Marias 1240 Şiirle ilgili deneme ve eleştiri yazılarından ürküldüğü bir âlemde, Metin Celâl’in Şiir Ustalardan Öğrenilir’i elzem bir yapıt. "Şairin Ödül Avcılığı’ndan" : …Ülkemizde ödül çoktur ama ödül verecek jüri üyesi çok azdır. Hemen tüm ödül jürisinde aynı adlara rastlarsınız. Bu isimlerin toplamı iki elin parmaklarını geçmez. Bu jüri üyelerine öyle yoğun talep vardır ki, düzyazı düşmanı şairler roman jürilerinde, şiirden nefret eden eleştirmenler şiir jürilerinde gönül rahatlığıyla yer alabilir. 1241 Ne zaman bir jüri üyesi edebiyatçıyla karşılaşsam, futbol hakemlerine saygımın arttığını duyumsarım. 1242 Keşke Şunları Ben… "Kitaplarım bir şeye benzemese Hollywood’a çağrılmazdım; bir şeye benzese ben gitmezdim." Raymond Chandler "Bu kadar uzun yaşayacağımı bilsem, 1226 Entegre yetenek Ferhan Şensoy’un kitaplarını çıkar çıkmaz okur, onun oyunlarını tövbe kaçırmam. Kişisel çabasıyla dirilttiği, anıtsal Ses Tiyatrosu salonuna girerken bir zaman tünelinden de geçerim. Ferhan Şensoy’un her söylemini benimsememi beklemediğini bilirim. O, ağzını her açışta beni güldürmek zorunda değildir. (Ortaoyuncular’ın, her fırsatta kitap okuyan rezervasyon yetkilisini de benimserim.) Bir Ferhan Şensoy oyununu ıskalamak, zevkiselim İstanbullu için bence (k)ayıptır. 1227 Orhan Pamuk yargılanırken veya kitapları toplatılırken sesi çıkmayan, onun arkasından konuşan veya aleyhinde yazan nice zevat, o Nobelist olduktan sonra methiye düzme yarışına girişmişti. ‘Elli yıldır edebiyatçı ve sanatçıyı alkışlamaktan onun kolları koparken alkışlanması unutulan bir yetenektir Doğan Hızlan. Yirmi beşinci İstanbul Kitap Fuarı’nın "Onur Yazarı" seçilince, hakkında çıkan sayısız yazı için "Şimdiye dek neredeydiniz? yersiz bir soru değildir" demiştim bir başka yazımda. Gizemli şair Sezai Karakoç’a (doğ.1933) "Kültür ve Sanat Büyük Ödülü" önerilince, onun da elli yıl gecikmeyle birden ilgi odağı olmasına şaşırmadım. Yeteneklerin gündeme oturması için bir ödül, skandal veya ölüme konu olması da sığlık katsayısının derinliğiyle orantılıdır. Ve ben bu satırları, anılan üç önemli edebiyatçıyı da ödül öncesi alkışlamış olmanın doyumuyla noktalamaktayım. 1228 (Beyit Mısra Antolojisi İlhan Berk, Varlık 1950) "Yorgundum, uzakta güller vardı." Edip Cansever "Telgraf tellerinde gemi leşleri." Oktay Rifat "Günler günü vefasız leyleklerin akını." Ziya O.Saba "Geç kaldım, kuyularda ışıdı su." Behçet Necatigil "Bir karanfil mi ben alır size veririm." Gülten Akın (Meyhane Peçeteleri, 1998 Semih Poroy) kartmak." "Nefretin yurtsaması." "Yakıcı adlar." "Seksen yaşına geldiğinde, cinsiyetini itiraf etti." 1233 Şiirden sonra en iyimtrak olduğumuz dal karikatür müdür? (Nitelikli karikatür kitapları da toplarım.) Geçenlerde rahmetli Semih Balcıoğlu kitaplığından çıkma çoğu imzalı kırk küsur karikatür kitabı edindim. (Benim için erken atılmış yılın golü olabilir.) Nedense onlara kütüphanemde VIP muamelesi yapmak geliyor içimden… 1234 Şiir (S)atmak? "Şiir izleyicisini artırmak için çaba sarf edilmesi gerektiğine inananlardan değilim. Gereksinimi olan gelir bulur şiirini."Louise Glück "Okullarda şiiri popüler mi kılmak istiyorsunuz, onu yasaklayın. Üzerinde şiir bulunan, cinayetten yargılansın." Clive James 1235 Genç ve yiğit eleştirmenler görmek istiyorum çok satan ama sığ romanları acımadan; yaşlı ama düşüşte romancıları incitmeden s(üzecek). 1236 Memleke(n)timden İnsan Manzaraları: 09.02.07, sabahın geç saati, Altunizade. Bir orta yaşlı simitçi gördüm, tablasındaki simitleri bitirmiş ve iştahla bir Türkiye haritasına odaklanmıştı. Halaskârgazi Caddesinde bir büfeden sandviç adları : Psikopat, Efsane, Atmaca, Ye Beni, Çakal Karlos, Möfte, Sosyete… Yorgun ayakkabılarımı, The Marmara’nın önündeki (b)oyacıda boyatırım. O günde on beş bardak çay ve iki paket sigara içer. Prensibi: "Nerede durak, orada bırak." Sigarayı bırakacağına, beş yıl az yaşamaya razı. Beş yıl fazla yaşayarak, kim bilir ne ekstra kötülüklere neden olurmuş şu dünyada. (Sigaranın bu yan faydası pek 1229 Bir (Ç)alıntı Şiir Yarışma Projesi: Yaşayan yirmi şairden birer dize seçip onlardan bir şiir tütsüleyerek… 1230 Rare Book Review (ŞubatMart, 2007) dergisine göre 2006’nın en pahalı üç sahaf ürünü : 1Comedies, Histories and Tragedies (W.Shakespeare, 1623) 2.8 milyon Sterlin (7.5 milyon YTL) 2Cosmography (Ptolemy, 1477) 2.1 milyon Sterlin (5.7 milyon YTL) 3Atlas (G.Mercator, 1595) 422 bin Sterlin (1.1 milyon YTL) (Ülkemizde tüm sahafların konsolide cirosunun 2 milyon YTL’nin altında olduğu söylenir.) 1231 Tales I Told My Mother (Anneme Anlattığım Masallar), adı uğruna Londra’daki sahafıma ısmarladığım bir kitaptı. (Pişman olmadım.) 1232 Saatin Gizli Yüreği’nden (Elias Canetti, Çev.Ahmet Cemal) "Kendini her duyguda suçüstü yakalıyor." "Herkeste kimi kıskandığını bulup çıSAYFA 8 CUMHURİYET