Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
? sa, süngünüz var’ dedim. Ve bağırarak bunlara süngü taktırdım. Yere yatırdım. Aynı zamanda Conkbayırı’na doğru ilerlemekte olan piyade alayı ile cebel bataryasının yetişebilen efradının marş marş’la benim bulunduğum yere gelmeleri için yanımdaki emir zabitini geriye saldırdım. Bu efrat süngü takıp yere yatınca düşman efradı da yere yattı. Kazandığımız an bu andır...” Bu kitapta Mustafa Kemal’in ağzından Anafartalar Savaşları yer alıyor. İşkence Bahçesi/ Octave Mirbeau/ Çeviren: Yıldız Ademoğlu Atlan/ Ayrıntı Yay./ 256 s. dirler gerçekten? Yoksa kendini aklamak, sömürüsünü daim kılmak isteyen Batı’nın bir yakıştırması mıdır bu? Dilin Zamana Dokuduğu/ Feyza Hepçilingirler/ Everest Yayınları/ 316 s. Mirbeau’nun cevabını aradığı soru şudur: Şiddet ve zulüm psikopatolojinin bir sonucu mudur, yoksa insan doğasının ayrılmaz bir parçası mıdır? Batılı “uygar” toplumlar, ikiyüzlü bir tavırla, zulmü yadsır görünürken, aslında etrafa durmadan şiddet tohumları saçmakta, dünyada yaşanan zulmün bizzat mimarı ve seyircisi olmaktadır. Bu tabloya bakıldığında, Doğu toplumları Batılıların kendilerine taktıkları “barbar” yaftasını hak etmekte mi “Dili yalnızca bir iletişim aracı değil, bir yaşam alanı olarak ele alanların yazılarını dikkatle izlediği Hepçilingirler, Türkçenin tadını, zenginliğini yitirmemesi için emek veren yazarlarımızın başında geliyor. Dilin Zamana Dokuduğu, dil ve yaşamsal bağ kuran yazar ile dile sevgiyle yaklaşan okurların arasında kurulan sağlam bir köprü” diyor kitabı yayıma hazırlayanlar. “Dilin Zamana Dokuduğu”, Feyza Hepçilingirler’in Türkçe Günlükleri adıyla sürdürdüğü, söyleşi tadında, canlı gözlemlerle bezenmiş, gülümsemeyi unutmayan denemelerinden oluşuyor. Kant Üzerine Dört Ders/ Gilles Deleuze/ Çeviren: Ulus Baker/ Kabalcı Yayınevi/ 124 s. çok daha öte bir kavrayışı ortaya çıkarıyor. 1978’de Vincennes’deki seminerlerinde Deleuze dinleyicilerini ve şimdi okurlarını bir düşünme sürecine katılmaya davet ediyor, bu Kant’ı anlamaktan çok, Kant’ın ritmini yakalamaya dair bir süreç. Kabalcı Yayınevi, Deleuze’nin “Leibniz Üzerine Beş Ders” adlı yapıtını da yine Ulus Baker çevirisiyle okurlara sunuyor. Tatlı Yalanlar/ Lisa Unger/ Çeviren: İpek Demir/ Altın Kitaplar/ 382 s. Bu yapıt, Gilles Deleuze’ün Kant üzerine derslerinin deşifresinden hareketle vücut bulmuş olsa da bir öğretmenin öğrencilerine ders anlatmasından Ridley Jones on dakika daha geç uyansa ya da taksi bekleyeceğine metroya binmiş olsaydı hâlâ “mükemmel bir yaşam” dediği o yalanın içinde olacaktır. Oysa o, doğru zamanda yanlış yerde bulunduğu için kapısına bırakılan esrarengiz bir paket yüzünden kendini beklenmedik olaylar zincirinin içinde bulur. Bir anda tüm yaşamının tatlı bir yalandan ibaret olduğunu öğrenir. Kendi hakkında bildiği her şeyi sorgulamak zorunda kalan Ridley, herkesin bir şeyler gizlediği karanlık bölgede dolaşmaya başlar... ? CUMHURİYET KİTAP SAYI 894 SAYFA 37