24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Vitrindekiler Sırdaş Görüntüler/ Mehmet Ergüven/ Agora Kitaplığı/ 328 s. “Temel eğitimini sahne yönetmenliği dalında görmüş bir kişinin bunca ısrarlı şekilde resimle hesaplaşması çoğu kimseye tuhaf gelebilir. İlk elde doğru görünen bu kaygı, soruna sahneleme işleminin mantığı açısından bakıldığında yersizdir oysa; çünkü rejisör için anlamdan görüntüye ulaşma çabası, resim yorumunda tersine çevrilmiştir sadece. Çağdaş teknolojinin ulaştığı yetkinlik düzeyi, giderek soyutlaşan göstergeler dünyasında her gün biraz daha şaşkına çevirir insanoğlunu. Görmek, göstergeyi tanıyıp anlamlandırma yolunda, aydın olmanın kaçınılmaz gereğidir bu düzende. Dünya, sürekli yeniden kodlamamız gereken bir göstergeler evreninden farksızdır artık.” Bu kitapta Mehmet Ergüven, “görüntü” üzerine denemeler sunuyor. Ateş Yılları/ Hasan İzzettin Dinamo/ Tekin Yay./ 480 s. Ailesini koruyabilmek ve yurt savunmasına daha fazla katkıda bulunabilmek uğruna işgal altındaki Amasya’ya yerleşen eğitimci Abbas Bey, zorba ve ikiyüzlü her devrin adamı komşusundan çok tedirgin olmaktadır. Pontus çeteleri her gün bir yerleri yakıp yıkmakta, günahsız insanları öldürmektedir… Tekin Yayınevi, Hasan İzzettin Dinamo’nun “Musa’nın Gecekondusu”, “Musa’nın Mapusanesi”, “Koyun Baba”, “Açlık” adlı romanlarını da yeniden okuyucuyla buluşturdu. Osmanlı İthalatı/ A. Mesud Küçükkalay/ Kitap Yay./ 216 s. “XVIII. yüzyılın ikinci yarısından başlayan ve XIX. yüzyılın ilk yarısının sonlarına uzanan süreçte Osmanlı dış ticaret yapısı bir dizi etki altında dönüşüm geçirmeye başladı. Osmanlı İmparatorluğu bu dönemde yavaş yavaş ithalatçı bir kimliğe doğru evrildi. Avrupa’nın mamul malları yavaş ama kararlı bir şekilde Osmanlı pazarlarında görünmeye başladı. Osmanlı halkı Batı’nın yeni ürünleriyle tanıştı. Bu ürünlerin bazıları halkın daha önce bildiği ama Batılı uluslar tarafından geliştirilerek ya da düşük maliyetle üretilerek Osmanlı topraklarına yeniden pazarlanan kahve ve baharat gibi mallardı. Diğer bazı mallar ise Avrupa’daki üretim tekniğinin gelişmesine paralel olarak Osmanlı’da kullanımı artan saat, cam, dürbün gibi yarı teknolojik mallardı. Söz konusu olmaya başlayan şey sinsice beliren, makine ile seri üretim yapan, organize olmuş bir yapı ile el imalatının CUMHURİYET KİTAP SAYI 894 Orda Karanlık Olurum/ Fazıl Hüsnü Dağlarca/ YKY/ 62 s. “Boşlukta asılı yüzler vardır/ Takılıverir bize/ Gülümseriz/ Takılıverir bize/ Ağlarız/ Takılıverir bize/ Kuşku kesiliriz/ Takılıverir bize/ Aydınlığın ilk kuşlarını işitiriz/ Bir gün takılıverir bize/ Yapayalnız kalırız” İlk şiirlerinden başlayarak Türk şiirine yeni bir anlam, kavrayış ve ses getiren, Cumhuriyet döneminin verimli şairlerinden Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın, bugüne kadar yayımlanmış kitaplarında yer almayan kırk bir şiiri bir arada yer alıyor bu kitapta. Şiir Defteri: Şiir ve Hayat 2007/ Şeref Bilsel, Cenk Gündoğdu/ Toroslu Kitaplığı/ 240 s. Bu yapıt, 2006 yılında dergilerde yayımlanan şiirlerin incelenmesiyle oluşturulmuş. Yaş sınırlaması olmaksızın yıl içinde şiir yayımlayan tüm şairleri kapsayan bu çalışma, kolektif bir anlayışla kotarılmış. “Şiir Defteri”nde 2006 yılında yayımlanan poetik kitaplar ve ‘ilk şiir kitapları’na dair eleştirel yazıların yanı sıra yılı değerlendiren eleştirel yaklaşımlarıyla, Kemal Özer, Mehmet H. Doğan, Güven Turan, Ataol Behramoğlu, Mustafa Öneş, Tahir Abacı, Sina Akyol, Enis Batur, Haydar Ergülen, Hami Çağdaş, Sezai Sarıoğlu, Hüseyin Ferhad, Mahmut Temizyürek, Metin Celâl, Oğuz Özdem, Cihan Oğuz, Betül Tarıman, Tozan Alkan, Enis Akın, Ali Ayçil, Mehmet Can Doğan, Gökçenur Ç., Özcan Erdoğan, Şeref Bilsel ve Cenk Gündoğdu yer alıyor. Mustafa Kemal’in Yakasındaki Rozet/ Haz.: M. Sabri Koz, Enfel Doğan/ İstanbul Erkek Liseliler Eğitim Vakfı Yayını/ 238 s. Sakarya İzci Oymağı’nın 95. yıldönümü anısına, Sakarya İzci Oymağı’nın Oymakbeylerinden Samih Nafiz Tansu’nun (İstanbul Erkek Lisesi ‘24) günlüğü “Altın Defter”, eski Türkçeden çevrilerek, kapsamlı bibliyografyası ve görsel malzemesiyle İstanbul Erkek Liseliler Eğitim Vakfı tarafından okura sunuluyor. Felsefeye Giriş/ Kazimierz Ajdukiewicz/ Çeviren: Ahemt Cevizci/ Say Yayınları/ 174 s. Dünyaca ünlü Polonyalı mantıkçı ve felsefeci Kazimierz Ajdukiewicz, dilden mantığa, felsefeden öğretime, bilimden sosyal konulara dek ne ? SAYFA 33 sağlam ancak maliyetli üretim yapan yapısının rekabetiydi.” Bu çalışma, Osmanlı iktisat tarihinin bugün ve gelecek için taşıdığı önemden hareketle kaleme alınmış ve Osmanlı iktisat tarihinde bazı noktaların aydınlatılabilmesi ve aynı zamanda araştırmacılara yeni bakış açıları sunabilmek amacıyla oluşturulmuş. Medea/ Seneca/ Çeviren: Çiğdem Dürüşken/ Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları/ 64 s. Seneca (İÖ 4İS 65), çağının en önemli söylev ustalarından biri ve Antik Yunan tiyatrosunun öncü temalarını, kendi damgasını vurarak Shakespeare ve Hölderlin’e ulaştıran bir tragedya şairi. “Medea” ise çevirmeni Prof. Dr. Çiğdem Dürüşken’in de vurgusuyla “antikçağ aşkının kara çığlığı”, “aşk ve ihanet üzerine bir başyapıt”. Batı Medeniyetinin Doğulu Kökenleri/ John M. Hobson/ Çev.: Esra Ermert/ YKY/ 314 s. John Hobson, Batı’nın yükselişine dair yaygın görüşlerin etnomerkezci önyargılarıyla mücadele ediyor bu kitapta. Antik Yunan’dan bu yana Avrupalıların kendi gelişimlerine öncülük ettikleri ve Doğu’nun gelişen dünya tarihi içinde pasif bir izleyici olarak kaldığı ileri sürülür. Hobson, “Oryantal Batı”nın yükselişini mümkün kılan iki süreç olduğunu öne sürüyor. Birincisi, Avrupa’da her bir önemli gelişimsel dönüm noktası 5001800 tarihleri arasında Doğu’nun başı çektiği dünya ekonomisine oryantal küreselleşme ile dahil olan Doğu’ya ait buluşlarla desteklenmiştir. İkincisi, 1453 yılından sonra Avrupa kimliğinin oluşturulması, Avrupalıların pek çok Doğulu kaynağı kendine mal etmesiyle emperyalizme yol açmıştır. Resim Neyi Anlatır/ Durmuş Akbulut/ İstiklal Kitabevi/ 372 s. Bir resim nasıl okunur? Resmin de tıpkı telaffuz edilen diller gibi bir grameri, söz dizimi, cümleleri ve paragrafları vardır. Bazıları onu yaratan sanatçıdan bağımsız, kendi evrenini öne çıkarır. Her bir resmin ayrı bir kahramanı, kahramanının hedefi ve ilişkiye girdiği her şeyle ortak yarattığı bir çağrısı vardır. Peki yarı tanrısal bir işleve sahip ressamın durduğu nokta neresi? Kendini gizliden anımsatan göstergelerle varlığını nasıl ortaya koyar? Bu yapıt, bir resim veya ressamlar kitabı değil; daha çok, sözden ve edebiyattan güç alarak bakan gözün imgeleminden yansıyan fotoğraflar…
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle