Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
B U L M A C A 1 B 2 A 3 D 4 K 5 K 6 B 7 B 8 I 9 İLKER MUMCUOĞLU J 10 C 11 D 12 D 13 A 14 D 15 D 16 K 17 D 18 A 19 E 20 D 21 I 22 F 23 E 24 I 25 D 26 J 27 F 28 H 29 H 30 F 31 K 32 E 33 F 34 A 35 I 36 H 37 I 38 E 39 I 40 H 41 H 42 E Feyza HEPÇİLİNGİRLER 14 Mart Çarşamba Türkçe Günlükleri Gerçi şarkıda bir tutarsızlık vardı bence. “Köşeyi dönsem ölüm / Düz gitsem hayat” sözleri her seferinde, “Düz git o zaman. Köşeyi dönmek ölümse niye döneceksin? Yürü git!” dedirtiyor ve içimden “ölüm” ve hayat” sözcüklerinin yerini değiştirmek geliyorsa da ezginin güzelliği sözlerdeki tutarsızlığı bağışlattı hep. Bu kış her bölümünü izleyemedimse de sonuna yetiştim. Mutlu sonla bitti bitmesine; ama alışıyoruz; yaşamımızdaki sanal kişiler oluyor dizi kahramanları, onlardan ayrılmak da bir çeşit burukluk yaratıyor. 43 D 44 E 45 J 46 D 47 J 48 F 49 F 50 H 51 C 52 I 53 G 54 I 55 F 56 A 57 F 58 F 59 G 60 C 61 J 62 E 63 C 64 H 65 D 66 A 67 I 68 E 69 G 70 F 71 B 72 H 73 F 74 D D 75 D 76 G 77 A 78 D 79 I 80 D 81 B 82 I 83 H 84 B 85 B Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa, bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru bir şairin adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse, şairin “Çiçek Tozu Günleri” adlı şiiir kitabından bir alıntı ortaya çıkacaktır. Tanımlar ve sözcükleriniz: A. “Vişne Bahçesi” adlı oyundaki rolüyle, 1987 Avni Dilligil Tiyatro Ödülü’nü alan, Talihli Amele, Kaşık Düşmanı ve Asılacak Kadın adlı filmlerde de oynayan tiyatro ve sinema oyuncusu. 2 13 77 56 66 18 34 E. “sonbahar sizin olamaz / yaprağın doğumunu görmediniz / sonbahar sizin olamaz / toprağın üşüyen karnını/ örtmek için ölenleri tanımadınız” diyen şair. 23 62 44 68 38 42 32 19 ün Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeydim. Okuyanları bıktırmamak için, nerelere gittiğimi pek yazmıyorum; oysa İstanbul’daki okul konuşmalarından başka, hemen her hafta İstanbul dışına çıkmaktayım. İzmir Öykü Günleri’nden döndükten sonra yerel basın semineri için Antalya, Uludağ Üniversitesi’nin Türkçe öğretmeni adaylarına konuşmak için Bursa ve dün Ankara… En hızlısı sonuncusuydu. Sabah 6’da evden çıktım; akşam 5’te evdeydim. TBMM’de Türkçedeki bozulma ve yabancılaşmayı araştırmak, Türkçenin korunması ve etkin kullanımı için alınması gereken önlemleri belirlemek amacıyla bir araştırma komisyonu kurulmuş. Meclis’in böyle şeylerle ilgilendiğine pek az tanık oluyoruz. Sevindirici bir gelişme. Yine de beni korkutan iki olasılık var: İlki, (nasıl bir sonuç beklediğimizi tam olarak bilmiyorsak da) çalışmaların çeşitli engellemelerle karşılaşması ve bir sonuca ulaşmaması; ikincisi, Amerikanlaşmayı bize küreselleşme diye belletmeye çalışanlar tarafından tutuculuk, hatta gericilik sayılması. Bakalım. Bekleyeceğiz ve göreceğiz. 17 Mart Cumartesi ntalya’dan Dr. Mustafa Bodur, Hürriyet gazetesinin (25 Şubat) “Kültürazzi” köşesinde (köşenin adında da hayır yok ya, neyse) rastladığı “müteveffiye” diye bir sözcüğü, “Daha evvel öğrendiğimiz ‘müteveffa’ kelimesi bayanlar için acaba bu şekilde mi kullanılıyor da ben mi bilmiyordum? Baktığım ansiklopedilerde bu kelimeyi bulamadım. Böyle bir kelime var mı? Yoksa acaba o yazıda uyduruldu mu?” diyerek soruyor. İkinci olasılık doğru. Uydurmuşlar. “Müteveffa” sözcüğünün kadınlar için farklı bir kullanımı var Arapçada; ama o sözcük “müteveffiye” değil, “müteveffat”. “Kültürazzi” diye üstün yaratıcılık örneği veren beyinler için pek zor olmamıştır “müteveffiye” diye bir sözcük uydurmak? Oysa her dil, saygıyı gerektirir. Öncelikle… A 15 Mart Perşembe B. Bob Marley’in dünyaya tanıttığı Jamaika müziği. 85 6 81 1 71 84 C. Sporda “aldatma” anlamında kullanılan sözcük (İngilizcesi yazılacak). 63 51 10 60 F. Orson Welles’in, son sözü “Rosebud” olan karakteri. 55 30 70 57 73 22 27 48 49 33 58 G. “... cıcığı”(içi dişi, hepsi). 76 59 53 7 69 G. Rene Goscinny’nin yazdığı, Morris’in çizdiği, Amerikan Rüyası’nı yansıtan öyküleri olan çizgi roman (Türkçede Red Kit olarak tanınıyor). 36 64 50 72 29 I. Natüralist. 21 35 52 67 24 82 39 8 54 37 79 J. “Küçüğüm, bu senin sesin, güzel... / Önce rüzgarın öptüğü, sonra benim öptüğüm” (İlhan Berk) 47 26 9 45 61 K. Siyah, kara. 31 4 16 5 83 40 41 28 “A D. Luigi Pirandello’nun bir perdelik oyunu (“Nedir bu biliyor musunuz? Ölüm. Geçerken bu çiçeği dudağıma yapıştırıverdi. ‘Hatıram olsun’ dedi, Arkasından da şunu ekledi ‘Beş altı aya kadar gelirim’ sessizlik Şimdi söyleyin bana: Bu çiçek ağzımın içindeyken sakin, sessiz köşemde oturabilir miyim? sessizlik Söylüyorum bunu karıma, soruyorum: ‘Nedir benden istediğin? Öpeyim mi seni yani?’, ‘Evet öp beni’ diyor. Geçen gün ne yaptı biliyor musunuz? Dudaklarını bir toplu iğne ile delik deşik etti, kanattı, sonra başımı iki eli arasına alarak beni ağzımdan öptü,. Benimle beraber ölmek istiyormuş”). 15 75 80 74 46 25 78 14 65 17 11 43 3 20 12 dana Yüreğir’e bağlı Doğankentte’te 6 yaşındaki Tayfun Kuzu’ya mezar olan kanalizasyon çukuru, jandarma ekiplerince kapatıldı.” (Bugün, 13 Mart 2007) Çocuk çıkarılmamış mı o çukurdan? O çukura mı gömülmüş? Adil İzci’den bu konuya (da) değinen bir mektup almıştım. Sözün bundan sonrasını ona bırakayım: “Öyle yaygınlaştı ki bu saçmalık; artık TRT bile, Cumhuriyet bile kullanır oldu. Bir kaza sonucu biri ya da birileri öldüğünde bu olayı şöyle anlatıyoruz: ‘Otomobil, üç kişilik aileye mezar oldu.’, ‘Çöken yapı, işçilere mezar oldu.’ Mezar ya da Türkçesiyle gömüt, ölenin gömüldüğü yerdir. Ölümün (eskilerin sözüyle) ‘vuku bulduğu’ yer, hiç mezar olur mu? Bu mantıkla gidersek birilerinin öldüğü her yere mezar dememiz gerekir. En başta hastanelere. Sonra evlere. Bunca insan mutlaka bir kaza sonucu ölmüyor ki hastanelerde de, evlerde de nice ölenler oluyor.” Adil İzci’nin haksız olduğunu söyleyebilir miyiz? 18 Mart Pazar “B Yine 15 Mart Perşembe ayan” sözcüğünün, “bay”ın karşısında bulunması gereken yerinden çıkıp “kadın, hanım, kız, dişi…” anlamlarının tümü için kullanılmasını, benim de aralarında bulunduğum pek çok kişi hoşnutsuzlukla karşılamakta. Fransızcadaki “madam (madame)” ve “mösyö (monsieur)” sözcüklerinin karşılığı olarak türetilmiş olan “bay bayan” sözcüklerinden ilki, artık pek mektup göndermediğimize göre, zarfların üzerindeki yerini bile koruyamazken, öteki aldı başını gidiyor. Acaba “kadın” sözcüğünde bir anlam kötülemesi algılanıyor da o yüzden mi bütün “kadın” sözcüklerinin yerini “bayan” aldı? Yoksa İngilizcede kadının medeni durumuyla ilgili vurgulamayı (miss mrs.) ortadan kaldıran “ms.” kullanımı gibi bir işlev mi kazandı Türkçedeki “bayan” sözcüğü? Öyle ya, o da bekârete dayalı “kız kadın” ayrımını ortadan kaldırıyor? İ nanılır gibi değil; ama son haftalarda kaç çocuğumuz, kapatılması ihmal edilen kanalizasyon çukurlarına düşerek öldü. C.Şefik Koldaş, basın yayın organlarında bir kargaşa halinde rastlanan lögar, logar, rögar, rogar yazımlarından hangisinin doğru olduğunu sormuş. “Rögar” doğru. Ötekilerin nasıl yayıldığını ise kimse bilmiyor. 20 Mart Salı K Yine 15 Mart Perşembe 892. sayının çözümü: A. SIDDIK, B. AĞRIYINCA, C. BADI HAZAN, D. REDDETME, E. İŞÇİLERİ, F. ANNA KARENİNA, G. LİMNİ, H. TÖVBE, I. IMF, J. ND, K. EĞİLMEZ, L. LUDİNGİRRA. Şiir: “nemi dudağında çağlayandı gecenin/ kibirli bir zafer narasının/ maviden hiddetler takınmış gözleri” G ecenin en siyahında / Ümidin bittiği yerdeyim / Köşeyi dönsem ölüm / Düz gitsem hayat / Gölgeler içindeyim Hırsız Polis dizi filminin şarkısı… Hırsız Polis, geçen kış, kızımla birlikte izlemekten en çok hoşlandığımız diziydi. Başta Uğur Yücel olmak üzere bütün oyuncuların ustalığına hayran olarak, reklam aralarında şarkısını mırıldanarak. ısa adı “cn”. Çeviri edebiyatı dergisi. Kapağı çok güzel: Yeşil bir elma ile kırmızı bir elma. İkisinin arasında köprü kuran bir etiket. Çeviri kitaplarda, sayfa diplerinde “çevirenin notu” anlamında görmeye çok alışık olduğumuz Ç.N. harfleri bu kez “çilekeş çevirmene bir parça da olsa hak ettiği yeri, saygınlığı verebilmek için” başlığa taşınmış. Öyküler, şiirler, denemeler, incelemeler… Almanca, Rusça, İtalyanca, Fransızca, Fince, Farsça, Yunanca, Arapça, İspanyolca, Rumence ve tabii İngilizceden çeviriler… Özgün dili ve Türkçeleriyle… Küreselleşme aslında böyle bir şey olmalı. ? feyzahep@gmail.com Yıldız Teknik Üniversitesi Türk Dili Böl. Çukursaray Binası Kat: 2 Barbaros Bulvarı 34349 Yıldız / İST. CUMHURİYET KİTAP SAYI 893 SAYFA 39