Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
B U L M A C A 1 J 2 K 3 J 4 I 5 I 6 K 7 E İLKER MUMCUOĞLU 8 G 9 H 10 A 11 E 12 G 13 H 14 E 15 B 16 I 17 F 18 G 19 H 20 J 21 A 22 I 23 H 24 G 25 K 26 B 27 F 28 B 29 I 30 A 31 F 32 J 33 H 34 K 35 E 36 E 37 D 38 A 39 G 40 G 41 C 42 A Feyza HEPÇİLİNGİRLER 24 Kasım Cumartesi ürkiye’nin Öğretmenler Gününü ilk kez Türkiye’den bu kadar uzakta, Avustralya’da kutlayacağım. 21 Aralık Çarşamba günü akşamüstü kalkan uçakla ve dört saatlik yolculuktan sonra, aktarma yapacağımız Dubai’ye ulaştık. Bir saat sonra, Singapur’a gitmek üzere havalanmıştık bile. Hosteslerin dolaşıp bütün pencereleri kapattırmasının nedenini önce anlamamıştım. Kolumdaki, Türkiye’ye ayarlı saat, gecenin 1’i olduğunu gösteriyordu çünkü. Bizim bedenen ve ruhen geceyi yaşamaya hazırlandığımız o saatlerde dışarıda gün ağarıyormuş meğer. Singapur’a yaşamadığımız bir günün sonunda ulaştık. Melbourne’e vardığımızda ise 23 Kasım Cuma günü başlayalı üç saat olmuştu. 22 Kasım Perşembe gününe ne oldu peki? Ben o günü yaşamadım. Günümü geri isterim ya da o gün, ömür hesabımdan düşülmeli. Türkçe Günlükleri yan bir şansları var. Cumartesi okullarında öğrenilen Türkçe, en başarılı olunan ilk dört ders arasında olursa üniversiteye girişte puan kazandırıyor öğrenciye. Bu durum da Türk ailelerini, çocuklarına Türkçe öğretme konusunda ikna etmeyi kolaylaştırıyor. Ayrıca Türkçenin yabancı dil olarak öğretildiği okullar var. Bir de Fethullah Gülen okulları varmış. Buraya kadar gelmişken bu okullardan birini görmek isterim. Bakalım. Belki. Bir fırsatını yakalayabilirsem… 43 J 44 I 45 I 46 A 47 J 48 A 49 K 50 H 51 H 52 H 53 F 54 H 55 G 56 G 57 J 58 B 59 I 60 B 61 G 62 D 63 H T 64 H 65 F 66 I 67 C 68 F 69 J 70 F 71 H 72 B 73 J 74 H 75 F 76 F 77 G 78 I 79 J 80 C 81 D 82 B 83 B 84 F Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru Mesut Aşkın’ın “Üç Ayın Kırk Ayini” adlı şiir kitabındaki bir şiirin adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse aynı şiirden dizeler ortaya çıkacaktır. 24 Kasım Pazartesi D Tanımlar ve sözcükleriniz: A. “Hanende Nedim Rey ki, gençliğinde Boğaziçi’nin ... en sevgili kulu iken artık onun da ihtiyarlamaya, sesinin bozulmaya başladığı söylenirdi” (Abdülhak Şinasi Hisar). 10 48 30 42 38 21 46 B. Bir konunun incelenmesi ve eleştirilmesi gereken bütün yönlerini birer birer inceleme, araştırma. 58 28 26 60 82 83 72 15 C. “Rodop”un ünsüzleri. 41 80 67 D. Erkek eşin karısına yanaşmaması için yemin etmesi. 81 37 62 E. Sıra ile yapılan görev. 35 36 11 7 14 F. Vazgeçiriliş. 53 17 68 76 27 84 75 65 31 70 49 2 6 34 25 20 73 57 69 32 K. İngilizce “roman”. G. Bir şeye işaret koyma. 12 18 24 8 40 61 39 56 55 77 H. “Ancak bugün anlıyoruz ki Mithat Paşa’dan beri o kırk yıllık davada beyhude ... ... çekmişiz” (Yahya Kemal Beyatlı). 71 63 19 13 50 64 74 9 23 54 52 51 33 I. “... Öcü” (Fakir Baykurt’un bir romanı). 45 29 4 22 78 16 5 44 66 56 J. Kanama, Yeni Kuşbakışı ve Ölü Kitap adlı şiir kitaplarını da yaratan şair. 43 47 3 79 1 Yine 24 Kasım Cumartesi B u gece öğretmenler günü balosu varmış. Az önce öğrendim. Ama olur mu? Bunu söylememişlerdi. Konuşma yapmaya geldim ben; getirdiğim giysileri de ona göre seçtim. Böyle bir durumla karşılaşan kadın ne yapar? Hemen en yakındaki alışveriş merkezine koşar. Ben de bunu yaptım. Avustralya’da ilkbaharın sonu, yazın başlangıcı yaşanıyor şu anda. Aralık ocak şubat, yaz mevsiminin ayları. Yaz sebzelerini, yaz meyvelerini görmek şaşırtıyor ilkin beni. Giysi bakmaya çıktığımı unutup onları seyrediyorum. Avustralya doları, Türk parasıyla eşit sayılabileceğinden fiyatları hesaplamak pek kolay. Bildiğimiz kabak beş dolara alıcı bekliyor. Bamyalar, salatalık boyunda, en küçüğü on on beş santim. Fiyatı on beş dolar. Dönüşte bamyayı bulamasam da alacağım ilk kabağı tutup öpmeliyim. Diyarbakır karpuzu gibi uzun uzun karpuzlar çeşitli boylarda dilimlenmiş olarak satılıyor. Türkçe adı olmayan meyvelere bakıyorum. Sıra sıra dizilmiş mangolar, ananaslar… Türkiye’de de bulunuyor bunlar artık. Biliyorum; ama bu geceyi kılıksız geçirmememi sağlayacak iki parça giysinin yanına mangoyla, adını bilmediğim elmaya da armuda da benzeyen bir meyve ekleyip otele dönüyorum. Otelde ilk işim o meyvenin tadına bakmak. Elmayla armut arası bir tadı var gerçekten. Çok sulu, kütür kütür; ama hem elma hem armut olacağına ne elma ne armut olmuş. ört tane kitap getirdim yanımda. Otelde boş kaldıkça onları okuyorum. İlk bitirdiğim kitap, Anais M. Martin’in “Balkabakları” (Pencere Yayınları, 2007) adlı öykü kitabı oldu. Anais Hanım, Tüyap Kitap Fuarı’nda imzalamıştı bana kitabını. Okuma fırsatını ancak bulabildim. “Ermeni tehciri” diye bilinen olayı anlatan öyküler bunlar. Ölümler, öldürmeler, kan ve gözyaşına ne kadar yansız kalınabilirse o kadar yansız kalmaya özen göstermiş Anais M. Martin. Gerçek tanıklıklara dayandırarak anı tadında anlatmış öyküleri. Ama yine de bıçak gibi... Kesiyor, doğruyor; insanın içindeki en insan kalmış yanlarına dokunuyor ve acıtıyor. 27 Kasım Salı E lini altına tutup suyu musluktan içmenin mutluluğunu unutmuşum. Çok lezzetli bir suyu var buranın ve bu lezzetli suyu o kadar dikkatli kullanıyorlar ki! Su tasarrufu konusundaki önlemler, örnek alınmayı gerektiriyor. Ağaç dipleri, yol kıyılarındaki çiçeklerin toprağı, nemini yitirmesin diye, palmiye kabuklarıyla örtülmüş. Araba yıkamak yasak. Bahçeler ancak izin verilen günlerde sulanabiliyor. Yine de hortumla değil, püskürtmeyle. Bütün sifonlarda iki düğme var. Yarım işaretli düğmeye basmanız konusunda uyarılıyorsunuz. Banyo öncesi, ısınıncaya kadar akan su kaplarda toplanıp değerlendiriliyor. Bir bardak suyu bile dökmüyor Avustralyalı. Bu kadar sert önlemler aldıklarına göre hiç suları kalmamış olmalı diye düşünenler yanılıyor. Çünkü şu anda barajlardaki doluluk oranı % 40,2’ymiş. 28 Kasım Çarşamba D 25 Kasım Pazar vustralya çok kültürlülüğü içine sindirmiş bir ülke. Cumartesi günleri eğitim öğretim yapan okullarda herkes kendi dilini çocuklarına öğretme hakkına sahip. Bu okullarda görev yapan Türkçe öğretmenlerine konuşmak için gelmiştim. Bugün o konuşmayı yaptım. Öğretmenleri dinledim. Karşılaştıkları sorunlara birlikte çözüm aradık. Türkiye’den bunca uzakta, Türkçeyi yaşatmaya çalışmak kolay değil. Yabancı bir kültürün içine doğmuş, doğduğu ülkeyi kendi yurdu sayacak çocuklara asıl dillerinin sokaktaki dil değil, evdeki dil olduğunu; üstelik evdeki dilinin evde konuşulduğu kadar olmadığını anlatmak, çocuklara Türkçeyi kültür dili olarak öğretmek ve sevdirmek hiç kolay değil. Yine de öğrencileri okula çekmeye yara A 929. sayının çözümü: A. AMBERBU, B. TÜTÜN ZAMANIY, C. TOZAN ALKAN, D. İBİŞ, E. LOPUR, F. ABEL SANCHEZ, G. IOU, H. LEBBEYK, I. HOMUR HOMUR, J. AĞULUM, K. NVD.. Şiir: “emperyal oteli’nde bu sonbahar/ bu camların nokta nokta hüznü/ bu bizim berhava olmuşluğumuz” ün akşam 3 ZZZ adlı radyonun Kuzey Kıbrıs’a ayrılan Türkçe yayın saatinde konuştum. Canlı yayına telefonla katılım beklemediğim kadar çoktu. Genellikle Avustralya’daki Türkçenin nasıl daha iyi olabileceğini konuştuk. Son arayanlardan ve çok önemli, belki de en önemli şair olduğuna inananlardan birinin ahmakça sorusu ve önerisi olmasa ılıman bir söyleşi tadında gittiği gibi, öyle de bitecekti program. Ama o son katılan, daha ne kadar zaman Nâzım Hikmet’in şiirlerinin okutulacağını, Avustralya’da yaşayan ve yazanların şiirlerinin neden ders kitaplarına alınmadığını sorunca ipler koptu. Kendisini Nâzım Hikmet kadar, hatta ondan daha değerli ve önemli sanan densize verilebilecek en sert yanıtları vermek zorunda kaldım. Böyle olmasını istemezdim; ama bu münasebetsiz soruya daha yumuşak bir yanıt da veremezdim. ? www.feyzahepcilingirler.com feyzahep@gmail.com Yıldız Teknik Üniversitesi Türk Dili Böl. Çukursaray Binası Kat: 2 Barbaros Bulvarı 34349 Yıldız / İST. CUMHURİYET KİTAP SAYI 930 SAYFA 39