28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Italo Svevo Kuzey İtalya’nın suskun yazarı Italo Svevo, babası tarafından işadamlığına yöneltilmiş bir genç olarak Trieste sahnesinde kendini gösterdiğinde koltuğunun altında ilerde yazmayı düşündüğü kitabının notlarını da taşıyordu. Tıpkı bir romanının kahramanı Emilio gibi. Emilio da bir yandan banka memurluğu yaparken öte yandan bir şeyler yazabilir ve ünlenebilir miyim diye bekleyen bir genç adamdır. İkinci bir uğraş olarak Svevo'nun kahramanına yazarlık gibi bir uğraş vermiş olmasını rastlantı saymamak gerekiyor. Özyaşamsal bir anlatımın dışavuran izleri olarak görmek olanaklı bu durumu. Kahramanlarıyla aynı toplumsal ortamı paylaştığı gibi aynı siyasal devinimlere katıldığını söyleyebiliriz Svevo'nun. Aslında tüm Avrupa’yı içine alan siyasal çalkantının bir uzantısı olarak Trieste’nin patlayacak olan savaşın tam göbeğinde olduğunu da unutmamak gerek. SAYFA 20 ? Prof. Dr. Necdet ADABAĞ Ü ç romanından söz edilir: Bir Yaşam(1892),Yaşlılık(1898), Zeno’nun Bilinci(1923). Ama sanki tek kitapmış gibi... Svevo’nun kendisi de " herkesin bir kitabı olduğunu söylerler; benim de bir kitabım varsa, o da Bir Yaşam’dır", der. Haksız da sayılmaz. Svevo ilk kitabında, ekinsel "ipotekler"den soyutlandığı ve iç dünyasını irdelemeyi başardığı ölçüde özgün bir yazar kimliğini kazandığı gibi sonradan gelecek kitaplarının da işaretini vermiştir. Üç ayrı kitapta üç ayrı kişilik varmış gibi görünse de romanları ayakta tutan, olay örgüsünün devinimini sağlayan Alfonso, Emilio ve Zeno birbirlerine çok yakın tiplerdir. Dahası, ilk romandaki Alfonso yer değiştirmiştir sanki. Farklı ortamlarda farklı tepkiler veren ama temelde aynı kişiliğin sahibi bir kahraman olarak ortaya çıkmaktadır. Gerçekte devindikleri ortamlar da ayrı değil, nerdeyse aynı ortamlardır. Trieste ortamıdır. KÜÇÜK KENTSOYLULAR Trieste Kuzey İtalya’nın sınır kentlerinden biridir. Bir taraftan Yugoslavya’ya, öte yandan Avusturya’ya komşu olan bu kent değişik etnik toplulukların yerleşik olarak yaşadığı bir kenttir; Avusturya ve İtalya tarafından paylaşılamamaktadır. Ayrıca denize yakınlığı ve sınırda oluşu nedeniyle etkin boyutta ticaret ve bankacılık işlerinin yapıldığı bir yerdir. Bir kentsoylu kentidir de denilebilir. Tarım ve hayvancılıktan yoksun olduğu; bu nedenle köyden uzak kaldığı ve sanayileşme yolunda bir kent olarak halkının da kentsoylu kimliği taşıdığını söylemek olanaklı. Svevo’nun kahramanlarının da küçük kentsoylu oldukları ya da olmak sevdası taşıdıklarını söylemek doğru olur. Bir Yaşam’ın başkahramanı Alfonso bir banka memuru.Yaşlılık’ın başkahramanı Emilio da küçük bir memur. Zeno’nun Bilinci’nin başkahramanı Zeno Cosini küçük bir işadamı. Bu örnekler de gösteriyor ki Trieste içine ka AKDENİZ DUYARLILIĞI İçine kapanmak tarzı, Akdeniz duyarlılığıyla yetişmiş Svevo ve kahramanlarında da belirgindir ve üzeri "kırık cam parçalarıyla dolu" yaşam duvarını aşmak konusunda verdikleri savaşımda bu nedenden ötürü kırılganlıklarının bir kat daha arttığı bir gerçektir. Bu da gösteriyor ki Svevo’nun olsun, izdüşümleri olarak gördüğümüz kahramanlarının olsun, dış dünyaya kapalı olmak istemelerine karşın, söz konusu gerilim ya da bunalımın, adına ne derseniz deyin, katkısı büyüktür. Ve dış dünyaya kapanmış olmalarında da gene toplumsal ve siyasal olayların baskıcı etkisinin payı büyüktür. Ayrıca dışa kapalılığın da çıkmazlara, açmazlara, yozluğa ve ahlaksızlığa bir tepki olduğunu da unutmamak gerek. Svevo ve kahramanlarının bu tür bir tepkinin içinde gerekli boyutta yerlerini aldıkları inancını taşıyorum. Bunun tersini düşünmenin ve toplumsal işlevlerinden, tarihin insana yüklediği sorumluluklardan geri kaldıklarını savlamanın ne ölçüde doğru olacağını bilmek ve Svevo, ardından kahramanlarına haksızlık olup olmayacağını söylemek zordur, sanırım. Svevo (solda), babası tarafından işadamlığına yöneltilmiş bir Ancak Svevo’nun İtalyan genç olarak Trieste sahnesinde kendini gösterdiğinde koltuyazın geleneğinin iki çizgiğunun altında ilerde yazmayı düşündüğü kitabının notlarını sinden biri olan laik çizgida taşıyordu. de devindiği su götürmez bir gerçektir. Öteki çizgide, bir başka sonuçlar açısından önem taşımaktadır. deyişle, Hıristiyan çizgide olduğunu Ettore Schmidt,Italo Svevo oluyor. Busavlamak tümden yanlıştır çünkü Svenun, bir takma ad olduğu savunulabilir vo köken olarak Yahudidir, tıpkı Kafka ama baba tarafından çok anne tarafına gibi. Yahudilerin, Hıristiyanlığın bağyakınlığının bir göstergesi olduğu da naz yanına ne denli karşı olduklarını yadsınmamalıdır bence. Doğal olarak göz önünde tutacak olursak en azınbunun arkasında soğuk, katı,esnemedan İtalya’da yaşayanların neden laik yen Alman akılcılığına karşı yumuşak, çizgide devinmek gereksinimi duyduksıcak ve hoşgörülü Akdeniz duyarlılığıları belirlenebilir. Örneğin, İtalyan Yanı yeğlemiş olmasının payı olduğunu hudilerini rahatsız eden görüntülerden düşünmek gerek. biri, bugün bile her yerde asılı olan ve Yazarından kalkarak roman kahraİsa’nın çarmıha gerilişini betimleyen manlarının da aynı karakteri taşıdıklaHaç resimleri ya da yontularıdır. YahuCUMHURİYET KİTAP SAYI palı olmayan, orta boy da olsa bir devinimin yaşandığı ve insanlarının daha çok üretmeye ve para kazanmaya yönelik çalıştıkları bir kent. Svevo’nun kendisi de öyle. Babası tarafından işadamlığına yöneltilmiş bir genç olarak Trieste sahnesinde kendini gösterdiğinde koltuğunun altında ilerde yazmayı düşündüğü kitabının notlarını da taşıyordu.Tıpkı Emilio gibi. Emilio da bir yandan banka memurluğu yaparken öte yandan bir şeyler yazabilir ve ünlenebilir miyim diye bekleyen bir genç adamdır. İkinci bir uğraş olarak kahramanına yazarlık gibi bir uğraş vermiş olmasını rastlantı sayamayız gibime geliyor. Özyaşamsal bir anlatımın dışavuran izleri olarak görmek olanaklı diye düşünüyorum. Kahramanlarıyla aynı toplumsal ortamı paylaştığı gibi aynı siyasal devinimlere katıldığını söyleyebiliriz. Aslında tüm Avrupa’yı içine alan siyasal çalkantının bir uzantısı olarak Trieste’nin patlayacak olan savaşın (19151918) tam göbeğinde olduğunu da unutmamak gerek. Bu savaş Trieste’nin yazgısını değiştirmiştir. İyi mi olmuştur yoksa kötü mü, bunu tartışmıyoruz ama Trieste el değiştirmiş, Avusturya’dan İtalya’ya geçmiştir. Bir başka deyişle, Alman İmparatorluğu’ndan Roma İmparatorluğu’na. Bu olgu, siyasal değişiklikten çok toplumsal ve ekinsel değişikliğe getirmiş olduğu rını savlamak olanaklı. Üç kahramanın da gözlemlediğimiz kadarıyla kırılgan ve içten içe durup dinlenmeyen; kendini yiyip bitiren; ve duygusallık bağlamında küskün ve "istencin iyimserliğinden çok aklın karamsarlığını" benimsemiş; Almanların akılcı,yetişkin tiplerine karşın duygusal körpe ruhların devindikleri ortamların insanları olduklarını görürüz. Kentsoylulukları da gene Akdeniz duyarlılığıyla yoğrularak incelik ve zarafet kazanmıştır. Kapitalist sermayenin desteğindeki emperyalist varoluşculuk Trieste’nin İtalyan yaşam anlayışı içinde, bulutsuz havasında, törpülenmiş ve daha insansal boyutlar kazanmıştır. ? 851
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle