Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
? şını ört derken bunu niye diyorsun; diye sorabilecek. Bir şeyin yanlış olduğunu düşündüğünde bu böyle değildir diyebilecek, fikir üretebilecek, fikir ileri sürebilecek. Bu soruyu sordurmak, bizim bütün amacımız bu. Yurt konusuna gelince, parası olan insanlar getirsinler kendi yaşadıkları yere yurt yapsınlar, yaptırtsınlar diyoruz. Kızlar ilköğretimi bitirince liseye gidebilsinler. Öğretmenler bıkmış durumdalar, maaşları yetmiyor, lojmanları yok, azarlanıyorlar. İşte Milliyet ile projeler yapıyoruz, Turkcell ile projeler yapıyoruz. "Yabancı sermayeli şirketlerle niye çalışıyorsun?" deniliyor, o şirket kâr etmiş, o şirket sosyal forum projesi yapacak, o parayı bize versin biz devletimize, milletimize verelim dememizin nesi yanlış? Şimdi biz hükümetle ilişkilerimizde şöyle düşünüyoruz. Onlar bugün varlar yarın yoklar, halk ise hep kalıcı, dolayısıyla biz doğru şeyleri yapmaya çalışıyoruz, onlara da bunları yapın diye öneriyoruz. DEĞİŞİM VAR... Buna çalışıyorlar mı? İsterler tabii, ama mümkün değil. Nelerle karşılaştık, karşılaşıyoruz bildiğiniz gibi değil. Eskiden de öyleydi, çocuk esirgemeye yardım mı yapacaksınız mesela, getirin yardımınızı, bırakın gidin gibi bir garip anlayış vardı. Çocukları göremezsiniz, konuşamazsınız. Bunlar değişiyor ama bunların içinde hep Avrupa Birliği havucu var maalesef. Biz kendi söylemlerimizi eyleme dönüştürebilseydik, vaktiyle sivil toplum ve hükümetler devlet organları iç içe olup birbirlerine destek vermeyi bilseydi keşke. Bunlar hep "yassah"la yürümeseydi keşke. Bunu aştık birazcık. Şu anda milli eğitimin üst ya da alt düzeyinde olsun öyle önemli bir sorun yaşamıyoruz ama onlar da birbirlerinden kopuk. Mesela bir okul müdürü diyor ki burada çalışamazsınız, cumartesipazar açtıramam okulu diye bahaneler buluyor. Ya da izin evrakları bir yerlerde takılıyor kalıyor bir türlü gelemiyor. O nedenle daha çok valilerle kaymakamlarla çalışıyoruz, mülki idare amirleriyle çalışıyoruz. Mülki idare amirleri Türkiye’nin en önemli kişileridir. Bunların içinde eskiden şeriatçılar ve sempatizanları çok vardı ama şimdi çok azaldı. Tabii ki Ahmet Necdet Sezer gibi çağdaş bir Cumhurbaşkanımız var, onun denetiminden geçiyor. HALKLA İLETİŞİM Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği gönüllüleri halkla nasıl iletişim kuruyor, mesela çocuklarını, özellikle kızlarını okutmayanları nasıl ikna edebiliyor, bu ailelerle iletişimden sonra nasıl değişimler gözlemleniyor? Müthiş değişimler oluyor. Senin de belirttiğin gibi, kızlarını okutmayan aileler bu konuda en can alıcı örnek. Şimdi Urfa’nın bir köyünde yaşanan bir olayı anlatayım. Bir adam kızımı kesinlikle okutmam diyor. Bu arada Ahmet Bey’in kıraç bir tarlası var. Derneğimize haber veriyor öğretmenler, gidiyorlar, Ahmet Bey’le konuşuyorlar. "Kaç çocuğun var?", "9 tane, 5 kız 4 oğlan." "Niye kızlarını okutmuyorsun?" Ahmet Bey hemen itiraf ediyor: "Nasıl okutayım, 4 oğlumu adam etmeye çalışıyorum ki bize baksınlar. Bizim paramız pulumuz yok. Bu kızları da 1213 yaşına gelince başlık parası alıp evereceğim." Bakıyorsunuz sorun tamamen ekonomik. Soruyoruz, "Ama Ahmet Bey senin kızlarını, bak yatılı bölge okulu var, biz onların kitap, giysi masraflarını karşılayacak bir burs versek sen kızlarının okumasını, öğretmen, hemşire, doktor olmalarını mesela istemez misin?" "İstemez miyim?" diyor. Bu arada bir de prosedür olayı var tabii. Kimlik kartı sorunu, anne babanın nikâhı yok mesela. Ama o sırada bizim karşılaştığımız başka şeyler daha var bunu da söylemek istiyorum. Genellikle bunun karşısında olan birtakım insanlar var. Bunlar gidiyorlar o babaya, "Nasıl kızını verdin Çağdaşlara. Onlar gâvur edecekler kızını" gibisinden laflar ediyorlar, bunu da yaşıyoruz. Cahil ama aslında zeki olan insanlar olayı kavrıyorlar ama karşı çıkanlar, anti olanlar var ki bunların hepsi de öyle cahil filan da değil. Cumhuriyet karşıtları bunlar. Herkesi geziyorlar, eleştirip yıldırmaya çalışıyorlar. Yani işimiz çoğu yerde iğneyle kuyu kazmak gibi. 15 bine yakın üyemiz, 95 tane şubemiz var, gönüllü “Hükümetle ilişkilerimizde şöyle düşünüyoruz, Onlar bugün varlar yarın yoklar, halk ise hep kalıcı dolayısıyla biz doğru şeyleri yapmaya çalışıyoruz, onlara da bunları yapın diye öneriyoruz.” çalışıyorlar ve hepsi bir yerdeler, bu çocukların sayısını arttırmaya çalışıyorlar. Destek olanlara gelince, büyüklü ya da küçüklü destek destektir. Bazısı emekli maaşını getirip veriyor küçücük bir köy okulu yapıyorsunuz, bazısı "78 milyarım var ne yapabilirim?" diyor onunla örneğin ya bir anıt ya bir oyun parkı kuruyoruz. Oyun parkına eli değmemiş çocuklar var bu ülkede. Ayakkabısı, çamaşırı olmayan çocuklar var. Her gün dosya dosya emailler geliyor "bize de yardım edin" diye. Burada biz devlet ile birlikte olmak istiyoruz. Devletin olanaklarını bilmek istiyoruz, nereye ne yapılıyor, neden yapılıyor? Gelin hep birlikte eğitime katkıda bulunalım diyoruz. Oralarda henüz daha netleşemedik. Ama yeni sistem bunu getirecek. İnternet siteleri müthiş bir olay. Kuruluşlar internet sitelerini açmışlar, bu bir devrim. Süren ve başlayacak olan projelerinizden bahseder misiniz? "Baba Beni Okula Gönder", Milliyet ile yaptığımız; "Kardelenler", Turkcell ile yaptığımız, biliyorsunuz. Ayrıca "Anadolu’da Bir Kızım Var Öğretmen Olacak" çerçevesinde üç projemiz var. Bunun yanında meslek liselerine yerleştirdiğimiz kızlarımız var. İşte Mercedes’te 400, Ericsson’da 50 kızımız gibi toplam 11 bin kızımız var. 11 bin başkalarına göre hani üç tane beş tane kız okutanlara göre, çok önemli bir rakam gibi görünebilir, ama 11 bin bize göre çok küçük bir sayı. Ben 100 bini hedefliyorum. Turkcell 5 bin kıza veriyorsa, 19 tane daha Turkcell arıyorum diyorum. Şimdi Milliyet ile yaptığımız projemizde sayı 3500’e ulaştı. Üniversiteye giden 550 kızımız var. Çağdaş, Atatürkçü özel okullara yerleştirdiğimiz çocuklarımız var. 26 tane TED’de okuyor. Mersin’deki kolejlerde 39 kızımız var derken böyle böyle bunlar da büyüyor bir yandan ama 100 bini hedefliyoruz. Yurt olarak ise 2025 tane yurdumuz var halkla imece usulü yapılan. ? Çağdaş İnsan Söyleşileri/ Türkan Saylan/ Cumhuriyet Kitapları/ 310 s. KİTAP SAYI 851 SAYFA 10 CUMHURİYET