29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

olur, kilitlemezdi. Otelden çıkarken her şeyi temizlikçi kadınlara, işçilere emanet ederdi. Sınıfının insanlarıyla saatlerce söyleşmekten zevk alırdı. Halka son derece saygılıydı. Sabah ilk işi tıraş olmaktı. Özenle giyinir, kravatını takar, damat gibi olurdu. İmza ve söyleşilerine en az yarım saat önce gider, yerini alırdı. Son okuruna kadar saatlerce imza atardı. Onlara imza satmaz, tek tek konuşurdu. Yaptığınız sohbetlerde Ilgaz’ın Türkiye’ye, Türk insanına bakışı nasıldı? İçinden çıkılmaz gibi görünen sorunlarıyla ülkemizin geleceği konusunda düşüncesi neydi? “Rıfat Ilgaz, Anadolu insanının dürüstlüğüne, onurluluğuna, saflığına, Onun için topraktan öğrenip, bildiğine inanır ve güvenirdi” diyor Mehmet doğrunun ölçüSaydur. tü, ‘halk’tı. Hal? Fotoğraf mı? ka inilmeli, anlatılmalıydı. Halk tutu Evet... Sokakta yürürken diyordu yor, beğeniyorsa o doğru; yoksa yanki; “Şimdi dön, arkamızdan gelenlelıştı. Anadolu insanının dürüstlüğürin fotoğrafını çeker gibi belleğine al. ne, onurluluğuna, saflığına, toprak2030 adım sonra yine al, öncekintan öğrenip ezberden bildiğine inaden kaç kişi var?... Bir süre sonra bir nır ve güvenirdi. fotoğraf daha... Değişmeyen kişiler Ülkenin nereye gideceğini, yönünü varsa ‘görevliler’ demektir...” değiştirdiği 1946’larda MarkopaIlgaz sayesinde fotoğrafçı da olşa’larda yazarak göstermişti. Bugün dum böylece... o yazıları kitaplaştırıp, adına da Kastamonu ağzıyla “Demedük mü!..” ILGAZ’IN GÜNLÜK YAŞAMI koymak gerek... Rıfat Ilgaz’ın 28 Mayıs 1981 tarihIlgaz’ın gözüyle bakınca bugün yili Kastamonu gazetesinde çıkan bir ne halka inilmesi, sorulması gerek. yazısını okuyoruz kitapta. Yazının soKamuoyu yoklamalarına göre halkın nunda, “Yerel kaynaklarımızı önce %82’si ABD emperyalizmine karşı. saptayalım, sonra onlardan nasıl yaHalk farkına vardı yani. Düşünün ki, rarlanacağımızı yöntemleriyle öğrenetam altmış yıl önce bu amaca dönük lim. Daha sonra da en ileri, en mobir ilk var: Markopaşa... Ilgaz’ın attıdern teknikle yeni yeni bileşimlere giğı bir başlık şöyle: Millet Yutmuyor... delim. Evrensel olmamızın kuralı, çaAncak, ‘uzak görüşlü yetkililer’ olayı ğımızın adamı olmamızın tek yolu kırılamadı. %82’si emperyalizme bu” diyor Ilgaz. Bir de, ustanın “Gökarşı olan halkın oylarıyla seçilen züm toplumda, kulağım halkta” söylemilletvekillerinin bu oran kadarı bu mi... Yerelden evrensele giden yolda, görüşte değil... Liderine bağımlı bir toplumcu ve halkçı duyarlılık açısınkere... Halka doğru inilmediğinin öldan tanıdığınız, dostunuz Ilgaz’ın çütü bir bakıma. Ancak halkın istengünlük yaşamı, insanlarla ilişkileri ci doğru yansıdığında ülkenin gelecenasıldı? ği çözüme yönelebilir. Kısmen yukarıda değindik. CeGÜDÜK NECMİ’YLE BULUŞMA binde, çoğu halktan kişilerin verdiği bir sürü not ve kartvizit olurdu. Kitabın en ilgi çekici bölümlerinÖzenle saklar, zamanı gelince anımden biri de, Ilgaz’ın Hababam Sınısar, bulur ve çat kapı yapardı. Sefı’nın Kel Mahmut’u olarak ölümsüzvinçten çığlık atardı o insanlar... Üç leştirdiği Kastamonu Öğretmen Okubeş lirayla yola çıkar, haftalarca gelu’ndaki öğretmeni Nihat Dicle ile zerdi. Parasına değil, dostlarına gü(Güdük Necmi) Rıfat Ilgaz’ın 54 yıl venirdi. Zamanı gelince de elinde sonraki buluşmaları... Bu görüşmeyi avucunda ne varsa son kuruşuna kasiz sağlamışsınız. O ortamı biraz andar harcardı. Paranın değerini, anlalatabilir misiniz? Nihat Dicle için, mını bilmezdi. Diyelim ki yüz liraya Rıfat Ilgaz kimdi o gün? Öğretmen neler alınır, kaç gün geçirilir bilmezadayı öğrencilerinden biri mi; yoksa di. Kaldığı evin, otelin kapısı açık Türk edebiyatının en büyük isimleCUMHURİYET KİTAP SAYI 851 rinden 73 yaşındaki “Koca Çınar” mı? İkisi de... “Öğrencim Rıfat Bey!..” diyordu Nihat Dicle. Ilgaz’a çok saygılıydı, çok da coşkulu. Ilgaz ise tam bir öğrenci oluvermişti. Hocasının elini öpmek istemiş ama Dicle öptürmemiş; “El öpmek, boyun eğmektir” demişti. Şaşkınlığımızı gizleyemiyorduk. Hocasının 1928’lerdeki sınıfı, öğrencilerini ve olayları anımsaması Ilgaz’ı hem şaşırtıyor hem de gururlandırıyordu. Başladığı cümlede takılınca Dicle’nin tamamlayıvermesi öğrencisine yardım ulaştıran bir öğretmen oluşundandı. Söz Tulum Hayri’ye gelince Nihat Dicle patlamıştı: “Ona iki porsiyon yemek çıkardı. Terbiyeli, kibar, boğazına düşkün biriydi...” Ilgaz kahkahalar atıyordu. Dizleri bitişik, bacaklarını uzatamıyor veya üst üste atamıyordu. Yüzü sürekli hocasına dönüktü. Sınıfı anımsadığı belliydi. Mustafa Ekmekçi de gelmişti. Hepimiz için çok duygulu bir görüşmeydi. Sizce bu tür anı kitaplarının varlığı, hâlâ tam anlamıyla yazılamamış “edebiyat tarihi”mizi aydınlatmak için yeterli oluyor mu? Kuşkusuz yeterli değil. Bugün önemsiz görünen bir ayrıntı, yıllar sonra çok önem taşıyabiliyor. O yüzden bir yazarın belgeliklere yansıyan ürünleri dışında yaşamı, hangi etki ve psikolojik havada yazdığı, sıkıntıları, yazış yöntemleri gibi daha pek çok özelliğinin yitip gitmeden yazıya geçirilmesi gerekiyor. Bu konuda biri kimi olanlar anılara saygılı biçimde yazıya geçirmeliler. SIVAS’TAN SIÇRAYAN KIVILCIM Son olarak... Sıvas katliamında 37 aydınımızın yakılmasından beş gün sonra da Ilgaz Usta yaşama veda ediyor. Özellikle, Ilgaz’ın çok yakın bir dostu olan Asım Bezirci’nin de yanarak ölenlerin arasında olduğunu öğrenmesi nasıl bir yara açtı ustanın yüreğinde? Koca Çınar’ın son günlerine dair söylemek istedikleriniz neler? Her ayrılışımızda “Bir daha göremeyecek miyim yoksa” diye bir duygu olurdu içimde. O ise, “Seneye bu zaman yine görüşeceğiz!..” yollu söz verirdi herkese. Ölümünden on bir gün önce çağrılım olarak Bartın’daydı. Rahatsızlığı her zamanki boyutundaydı. Ateşi ve nabzı yüksekti. Söyleşiye çıktık (meğer son söyleşisi imiş), coştu... Otele geldik, ateşi de nabzı da normal değerlere inmişti! Zaten öyle olacağını bilirdik. Cide’ye, Kastamonu’ya hasta yola çıkar, dinç dönerdi. İlacı halktı. Yine sağlıklı dönmüştü. Ancak üç savaş yaşamış, on yaşında savaş bildirileri yazmış Kalpaklı Kuvayı Milliyeci ve Atatürk’ün devrimci öğretmeni Rıfat Ilgaz için Sıvas olayları tam bir yıkım olmuştu. Başsağlığı dileme cesaretini gösteremiyordum. Telefonla son görüşen Emin Değer’e sürekli Asım Bezirci’yi sayıklamıştı. Sıvas’tan sıçrayan kıvılcım Ilgaz’ı da yaktı... ? Rıfat Ilgaz’lı Yıllar/ Mehmet Saydur/ Çınar Yayınları/ 189 s. SAYFA 19
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle