24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Mehmet Saydur’la ‘Rıfat Ilgaz’lı Yıllar’ı konuştuk Önce ‘kapandı yüzüne dergi kapakları’, sonra adı da ‘yasaklı’... paylaşılması gereken bir kitaplık anı var. Zaten 1982’lere kadarki anılarını yazmıştı. Sonrasını sorduğumda “Onu da sen!” demişti. Ben de ödevime çalıştım işte. Rıfat Ilgaz’lı Yıllar’ın ilk baskısına gelen tepkiler nasıldı? Değerli eleştirmenyazar Konur Ertop Cumhuriyet’teki bir yazısında, yayımlandığı yılın (1994) deneme türünde ilk on kitabı arasına aldı. Araştırmacıyazar Emin Değer Cumhuriyet Kitap ekinde beğenisini dile getirdi. Bartın, Cide, Abana, Kastamonu, Zonguldak gazetelerinde çokça sözü edildi. Yakın dostlarım yanında yirmiden fazla okur ise uzun çabalar harcayarak bana ulaştılar. Bir yazar adayı için güzel şeyler bunlar... Aslında olumsuz eleştiriler bekledim. Hani birileri geçmişi küller, tersyüz etmeyi sever ya... Ses soluk çıkmadı onlardan. TOPLUMCU ÖZ... “Rıfat Ilgaz'lı Yıllar” 'Edebiyatımızın Koca Çınarı'nın son yıllarına tanıklık eden bir anı kitabı. Mehmet Saydur'un aydınlık yaklaşımı ve titiz gözlemiyle kaleme aldığı bir anılar demeti. Saydur'la kitabını konuştuk. ? Utku ERİŞİK ıfat Ilgaz’lı Yıllar, sizin büyük usta Rıfat Ilgaz ile nasıl tanıştığınızı anlattığınız ve daha sonrasında paylaştığınız ortak anılarınızın yer aldığı, aynı zamanda belgesel bir kitap. Kitabın yazılmasında Ilgaz’ın kişiliğinin ve sanatçı duruşunun nasıl bir etkisi oldu? Neyin söylenmesi gereksinimi ile başladınız yazmaya? Önemli iki nedeni var: İlki; söyledikleri, yazdıkları ve yaşamıyla tutarlı bir örnek oluşuydu. O yalnız benim yakın arkadaşım değildi. İlk kez tanıştığı bir işçi, köylü, garson gibi sıradan insanların önalgılarındaki Rıfat Ilgaz’ı yıkar; az bir zaman sonra iki sıcak dost oluverirdi. Sonrasını sürdürmek karşısındaki kişiye kalırdı. Koca Çınar, bu kadar sıradan ve alçakgönüllülükte bulurdu mutluluğu. Ben dostluğu gizli yolculuklara kadar buram buram yaşadım. Uğraşısının son on yılında ince ayrıntılara kadar anılarım, sırlarım oldu. Sınıfından kopmadan yaşayan, onlarla coşan bir örnek daha anımsayamıyorum. İkincisi de benim için bir ‘ödev’di. Sık sık “Anılarımızı sen yazacaksın!” anlamında telkin ederdi. Mektubunda ve kitap imzalarında da belirtmişti. O zamanlar içimden “Ben mi?” diyerek güler, susar geçerdim. Olgunlaştırıyormuş beni oysa... Bir de baktım ki, çok ilginç ve okurlarla Rıfat Ilgaz’ın kitaplarında Cide ve Karadeniz insanı sıkça geçiyor. Kendi yaşamöyküsünü kaleme aldığı romanının adı olan Sarı Yazma, Cideli kadınların yüzyıllardır kullanageldikleri, artık simgeleşmiş bir yazma... Özellikle sanat yaşamında çağdaşı olan diğer birçok şair ve yazarın tercihini yurtdışında yaşamaktan yana kullandığı bir ortamda Ilgaz’ın Cide’ye gidip oraya yerleşmesi hakkında ne düşünüyorsunuz? Toplumcu öz... O öze ters düşmemesi... Kemalist dönemin o dönemde yetişen aydına yüklediği görevin yerine getirilmesi. Halkının yazarı olması... ‘Aldığı soluğu hak etmek için’ kişiliğinin oluştuğu doğa ve topluma dönüş... 1940 toplumcu – gerçekçi kuşağın en güçlü seslerinden birisi Rıfat Ilgaz. Attilâ İlhan’ın ‘Fedailer Mangası’ olarak adlandırdığı o kuşağın, yine Attilâ İlhan’ın deyişiyle ‘demirbaşı’... Nâzım Hikmet’in ve Sabahattin Ali’nin övgüyle söz ettiği bir şair aynı zamanda. Onu yalnızca “Hababam Sınıfı’nın yazarı” olarak anmak, şiirindeki toplumcu duyarlılığını görmezden gel mek, birilerinin işine mi geliyor sizce? Tamı tamına evet. Kırklı, ellili yıllardaki bir kesimin anlayışı... Kişiler değişiyor, anlayış değişmiyor. Önce ‘kapandı yüzüne dergi kapakları’, sonra adı da ‘yasaklı’... Peki, sonuçta bugün ne oldu? Şiirleri halkının dilinde, Milli Eğitim Bakanlığı’nın ders kitaplarında... SIKINTILI GÜNLER Ilgaz Usta’yla birlikte saklı gizli bir yerlere gittiğinizi anlatıyorsunuz. Sıkıntılı günleriniz olmuştur... Aldığınız önlemler nelerdi?.. Görevliler tarafından izlenme her zaman sıkıntı verirdi. Koruma görevi değil ki, isteğiniz dışında ve yirmi dört saat... Her an tutuklanabilirsiniz; bunun bilincinde olmak da sıkıcı... Bu yüzden kimi insanlar gelemez; kimileri inatla gelir... Yıldırmak için tutukladıkları insanlar da oldu. Kimseye söylemeden yola çıkmamızı önerirdi. Kastamonu’ya giderken takma adlar koymuştu. Sokakta da ara sıra bana fotoğraf çektirirdi... ? R SAYFA 19 CUMHURİYET KİTAP SAYI 851
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle