28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kitap İçinX XXXIX Selçuk ALTUN Kamuvatandaş (y)azışma adabı “Açelya Yönaç için” 951 Kamu birimlerinin vatandaşa döşendiği yazılarda, padişahlık döneminin buyurganlığı tamamen yok olmamıştır. Talimatla azarlama arası üslup, zorlama bir “ricayla” son bulur. (Bu tutum, vatandaşa seçim arifesinde saygılarını sunup, sonra azarlayan siyasi liderlere ters gelmez.) Oysa biz, kamuya yazdığımız alçakgönüllü dilekçelerde konumuzu ilgiliye “arz” ve imza üstüne “saygılarımla” yaftasını dercederiz. (Bankacılık dönemimde, Güney Bölge Müdürümüzün bir kamu yetkilisine verdiği yazılı yanıtta, saygılarını sunmadığı için olay çıktığını anımsıyorum.) Vatandaş devletine saygılı olmalıdır ama devlet vatandaş için vardır. İki taraf birbirine saygıda kusur etmemelidir. Otuz üç yıldır devletine vergi ödeyen bir vatandaş olarak, ondan gelecek yazılarda bana “saygılı” davranılmasını beklemek hakkımdır. Parçası olmaya çabaladığımız (Bat)ı sistemleri bir de bu açıdan incelenmeli... Bir gün maazallah milletvekili olursam, vekili olduğum millete yazılarımı “saygılarımla” diyerek imzalayacağım. Böylelikle, milletin hem bana hem de devlete saygısının artacağına eminim. sevdiğin dize. Aşkta en çok ten malzemesi tehlikeli. Dal ürer, toy bırakır ağacını. Özne olmayı bırakıp zamir oldum, edat oldum, yüklem oldum; ama senin gibi aşk ile ihanet arasına bağlaç olmadım asla. Hangi dilde iki anlama gelir ‘hayır’. şelerden arınmalı, / 4. Kendi kendine gelişme duygusunu yaratmalı, / 5.Öyküyü hareket ettirmeli, / 6.Konuşmacının, dolaylı veya dolaysız, karakterini ortaya çıkarmalı, / 7. Kişilerin arasındaki ilişkileri göstermeli. “Basit yazmak iyi olmak kadar güçtür.” Somerset Maugham “Okuduğundan daha çok yazan biriyle asla konuşmak istemem.” Dr.Johnson 964 Okunma sırasını bekleyen 80100 kitabım olur. Yeni bir kitaba başlayacağım zaman tatlı bir strese kapılırım. Seçim yapmak dakikalarımı alır. Haremağası ortadan yok olmuş bir padişahın, verimkâr Harem’inin ortasında bocalaması gibi... 956 “KİTAP İÇİN’in bazı notlarını ben bile anlamıyorum” diyenler oldu. Ama ben onları herkes okusun ve anlasın endişesiyle yazmıyorum ki. O zaman çok (s)atan sığ yazarlardan ne farkı kalır kulunuzun? Ben onları öncelikle Selçuk Altun’a benimsetmek peşindeyim. Bir kez okuduğunda, damağında çiğ köfte tadı b(ırak)ıp... 957 International Herald Tribune’un artık İstanbul’da da basılıyor olmasından memnunum. Da umarım, The New York Times bu kararı alırken tek bana güvenmemiştir. 958 The Oscar Wilde Calendar’dan: Yaz döneminde Oxford’Da, üniversitenin öğretebileceği en önemli konulardan biri, ince aylaklık sanatı öğretilir. Erkekler yorulduklarından, kadınlar meraktan evlenir; iki taraf da sükutu hayale uğrar. Gençlerin yazdığı şiir kitapları, genellikle, karşılığı asla ödenmeyen senetler gibidir. Bir kişi Velazquez kadar iyi bir ressam ve aynı derecede sıkıcı olabilir. Dünyada hakkıyla yaşayan öyle ender ki. Çoğu insan yalnızca var. Kültürün en zayıf olduğu yerde, ulusal nefretler en kuvvetlisidir. 965 “ORTAÇAĞ KENTLERİ (Henri Pirenne, İletişim Yayınları) Bundan daha tatlı bir kitap okumadığımı söyleyebilirim. Çünkü kentin nasıl tanımlanabileceğini hiç düşünmemişim, bu kitaptan öğrendim.” Geçmişin Geleceği – Melih C. Anday (Daha ilk cümlesinde el bombası gibi patlayıveren kitap yazılarına bayılırdım. Artık öylelerini üretmiyorlar.) 966 Güven Turan’ın Bakır Çalığı nam aforizmasal kitabına eklemeyi düşündüklerinden: Hayat kadınların tekelindedir; geri kalan her şeyse, erkeklerin. (1994) Humor bir zekâ kıvraklığıdır; taşlama (hiciv) dilsel bir kabagüç gösterisi. (1995) Gerçek yazarlar yazmayı, sıradan yazarlar yazdıklarını önemserler. (1996) Melodi yerine ses... Söz yerine sessizlik... Müziğin ve şiirin ulaşması gereken en uç nokta... (1997) Entelektüeller gazetelerden, televizyonlardan, aktüalite dergilerinden beslenirler; düşünürler, kitaplardan. (1998) Tanrıya inanmadan tanrıtanımaz olamaz insan. (1999) 970 Sahaf Turkuaz’ın sessiz kahramanı Cevdet’in gösterdiği İspanyolca (Diez Poetas Turcos Contemporaneos) şiir kitapçığını hemen kaptım. On çağdaş Türk şairinden (Asaf H. Çelebi, Bedri R.Eyüboğlu, Orhan V.Kanık, Oktay Rifat, Melih C.Anday, Cahit Külebi, Salâh Birsel, Sabahattin K. Aksal, Rüştü Onur, Orhon M.Arıburnu) mürekkep 1958 ürünü seçkinin önsözü Soliman Salom’a ait. Rüştü Onur (19201942) adını daha önce duymamıştım. Yetmiş sayfa bile olsa, kulunuza sürprizsiz antoloji görmek kısmet olmamıştır. 971 TBMM üyelerinin daha güzel konuşma ve yazmalarını sağlamak için harcanacaksa; ek bir vergiye tövbe itirazım yok! 972 Hasan Âli Yücel’in Pazartesi Konuşmaları’na (Remzi Kitabevi, 1937) göre aforizmalar, “Okuyup araştırma sırasında zihne birden gelen düşünceleri az kelime ile zaptettiği için bir nevi bilmece hissi verirler.” Örnekse; Bizde dört sınıf halk vardır: Okuyup yazamayanlar, / Okuyup yazanlar, / Okumayıp yazanlar, / Okuyamayıp yazanlar. Bunlardan birincisi en zararlı, dördüncüsü ise en çok tehlikeli olandır. En büyük şair, şiirlerini tahlile en az imkân verendir. En büyük cesaret kendine hücum edebilmektir. Bahar, kokuların senfonisidir. Sanat, güzelliği yakalayabilmektir. Onun için sanatkâr, alevi tutmak isteyen bir çocuğa benzer. 973 Gözde şairlerimin 194060 döneminden kalma kitaplarının ortak görüntü özellikleri; kavrulmuş sayfalar, aşınmış cılız karton kapaklar ama beherinde albenili kapak desenleri... (Dönemin önemli ressam veya çizerlerinin el verdiği; Bedri Rahmi, Agop Aras, Ferit Öngören, Altan Erbulak, Fahrünnisa Zeid, Güngör Kabakçıoğlu.) 974 “bir cam önünde oturuyorum camda ses lekeleri” “korku dokuz canlı kedi bir trafik kazası gibi ülken şimdi” “ruh! bu ormanda kabuk bağladı ondan sızan reçine,” “anahtarcıydı...adam!. metali diliyle eğelerdi...” Evvel (Ömer Erdem, YKY) (Ö.E. son şiir kitabını, “Selçuk Altun’a Ku(r)şun Lezzeti Yazarına...” diyerek yollamış. Bir medya kuruluşu organlarının, işbu roman yüzünden beni doğaçlama aforoz etmesine karşı bir dayanışma şerhi olduğunu sanmıyorum yaptığının. Selçuk Altun, henüz yazmadığı romanların yazarı galib(a).) 952 “İnsana yakışan, susma ile konuşmayı ustaca bağdaştırmaktır. Müzikte sesler değerlerini, bir bakıma, sesaralıklarından alır, ses aralıkları ise seslerle kurulur. Çok işte olduğu gibi susmada da bütün yük konuşan insanın omuzlarındadır. İnsan konuşmazsa sözünü yürütemez. Sözü tam yürütmek için de susmak gerekir. Ancak, konuşmasını bilen, susmanın saltanatını korur. İyi konuşmak için de susmasını bilmek gerekir. Konuştuğumuz içindir ki susmak bazen bir erdemdir.” (Dilin Gücü, Nermi Uygur – YKY) 953 Kitaplığınızda bir eksiklik daha keşfetmiş olabilir miyim? Ortak Kültür Sözlüğü (Haz. Yurdanur Salman, Gamze Varım, Serhan Keser). 954 Edebi Meslekler Tarihi’nden (Suut Kemal Yetkin, 1941): Sözün Kimyası Uzun zamandan beri, manzara namına ne varsa, hepsini görmüş olmakla öğünüyor ve yeni şiirin şöhretlerini değersiz buluyordum... Sedalı harflerin rengini icad ettim: A siyah, E beyaz, İ kırmızı, O mavi, U yeşil... Her sedasız harfin şeklini ve hareketini ayarladım ve içten gelen ritimlerle, günün birinde bütün duyguların kavrayabileceği bir şiir dili icad etmenin gururunu tattım. İfadeden kaçan şeyleri tesbit ediyordum... Sadece hayale alıştım: Sahiden bir fabrikanın yerinde bir cami,... Semânın yollarında arabalar, bir gölün dibinde bir salon; canavarlar, gizli âlemler görüyordum; bir vodvil ismi, önümde korkunç sahneler canlandırıyordu. Sonra, sihir dolu hezeyanlarımı, kelimelerin hulya zenginliği ile izah ettim. Sonunda, zihnimdeki dağınıklığı mukaddes buldum. (Une Saison en Enfer) Arthur Rimbaud 959 Ne zaman 65,000 sözcükten mürekkep TÜRKÇE SÖZLÜK’üne başvursam, Ali Püsküllüoğlu’nun (doğ.1935) en çok benimsediği sözcüğü merak ederim. 960 Aşağıdaki Nobelist yazarların adlarını bile duymamıştım. Siz? Christian M.T. Mommsen (1902) / Bjornstjerne M. Bjornson (1903) / Jose Echegaray y Eizagirre (1904) / Karl Adolph Gjellerup (1917) /Erik Axel Karlfeldt (1931) / Frans E. Sillanpaa (1939). 961 Nobel’e aday göste rilip ıskalayan küresel yazarlar: Thomas Hardy, Joseph Conrad, Mark Twain, Henry James, Bertolt Brecht, Marcel Proust, Virginia Woolf, F. Scott Fitzgerald, H.G.Wells, Somerset Maugham, Leo Tolstoy, Anton Çehov, Henrik Ibsen, Graham Greene... (Kaynak: Stranger Than Fiction – Ed.E.D.Malone) 967 B.Ü. Matematik Bölümü Başkanı Prof.Dr.Haluk Oral (doğ.1958), imzalı (ama özellikli) kitap, mektup ve harita koleksiyoneridir. Ziynet sandığından çıkardığı konularla edebiyat, tarih ve edebiyat tarihimize katkıda bulunur. Bu tutkusunun, onun matematiksel yaratıcılığını arttırdığına eminim. 968 Bir gezi kitabı projesi: Anadolu’nun antimetropolitan yörelerinde kırtasiyeciliğe sapmadan elli yıldır direnen kitabevleri ve sahiplerinin öyküsü. 969 The Faber Book of Aphorisms’ten (Yazarlar ve Okurlar). “Sürekli (y)azan yazarlar, olduğundan daha yetenekli gözükürler.” Joseph Joubert “Kitapta ne dediğiniz değil ama – onu gizlice besleyerek – ne demek istediğiniz daha önemlidir.” Andre Gide “Bir insan mükemmel olmadığı için yazıyordur.” Anthony Carson 962 Çalışma yaşamına bir kitabevinde başlayıp oradan emekli olmuş erkişi(ler) tanıyor musunuz? (Ellerini öpmek için sormuştum.) 955 k.İskender’den neoaforizmalar – III: Dağa dalgınsın,/işte bu, sevişirken en SAYFA 6 963 Elizabeth Bowen’dan (18991973) yazar adayına “diyalog” önerileri: 1. Konuşmalar kısa olmalı, / 2.Okurun mevcut bilgisine katkıda bulunmalı, / 3.Kli Graham Greene 975 Yılmaz Erdoğan ürünü Organize İşler’in afişindeki sloganda, aforizmasal bir tat var: “Burada herkes akrabadır, kimse kimseyi tanımaz...” ? KİTAP SAYI 842 CUMHURİYET
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle