03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

B U L M A C A 1 B 1 L 2 M 1 G 2 G 3 F 4 E 5 A 6 İLKER MUMCUOĞLU I 7 D 8 A 9 G 7 M 10 G 11 I 12 A 13 L 14 C 16 M 15 B 16 D 17 C 18 F 19 C 20 H 21 A 20 B 22 D 23 A 24 D 25 C 26 K 27 A 26 J 28 B 29 I 30 A 31 F 32 E 33 C 34 C 33 A 35 K 36 B 37 A 38 K 39 L 38 A Feyza HEPÇİLİNGİRLER Türkçe Günlükleri büyüterek yola eğilmişlerdi. Kimileri korkabilirdi bu görünümden; ne ki korku bazıları için lüks ya da şımarıklık olabiliyordu.” Günümüzde öyküde de moda olan kötücüllükten eser yok onun öykülerinde. Tam tersine, iyimser, sevgiyi çoğaltmaya ve dağıtmaya çalışan iyicil öyküler: “İnsanlar iyi yaşamalıdır. Birbirlerine iyi, güzel şeyler vermelidirler. Bu da en çok sözcüklerle olur. İnsanlar sözcüklerle giyinip karşısındakileri sözcüklerle kuşatırlar; bazen gönendirip bazen ısırganotu gömlekmişçesine acı vererek ya da boğarak. Sözcükler bizim çiçeklerimiz de olabilir, silahlarımız da.” Deneme tadında olanlar da var öykülerinin içinde. Ev kadınlarını konuşturduğu “Kuyruğuna Kuşlar Konan Kara Kediler” adlı öyküde bitmez tükenmez ev işlerini anlatırken şöyle diyor öykü kişilerinden biri: Evet, Yunan mitolojisindeki Sisyphos’un kayaları tepeye çıkardıktan sonra geri yuvarlanışını izleyip, dönüp yeniden tepeye taşımaya cezalı oluşu gibi. Aslında yaptığımız ev işleri de Sisyphos’un anlamsız çabasına benziyor. Çamaşırlar, bulaşıklar yıkanıyor, yerine kalkıyor, ertesi gün yine hepsi kirlide. Yemekler pişiyor, buzdolabı doluyor, ertesi gün bomboş.” Aynı öyküde altını çizdiğim başka yerler de var: “Balinalar da çiftleşiyorlar; erkek balina dişi balinayı döllüyor. Ama lütfedip kendisini dölledi diye dişi balina erkek balinanın ömür boyu çoraplarını yıkamıyor.” Bir de şu: “Erkek kadının cüzdanı olmaktan kurtuldu da kadın erkeğin hizmetçiliğinden kurtulamadı.” Güzel söyleyişleri var: “Kemiğine kadar örselenmiş bir yürek” diyor sözgelimi. Çocuklar için söylediği de şu: “Küçük canlılar, bozulmamış insanlar ve sevinç üreticileri.” Dedim ya, hem iyi bir öykücü Nursen Karas hem de iyicil bir öykücü. 40 F 41 A 42 D 43 A 44 L 43 D 45 J 46 L 47 L 48 E 49 B 50 B 16 Ocak Pazartesi 51 F 53 G 52 C 53 L 54 L 55 K 55 B 56 B 57 K 58 H 59 L 60 D 61 A 62 J 63 F 63 L 64 B 65 J 66 K 67 L 68 L 69 L 70 L 71 A 72 J 71 M 73 J 74 A 75 I 76 K 77 A 78 C 81 J 82 H 85 J 86 G Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa, bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru Jale Sancak’ın bir öykü kitabının adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse, aynı kitaptan bir alıntı ortaya çıkacaktır. Tanımlar ve sözcükleriniz: A. Charles Bukowski’nin bir yapıtı. 30 27 8 23 12 61 5 21 1 9 10 2 H. Bilinç. 20 58 I. “... Zelyut” (“Halk Şiirinde Başkaldırı”, “Alevi Bektaşilerinde Mizah” ve “Özkaynaklarına Göre Alevilik” adlı kitapların yazarı.) 6 11 75 29 J. “... Bal Eyledik” (Hasan Hüseyin’in bir şiir kitabı). 45 62 65 73 72 K. Dünya ile ilgili. 38 76 26 35 57 66 55 L. Yahya Kemal Beyatlı’nın tanınmış bir şiiri. 70 68 53 46 47 59 13 67 44 54 39 69 ürk televizyonlarını seyredecek olsanız, sanki binlerce kişinin öldüğü tam bir panik ve kaos var. Ama durum şu an o kadar kötü değil.” Bunu ben söylemiyorum; Rus NTV’sinin Türkiye muhabiri söylüyor. Haberini böyle geçmiş Rusya’ya. Uzun bayram tatilindeki trafik kazalarında 109 kişi öldü, 179 kişi de yaralandı. Kuş gribinden ölen ise benim bildiğim dört kişi. İnsan yaşamlarının duygu yoksunu bir biçimde sayılarla ifade edilmesinden nefret ederim; ama sayılar birçok şeyi de söylemiyor mu? Üstelik, tehlikeli olup olmadığına bakılmaksızın öldürülen kanatlı sayısının bu gidişle milyonu bulacak, belki de geçecek olması üzerinde durmadık bile. Bizi kuş gribi değil, sunduğunun daha çok ilgi uyandırması için, her türlü abartıda hiçbir sakınca görmeyen medya öldürecek. “T 19 Ocak Perşembe übadele insanları beni çok ilgilendiriyor, onlardanım çünkü. Bir yanım Giritli, bir yanım Midillili. Babaannem Türkçe bilmezdi. Öğrendiği en iyi Türkçe, İstanbullu bir Rumun Türkçesi yanında çok zavallı kalırdı. Berkant Çolak’ın “Mübadele” kitabı da bu yüzden çok ilgilendirdi beni. Alt başlıkta da söylendiği gibi, “Şiirlerle Mübadil Fotoğrafları”ndan oluşuyor kitap. Büyük boy (28’e 28 santim), kuşe kâğıda ofset baskılı, kapaklı, harika bir kitap. Tudem Kültür tarafından basılmış. Türkiye’de ve Yunanistan’da çekilmiş fotoğraflar için özel olarak yazılmış şiirler, mübadele şiirleri, şiirle fotoğrafın uyumlu birlikteliği… Fotoğrafın sanat olduğunu tartışmaya yer bırakmayacak kesinlikte kanıtlayan siyah beyaz fotoğraflara, şiir denince adı akla ilk gelen en önemli şairlerimizin şiirleri eşlik ediyor. Ahmet Oktay’dan Arif Damar’a, Güven Turan’dan Hulki Aktunç’a, Turgay Nar’dan Salih Bolat’a, Refik Durbaş’tan Orhan Alkaya’ya, kimler yok ki! Tam 49 şair. Bir de gözlerinizin içine bakan, doğdukları toprakları özlemekten bir an bile vazgeçmemiş, oralardan niye koparılıp sürüldüklerini hâlâ anlamamış ve hiç anlamayacak olan mübadele insanları… Orada ya da burada… Ne fark eder? “Karşı”da kalanlar onlar. M 71 74 37 41 77 43 B. Nevzat Erkmen tarafından Türkçeye kazandırılan, James Joyce’un başyapıtı. 36 49 15 28 56 50 64 C. Umberto Eco’nun ilk romanı. 52 78 33 25 17 D. Üzgü. 16 24 60 22 7 42 E. Aygıt (yalnız ünsüz harfleri yazılacak). 4 32 48 F. İsmet Özel’in bir şiir kitabı. 63 51 40 31 18 3 G. Nikap. 34 19 14 24 Ocak Salı ar hapsi! Doğuda kar aylarca kalkmasa kimsenin umurunda değil; ama İstanbul’a kar yağınca ulusal felaket ilan ediliyor. Birikmiş gazeteleri okumak ve kaldırmak için iyi bir fırsat oldu. Ayrıca evi yeni düzenine kavuşturmamız da gerekecek. Kitaplarımla, dergilerim, gazetelerimle, notlarım, dosyalarım, atılması gereken yığınlar halindeki kâğıtla bütün eve yayılmış durumdayım. Kendimi azıcık kıyıya çekip kızıma da yer açmam gerek. Artık iki kişi yaşayacağız bu evde. “TSK köpeklerinin adı Türkçe olacak” diye bir haber bulunca hemen kestim gazeteden. Pakistan’da, TSK DAK Arama Kurtarma timinin Labrador cinsi köpeği Ledi, depremden 52 saat sonra 42 yaşındaki bir kadını enkazdan canlı olarak çıkarmış; ancak bazı basın organlarında bu köpeğin İngiliz ekibine ait olduğu yolunda haberler yer almış. Bunun üzerine Gemlik Askeri Veteriner Okulu ve Eğitim Merkez Komutanlığı’nda doğan tüm köpeklere Türkçe adlar verilmesi kararlaştırılmış. Diyeceğim şu: Köpeklerle sınırlı kalmasa bu iş. Türkiye’nin başarı hanesine yazılacak pek çok olumlu çalışma da aynı nedenle başkalarına mal edilebilir. Edilemez mi? Örneğin “Casper” marka bilgisayarlar “Türkiye’nin prestiji” diye sunulduğuna göre, Türkiye’de üretiliyor. Peki, nereden belli? Adından belli değil. Hiç belli değil. Türkiye’de üretilen bilgisayara Türkçe bir ad koymak çok mu yakışıksız kaçar?? K 20 Ocak Cuma N 831. sayının çözümü A. Açlık, B. Zerdüşt, C. Eylül, D. Renç, E. Yükün, F. Ag, G. Rum, H. Anısı, I. Ndm, J. Güven Turan, K. İTÜ, L. Ben Gönen’de Doğdum. Şiir: “gençliğim gitti, ben yürüdüm ve koştum üzünçlenmeden suyun görünen derininde kanımın damlaları” ursen Karas’ın “Küskün Kuşlar Göçe Kadar” adlı kitabı da şiir ve fotoğraf birlikteliğiyle kotarılmış. 1961 tarihini taşıyan “Akşam radyo yine / O parçayı çaldı / Ağlamadım bu kez / Kalktım kapattım” şiiriyle başlıyor kitap ve 1957 1963 arasında yazılmış Nursen Karas şiirleriyle, Seyit Ali Ak’ın 2004’te çektiği renkli sanat fotoğraflarından oluşan bir şiir albümü olarak sürüyor. Nursen Karas’ın adını epeyce geç duydum ben; 20 yıl kadar önce. Çünkü 1950’li yıllardan beri yazıyor Karas; şiir, öykü, gezi yazısı, tiyatro, tiyatro eleştirisi… Pek çok alanda yazıyor; ama en çok öykücü sayılır; asıl alanı öykü çünkü. “İçinden Rüzgâr Geçen Sarı” adlı öykü kitabının adı, “içinden X geçen Y” kalıbı olarak daha sonra ne çok kullanıldı. “İçinden reform geçen ülke” biçimindeki gazete haberlerinin dışında en bilineni herhalde Ferhan Şensoy’un, “İçinden Tramvay Geçen Şarkı” adlı oyunu. Naif öyküler yazıyor Karas. Çok yalın öyküler; ama asla basit değil: “Yağmurdan ıslanan ağaçlar karartılarını [email protected] Yıldız Teknik Üniversitesi Türk Dili Bölümü Çukursaray Binası Kat: 2 Barbaros Bulvarı Yıldız 80750 / İstanbul CUMHURİYET KİTAP SAYI 833 SAYFA 39
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle