23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

YUNUS NADİ ÖDÜLLERİ 1989 1990 YA YIMLANMAMIŞ Bursa Dokuma Sanayiinde İnsan İlişkileri SOSYAL BİLİMLER ARAŞT1RMAS1 YukarıdakilerveAşağıdakiler AYHAN AKTAR u bölümde Bursa dokuma sanayiinde sermaye birikimini belirleyen ve sınırlayan temel ilişkiler ele alınacaktır. Sermaye birikim süreci ile fason ekonomisi arasındaki bağlantılar ve Bursa dokuma sanayiinin genelinde bağımlı ve bağımsız üretimin çerçevesini çizen ana unsurlar ve fason üretimi finanse eden sermaye kaynakları açıklanmaya çalijilacaktır. Ayrıca bir toplumsal cabaka olarak küçük dokumacıların toplumsal özellikleri ve girişimciliğe geçiş serüvenleri de irdelenecektir. Küçük imalat sanayii ile ilgili çalışmalarda küçük sanayiinin gelişmesini engelleyen faktörler genellikle iki bölümde toplanmaktadır. Bunlardan birincisi küçük sanayi işletmelerinin büyümesini engelleyen "içsel" faktörler, diğeri de "dıjsal" faktörlerdir. 'Modernleşme ekolüne dahil olan sosyal bilimciler küçük sanayi işletmelerinin daha çok girişimciliğin gelişmemesi gibi içsel faktörler nedeniyle büyüyemediklerini vurgulamaktadırlar. Bu çalışmanın birinci bölümünde de vurguladığımız gibi, modernleşme ekolüne dahil sosyal bilimciler küçük sanayilerin sağlıklı bir biçimde büyümesinin ancak Üçüncü Dünya ülkelerinde girişimciliğin geliştirilmesi, küçük sanayicilere çağdaş muhasebe sistemlerinin öğretilmesi, teknik beceriîerinin arttırılması vb yollarla gerçekleşeceğini belirtmişlerdir. Ancak bu şekilde istihdam kapasitesi yaratabilecek ve dolayısıyla bu ülkelerdeki işsizlik sorununun çözülmesinde katkıda bulunabilecek bir "modern küçük sanayi"nin ortaya çıkabileceğini savunmaktadırlar.2 Üçüncü Dünya ülkelerindeki küçük sanayilerin içinde bulunduğu yapısal sınırlamaların altını çizen sosyal bilimciler ise küçük işletmelerin sürekli oîarak birbirleri ile rekabet halinde olduklarını ve bu nedenle ürettikle B 1. Glriş: Genel olarak fason lllskisl ri mallar için sağlıklı bir fiyatlama politikasını uygulayamadıklarını, fason ilişkileri ile büyük sanayi kuruluşlarına bağımlı olduklarını, ayrıca üretime devam edebilmek için gerekli ham maddelerin ileri teknoloji ile çalışan büyük sanayi tarafmdan üretildiğini ve böylece küçük sanayicilerin sürekli olarak büyük sermayenin ve onun aracı olan ticaret sermayesinin baskısı altında 3 olduğunu belirtmektedirler. Küçük imalat sanayii ile ilgili çalışmalarda, küçük üreticilerin ham madde temini açısından ticaret ve sanayi sermayesine bağımlı olmaları "geri bağlantılar" olarak; ürettikleri malları fason ilişkisi yolu ile tüccar ve sanayicilere satmaları yolu ile oluşan bağımlılık mekanizmaları da "ileri bağlantılar" olarak tanımlanmaktadır.'* Çalışmamızın önemli eksenini oluşturan fason ekonomisi olgusuna bu açıdan baktığımız zaman tekstil sanayiinde ve özellikle de Bursa dokuma sanayii bağlamında "fason" terimi sadece bir çalışma ve üretim örgütlenmesi biçimi olarak değil aynı zamanda bir "ekonomik varoluş tarzı" olarak da hayata geçmiş olduğunu görürüz. Terimin etimolojik kökeni konusunda pek bilgimiz yoktur. Fakat tekstil sektörününün gelişmiş olduğu Brezilya'da da bu çalışma biçimini ifade etmek amacıyla aynı terim kulİanılmaktadır5 Bursa dokuma sanayiinde fason terimi gündelik kullanımda çok yaygındır. Dördüncü bölümde de açıklandığı gibi Bursa dokuma sanayiinde üretim sürecini oluşturan halkaların birbirinden kopuk olması nedeniyle küçük dokumacılar kumaş tüccarlarına "fason kumaş dokurlar", hazırlama tczgâhı olan diğer dokumacılara "fason çözgü hazırlatırlar" veya "fason olarak iplik bükümü" işlemini yaptırırlar. Dolayısıyla tekstil sanayiini oluşturan üretim zincirinin her halkasındaki tekil işlemler Bursa dokuma sanayii içinde "fason olarak" yaptırılabilir. Bu nedenle saha araştırmamızın en temel ilişkilerinden birini oluşturan fason kavramını biraz daha açmamız gerekmektedir. Özellikle bu terimin İngilizce karşılığı olan "subcontracting" terimi ile Bursa dokuma sanayiindeki kullanımının ne kadar örtüştüğünü belirtmek gjerekmektedir. Küçük sanayi hakkında klasik başvuru kitaplarından birinin yazarları olan Staley ve Morse'a göre bir firmanın ürettiği malın bazı parçalarını başka firmalara yaptırması olgusu (subcontracting) iki şekilde ortaya çıkmaktadır: Bunlardan birincisi bir küçük sanayi işletmesinin bazı ara malların yapımında uzmanlaşarak birden fazla büyük firmaya ürettiği malları satmasıdır ve bu durum genellikle Amerika Birleşik Devletleri'nde ve Avrupa ülkelerinde çok yaygındır. Daha çok Japon ekonomisinde uygulanan ikinci yöntem ise küçük firmanın sadece bir tek büyük firma için üretim yapması ve ürettiği bütün malların büyük firma tarafmdan satın alınması olgusudur. Burada anlatılmaya çalışılan ekono mik literatürdeki tek veya sadece birkaç alıcının bulunduğu piyasa yapısına ("monopsoni" veya "oligopsoni") benzeyen bir düzendir. Staley ve Morse'a göre bu çalışma biçiminde küçük fırmanın hukuki özerkliği devam etse bile ekonomik 6 bağımsızlığı sınırlandırılmış olmaktadır. Aynı eserde, Hindistan'dan ve bazı Latin Amerika ülkelerinden örnekler verilerek küçük ve büyük sanayi işletmeleri arasında gerçekleşen bu tür etkileşimlerin sanayileşme sürecinde olması gereken uzmanlaşmaya katkıda bulunan etkinlikler olarak plancıların ve deviet adamlarının tavsiyesine sunulmaktadır. Staley ve Morse'un Hindistan'dan vermiş olduğu örnek de bu bakımdan hayli ilginçtir: Calcutta yakınlarında dikiş makinası imal eden bir büyük firma yaklaşık 150 firmaya iş vermekte ve toplam olarak 5000 kişiye istihdam sağlamaktadır. Bu örnekte dikiş makinasının tahta aksamını hazırlayan küçük üreticiler üretimde sadece el aletleri kullanırlar. Çoğunlukla emekli işçilerden ve kadınlardan oluşan bu küçük üreticiler grubu kooperatif çatısı altında örgütlenmişlerdir. Ham madde (tahta) ana firma tarafmdan verilmekte, üretim süreci ana firmanın görevlileri tarafmdan sürekli olarak denetlenmekte ve malın tesliminde sıkı bir kalite kontrol işlemi yapılmaktadır. Dikkat edilirse Hindistan'daki dikiş makinası üreten ana fabrika örneği, küçük üreticiler açısından Staley ve Morse'un Japonya için "ekonomik bağımlılık" olarak vorumladığı konumdan çok daha yüksek düzeyde bir nam madde bağımlılığını ve üretim sürecinde denetimt içermektedir. Japonya'da bir tek büyük firma için üretim yapan küçük işletmelerin üretim sürecine tam anlamıyla hâkim olduklarını, kullandıkları ham nı.ıddeyi ana firmadan değil gv'nelliklc piyasadan satın .ıldıklarını Staley ve Morse'un verdiği örneklerden biliyoruz.7 • • • Hubert Schmitz, "Growt Constraints on Smallscale Manufactunng in developing Conuntries: A Crıtical Revıeıv," World Jevelopment, Vol. 10. Na 6 1982. s. 4.10 Eugene Staley ve Richa.nl Morx, Modem Small Industry for Developıng Countries, New York, McGraivHill, 196i, pussım } Schmitz, IbuL s. 432441 4 Chns Gerry, "Smallscale Mamtjacturing and Reparts :n Dakar: A Survey of Market Relatıons wıtmn the Urban Economy" Casual Work and Poverty in Third World Cities, der Ray Bmmley ve Chris Gerrey, New York, John Wiley and Sons, 1978. s. 2292 S0 Brezilya'da Sao Paulo cyaletinde Amerıkana kentinde dokuma sanayiini mceleyen Schmitz kendi dtfiruiakı bir sermaye kaynağtna bağımlı olarak ürvtime devam edebilen dokumacıların "faconistas", bu sistemin de "facâo" olarak adUndınldığmı belirüyo>. Rk/. Hubert Schmıtz, Manifactunng ın the Backyard: Case Studus on Accumulation and Employment in Smallscale Brezilian Industry, Lon don, Francis Pınter PuUishers, 1982. s. 125. 6 Eugene Staley ve Ricbard Morse, Ibid, S. 252 7 Ibid, s. 252274 CUMHURİYET KİTAP SAYI 20 S A Y F A 3 1
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle