01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

GÖKBİLİM CBT1000/42 1926 Mayıs 2006 Sevgili Arda, bu kez "yıllık mektubu" biraz gecikmeli olarak yazıyorum; ancak bildiğin gibi gecikme nedeni "ihmal değil, araya giren ufak bir ameliyattı. Neyse ki ucuz atlattım ve yine günlük uğraşlara demek haftada iki gün MSÜ ve YTÜ’de Planlama Felsefesi derslerine, okumaya ve yazmaya devam ediyorum. Gelelim dünyada ve Türkiye’de olup bitenlere:Dünyada benim bir türlü bitiremediğim, galiba bitirmek de istemediğim şu "İnsan İnsanın (Niçin) Kurdudur" başlıklı kitabımda kaleme aldıklarımı, maalesef, haklı çıkaracak edimler ve olaylar gitgide çoğalıyor. Zenginler alemi, patolojik bir tutku içinde sadece enerji ve doğal kaynakları sömürmek adına gariban Üçüncü Dünya halklarını yok etmekle yetinmeyip, "tabiat ana"mızın da sonunu hazırlamakta birbirleriyle yarışıyorlar. Bana göre en acıklı olanı da, başta "aydınlanma"yı başlatan Fransa olmak üzere, insanlık tarihinin genç evlatları olan "uygar" Avrupa ülkelerinin bu insanlık dışı edim ve olaylara seyirci kalmaları, hatta çıkar uğruna bizzat katılmaları… Dünyanın sonu (tarihin sonu değil) bundan 10 yıl kadar önce ilgili doğa bilimciler tarafından 100 yıl olarak öngörülüp, "ekolojik alarm" verilerek ilan ediliyordu. Son 34 yıldan beri süre kimilerine göre 50 (canlı türlerinin yok oluşundan, doğal afetlerin özellikle de buzul erimeleri sonucu okyanusların yükselmelerinin hızla artışı sonucu) kimilerine göre daha da kısa (örneğin Fransa 2025 adlı belgesel filmin iletileri vb.) bir zaman dilimine indirgenmektedir. Türkiye’mize bu çerçevede bakarsak bırak yukarıda özetlediğim çok ciddi evrensel sorunları, yarınımıza dönük doğru ve dürüst bir söyleme ya da eyleme tanık olmadığımızı söyleyebilirim. Çağdışı dünya görüşünü yaşama geçirmekte ısrarlı siyasi kadrolar, uzun yıllar önce rahmetli Prof. Hilmi Ziya Ülken ’in belirttiği gibi "laiklik ile şeriat tartışmaları içinde sıkışıp kalmış" ülke insanlarına yol göstermekten aciz durumdadırlar. Pek çok cana, eziyete, çabaya, emeğe, özveriye mal olmuş bir "Aydınlanma Anıtı"nı tahrip etmek için kör cehaletin tüm olanakları seferber edilmiş durumda Ardacığım. Amma… hemen üzüntü ve düş kırıklığını hafifletecek iletilere geçeyim de umutlarımızı yitirmeyelim. Özelikle "dip dalgası" olarak betimlenen genç ve yaşlı aydınların gitgide örgütlenen atılımlarından söz etmeliyim. Gazetemiz Cumhuriyet’in Cumok’cuları özellikle "Tehlikenin Farkında mısınız?" uyarısıyla başlattıklarıAnadolu’yu karış karış gezerek kitleleri uyandırma misyonu gerçekleştiriyorlar. Kimi STK’lar (ÇYDD – ADD vd.) nicelik açısından çok büyük gözükmeyen ama nitelik ve anlam bağlamında olağanüstü örnek oluşturan güzel işler yapıyorlar. Sözgelimi ülkenin en az gelişmiş yörelerinde kız çocuklarını eğitmek gibi… Senin dalında (geçen yıl kısaca değindiğim gibi) çok olumlu, ileriye dönük umutlar vaat eden gelişmeler oluyor. Sosyal Felsefe terimleriyle özetlemek gerekirse "Karl Marx’ın formüle ettiği sermaye ve emek ya da patron proleter ilişkilerine dayalı sanayi toplumu kurgusu, özünde değerinde bir şey yitirmese de günümüzde derli toplu biçimde yeniden formüle edilmek durumuna erişmiştir. Bu "reformülasyon" hiç kuşkusuz yeni konumuyla ‘bilgi toplumu’ndaki ilişkileri irdelemek zorundadır. Bu ise tüm aydınların ‘bilgi işçisi’ (sanayi işçisi yerine geçmek üzere) statüsünde olduklarının bilincine erişmelerini gerekli kılmaktadır. Buna göre ‘bilgi’yi elinde tutanlarla (ben bunlara ‘bilgi patronları’ demek istiyorum) onu yaratan üretenler, yani ‘bilgi işçileri’ arasında evrensel ve yerel ölçeklerdeki ilişkiler, giderek duyarlılığı artacak sosyal dengelere dayanmak durumundadır. Gördüğün gibi sevgili Arda, insansever, barışsever, yurtsever aydınlar (dip dalgası katkılarıyla) çoğaldıkça geleceğe dönük umutlarımız da yeşerecektir; buna inanıyorum. Önce ‘hocan’ sonra da ‘öğrencin’ olmakla hep gurur duydum ve onu yitirmedim. GÜNEY YARIMKÜREYE İNCELEYECEKLER Türk gökbilimciler Yeni Zelanda’da Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Astrofizik Araştırma Merkezi araştırıcılarından bir grup astronom (Ed Budding, Volkan Bakış) Nisan 2005’ten başlayarak 9 ay süre ile Yeni Zelanda’da çalışmalarını sürdürecekler. M.E.Özel, O.Demircan, ÇOMÜ Astrofizik Araştırma Merkezi, Çanakkale ([email protected]; [email protected]) T Sümer Gürel UBITAK destekli yürütülen bir araştırma projesinde Evren’de farklı ortamlarda (Samanyolu’nun merkez bölgesinde, Büyük ve Kü ŞEKİL1: Yeni Zelanda’nın Güney Adası’ndaki 1050 m yükseklikte kurulmuş Mt John Gözçük Macellan lemevi, ön plandaki kubbeler topluluğudur. En büyük kubbe altında da aşağıda fotoğrafı Bulutları LMC verilen 1m’lik teleskopa aittir. Canterbury Üniversitesi Fizik ve Astronomi Bölümünce işve SMC ortam letilen Gözlemevi, resimde görülen Lake Tekapo yakınlarındadır. larında ve bazı küresel kümelerde) yıldız evrimimesi ve Samanyolu’nun uydu gökadacıklane ortam farklılıklarının etkisi yeni bir barı olan LMC ve SMC’nin 2 küçük beyaz kışla ele alınmaktadır. bulut olarak gökyüzünü sürekli olarak süsProjede, daha çok güney yarıküreden lemeleridir. gözlenebilen ortam ve bölgelerde seçilen Yeni Zelanda, kuzey ışıklarına paralel bazı yıldızların ışık eğrileri ve görünür bölolarak oluşan güney kutup ışıklarının da ge tayfları incelenecektir. kolaylıkla gözlenebildiği enlemlerdedir. Bu Bu amaçla, ÇOMÜ’de hazırlanan bir gözlemler sırasında ve sonrasında, Avustraspektrofotometre Yeni Zelanda’nın güney lasya ve uzak doğu ülkeleri ile bilim (astroadasında bulunan Mt John Gözlemevi’nin nomi) alanında daha sıkı işbirliği olanakla1 m’lik teleskopuna takılarak veri toplayarı için gerekli ortamların sağlanması yoluncak. 2005 Ağustosunda ÇOMÜ AAM’den da yeni adımlar atılmış olacaktır. TUBIekipten başka bir grup ta Avustralya Ulusal TAK; TUBA gibi bilim kuruluşlarımızın Radyo Teleskopu (ATNF) ile gözlemler uzak ülkelerden gözlemlere dayalı projelere yapmış ve hedef yıldızlardan bazılarının destekler sağlamayı sürdürmesi Türk bilimradyo gözlemleri gerçekleştirilmişti. cilerinin ortak dileğidir. Projenin amaçlarından biri de, yıldız ve gök cisimlerinin mesafe ölçüm merdiveninde 2. aşama olan Büyük ve Küçük Macellan Bulutlarının uzaklık katsayısı (distance modulus) değerlerini daha duyarlı olarak belirlemektir... Bütün bu çalışmalar, ülkemiz astronomlarının Güney Yarıküre gökyüzü ile tanışıklığını ve bilimsel çalışmalarımızın dünya bilimcilerince farkedilirliğini arttıracak ve uluslararası arenada yeni fırsatlar yaratacaktır. Bilindiği gibi, dünyamızın Güney Yarıküresi’nin gözlemsel ŞEKİL 2 ÇOMÜ spektrometresi’nin gözlemlerde kullanılacağıMt ayrıcalıklarında biri de, Saman John Gözlemevi’nin 1m’lik teleskopu. Görünen karlı dağlar Yeni yolu Merkezi’nin çok iyi gözlen Zelanda’nın Güney Alpleri olarak biliniyor
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle