24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

hormonlar sensörlere eriştiği zaman annede, yavrularına ve bunların kokularına karşı bir bağımlılık oluşur. "Bağımlılık" çok iddialı bir sözcük olmasına karşın, yeni doğan yavrulara karşı duyulan yoğun duygular beyindeki ödül sisteminin faal hale gelmesiyle yakından ilişkilidir. Bu da kokain veya eroin gibi uyuşturucuların yapay olarak tetiklediği dopamin ödül devresine benzer. Ödül devreleri beynin alt kısmındaki "ventral tegmental areaVTA" denilen bölgeden çıkar. Buradan gelen sinir fiberleri, beynin "frontal" bölgesine bağlanır. Bu bölgedeki "nucleus accumbens" denilen çekirdek kısım dopamin nörotransmiterini salgılar. Nihai olarak beynin korteks bölgesinde ödül bilgileriyle duygu ve anılar arasında eşgüdüm sağlanır. Ayrıca insanlarda bu bölgede kişiye özel duygular yaratılır. Fakat faaliyetin önemine ilişkin anahtar bilgileri VTA gönderirken, VTA bir de bu anahtar bilgileri belleğe kazır. Anne, sıçan yavruları ile arasındaki bağı oluştururken, bu ödül sistemi oksitosin tarafından körüklenir. Aynı anda bu hormon kokulara duyarlılığı artırır. Böylece bu bağın yavruların özel kokusu ile ilgili olması sağlanmış olur. Anne yavrularını her kokladığında aynı ödül duygusunu tadar. Bu da uyuşturucu bağımlılarının uyuşturucunun düşüncesinden bile uyarılmalarına benzer duygular yaratır. YAVRULARIN BAKIMI Gelişmiş memelilerde yavruların bakımı daha da önemlidir. Şempanzeler yedi yaşına gelmeden annelerini terk etmezler ve insanlarda çocuklar çok daha uzun bir süre ebeveynleri ile yaşar. Anne ile çocuk arasındaki bağ gibi diğer aşk şekillerinde de benzer bir trendin olduğunu düşünebilirsiniz. Anne ve baba arasındaki tek eşliliğe dayanan bağın, çocuğun hayatta kalmasını garantilemek için evrilmiş olabileceğini düşünebilirsiniz. Ancak bu konuda bir kez daha düşünün. Böyle bir trendin söz konusu olmadığını göreceksiniz. Memeliler arasında aşık olmak ve terk etmek birbirinden ayrılmaz bir ikilidir. Memeli türlerin yüzde 5’inden azı tek eşlidir ve bu aşkın ortaya çıkışını açıklayacak basit bir şablon söz konusu değildir. İlk bakışta şaşırtıcı gelebilecek bir keşif de, iki ebeveynin ilgisine duyulan gereksinimin temel itici güç olmadığıdır. Öyle ki tek eşli türlerde bile yavrular babalarının ilgisi olmadan da büyüyebiliyorlar. Kaldı ki tek eşlilik ile gerçek cinsel sadakati birbiri ile karıştırmamak gerekiyor. Bütün bunlardan sonra sıra ilginç bir soruya geliyor: Tek eşlilik bir trend değil de, seyrek görülen bir olgu ise, evrim, türlerin davranışlarını niçin sürekli olarak değiştirir? Bunun yanıtı şu olabilir: Evrim, anneyi çocuğuna bağlayan sinirsel ve biyokimyasal yapıyı çalarak, dişi ile erkeği birbirine bağla önemli deney iki tür Tek eşli türlerde bile tarla faresi üzerinde yayavrular babalarının pıldı. Türilgisi olmadan da lerden birinde eşler büyüyebiliyorlar. birbirine Kaldi ki tek eşlilik ile son derece gerçek cinsel sadıktır. Oysa tam sadakati birbiri ile tersi diğer karıştırmamak türde fareler çok eşligerekiyor. dir. Bu çok eşli türde eşler çiftleşir ve akabinde hemen ayrılır. Bu iki türün arasındaki fark, oksitosin ve bununla yakından ilgili olan diğer bir hormon olan vasopressin reseptörlerinin yerlerinin değişik olmasıdır. Bu hormonlar "çiftleşme sırasındaki uzatılmış dokunma zevkleri" sırasında üretilir. Çok eşli olan türde, vasopressin hormonu sensor sayısının, dopamin ödül bölgesinde çok az olduğu görülürken, çok eşlilerde bu bölgede çok sayıda reseptör olduğu keşfedildi.. Böylece cinsellik, erkeği eşine bağlamakta çok güçlü bir ödül haline geliyor olabilir ANAHTAR HORMON OKSİTOSİN CBT1000/29 1926 Mayıs 2006 Tek bir gendeki küçük değişiklikler, ödül bölgesindeki vasopressin reseptörlerinin sayısını belirliyor. Georgia, Atlanta’daki Emory Üniversitesi’nden Larry Young ve meslektaşları, çok eşli farelere tek bir virüs enjekte ederek, tek eşli yapmayı başardılar. Virüs, tek eşli farenin gen varyantını çok eşli farenin beynine taşıdı. Ve bunun tam tersi, tek eşli farelere sensorları bloke eden bir ilaç verildiği zaman, çok eşli fareler gibi, tek eşliler çiftleşme sona erer ermez yeni bir eşin peşine düştüler. Doğal olarak fareler insan değildir ve bunların arasındaki ilişki aşk olarak nitelendirilemez. Ancak insanlarda da reseptörlerin dağılımını kontrol eden genlerde kişiden kişiye büyük farklılıklar olduğu biliniyor. Ancak kimse bu reseptörlerin dağılıMemeliler arasında aşık olmak mının sadakat ile bir bağlantısının olup olmadığını bilmiyor. ve terk etmek birbirinden Oysa oksitosin ve vasopressin ayrılmaz bir ikilidir? hormonlarının insanlardaki aşk olgusunda çok önemli bir rol oynadığı görülüyor. University College Lonmakta kullanıyor don’dan Andreas Bartels ve Semir Zeki uzun olabilir. yıllar birlikte olan çiftleri, eşlerinin fotoğraflarına bakarken beyinlerini taradılar. SonuçKADINERKEK ta bu iki hormon reseptörü, hangi beyin bölgesinde fazlaysa, o beyin bölgesinin daha faal ARASINDAKİ olduğu ortaya çıktı. AŞK Oksitosin düzeyi kadınlarda orgazm sırasında, erkeklerde cinsel arzunun arttığı sıraKadın erkek da yükseliyor. Oksitosin ayrıca güveni de artarasındaki aşk ve satırıyor. Kaldı ki aşkın söz konusu olduğu ilişdakat ile ilgili en BİYOLOJİHORMONLAR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle