Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
BİLİM TARİHİ Yolly, dünyayı nasıl tarttı? Profesör Yolly, her iki kolunda ikişer kefesi olan 25 metre yüksekliğindeki bir teraziyle dünyayı tartmayı başardı.. Hulusi Mehmet ristof Kolomb, 3 Ağustos 1492 yılında üç Portekiz gemisiyle, yanında maceracılar ve altın arayıcılar olduğu halde, cesurane bir surette Palos limanından ayrılmıştı. O zaman âlimler kuvvetli bir güvenle karar veriyorlardı ki, esasen düz olan Dünya’nın kenarına geldikleri zaman pek yakında aşağıya düşecekler ve ebediyete doğru kaybolup gideceklerdir. Bir süre sonra Dünya’nın yuvarlak olduğu saptandıysa da buna karşı gene itirazlar başlamıştı; "Kabul ettik, Dünya yuvarlaktır, o halde nasıl oluyor da insanlar Dünya’nın diğer yarı yuvarlak kısmında düşmeden durabiliyorlar?". İnsanlar Dünya’nın diğer yarı küresindeki mahlukların baş aşağıya gezmelerini kabul edemiyorlardı. Bu nasıl ispat edilecekti? Buna; "Dünya’nın çekim kuvveti, aşağıdaki cisimleri aşağıya doğru çekiyor" cevabını veriyorlardı. Fakat bu cevap daha çok hezeyandı. O halde diğer yarı kürede bulunan canlılar daha kolaylıkla düşmeye mahkumdu. Bir K CBT 1000/38 1926 Mayıs 2006 PROFESÖR YOLLY her iki kolunda ikişer kefesi olan 25 metre yüksekliğinde bir terazi yapmıştı. defa insanlar baş aşağıya geziyorlar, bir de buna aşağıya doğru çeken kuvvet eklenince, yerlerinde gezmeleri şöyle dursun, bizzat yarı kürenin derhal fezaya doğru atılması gerekirdi. D ü n ya’nın kuvveti neydi? Şimdi herkes eğitiminin ilk çağla HAVA FİLOSUNDA dünyanın ve Ay’ın karşılıklı çekim kuvvetleri bittiği zaman esrarengiz olaylar rındayken bilir çıkacaktır. ki, cisimleri kendine doğru çekme kuvveti dünyanın her doğru çekilir." Halbuki bu kanaat bugün tatarafında ortaya çıkar ve hepsi Dünya’nın mamıyla başka bir şekil almıştır. Yıldızlar, cimerkezinde toplanır. Fakat o zaman için büsimler, canlılar ne kadar küçük olurlarsa oltün düşünceler ve gayretler, bu soruya geresunlar, etrafındakileri kendine doğru çekmeken cevabı veremiyordu. ye çalışır. Bu, onlarca bir bilmece, tıpkı yaşamak, Örneğin, Dünya elmayı çektiği gibi, ölmek, daha doğrusu bizzat evren gibi tabiaynı zamanda büyük Dünya kütlesi de ona atın bir esrarı idi. 1700 yılında Newton’un doğru geliyor. Genellikle iki cisim birbirini bulduğu kanun hafif bir ümit veriyordu. Bu karşılıklı olarak çeker. Fakat aralarındaki kanun, olgun bir elmanın, Newton’un ayak mesafe ne kadar uzak olursa, çekme kuvveti ucuna düşmesinden ortaya çıkmıştı. Fakat bu de o kadar az olur. Aynı zada yeterli derecede esaslı demanda pek açıktır ki, hangi ğildi. Zira; "Elmanın düşmesi cismin kütlesi büyükse o cisDünya yuvarlaksa, Dünya’nın çekimi sonucudur min çekme kuvveti daha çokve Ay’ın Dünya’nın etrafında nasıl oluyor da tur. Bunun için Dünya elmadönmesini sağlayan da aynı yı kendisine doğru gelmek zoinsanlar Dünya’nın kuvvettir!" diyorlardı. Burunda bırakıyor. diğer yuvarlak kısmınnunla beraber Newton’un Bir kilo tuzu tarttığımız keşfi gerçeğe doğru ilk adımzaman kefelerinden her ikisi da düşmeden dı. Kâşif, fikirlerini saklayan de aynı seviyede olduğu için, durabiliyorlar? bir İngiliz sıfatıyla meseleyi dünyanın çekim kuvveti tuz tamamen çözdükten sonra ciile kilogram külçesine aynı hana feryat edecekti. etkiyi yapıyor demektir. Bunları Mont Newton, Ay’ın Dünya çevresindeki Blanc’da tartacak olursak bir kilodan az gelidevrini tekrar hesap ediyordu. Ki bu hesap yor. kendisince eskiden de biliniyordu. Fakat bu Çünkü Dünya’nın merkezinden uzaksefer hesap tamamıyla eskisinden ayrı bir sotır. Daha da uzaklaşacak olursak tuzun ağırlınuç verdiği için defterini kapattı ve sonucu ğı daha azalacaktır. Fakat ağırlığının azaldığıgizli tutarak yazı masasına kilitledi. nı biz hissedemeyeceğiz. Yirmi yıl sonra kürenin çapının yanlış Çünkü kilogram külçesini ve tuzu çehesap edildiği ve Newton’la diğer âlimlerin ken çekim kuvveti aynı miktarda azaldığı bulduğundan daha başka bir uzunluğa sahip için kefeler hiçbir zaman dengelerini bozmazolduğu anlaşıldı. İşte o zaman Newton eski lar. Ta ki, bir kilo tuzun Dünya’nın çekiminhesapları meydana çıkardı ve bunun saniyeden kurtulduğu ana kadar. Bu durumda tuzda sine kadar doğru olduğu anlaşıldı. Newton ağırlık kalmayacak ve cisim de düşmeyecek. diyordu ki, "her cisim Dünya’nın merkezine