23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Murat Aydın DOMA Suı’a Düşen Kir. Asya’nın yaşam- öyküsü. Birbirine benzemeyen iki farklı anakara. iki farklı kül- türde sürdürülmeye çalışılan emek yoğun bir yaşam serüveni. Tüm yaşamı ve bunun bir parçası olan kendi yaşamını sorgulaması sonucu yine kendi isteğiyle “Akıl ve Ruh Sağlığı Kliniği”nde tedavi görmesi gerektiğine inanıyor Asya. Geçmişiyle yüzleştiğinde ve uygulanan psikolojik tedavi anlarmdageri dönüşlerle kendi dilinden anlatıryaşadıklarını. Kendi iç dünyasına doğru yapılan bir tür dalgıçlıktır bu ve dipten çıkardığı ne varsa cesurca serer gözler önüne. Asya, küçük bir Anadolu köyünde dünyaya gelir. Gözlerini açtığında kirlenmemiş doğanıniçinde bulur kendisini. Serçe sürüleriningörkemli uçuşlarıyla ahenk katnğı çiğdemli ya- maçlar onun dovumsuzcasoluklandığı tek yerdir ve düşlerinde hep bu dovumsuzluğun resmikalacaktır. Yaşadığı dünvanuı yüzü ise çok daha farklıdır: Çağa damgasını vuran sevgisizliğinçarpık anatomisi. Insanm insana uyguladığı barbarlık yumağına saplanan suskun 6zgürlük çırpmışları, en yakmmdakiler tarafındankadın bedeni ve ruhuna uygulanan taciz. Utanmaları gerekenlerin yerine yıllarca en kuytularda saklanmaya, bastırılmayaçalışılan büyük bir suçluluk duygusu ve bu duygu içinde yaşamın her dönemecinde darbe alan genç kızlık ve bir benliği. Kendi ellerinde canavarlaştırdildarı erkelderin öteki kadınlarauyguladıklan şiddeti tuhaf bir hazla onaylayan ana kadınlar. iç dünyayasığmayan cinsellik ve aşk sorgulamaları. Artık doğduğu ülke ve yaşadığı ülkeninucuz emek edinimi kavgasında ucuz bir yaşam oyununun figüranıdır Asya. Kendi yazmadığı ve oynamak zorunda bırakıldığı bu oyundan çıkıp kendi elleriyleyazacağıyepyeni bir oyunda rol almaisteği sarar yüreğini. Bu istek tutkulubir özleme dönüşür ve bu özlem ise mutluluk umudunu taze tutar en karamsargünlerde. Toprağında filizlendiği coğrafyaya olan özlemi, bir başka yakar yüreğini. Belki de bu yüzden biricik kızının adını “Sila” koyar. Sıla, onun yaşamının tek rengi değil adeta gökkuşağıdır. Hangi renginin hangi tonuna baksa Sıla’sını görür. “Kızlar okuyup da ne olacak! » tuhaf anlayışıile önünün kesilmesi sonucuulaşanıadığı üniversite eğitimi, Sıla’nmona en büyük armağanı olacaktır. Suya Düşen Ki/in her satırı ve satır aralannda toplumsal dönüşümümüzün yadsınamaz bir gerçeği olan ve bu çağa damgasını vuran göçmen işçi dramıyla karşılaşıyoruz. Emek ekmek değişimi- nin gönüllü umut yolculan nasıl bir yaşambiçimiyle karşilaşacaldarını bilmedennasıl da dökülmüşlerdi yollara. Dahakendi köylerinden kasabalarına dahi inmeyen tarım toplumunun tenleri gibi yazgıları da yağızbireyleri, sosyolojikve psikolojik hiçbir yardım verilmeden nasılda bırakılmışlardı ileri sanayi toplumununiçine. Bir tür zorunlu körebe oyunuydu sanki oynanan. Kendi ülkesinde“Almancı,” Almanya’da ise “Yabancı, » sayılarak horlanan milyonlarca yaşam kesiti ve birbirine benzeşmeyen iki kültür arasında sıkışmışlığınsağır kulaklarca duyulmayan sayısız çığlildarmdanbiridir SuyaDüşen Kir. SUKAVRAMI... Yazar “su” kavramı ile yaşamı imliyor.Kendi gözesinden çıktığı duruluğuylaneden duru kalmasına izin verilmezisorguluyor romanmda. Okurunu yaşamın her alanından seçtiği siyah beyazzaman zaman da renkli fotoğraf kareleriylekarşilaştınyor ana kurgudan koparmadan. Bir bardak suya damlayan bir damla mürekkep, iç seslerin dışavurumundakibaşarısıyla bir anda çok uzaldarda yaşanan insanlık dramına taşıyabiliyorokurunu. Yayilımcı politikalarınıinsan onurunu hiçe sayarak ve adım modem koydukları silahlarıyla katliamlarını acımasızca sürdüren güce ve güçlere karşı duruşun bireysel haykırışınıduyumsatıyor ekili anlatımıyla. Roman dili şiirsel bir tını bırakıyor okurunun kulağında. Yazarın imgelem gücünün romana yeterli derinliği kazandırdığıdüşüncesindeyim bu yönüyle. Ozellikle düş ve geri dönüş bölümlerindebunu daha çarpıcı olarak gözlemleyebiiyoruz.Şiir, öykü, deneme üçlemesininbirlikteliği, roman kurgusu içindekiyerinde ye dengeli dağılimıvla çekiciliğioldukça arttırıyor. Romanm giriş bölümünden başlayarakhiç düşmeven ve sonunda adeta zirveyapan ritmi, okurunu saran ve sarsan başka bir yönü. Iki çığlık arasında kısıtlı bir zaman dilimi içine sığdırılmava çalışılanizdüşümü; acı tatlı, güzel çirkin, iyi kötü yanları kısaca var olan yaşam tüm yönleriyle etkileyici bir tablodan bakıyorgibi kazınıyor belleğe.• Suya Düşen Kir /Nuriye Zeybek/ Mühür Kitaplığı / 237 s. NurhyeZeybek’tenbir roman SuyaDüşenKir SuyaDüşen Kir,Asya’nınyaşamöyküsü.Birbirine benzemeyenikifarklıanakara,ikifarklı kültürde sürdürülmeye çalışılanemekyoğun biryaşamserüveni.Kitabınher satırıve satır aralarındatoplumsaldönüşümümüzün yadsınamazbirgerçeğiolanve bu çağa damgasınıvuran göçmenişçidramıylakarşılaşıyoruz. Kı.ftlaruıbütün doğru SinemaBirŞenhiktir1950kuşağıöykücüleriarasında anılanve yakın zamandaöykü kitaplarıylagündeme gelenve en az öykücülüğükadar senaryo yazarlığıylada tanınan OnatKutlar’ın tekrar yayımlanan,sinemayazılarınıbiraraya getirdiği Sinema BirŞenhiktiradlıkitabındaanlattığı hikayelerin bazılarısinemanınbüyüsünden nasibinialmışabenziyor. .4 :.:‘•- Deniz ÖNAL Sinenıanm -tabiidiğcrsanat dallarmın da-bir büyüsü olduğusöylenirhep. Gerçekten de oyuncusuolsun.yönetmeni olsunyada işinen inceavrıntilarında çalışan emekçileriolsunsinemaciları düşününce, onlarıntutkunsinema sevdasını izlevincesinemanın bambaşkabir büvüsü olduğuna inanmakıankendini alıkovamazinsan.Sözgclimi. AhmetUluçav’m aynızamandakendi çocuklukhikiivesiolan KarpuzKabuğundan GemilerYapmakfilmindebiriberberin, öbürü karpuzcununçırağıolanikiçocuğun sinematutkusuveköyündelisivlede bir olupsonundaresmi yada filmi oynatabilmevibaşarmalarıancakböylesibir büvünürı işidir. BirMevsim Yusufile KenalıfilınlerivleadınıduyuranOnat Kutlar’ınkitaptaki”Tanırma\‘azıları”nınilkin. de. kendisiııeınatek nıacerasmı aktarırken anlattığı anısı da hayli ilginç. neredeyse mucizevive tabii ki film gibi: “Tam on iki öncevdi.Balıkpazarı’nıngirişinde.Ali ahmcıkanndaiki daracık odavdı Sinemaıek’inilk merkezi. (...) Vakit suhırıvdı.Mesutfilm özeıleı-iniyüklendi. Bende üzerinde ‘Hungaı-ofilm-Angvalok yazılısekizfilnı kuıusunu (...) KeranSineması’nınkapısı önündedurdu taksi.İçeri girdinı ç... )Hem ıemizlikçi henı programcı olançocuklardanbirine, dışarıda taksinin. bagajındaduranfilmlerimakine dairesinetaşımasınısöyledim.Sıkısıkıva tembilı ettim: Dikkatet. Sekizkutudur. Buhikayenin devamında. korkulan başa geliyor yani sakmangöze çöp banyorvefilmkutularından biri tııksinin bagajında kalıyor. Ancak elbette büyü devreyegiriyorve mucizegerçekleşiyor. Oncdikle.dışarıdakipekçok konuğubeldetmemekiçinfilmi başlatmayakararveriyorKutlar. Zor bir karar çünkü film ilerlerken ve izleyicilerbu olanlardan habersiz filmiizlerken son kutuvubulmaya çalışacak. Filmgibi arasını şöyle anlatıyor: “0 anda önümde,skandallabaşarıarasındasalınan sarkaçlibir saatingösterdiğisadece70 dakikalıkbir zamanvardı.Yabobini bu yetmiş dakikadabulamazsanı?0 daracık zaman araliğında Galatasaray.Sirkeci.Eminönü, Karaköv’depiakasmıbilebilmediğinieski model,siyahdolmuşarabasınıvekırsaçlı, bıçknışoförünüçılgınlargibiarayışıının aynntilarınışimdihatırlanıam güç.Ama Boğazkesen’denTophane’yedoğru,artık umutsuz bir boş ellerim ceplerinıdevürüdüğürnüçokiyihatırlıyorum. Rastlantı?Birrastlantıelbette(...) 0 siyah, eski büyük Amerikanarabası, Boğazkesen’de.kaldırımaçekilmişdunıyordu.” BundansonraI’aris’te.arkadaşıDemir Ozlü’vü ıırarken kendisine yol gösteren ilisevinBaş’latanışması ve daha da önemlisi Paris Sinenıatek’ine kavdoluşunu da rasdannolarakanıyorOnar Kutlar o nedenle rasılantılarüzerindeayrıcaduruyor: “Rastlanularyaşamıngümüşanahtarlarıdır. Kimi zamaninsanacennetinkapılarınıbileaçar. Derinsularda yaşayanbu gümüşbalıldarı. duyarlı bir göz. açılmakran korkrnavanbir yürekve ‘bilinıneveıı’eoha savuracak bilek ister.” Bergnıan’ın YabanÇileklerifilmini izleyişide onagöre.kendisineSinematek’in kapılarınıaçmakiçinvesileolantesadüfibir olay.Bufilmin,Paris’tekihayatı üzerinde büyükbir etkisi olduğunuifade eden Kutlar bu filmin ardrndanSinematek’ekavdolurve bundansonrakigünlerinişöyle anlatır:“Gömübuhnuşbir define aravıcısı,yenibir kıtayla karşdaşinişbir gezgin,yeryüzününsonsuz zenginliğincgözleriniaçmışbir çocukgibiydim.Universitedekidilve felsefekurslarınaboş verdim. Tükenmezbir açlıklaizlivordumfilmleri. FransızSinematek’ininUlınSokağı’ııdaki bakansızkapısı,benimiçinkitapçı vitrinlerindende müzderden de daha kutsaldı artık (...) AmaTruffaut’nundediğigibi,Fransız Sinematek’igerçekbir okuldu.” AslındaKuılar’ınSinemaBir Şenlikiirkitabındayer alan, öykü kitaplarmdaki tadı yakalayanveaynı zamandaöykücü olmasınında katkısıylaedebibir kıvanıtutturan yazilarınıvehiküyeleriniokudukça insan sinemayaetkiedenbu mucizeyigücün, büyününkayııağını da görüyor: Heves, inanç ve tutku.Rastlantılar,mucizelerbir yanaişin büvüsüniinkaynağısinemayatııtkun olnıak. YokiaOnat Kudar’ıntaksininbagajında kalaıısoııfilmkutusunubulup filmin devamınısağlamasıyalnızcarastlantıolarak andamaz.Bu.Onat Kuıiar’mkararlılığı.hevesi veinadıvlaortayaçıkardığıbir rastlantı,bir mucizeveelbettebir büvüdür.Buııoktada vazıvıGiovanniScognanıillo’nun.Agora Kitaplığıtarafiııdanbasılancadde-i Kehir Sinenıakitabmdakişusözleriylebitirmek isabetliolur:“Sinema,çünküher şeye rağmenveher şeyivehaliilebir büvüdür, LaternaMagica’nın.BüyülüFencr’in devamıdır,en evrimleşmiş.entekııolojikson şeklidir. SinemaBirŞenlikıir/OnarKutlar/ Yapı Kredi Yayrnları/180s. SAYFA 18 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1068
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle