23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Erciem ÖZTOP Romanlarmız uzun zamandilimlerinden sonra okurla buluşuvar.Bunun nedenini merak ediyorum; öyküyü küstürmemekiçin mi (ara dönemlerde __ övküleriniz yayımlandı.>? - Kendi payınıa üç yazmsal tür üzerinde yoğunlaşmış bir yazarım: Ovkü, roman, oyun... Bunlara denemeyiya da genelde düşün yazılarımı ekleyebilir miyinı, bunu zaman gösterecek.Andığını türlerle ilişkilerini, on yıllardanbu yana sürüyor. Bu üç farklı dil, üç ayrı evren, üç ayrı yaşama biçimi anlamınageliyor ve ben bunlarla ilişkimi, birbirlerini çiğnemesine, dirseklemesine,birbiriyle yarışmasına izin vermeden sürdürüyorunı kendimce. Bu şekilde yaşamak,üç türü birlikte sürdürebilmek, bundan da büyük mutluluk duymak hayatınbana armağanı. Eğer öykü kitabım yaymilanmışsaötekiler kızakta demektir.Yayımlanan roman ise ounlarıma çalışıyorum, oyunlarım gün yüzüne çıkmışsaöykülerimle dopdoluyum demektirbu. Ama dosyalanın biter bitmez bunları yayımladığım anlamına gelini- yor bu söz. Uzerinde tekrar tekriir çalışılinayan,araya uzun zaman bırakılarak dinlendirilmeyen, özeleştiriden geçirilmeyendosyalar, yıllar sonra da olsa yazarınınkafasını yorabilir. Bu nedenle ben, çok çok çok okuyan, çok çok yazanama iş bunları yayımlamaya geldiğindebunları az az kitaplaştıran bir yazarım... TMROMANIMINSONKULLANMA BENKARARVEREMEM” - Kurgusal metinlerinizi çoğunlukla Bodrum ‘agidip orada kotarıyorsunuz bildiğim kadarıyla? Bu süreci ya da serüvenidiyelim(?), anlatır ımsınız? NedirBodrum ‘unsırrı? - Her yıl,ekimle ocak ayları arasındakiüç-dört aylıkgüz-kış dilimini Bodrum’dageçiriyorum. Bu birkaç aylık dönemde çocuklarıyla tatile çıkmış biri gibi yalnızca öykülerimle, romanlarımla, oyunlarınila birlikte oluyorum. Bir de bu türlerde kendime on yıllar içinde çoktan seçmeli yöntemle belirlediğini başucu vazarlarım oluyor yanınıda... Biitiin okuniayla başlatan. Uçağın havalanması için geçen süre gibi ahyorum bu okumaları. Son beş-altı viidıryayınilamayakarar verdiğim kitaplannıason noktayı, evet Bodrum’da koyuyorunı.Gündoğan kıyılarında günde bir saatlik gezinti dışında sürekli kapanıpçalışıyorum. Elbette öteki çalışma ortamlarımda da sürdürüyorum bu çalışmaları.Ama Bodrurn’un farkı, çocuklarımlaarama hiçbir işin, engelin girmesincizin vermeyişim kesinlikle. Bu da benim Bodrum’um diyelim... ürünleri, yüz kez farklı dölleme denemesindengeçirilmiş, bin ayrı kanaldan beslenerek okur önüne çıkarılmış olmalı.Le, 2010’da bitirilmiş, ardından takşakdiye yayınilanarak ineklere yutturulanhamur topağı gibi okura sunulmuş değil. Son saytanm son satırındaki 2010 tarihinin “kalite kontrol tarihi” olduğunubelirteyim. Son kullanma tarihine gelince... Işte buna karar verecek olan ben değilim. Daha başka türlü nasıl anlatabiirimbunu Erdemciğinı? - Katman katman ilerleyen Kafkaesk bir roman olarak ön bir tanım yapabilir mivim, katılır mısınız? - Bu romanı nasıl bir yapılandırmayla yazmayayöneldiğimi söyleyebilirimde buna dönük başlangıçtaki niyetlerimle ilgili açildamam ne denli gerçekçi olur? Yaparım yapmaya da doğru olur mu bu? Etkilendiğim yazarlar arasında önemli bir doruğu oluşturuyor Kafka. Onun soyutlayını, dönüştürüm bağlamındagetirdilderi, kendisinden önce de bilinenbu tutuma dönük bir çığıraçma olgusuaslında. Ona uzak duracağı düşünülebilecek okurun bile ciddi biçimde etkileneceği, okurken tepedentırnağa titreyeceği bir yazar Kafka ve ben, kendi payımabir Kafka koleksiyoneriyim zaten, ona hayranlıkduymasam niye böyle olayını değil mi? Bu nedenle ondan etkilennıemem mümkün değil, ama gözü kapalı bir Kalka konservecisi de olma- dini hiçbir zaman. ERKEKLERDEKI DEĞIŞİMDÖNÜŞÜM GEREĞİNCEİŞLENMEDI’ - Ülkesinin yitik insanı olarak kendini tanımlavan bir anlatıcısı var ron,anın. Hayata bir yerinde ck utuııaniannş, içine kapanık, iç seslermm ı’olundailerlemeyi terdilı ediyor. Türk toplumundakibir dönem erkek karakri,rine ve haliyle döneme mi vurgu yapmagavesi içinde oldunuz bu romanıvazarken? Okurken ilk anda böyle düşündüm... Ne dersiniz? - Türk erkeğinin hiç mi hiç değişmediğisöylenemez. Oylesine değişiyor ki, hem de nasıl! Bu yenierkek modeli, kendi kişisel özgürlüğünüönemseyen, evlilikten ya da ikinci kişiyleortaldaşa sürdiirülecekilişkiden kaçınan, varlığınınsınırlarını kendi ekonomisiyle,konun’ıuyla,özgürlüğüyle belirlemiş bir kentli kahraman. Kadın yazarlarımız bu karakterin kadın değişkeleri üzerinde azımsanmayacakörnekler verdi. Hattabu halkaya kimi erkek yazarlarımızmkatıldığı da gözlendi. Ancakbuna denk düşecek erkek karakterüzerinde pek durulmadı. Erkeklerdeki değişim, dönüşüm işlenmedi. Le’nin kahramanı,böyle bir erkek. Ekonomisibir ölçüde yeterli, getirebileceğikırılganlıktan ötürü aşka kapalı,genel erkek kalabaliğı ile çatışan, hatta daha çok bir kadın azınlılda anlaşmışgörünen biri bu. Cinsel açıdan yanardağgibi “aktif” olmayışı da bu uyuşumutetildiyor belki. Genelde öteki erkeldergibi bıçkın, hotzotçu olmadığı, erkek etkinliği yansıtmadığı için kadınlarınkendilerine yakm bulduğu bir insan.Onun için özellilde metropollerde yeni bir erkek-insan modeli olarak çıkıyorkarşımıza bu. - Bir yerde de arılatıcımız,kendisini küçük yaşantı anlarma bıraktığını imliyor,şehirden uzaklaşıp bir köy yaşamısmayelken açtığından. Evet, şizofrenik bir kişiliğe doğru gidişi var, yaşadıklarındanötürü, ama bunu da hissettiği (ki bu yetisini kaybetmemiş henüz) anda kendini insanlardan ve şehir yaşantısındanuzaklaştırıyor... Bilmem katılır mısınıztespitime? - Le’nin anlatıcısı, romanda altı çizildiğiüzere mutsuz, mustarip biri. Bir tek kendi koşullarında mutlu olabiliyor, genddenayrılan bir metropol erkek modeliolarak. Kendisini taşıdığı için de gittiği hiçbir yerde huzur bulamıyor. Köyde onu sarsan, beklenti eşiği en düşükdüzeydeki bir neneyle onun iki torunu.Bir saflık var burada. Bu saflikta tuhaf bir ayna buluyor kendisi için romankahramanı, onu kendine getiriyor bu durum. Kentte böyle değil. Sonra bir yan daha var, kentle köyün ortak değeriolarak kendini gösteren; doğa, köpek.Le’nin kahramanının köpeği yok, ama kentte de doğayla ilişki içinde zateno. Anlatıcmm bu cep aynasında gördülderi,neden “küçük yaşamı anları” olmasın? - Yazar-çizer bir kişilik olması anlatıcinin(önemli bir sinema eleştirmeni), tüm bu sözünü ettiğimiz durumlarlabir ilgisi olabilir mi peki? SadıkAslankara’ylaLe.üzerine kadınımıza sunulmuşbirağıt Kitapeki okurlarımızın yakından tanıdığı M.Sadık Aslankaranınyeni romanı Leokurla buluştu. Yeniromanında Aslankara, hayatta her yönden kendini hyalnızNhisseden sinema eleştirmeninin hikayesini anlatıyor. Entelektüel anlamda da büyük bir yalnızlıkyaşayan anlatıcınınhayatına giren sürpriz bir kadınla, Gülerguvan’la(ülkenin en sıra dışı kadın oyuncusu) birlikte yeni, heyecanlı ve bol gerilimlibir serüvene yelken açışının da aynı zamanda Le.Aslankarayla yeni romanıüzerine söyleştik; satır aralarında yitik bir erkeğin nasıl da kadına sunulmuş bir ağıt haline dönüştüğünün izlekleriniaradık. - Yeni ronıanmız Le ‘yegetireyim sözü.Nasıl us’unuza düştü bu roman? - Oykü de roman da oyun da bin bir yolla akla düşüyor. Onemli olan daha çiçekteyken dikkat etmek bunlara... Once sağlıklı tohumlar almak, çizilenmedenfidana, ağaçlaşıp ormanlaşmasınadek bundan her aşamada yararlanmak...Böyleceher meyvenin apayrı renk, koku taşıyan, taflar salan okuma sofralarına taşınmasını sağlamak... Bu çerçevede yalnız Le değil bütün sanat SadıkAslankara,çok okuyan, çok yazan ama bunlan yayımiamaya geldiğindebunlan az az kltap4aşUranbir yazar. YukandaErdemOztop’ia. SAYFA 4 CUMHURİYET KıTAP SAYI 1068
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle