19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
nüşüm, yazdığım birkaç romandan sonra gelen teklitle oldu. Bugün sinema diinin ne kadar farklı olduğununfarkmdavım, ama bu çalışma, mesleğimolan bir uzantısı olmaktan öteye gitmiyor. S.R.:- Senaryo yazarlığı ve yönetmeliğidışında, Paul’un en beğendiğim kitaplarındanbiri Yanılsamalar Kirabı’dır,çünkü her yönüyle komik olduğu kadar gerçek de olan bir sessizfilm karakteriniyaratmayı başarmış. Bu benim için, onun, sinema ile ilgilien büyük başarısıdır.Ben de sinema ve edebiyatın bu çift etkisini pavlaşıvorum. Ama şunu da anlamak gerekir, 1960’lıyıllarda. her haftanın kendi külı filmi Sinemanınbu altın çağı bize, yazı tekniklerini altüst edecek belirgin bir ortak referans yarattı. Sıkhlda Nouvelle Vague’ın, Fransa’da, romantik dili ne kadar derindendeğiştirdiğini unuıuvoruz. Cutve flash-back teknikleri ortak bilince o denli yerleşmişti ki, bunu birdenbire yazıyataşımak mümkün olmuştu. AVRUPAEDEBİYATIYÜZYILDIR HİÇBİRŞEYANLATMIYOR’ - Romantikliğin sinema edebiyattakiparakiliği,pavlaştığınız bir tutkuya gönderme yapıyor: Anlatı sanatı S.R.: - Kesinlikle.Avrupa edebivatınm da, yüzvildırhiçbir şey anlatmadığını hatırlatmakisterim. Birinci Dünya Savaşı’ndansonra, modernizmin de iyice yerleşmesiyle, anlatmaya devam eden popüler yazıyla,bunu hiç dert etmeyenbüyük cdcbiyatın arasında bölünmeoluştu. Ben bu bölünmenin hep yapay olduğunu ve yazarın görevinin de bu iki vizyonu birleştirip, anlatı sanatını edebiyatın merkezine yerleştirmek olduğunudüşünmüşümdür. “Bir arabanın güçlü olabilmesi için motorunun güçlü olması gerekir,” deriz. Nokta. P.A.:- Ezra Pound, müziğin danstan, şiirin de müzikten uzaklaştıkça köreldiğinisöylerdi. Buna ilaveten ben de, romanınanlatıdan uzaldaştıkça köreldiğinieklemek isterim. Benim romanlarım Salman’ınkilerden çok farklıdır, ama anlatı sanatı noktasında buluşuyoruz. Bugün, kendimi romancıdan çok öykücükabul ediyorum. Sa_________ natçı olarak en azından görevimi bu şekilde gerçckleştiriyorum.Sanırım Salman da edebiyatm bu kavramını paylaşıyor. t-ler ikimiz de sözlü bir gelenektcngeliyoruz ve Bin Bir Gece Masalları’nm ortak kavnakçalarımızdan biri olması tesadüf değil. Oykülerden besleniyoruz. S.R.: - Kesinlikle ve her zaman, bu sözlü geleneği yazıyaaktarmaya çalışıvorum.Hindistan’da sözlü geleneğin hala var olduğunusöyleyebilirim. Hintlibir masalcı dinleyin ve kendine kazandırdığı özgürlüklerebakın. Doğrusalbir ilerleme ama aynı zamanda bir dizi düğüm, geri dönüş. sapma. Her şey eski bir masalla başlar,birden günümüze ait olay geçer: politik bir anekdot, bir tane de kişisel,ardından bir şarkı ya da bir cambazlik. Dört beş hikaye birbirinin içinegiriyor ve masalcının hüneri de bütün ipleri bir elde toplayabiliyor. Okulda, yazı dersindeöğretilenin tam tersidir. Lewis Caroll’unöyküsündeki tırtılın Alice’e verdiği,‘baştan başlayıp sondan bitirmek gerek”ten ibaret olan öğüdün tam tersidir!Halbuki Hintli masalcdarm bu geleneğibinlerce yıldır devam etmekte ve teknilderinin daha parlak olduğunun da altını çizmek gerekir. Onlara güvenebilirsiniz,çünkü orada, eğer sıkıcı olmaya başlarsanız, sizi yumurta yağmuruna tutarlar! - Ama içinde vaşadığımızsürekli değişendünya yazma biçiminizi değiştirmedimi? - Kesin olan, bana karışık birkaç olay örgüsü yaraınıada esin kaynağı oldukları.Ben tarihin ivmesine hayranım, bu sürekli dönüşümlere, sürekli karşı karşıya kaldığımız değişimlere. Bu varoluşsalbir kaygı yaratıyor, belli bir dönemde geçen son kitabım FloransaBiivücüsü özellikle araştırmak istediğimbu belirsizlik hissiyle doğdu. Değişimkorkusu her zaman en tehlikeli aşırıhkiarayol açtı ve yazar olarak benim göreyim bunlara yazılarınila cevap vermek. P.A.: - Salman benden çok daha çağdaş.Ben elimde kalemlc çalışırken o, dijital çağa yıllar önce geçmişti! Bendemodernliğin farklı bir vizyonu mevcut,anlayacağmız. İnsanlık tarihinde değişiklik söz konusu olduğunda, bu tren, telefon ya da radyo olsun, bu biz. de geri dönülnıczlik hissi yararmıştır. Teknoloji bizi bu denli değiştirebiliyorsa,sanırım ölümlü olduğumuzu hatırlamakçok önemli. aynı acıları, aynı öficeyi,aynı sevinci duyuyoruz. Sonuçta insanın özü aynı kalıyor. S.R.: - Bu anlaşmazlık ta Ovidius ve Lucretius’a dayanıyor; insanoğlunun değişime direnen bir tarafı mı var? Lucretiusevrimin insan doğası üstünde bir etkisi olduğuna inanırdı, Ovidius ise, Metarnorfozlar’da en radikal değişikliklerinbile, insanın öziinü değiştiremeyeceğiniöne sürüyordu. Sanırım bütün kitaplarımız,bilinçli ya da bilinçsiz, bu konuyla ilgili. • Çeviren:ZeynelÇAĞLAR Le Magazine Mayıs2010. VakkoModaMerkezive PowerMedyaMerkezi,REX BirBuzdağı:YEM,Doğan Hasol FelsefesiveYapıtlarıileFrankGehry,FilizÖzer •AvrupaAdaletDivanıBinası, Dominique Perrault Architecte DevBöyutluDijitalOrigamiKaplanları,L-A-V-A •“YeniHolimenkollenFeneri”: KayaklaAtlamaPisti,Julien De Smedt •ASMHastaYakınlarıKonaklamaTesisi, HASMimarlık UİBOtomotivAnadoluTeknikLisesi, M artı D Mimarlık -- ) 4 saimanRushdiede PaulAustergibi kendisiniher zaman kentin yazan olarak görüyor. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1068 SAYFA 17
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle