19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Esen TEZEL ebecca, ilk izlediğim Hitchcock filnilerinden biri. Yıllar içinde gittikçe artan bir hayranlık duyduğumbu yönetmenin söz konusufilmde yarattığı karanlık atmosfer,filmin bütününü tül bir perde gibi saran belli belirsiz gerilim, ha-- yaletin tek bir karede bile görünmediğibir tür hayalet hikavesinden sıkı bir polisiyeye tempoyu düşürmeden geçiştekiustalık beni her seferinde yenidenetkiler. ± Birkaç kez izlediğim bu filmi her oturuştayeniden aynı zevkle izleyebiirim. Fakat Rebecca’nm bir roman uyarlamasıolduğunu da baştan beri biliyor ve romanın,filmin ötesinde ne tür zevkler vaat ettiğini doğrusu merak ediyordum. Bu nedenle, Rebecca’nın uzun bir aradansonra yeni bir çeviriyletekrar basıldığınıöğrenmek benim için hoş bir sürpriz oldu. Okumaya başlar başlamaz. romanın benim çok sevdiğimbir yapıyasahip olduğunuanladım: Az sayıdakarakterle oluşturulmuş basit bir hikaye iskeletive bu iskeleti saran kalın bir edebi doku, gittikçe derinleşen ve sık sık okuru içine çeken birer uçuruma dönüşen psikolojik katmanlar, zihnin karanlık köşelerinde dönen dolaplar, olaylardan ziyade olaylarınbireyin kafasmdaki yansımaları. İYİ-KÖTÜVEGÜÇLÜ-GÜÇSÜZ “Kitııbmkonusu nedir?” diye sorulsa. “Dul ve kendinden yaşçaepey büyük bir j adamla evlenen genç bir kızın, adamın malikanesinde yaşadıkları” gibi son dereceyüzeyselbir vanıtla işin içinden sıyrık- biliriz ama zaten Rebecca’nıngerçek anlamdatadını çıkarmayada ancak bu yüzeyselcevabı verip geçtikten sonra başlanabilir. Hikaye gerçekten de basit: Zengin ve bir kadının yardımcılığınıyapan genç, deneyimsiz,ah tabakadan bir kız, Monte Carlo’da Bayde Winter adındaki gizemlive vakışıkliadamla tanışır ve dahane olduğunu anlamadan kendini onun karısı olarak bulur. Baydc Winter’ıneski eşi Rebecca de Winter bir yıl kadar önce bir tekne kazasında ölmüş ve çiftin birlikte vaşadıldarıünlü Manderley Malikiinesiöksüz kalmıştır. Genç kız Manderley’e “Bayande \Vinter’ınyerine geçmeyegelen kadın” dam- gasıylaadım atar ve tabii ki ev ahalisi tarafındanhiç de hoş karşilanmaz. Kiilıya Bayan Danvers başta olmak üzere bütün hizmetliler onunla alayeder, onu aşağı- lar, durmadan eski Bayan de Winter ile karşilaştırır. Aslen kitabm hatırı sayılır bir bölümünü, genç kadının çevresinde olup bitenler hakkındaki ve kendisine yönelik davranışlar konusundaki izlenimlerioluşturur. Fakat işte tam bu noktada,geniş bir parantez açmak gerek: Filmde sadece kitabın “Dün gece rüyamdayine Manderlev’deydim” şeklinde başlayan o ünlü ilk cümlesine bir dış ses olarak yer verilmiştir, devamındaysa ister istemez olaylarıkameranın gözünden izkriz.Romandavsa hikayenin tamamı birincitekil şahısla anlatıldığıiçin bütün olup biteni bu genç kızın ağzından dinleriz.Hikayenin yorumlanması bakımındanbu ikisinin insanı çok farklı noktalaragötürdüğü kesin: Filmde genç kız hakkında olumsuz düşüncelere sahip olanlar, onu ürkütmeye, yıldırınaya, küçükdüşürmeye ve hatta korkutup evden gitmesini sağlamayaçalışanlar gerçekten de evdekiler ve özellildede Rebecca’ya, yani eski Bayande Winter’a bağliliğıyla tanınan saplantilı karakter Bayan Danvers’tir.Böylecetekinsiz bir atmosferin hakim olduğu film, özünde basit bir “iyiyekarşı kötüler, güçsüze karşı güçlüler” anafikri ekseninde ilerler. Paralel kurguda aynı olaylarıkitapta okuduğumuzdaysa, rahadılda bambaşka bir saptama yapabiliriz:Anlamidarına ve onun da ötesinde anlatış biçimine bakilirsa,genç kız, daha en başından itibaren kendini hiçbir yönden bu ışıkhızıyla evlendiğiadama denk görmez. Kitabın ilk sayfalarındakiMonte Carlo günlerinde bile aralarındaki yaş,deneyim, sınıf, eğitimve görgü farkmın fazlasıyla ayırdmdadır,Dolayısıyladaha Manderley’e adımınıatarken huzursuzdur, gergindir, tutuktur. Bu tutulduk, malikanede yaşamaya başlar başlamaz davranışlarına bütünüylehakim olur: Evi çekip çevirmeyi beceremez,hizmetçilerle iletişimkuramaz, Rebecca’dan farklı olarak, gerçek bir hanımefendininyalayıpyutınuş olması gerekenadabımuaşeretten bihaberdir. Evin, kökü birkaç kuşak eskiyedayanan abartılı ritüelleri onu şaşkına çevirir, sadeceiki kişi oldukları halde her öğün kurulan sofraların zenginliği-kihayatı boyunca kıt kanaat geçinmişbir insan olarak o bunu bir israf olarak götür- kafasınıkanştırır, nasıl misafir ağırlayacağını,nasıl davetiyegöndereceğini, nasıl parti düzenleyeceğini,evdekilere nasıl emir vereceğinibilemez. Hatta bütün bunları bırakın, şık givinip süslenmek, bakımlı olmak gibi basit kadın alışkanlıklarıbile ona çok uzaktır. Bu hiçbir şekildeaşina olmadığı yeni hayat genç kızı hem fazlasıylazorlar. hem de kendisi hakkındaki olumsuz fikirlerini ve “kocasınahiçbir bakımdan laik olmadığı” düşüncesinipekiştirir. YARDIMCIOYUNCU Genç kız kitabın birçok yerinde, özelliklede kendini Rebecca’vla karşilaştırdığıbölümlerde kendisi için çeşitli olumsuzsıfatlarkullanır ve bu sıfatlar hem dış görünüşe hem de içselözdlliklere yöneliktir:“Mat düz saçlar”, “biçimsi’ı.elve ayaklar”, “biçinısizvücut”, “kemirilen bakınısız tırnaklar”, “soğuk. silik,sıkıcı bir kişilik”, “küçük, basit bir beyin.” Dikkat çekiciolan nokta şu ki, genç kız 1 bu fikirlere o eve geldikten sonra kapıliniş değildir, özellikleMonte Carlo’da refakat ettiği Bayanvan Hopper’la geçirdiğiuzun dönemde hep horlanmış, kendinisevilmeyeya da el üstünde tutulmayadeğer olmayan, ezik biri olarak kabul etmiş ve buna uygun davranmıştır. Kısacası,yardımcı kadın ovunculuğa alışıktır; dolayısıylaManderley’de oynaması beklenenbaşrolü oynamasıimkansızdır ve o da bu imkansızliğauygun olarak bulduğuilk ve en uygun gölgeyesığmır: Rebecca’nmgölgesine.Dolayısıyla,Bayan Danvers’in ona, hikayenin en yüksek tansiyonlu bölümlerinden birinde söylediğişu sözler aslında genç kızın kendisinebiçmiş olduğu role son derece uygundur:“Aslaondan iyiolamayacaksınız.Bu evin hanımı hala o. Olmüş olsa bile. GerçekBayan de Winter, o. Sizdeğilsiniz. Gölge olan, hayalet olan sizsiniz. Unutulan,istenmeyen, dışlanan da sizsiniz,” Evet, dışlanan yeni Bayande Winter’dırve aslında BayanDanvers’ten de önce, o kendi kendini dışlamıştır. Güzelliğini,zarafetini, zekasını,görgüsünü, cesaretinive daha birçok özelliğini başkalanndandinlediği o efsanevikarakterin, Rebecca’nmhiçbir bakımdan yanına bile yaklaşamayacağımilk düşünen de kendisiolur. Dolayısıyla,kurulu bir düzene balıklama dalış yapan her insan gibi -gün geçtikçe azalacağınagittikçe artan bir çekingenlilde-evde her şeyineskisigibi yürümesiniister, hiçbir şeyideğiştirmeye kaikmaz, hiçbir konuda fikir öne sürmez,“Manderley’inhanımı” olma konusundaen ufak bir hak iddia etmez. Adetakendini “yoklaştırmaya”çalışır.Bu sayedede Rebecca, evdeki görünmez varlığınısürdürür. Fakat genç kızın bu tutumunun altındayatan temel sebebi, çok daha sonra anlarız:Kocasının kendisiyleyalnızca yalnızkalmamak için evlendiğini,aslında eski karısına aşık olduğunu düşünür.0 ikisinin mutlu bir çift olarak yaktiyleetraflarına saçtıldarı pıriltılar birer kıvilcımadönüşerek genç kızın üzerine sıçrar ve her seferinde canım yakar. Dolayısıyla,hikayenin dönüm noktası, Bay de Winter’ın aslında karısını hiç sevmediğini,hatta ondan nefret ettiğini söylediğikonuşmadır. Bu konuşma, genç kıza gölgesinde yaşadığıkadın figüriinün aslındahiç var olmadığınıgösterir. Bayde Winter’dan Rebecca’nmbambaşka yönlerini dinler ve malikaneyle,çalışanlarla, çevredekilerleolan ilişkisibir anda kökten değişir. Kocasının ona sevgisinigösterme konusundao güne kadar son derece cimri davranmasının kendi yetersizliğinden değil,adamın geçmişinden kaynaklandığını öğrenir ve kitapta da, filmde de bu dönümnoktasının ardından hikaye yön değiştirerekRebecca’nmölümünün üzerindekisır perdesinin aralandığı, beklenmedikgelişmelerledolu bir polisiyeye döner. Rebecca,ilk satırından son satırına olağanüstü edebi lezzetlerledolu bir roman,fakat onu okumak için tek neden bu değil.Psikoloji terminolojisine kitabınadıyla,yani “Rcbeccasendromu” olarak giren bunalım, her çağda, her insanınilişkilerindefarklı şekillerde karşı karşıyakalabildiği bir ruh hali. Yani kitaptakigenç kızın yaşadıklarıve kafasındayarattıkları aslında hiçbirimize çok uzak değil. Bu da Rebecca’nın,yazıldığı dönemin ötesine geçen, insan zihninin çok önemli ve zayıfbir noktasını onun üstüne giderek bizi zaman zamansaklandığınıızgölgelerleyüzleştiren bir klasik olduğunun açık RebeccaİDaphne du Maurier/Çeviretı: Levent Göktem/Turkuvaz Kitapİ456 s. Daphne du Maurier’den ‘Rebecca’ BayandeWinter vegölgesi Daphnedu Maurier’ninünlüromanı Rebecca,günümüzde daha çok Alfred Hitchcockun1940tarihli.Oscarlıfilmiyle tanınıyor.Filmingüzelliğive sürükleyiciliğitartışılmaz;fakat du Maurier’nin üslubununve kelimelerleyarattığı derinliğinde beyazperdeyeyansıtılamayacak derecede baş döndürücü olduğu kesin. Daphne du Mauıler’İnRebecca’sınıHltchcock beyazperde’ye aktardı. SAYFA 8 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1068
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle