25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
ErendizAtasüden HayatınEnMutluAnı' Mutlu anlar Hayatın En Mutlu Anı, Erendiz Atasünün son öykü kita- bı. Kitapta geçmiş yılların ateşiyle yanan yedi öykü var. Anlatılan öyküler hiç küllenmeyecek cinsten. Ruhu gö- rüntülerle dolduran canlı karakter tahlilleri aynanın iki yüzü gençlik, yaşlılık, gerçek ve aşk üzerine yaşadığı dö- nemin sorunlarını da ele alarak yazılan (bugün de geçer- liliğini koruyan) öyküler. Usta yazarın yaratıcılığına güç katan, nehir gibi akan imgeler denizine dökülen, çarpıcı anlatımıyla hiç bitmeseydi dediğim bir kitap. • Ceylan KORYÜREK Y aşamın zenginliği anım- sanan mutlu anlardır. llkbaharda, yazda bırak- tığımız bahçelere geri dönsek, sonbaharda havuzlar bo- şalmış içini göz kamaştıran altın yapraîdı anlar doldunnuştur. Geç- mişteki mutlu anları yaşatan başı- boş istek, gururun ve acının yapı- landırdığı, korku duvarlarını aşıp yeni bir başlangıca bizi sürüldemeye çahşır. Hayatın En Mutlu An'ı, ruhu görün- tülerle dolduran canlı karakter tahlilleri aynanın iki yüzü gençlik, yaşlılık, gerçek ve aşk üzerine yaşadığı dönemin sorun- larını da ele alarak yazılan (bugün de geçerliliğini koruyan) öykülcrden oluşu- ~r yor. Usta yazarm yaratıcılığına güç ka- tan, nehir gibi akan imgeler denizine dökülen, çarpıcı anlatımıyla hiç bitme- seydi dediğim bir kitap adeta. SIFIR YERİNE CEÇEN ANISIZLIK "Hanımefendi ile Kocakarı" öyküsü insanlara yabancı duran kibirli bir kadı- nı kocasmın sert huyu, onu duygusuz ve başkalarına sert davranmaya iter. Hey- kel gibi büyülü çekiciliğin, sert görüntü- nün altında kendi ayazında üşüyen yal- nız bir kalp vardır. Görkemli yaşantı- sıyla gözleri kamaştıran hanımefendi yaşlanınca, sıradan bir hayatta ne hale düşer? Sinsice gece ayazı gibi gelip çatan yaşlılık, gülüşünü, bakışını, se- lam verişini bile değiştirmiştir. Ölüm- lü gençlik hatıraları, solan elbisesiyle, geçmiş yıllann aşağı sürüklediği, kamburlaşmış titrek bedeniyle, bağ- rında taşıdığı sıcak kül özlemleriyle, kaçamak bakışlı hanımefendidir ar- tık... "Üniformalı Adam"da kadın siyasi tutukludur. Demir kapılan aşıp özgür- lüğe kavuşmanın mutluluğu içinde, ye- şeren sevinçle, aklı şaşman küçük bir şefkatte gerilimi boşalan teller gibi haz- lanır. Hırçın rüzgârlardan kalan titrek ruhu, yalnızhğına derinlere dokunan, iş- kenceyle acı çekmiş bedenini kavrayıp yutan bir yabancıyla mutlu anlar yaşar. Aşktır belki de yaşadığı, belki de şeh- vet, ne fark eder. O an yaşanan çıldırtıcı istektir unutulmayan. Hepimizin hayatı- mızda yanılsamadan korkup kaçtığımız, hiç yaşanmışhğımız olmayan, yaşam sür- dükçe çıldırtan istekle dolu uzun bir çığhk gibi yangınlarda süren anlar ol- muştur. Öyküde gençliğin masumiyeti, yanılsaması, yaşlılığın deneyimi anımsa- malar, yüz yüze gelinen geçmiş ve şimdi ödeşmesi var. Yapsak da, yapmasak da kendimizi yargıladığımız o en çok istenilen an için kalan tutkudur içimizde. Tadılmadık sevinçlerin konuğu ol demiyor artık ha- yat. Gözlerini dikip geçmişe bakan sıfır yerine geçen anısızlık. O istek anlarının zincirlerini, zaman bile çözemez, ken- diyle hesaplaşmaya giden yanıtını bekle- yen soruların. "Hayatın En Mutlu An'ı" öyküsünde "Cumhuriyetin yarım kalmış anlımını tamamlamaktan söz ediyorlardı. Yoksul kitlelerin çiğnenmiş haklarından dem vuruyorlardı" deniyor. Sadece Cumhu- riyet rejimine inanmış gençlerin ağır be- deller ödeyerek, düzenin bozulmasın- dan korkanlarca ağır şekilde cezalandı- rılmasıdır. Yıllarca hapis yattıktan son- ra, yarım kalmış sürgün bir hayatta yurtsuz yaşarlar, geri dönüşlerinde ise zincirleme büyüyen çıkar düzeninin, batıya bağımlılığın, gericiliğin daha da büyüdüğünü görürler. Adil yasadan hu- kuktan bahscden bazı savcılar "kaba, kıyıcı, zorba ve ikiyüzlü" dür. "Varsıl- laştıkça saygınlığı ve denetim gücü artı- yordu; buna bayılıyordu işte. Denetim gücünü korumanın tek yolu, varsıllık suyunun baştakilerle sıkı işbirliğini asla zedelememekti. Bazı savcılar düzenin parçasıydı, kendi hür iradeleriyle değil baştakilerden aldıkları talimatlara göre karar verirler, z e n g i n l i k l r f k kaap düzence itibarlannı a suz ve vicdansızdırlar. Cumhuriyetin getirdiği özgürlüğü sadece kendi men- faatlerine kullanırlar. Türkiye Cumhuri- yeti üzerine oynanan Batılı oyunlara, gözleri mevki ve para hırsı ile döndü- ğünden ya farkında değillerdir ya da umursamazlar. TOPLUMLAİLİNTİLİ MUTLULUK "Fikir Aynlığı" öyküsü, dört edebi- yatçı arkadaşın zaman zaman yükselişi- ni, düşüşünü iç dünyasını, zamanla de- ğişime uğrayan maskeli yüzünü, korku- sunu, kaygısını, yayınevlerini, eleştir- menleri, edebiyat dünyasındaki iİşkile- rin yapaylığını, oyunlarını gözter önüne seren, anlatımıyla zehirli sarmaşık gibi saran bir öykü: "Yazmanın hem yazara acı çektiren, onun geren hem hazla ödüllendiren, tazeleyen o ikili doğası ol- madan bu işi sürdüremez tükenirdim. Ne tuhaftır yazmak, gerçekten yaşadığı- mı ancak yazarken hissedebiliyorum; yazmanm hazla ve elemle atanj&mini içimde duymazsam her şey bc -Hayatın En Mut- lu An'ı', Erendiz Atasünün yara- Ocılıöına güç ka- tan. nehir gibi akan imgeler denizine dökü- len. çarpıcı anla- tımıvla hiç bit- meseydi dedir- ten bir kitap. Duyarlı bir edebiyatçı için mutluluk toplumla ilintilidir. Sonuçta eserler, düşler ve gerçekler arasındaki gerilim- den doğar. Yazının hazzı sonsuzluğa dokunmasıdır; her şey yazılabilir. Yara- tırken haz veren, dört duvar arasındaki boşlukta, düşlerdeki kalabalık nerede diye haykırtan bir kanunsuzdur edebi- yat. Düşlerin görkeminden gerçek ha- yattaki sadeliğe inmek zordur. Bu yüz- den, gerçekle yüzleşirken içsel dünya- sındaki aşırılığı dizginlemek kendine set çekmek zorundadır sanatçı, yoksa yo- ğun acı kaçınıknaz olur. Düşleriyle ve gerçek arasındaki fark çok büyüktür. Kimi edebiyatçılar kendisiyle yarışır, kendine en acımasız eleştirmendir, dur- madan kapasitesinin altında yazdığını . düşünür. EDEBİYAT YARIŞIL. Kimi edebiyatçı düzenin bir parçası olmuştur, burada yapıt değil kollama felsefisi geçerlidir. Edebiyat yanşı sanki hisse senedi piyasası gibidir, hangi yapıt daha çok sattı karmaşası yaşanır. "Ani ve müthiş bir uyuteturucuydu dehşet! Bir kez dururcas^a çarpmıştı yürekler, kaslar boşalmış, sûluk kesilmiş, bütün- lüğünü yitiren duygular patlayıp tanın- maz hale geçmiş, paramparça saçılmış ortalığa (...) olağan durumlarda saklıda kalan aynnularla birlikte." Öyküde ger- çek bir deprem anlatıhyor, bana çağnş- tırdığı içsel deprem. îkisi de ölümü ge- tirir sonuçta. Edebiyat çevresi küçük bir ortamdır, küçük bir yanlış taşları ye- rinden oynatır, depremlere sebep olur, her deprem içimizdeki ölüm olsa da, ye- niden yapılanmaya yeniden üretmeye doğar, çünkü Tann vergisi edebiyatm verdiği haz büyük aşkın ük günkü tut- kusudur. Bazı yazarlar için, dile gelme- miş her gün mektup yazma isteği ile uyanan aşklar gibidir edebiyat. Kimi ya- pıtlar çok satsın, kimileri az satsın, so- nuçta en iyiler yüzyıllar boyu kalır. Kitabın en son öyküsü "Seni Seviyo- rum"da.en saf, en coşkun duygu sevgi ele alınıyor. Onu söylemek kimileri için çok zordur. "Kalbin kapılan çöldeki fi- ravun mezarlanna benzer. Kapıdan ka- pıya, odacıktan odacığa yol bulup tır- manan dapdaracık koridorlar nasıl bir örümcek ağı gibi yayılmışa piramidin taş kütlesine ve sonunda kütlenin mer- kezindeki o en kuMu ve saklı odacığa -ki firavun orda gömfnüdür- ulaşırsa; kal- bin o en derin kilişinc işte dışarıdan hiçbir ipucu vermeyen bir dolambaç öy- le uzanır. O kilidin arkasında başına buyruk bir ihtiyaç sonsuza dek saltanat sürer." Kısa bir görüşle veya yaşanmışlı- ğı olsa da söyleyemediğimiz "Seni Sevi- yorum", kalbimizin mezarında, ışık sız- dırmayan koridorlardan, koridorlara içi boş odaları yoklarken yıllar sonra hiç ummadığımız bir anda yankı veren bir çığhk gibi yüreğimizi titretir. Güneş görmeyen, unutulmuş sandığımız, yarı- da kalmışlıkta, acı bir tatla arkamızdan gelir. Oysa yürek sevmiş geç kalmıştır terk etmeye. istek başıboş gezer göğüs kafesinde, güzel bir rüyadan uyanır gibi yaşanmış olmalıydı sevmek. Sevmişsek eğer perdenin arkasındaki görüntülere güvenmek zorundaydık. Ama hayat ya- nıltır, öyküdeki bilgede şaşırdı bilemedi aşk karşısmda ne yapacağım, çünkü aşk kanunsuz gezer içimizde, kendimizden sakınırken ruhumuz her geçitten kana- yarak geçer, anısız yaşar düşünceler. Mutlu anlar bu yüzden unutulamaz ve azdır, ömür boyu bedellenir istekle anılmaya. • Hayatın En Mııdu AnV Erendiz Atasü/ Everest Yaytnlan/140 s. SAYFA 8 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1064
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle