Katalog

kultur@cumhuriyet.com.tr CMYB C M Y B İTÜ’de animasyon, grafik kurultayı Kültür Servisi - İTÜ Maslak - Ayazağa Kampusu Elektrik Elektronik Fakültesi İdris Yamantürk Amfisi’nde bugün ve yarõn grafik, animasyon ve görüntüleme kurultayõ düzenleniyor. Elektrik Mühendisleri Odasõ, Okan Üniversitesi ve İTÜ’nün katkõlarõyla düzenlenen toplantõnõn eşbaşkanlõklarõnõ Prof. Dr. Tayfun Akgül (İTÜ), Prof. Dr. Tevfik Akgün (Okan Üniv.) ve Prof. Dr. Ergun Akleman (Texas A&M Üniv.) yapõyorlar. Saat 09.45’te başlayacak olan kurultay, Türkiye’de grafik, animasyon, oyun, görüntüleme, görsel tasarõm alanõnda çalõşan, bilgisayar ortamõnda tasarõm yapan, araç geliştiren akademisyen, öğrenci ve kuruluşlarõ buluşturmayõ, üretilen düşüncelerin sunulumu için ortam oluşturmayõ amaçlõyor. Mahmut Erdal yaşamını yitirdi Kültür Servisi - Halk müziği repertuvarõna pek çok türkü kazandõran ozan Mahmut Erdal İstanbul’da yaşamõnõ yitirdi. Erdal, bugün saat 13.00’te Yenibosna Cemevi’nde düzenlenecek cenaze töreninin ardõndan yarõn Sivas’õn Divriği ilçesinde bulunan Çamşõhõ Hüseyin Abdal Türbesi’nde toprağa verilecek. 1938 doğumlu Erdal, TRT arşivine 400’ün üzerinde eser kazandõrdõ. Erdal’õn ayrõca şiirlerinin bir bölümünü ve bazõ görüşlerini topladõğõ “Yine Dertli Dertli İniliyorsun” ve “Bir Ozanõn Kaleminden” adlõ kitaplarõ bulunuyor. Kültür Servisi - Geçen pazar yaşamõnõ yitiren edebiyat eleştirmeni, usta yazar Füsun Akatlı, dün Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde düzenlenen törenin ardõndan Teşvikiye Camii’nde kõlõnan öğle namazõ sonrasõnda Çengelköy Mezarlõğõ’nda toprağa verildi. Dostlarõ, öğrencileri, sevenleri ve kültür sa- nat dünyasõndan pek çok ismin katõldõğõ tören- de Füsun Akatlõ’nõn yaşamõna, edebiyat, felsefe alanõndaki çalõşmalarõna değinen konuşmalar ya- põldõ. Törende Akatlõ’nõn özgeçmişini ve ya- põtlarõnõ ise kurucusu olduğu Yeditepe Üni- versitesi Tiyatro Bölümü öğrencilerinden Yiğit Sertdemir ile Tolga Yeter okudu. Konuşma- larda ise son dönemde gazetemizde “Zaman- sız Yazılar” başlõklõ köşesinden okura seslenen Akatlõ’nõn aramõzdan ayrõlõşõ “zamansız” ola- rak nitelendi. İlk olarak Ayşenil Şamlıoğ- lu’nun söz aldõğõ törende Akatlõ’nõn kõzõ Zey- nep Altıok, Tarık Günersel, Doğan Hızlan, Orhan Alkaya, Selim İleri, Hilmi Yavuz, Yek- ta Kopan, Dilek Doltaş, İoanna Kuçuradi ve Enver Aysever de yaptõklarõ konuşmalarla Füsun Akatlõ’nõn yazõn ve sanat dünyamõzda- ki yerinden ve öneminden bahsettiler. ZEYNEP ALTIOK (kızı) Acõyla, sevgiyle, kahramanca şu omurgasõz- lar dünyasõnda, tüm acõlara ve adaletsizliklere karşõ ilkelerinden ödün vermeden dimdik yaşadõ. Çok güçlü, bir o kadar da kõrõlgan ve narin bir insandõ. Hayranlõk uyandõracak kadar keskin ze- kâsõyla hayatõn belki de büyük bir bölümünü kaplayan mizah gücü sayesinde daima anla- maya çalõşan, affeden ve adil oldu. Füsun Akatlõ, belli mevkilere gelmek için ödün vermedi, boyun eğmedi, çõkar gütmedi, talep etmedi. Her zaman duru, kendi gibi ol- mayõ, sevgi dolu yaşamõ seçti. LEYLA ERBİL (yazar) Güvenin, bilginin, dürüstlüğün, dik duruşun kõ- zõydõ. İnce üslup sahibi ender yazarlardandõ. Bu põrõl põrõl insan bence kanserden ölmedi. Füsun bu ülkenin tüm gerçek aydõnlarõ gibi, kendilerine ra- hat yüzü göstermeyen bir sistemin, o sistemin amansõz güçlerinin verdiği yorgunluktan, bu top- lumun içine düşürüldüğü yeni ortaçağ kafasõnõ seyretmekten öldü. Sivas’ta eski eşi Metin Al- tıok ve 35 cana kõyõlmasõ vahşetine dayanama- dõğõ için öldü. Kanlõ 1 Mayõs’larõ, yargõsõz in- fazlarõ seyretmekten öldü... SELİM İLERİ (yazar) Füsun’un yaradõlõşõnõn, dostluğunun vazgeçil- mez bir yanõ vardõ. Füsun Akatlõ’yõ bana sorarsanõz kendisi bir şairdi. Kendisi de bütünüyle şiirden iba- ret bir insandõ. HİLMİ YAVUZ (yazar) Gittikçe artõyor yalnõzlõğõmõz. O, Türkiye’nin müstesna entelektüellerindendi, benim de küçük kõz kardeşimdi. AYŞENİL ŞAMLIOĞLU (ŞT Genel Sanat Yönetmeni) Bizim kuşak ve ardõndan gelecek olan kuşaklar Füsun’un üretken yaşamõ sayesinde varoluşlarõmõzõ sõnamaya devam edeceğiz. İyi yolculuklar Füsun Akatlõ, yolun açõk olsun. IONNA KUÇURADİ (felsefeci) Füsun Akatlõ’nõn yaptõğõ önemli işlerin temelinde felsefi bakõşõ yer alõr. Önemli bir edebiyat eleş- tirmeni olmasõnõn ardõnda felsefeci olmasõ yatõ- yordu. Türkiye’de sanat felsefesi alanõnda ve ede- biyat eleştirisi tarihinde ayrõcalõklõ yeri vardõr. UĞUR HÜKÜM PARİS - Dünyanõn en büyük tiyatro ve gös- teri sanatlarõ buluşmasõ olarak nitelenen Avignon Festivali dün akşam 64. kez perdelerini açtõ. Esas itibarõyla “In” ve “Off” başlõklõ iki bölümden olu- şan programda yeralan yaklaşõk 1200 gösteri dõ- şõnda kentin sokaklarõnõ dolduran amatör sanat- çõ veya topluluklar Avignon’u yekpare bir sah- neye çeviriyorlar. “In” bölümü dün akşam fes- tivalin konuk “ortak yönetmen”lerinden, İs- viçreli rejisör Christoph Marthaler’in Anna Vi- ebrock ile yazdõğõ ve sahneye koyduğu “Pap- perlapapp” isimli oyunla, Papalar Sarayõ Şeref Avlusu’nda başladõ. Resmen bugün sahneye çõkacak “Off”çularsa, renkli bir geçit töreniyle Avignon sakinlerini şenlendirdi. “In” 27, “Off” ise 31 Temmuz’da perde- leri kapatacak. Savaş sonrasõnõn önde gelen sanatçõ- larõndan, devrimci oyuncu, rejisör Je- an Vilar (1912- 1971), eleştirmen ve koleksiyoncu Chris- tian Zervos ve Nazi işgaline direnişin sim- gesi şairlerden René Char’õn davetiyle oyun sahnelemek üzere Avig- non’a gelişinde kente vurulur. Dönemin en se- vilen ve angaje sinema-tiyatro oyuncusu Gérard Philipe’in de desteğini alan Vilar, Avignon’u 1947 yõlõndan itibaren Paris’in kültür ‘istibdat’õna karşõ kurtarõlmõş bölge, alternatif tiyatro/sanat me- kânõ olarak geliştirir. 1968 rüzgârlarõ Vilar ve ar- kadaşlarõnõ ‘klasik, konvansiyonel ve konfor- mist’ kõlõnca, “Off” seçeneği doğar. Bugün iki yaklaşõmdan hangisinin daha öncü, yaratõcõ ve- ya ilerici olduğunu savunmak olanaksõz. Her iki- si de her türde gösteriye açõk. Ancak resmi des- tek ve olanaklarõn çoğunluğuna sahip “In” da- ha görkemli ve iddialõ yapõmlar üreten bir prog- ram olarak genel üstünlüğünü sürdürüyor. 2004’ten sonra yönetimi daha kolektifleşen fes- tivali artõk tek seçici değil, iki seçici götürüyor. Zaman zaman ağõr eleştirilere maruz kalan Hor- tense Archambault ve Vincent Baudriller ikilisi 2004’ten bu yana her yõl farklõ bir veya iki “Ortak” sanatçõyla program hazõrlamaktalar. Thomas Ostermeier, Jan Fabre, Josef Nadj, Frédéric Fisbach, Valérie Dréville ve Romeo Castellucci, Wajdi Mouawad’õn ortaklõkla- rõndan sonra bu yõl ikinci kez iki sanatçõ, Fran- sõz çevirmen, yazar Olivier Cadiot (54) ve İs- viçreli tiyatro yönetmeni Christoph Martha- ler’in (58) oyunlarõ ve tercihleri “In”e yön ve- riyor. Ancak tam da bu nedenle 2010 buluşmasõ bir kez daha, festivalin geleneksel bir tiyatro sana- tõ mekânõ olmasõnõ savunan katõksõz veya klasik tiyatro taraftarlarõyla, Avignon’u bir deneme sah- nesi olarak görenler arasõnda ciddi bir çatõşma are- nasõ olmaya aday. Zira bu yõlõn konuklarõ müzikal yöneten ve yazan tiyatrocular. Örneğin Olivier Cadiot’un son romanõ ve eylülde yayõmlanacak yeni kitabõ festivalin resmi prog- ramõnda Ludovic Lagarde yönetiminde müzikal bir biçimde sahneye uyarla- nacak. Franz Kafka’nõn “Dava”sõ, Robert Mu- sil’in “Niteliksiz Adam”õ operalaştõrõlacak. Festivalde geçen yõl yitirdiğimiz ünlü Alman koreograf Pina Bausch anõsõna “Ballets C de la B” isimli topluluk “Out of Context For Pina” başlõklõ bir gösteri hazõrlamõş. Ünlü Sõrp-Fransõz dansçõ Josef Nadj Macar kökenli cazcõ Akosh S. eşliğinde, Fransõz rockçõ Ru- dolphe Burger, çağdaş müzik bestecisi Pascal Dusapin özgün yapõmlarõyla bu şenliğin en il- gi çekecek ‘müzikal’ gösterilerini sunmaya adaylar. Avignon’da ilk kez bir oyun sahnele- yecek İspanyol Angélica Liddell veya Quebec’li Julie Andrée T, Fransõz Gisèle Vienne, Belçi- kalõ Flaman Cindy Van Acker, yine Belçikalõ Anne Teresa ve Alman Silke Mansholt gibi ka- dõn yönetmenlerin eser ve performanslarõ merakla bekleniyor. Festivalin bir başka özgünlüğü de Türkiyeli sa- natçõ Sarkis’in varlõğõ. Bu seneki şenliğin “In” bölümündeki tek klasik tiyatro eseri olarak ka- bul gören Shakespeare’in “II. Richard’ın Tra- jedisi” başlõklõ piyesinin senografisi (sahne ta- sarõmõ) Sarkis’in elinden çõkmõş. Jean-Baptis- te Sastre’õn yönettiği oyun 20-27 Temmuz ta- rihleri arasõnda festivalin kapanõş oyunu olarak sahnelenecek. DÜNYANIN ÖNDE GELEN TİYATRO BULUŞMALARINDAN AVİGNON FESTİVALİ PERDELERİNİ AÇTI Avignon’da sahne zamanõ SAYFA CUMHURİYET 8 TEMMUZ 2010 PERŞEMBE 18 KÜLTÜR İSTANBUL CAZ FESTİVALİ’NDE BUGÜN Kültür Servisi - Daha önceki caz festival- lerine konuk olan iki isim, Stanley Clar- ke ve Hiromi, 17. Uluslararasõ İstanbul Caz Festivali’nde bu kez aynõ sahnede, bu- gün saat 21.00’de Arkeoloji Müzesi av- lusunda buluşuyorlar. Sağ el tekniğiyle ta- nõnan Clarke, ilk nesil fusion bas gitarcõ- lardan. Bestelerinde caz, progresif rock ve klasik müziği bir araya getiren Hiromi ise enerjik sahne performansõyla tanõnõyor. Bu iki isme, tuşlu çalgõlarda Ruslan Sirota ve davulda Ronald Bruner Jr. eşlik edecek. Bu akşam saat 22.30’da Salon’da ise “European Jazz Club” konserleri kap- samõnda İmer Demirer Quartet ve En- rico Rava birlikte çalacaklar. ClarkeveHiromi bukezaynısahnede Kültür Servisi - İstanbul Sanat Fua- rõ-ARTİST 2010, bu yõl 20. yaşõnõ birçok etkinlikle kutlamaya hazõr- lanõyor. TÜYAP Tüm Fuarcõlõk Yapõm AŞ tarafõndan 30 Ekim-7 Kasõm tarihleri arasõnda TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde dü- zenlenecek fuarõn bu yõlki temasõ “Görünmeyen İstanbul” olarak belirlendi. Fuar açõlõşõnda verile- cek “Onur Ödülleri”nden “Sa- natçı Onur Ödülü” heykeltõraş Ali Teoman Germaner’e, “Eleş- tirmen Onur Ödülü” Prof. Dr. Ayla Ödekan’a, “Koleksiyoner Onur Ödülü” İpek ve Ahmet Merey’e, “Sanatsever Kurum Onur Ödülü” ise Baksõ Müze- si’ne layõk görüldü. Sanatseverleri, “kentin bin yıllarla örtülü sırlarını, görünenler için- deki görünmeyenleri keşfetmek, ortaya çıkarmak için” sanatçõla- rõ İstanbul’a odaklanmaya ve bir kez daha bakmaya çağõran fuara ayrõca ilk kez Hollanda’dan Ba- ğõmsõz Grup ve Sanat İnisiyatifle- ri de katõlacak. Yaklaşõk 25 bağõmsõz sanat grubunun katõlacağõ inisiyatifler arasõnda BasementArtProject.com, IR- FAK, M4gastatelier, Palatti, 1646, Hup Hup, Noordkaap, KuS, European Exchange Academy (EEA) bulunduğu gruplarõn işleri- ni sergilerken çeşitli etkinliklerle güncel sanatõ tartõşmaya açacak. DT ve DOB’ye ‘performansa dayalõ sistem’ geliyor EDEB İYA T ELEŞTİRMENİ, USTA YAZAR FÜSUN AKATLI SON YOLCULUĞUNA UĞURLANDI SELDA GÜNEYSU ANKARA - Kültür ve Turizm Bakanlõğõ, Devlet Tiyatrolarõ (DT) ile Devlet Opera ve Balesi’ne (DOB) “Perfor- mansa dayalı sistem” getirmeye ha- zõrlanõyor. Sistem, sanatçõlarõn sabit maaşõnõn yanõ sõra, bir yõlda gösterdik- leri performans üzerinden teşvik ücreti almalarõnõ öngörüyor. Kültür ve Tu- rizm Bakanõ Ertuğrul Günay’õn daha önce işaretini verdiği proje için bakan- lõkta çalõşmalar tamamlanma aşamasõ- na geldi. Buna göre, DT ve DOB’ye bağlõ, yõlda en az bir yapõmda görev alan tüm sanatçõ- lara yõlda iki veya dört kez verilen teş- vik ücretleri kalkõyor. Teşvik ücretleri- nin yerini “performans ücreti” alõyor. Yani sanatçõlar bundan sonra bir yõlda sergiledikleri performans üzerinden teşvik ücreti alacak. Sistemin bir yõlda daha fazla oyunda görev alan ve almayan sanatçõlar arasõnda “adil bir uygulama” getireceği belirti- lirken sistemle birlikte “yapımlarda görev almak istemeyen sanatçıların önüne bir set çekeceği” vurgulanõyor. Ancak uygulama pek çok tartõşmayõ da beraberinde getiriyor. Sistemi, DT ve DOB’nin bölgelerdeki sa- natçõlarõ desteklerken büyük şehirler- deki sanatçõlar tepki gösteriyor. Çünkü bugün DT ve DOB’ye bağlõ bölge sah- nelerinde, “sanatçı azlığı” nedeniyle bir sanatçõ birden fazla yapõmda görev almak durumunda kalõyor. Oysa Anka- ra, İstanbul, İzmir gibi büyük şehirler- deki sanatçõ ve yapõm sayõsõnõn fazla olmasõ sebebiyle sanatçõlar genellikle bir yapõmda görev alõyorlar ve bu ya- põmlar da ayda en fazla 2 hafta sahne- leniyor. Bazõ sanatçõlar, teşvik ücretle- rinin bir yõl içinde herhangi bir yapõm- da görev almayan sanatçõlara zaten ve- rilmediğini belirterek sistemin “saç- ma” olduğu görüşünde. ‘Görünmeyen İstanbul’u keşif’ İSTANBUL SANAT FUARI-ARTİST 20 YAŞINDA Christoph Marthaler ve Olivier Cadiot Füsun Akatlı için dün Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde tören düzenlendi. StanleyClarke