28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B 8 TEMMUZ 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Birlikte Yaşamak Zorundayız Hiç kıvırtmama adına, herkes, her şeyi, kimileri biraz da karnından atarak konuşuyor ya... “Birlikte yaşamak zorunda mıyız?” sorusu üzerinden bir tartışma da açıldı ya... İşte bu soruya içinden ya da açık olarak her kim ki olumsuz yanıt vermeyi aklının ucundan dahi geçiriyorsa... Bu olumsuz düşünce sahiplerini “insan hakları, düşünce özgürlüğü adına, aslında bal gibi de ırkçılık, ayrımcılık yaparak, ister Türkçülük, isterse Kürtçülük yapıyor olsun, benim için hiç fark etmiyor, kendi savunduğu ırktan halkın haklarına da bilerek ya da bilmeyerek ihanet içindedir...” yargısı ile suçlamak isterim. Dünyanın en gelişmiş çokkültürlü toplum modelini uygulamaya çalışmış Tito Yugoslavya’sında doğmuş, Avrupa’nın göbeğindeki anavatanında çokkültürlülüğü yaşayabilmiş, ama iç ve dış odaklı ırk ve din eksenli ayırmcılıklar nedeniyle birbirlerine kırdırılmış, kanları akıtılmış ülkenin halklarının dramına, travmasına, bugününe yakından tanıklık eden biri olarak, ayrımcılık ekseninden soru sorulması, düşünce üretilmesine bile isyan ediyorum. Aşk evliliklerini başlatmak hep çok güzel, büyülüdür ama insanca boşanabilmeyi becermek, kırıp dökmemek, hele ortada sevgileri, yükümlülükleri paylaşılacak çocuklar, mal mülk de varsa, araya kıskançlıklar, kimlik sorunları girmişse çok zordur. İkili ilişkide çok zor olan insan gibi, insanca ayrılma işinin içine milyonlarca insan, paylaşılacak topraklar, çıkarlar girmişse, dışardan daha da büyük emperyal çıkarlar parmak sokmuşsa, çok can yakılmış, çok kan dökülmüş, çok hak yenmişse.. çok daha zordur... Geçen yıl Balkan Felsefecileri Kongresi’ne katılan Yunanlı profesör, günümüzün vebası olarak nitelendirilebilecek kavram kargaşası, değerler erozyonu, gerçek insan hakları standartlarının çiğnenmesi sonucu; ırkçı, dinci ayrımcılıklarla insan haklarında yaşamakta olduğumuz travmanın boyutlarından duyduğu kaygıyı paylaşırken; “AB üyesi, demokrasinin geçerli olduğu Yunanistan’da biz öylesine bir çarpık noktaya geldik ki... Her an Yunan-Arnavut-Makedon ya da Ortadoks-İslamcı olarak birbirimizi kesip biçebilecek bir gerilimin, cepheleşmenin tuzağındayız...” diyordu. Söz benim doğduğum, şimdi sözde bağımsız devletçik olan Kosova’ya gelince, göbeğinde, Priştine’nin merkezinde yükselen dünyanın en büyük ABD üssü için “Uzaydan Çin Seddi’nden sonra gözüken en büyük yapılaşma” tanımını yapıyordu. Çokkültürlü toplum modeli olarak AB’nin içinde yer alacakken ortalama 2 milyoncuk devletçikler olarak 9 parçaya bölünmüş eski Yugoslavya topraklarında şimdilerde hepsi de çok yoksul, yoksunluk içindeler. Dökülen kanlar, beslenmiş düşmanlıklardan sonra, çağlar gerisine sürüklenmiş yaşamlarında, hani çok pompalanmış özgür devletlerin eseri yok. Farklı ırklar, dinler üzerinden birbirlerini kesip biçmiş insanların birlikte, uygarlık içinde yaşayacak halleri olacak değil ya... Hangisi, hangi ırk ve din ekseninden kurdurulmuş özgür devletçik sayılıyorsa, orada ırkçı ve dinci ilkel, bağnazlık, düşmanlık diz boyu... Ötekiler için yaşam hakkı olmadığı gibi, yaşam hakkı olanlar için de insanca yaşam koşulları yok... Ben, en çok içinden geldiğim Kosova’yı, Kuzey Irak’ta kurdurulan Kürdistan devletçiğinin bir küçük modeli olarak görüyorum. Bir zamanlar her ırk ve dinden çocukların birlikte aynı okullarda özgürce kendi dilleri, inançları ile okudukları, aynı bahçeyi paylaşarak oynadıkları okullarda ötekilerin çocukları yok. Sırplar Kosova’yı nerede ise toptan terk etmek zorunda kaldılar. Aynı dinden azınlıkta kalan Müslüman Türkler hızla Arnavutların asimilasyonunda yok oluyorlar. ABD’nin dev üssü dışında, ekonomisi tüketilmiş, bağımsız var olamayacak kadar küçücük ülkede; mafya, pazar düzeninde savaşta yurtdışına kaçmışların gönderdikleri paralar, mafya gelirleri, kirli pazar ekseninde bir yaşam söz konusu... Katliamlarda baş sorumlu tutulan Sırbistan halkı en çok, göreceli AB’nin korumasında zengin Hırvatistan, Slovenya’da bile halklar iç geçirerek Tito dönemini, barış içinde yaşam koşullarını özlemle anımsıyorlar. Aslında gizliden gizliye mafya ekonomisi ekseninde ticari ilişkiler sürüyor. Çünkü ayrı ayrı yaşayabilme ölçeğinde bile ayakta durulamıyor... Ancak o kadar ağır, acı, taze düşmanlıklar, yaşanmışlıklar var ki... Tarihin hesaplaşması içinde birbirlerine kırdırılmış, ırk-din ayrımcılığı vebasında çatıştırılmış insanları asla devlet olamayacak, ayakta duramayacak devletçiklere ayırdıktan, parçaladıktan sonra; yeniden aynı köyleri, kentleri, bölgeleri paylaşarak sahte devletçiklerden kurtularak gerçek devlete doğru yöneltecek değerleri, gücü bulmak gerçekten çok zor... Neyse ki çağın vebası tuzakların gücüne karşın, bu ülkenin çoğunluğunun birlikte yaşama iradesi çok güçlü. Anadolu aydınlanmasının üzerine Cumhuriyet devrimleri ile eklemlenmiş çimentosu çok sağlam. İnsanca yaşamın sihirli anahtarının birlikte yaşama zorunluluğu ile olan ilişkisi bilinçlere kazılı, çakılı duruyor... [email protected] ‘Teğet geçti’ denen Türkiye, OECD üyeleri arasõnda yüzde 14.2 ile üretim kaybõnõn en fazla yaşandõğõ ülke oldu Kriz en fazla bizi vurduEkonomi Servisi - Son kriz döneminde Tür- kiye yüzde 14.2 ile OECD ülkeleri arasõnda üre- tim kaybõnõn en fazla yaşandõğõ ülke oldu. Tür- kiye’yi yüzde 8.9 ile Meksika ve yüzde 8.8 ile Rusya Federasyonu izlerken OECD’deki genel üretim kaybõ yüzde 4.6 olarak belirlendi. Ekonomik İşbirliği ve Kalkõnma Teşkilatõ’nõn (OECD) “2010 İstihdam Görünüm Raporu” açõklandõ. Küresel krizin emek piyasasõ üzerin- deki etkisinin incelendiği raporda, “Krizin etkisi en fazla, ekonomik büyümedeki yavaşlamanın OECD ortalamasının iki katından fazla ger- çekleştiği Türkiye ve Rusya’da görüldü. La- tin Amerika ülkeleri ve Güney Afrika’da ekonomik etki OECD ortalaması kadar ya da biraz daha fazla gerçekleşti. Yükselen Asya’da ise ekonomik etki OECD bölgesinden önem- li ölçüde düşük meydana geldi” denildi. Reel kazançlarda “dönemsel ayarlamala- rın” OECD ortalamasõyla kõyaslandõğõnda, Mek- sika, Rusya Federasyonu, Güney Afrika ve Tür- kiye gibi yükselen ekonomilerde görece önem ka- zandõğõ belirtilirken özellikle Türkiye’de reel ka- zançlarõn ortalama çalõşma saatlerinde önemli dü- şüşlerden etkilendiği belirtildi. Gelişmekte olan ülkelerdeki işçilerin, gelişmiş ülkelerdekilere göre şoklara karşõ korunmasõz kaldõğõ, krizin sos- yal etkisinin yükselen ekonomilerde daha şiddetli olduğu ifade edildi. Raporda, “İstihdam ve sosyal politikalar emeğin yaygın kayıt dışılı- ğına bağlı olarak dargelirlilere daha sınırlı ula- şıyor ve bu kesimleri koruma etkisi de daha sınırlı gerçekleşiyor” denildi. İşsizler ordusu büyüyor Rapora göre, OECD genelinde işsizlik 2007’de ulaştõğõ son 28 yõlõn en düşük oranõ olan yüzde 5.8’den, 2010’un ilk çeyreğinde savaş sonrasõ- nõn en yüksek rakamõ olan yüzde 8.7’ye çõktõ. Oran OECD ülkelerinde krizden beri ek 17 mil- yon kişinin işsizler ordusuna katõlmasõ anlamõ- na geliyor. OECD’de 47 milyon işsiz bulunuyor. Tahminler 2008-2009 durgunluğunun işsizliğe et- kisinin, savaş sonrasõ ilk en büyük durgunluk olan 1973’teki petrol şokunu izleyen dönemle karşõ- laştõrõlabilir olduğu anlamõna geliyor. Raporda, “Son ekonomik tahminler işsizliğin zirvesine ulaştığını gösteriyor, ancak yavaş bir şekilde düşecek ve 2011’in sonunda hâlâ yüzde 8’in üzerinde olacak” denildi. 2007-2009 arasõnda işsiz kalanlarõn sayõla- rõ ise şöyle: ABD 7 milyon 988 bin, İspanya 2 milyon 415 bin, Türkiye 916 bin, Meksika 902 bin, Japonya 830 bin, Fransa 629 bin, İtal- ya 482 bin, Kanada 473 bin, OECD toplamõ 16 milon 923 bin, AB 5 milyon 396 bin, Av- ro bölgesi 3 milyon 915 bin. OECD’nin İstihdam Raporu, büyüme masalõnõn yaldõzõnõ döktü. Rapora göre son krizin emek piyasasõndaki etkisi diğer üyelerden çok daha fazla oldu. Gençler arasõndaki işsizlik oranõ yüzde 25.3’e ulaştõ. Durgunluk, alõşõlagelmiş işsizlik artõş rakamlarõnõ yükseltti. GLOBAL FINANCE Akbank, 6’ncı kez ‘en iyi’ seçildi Kamu-Sen, KESK ve Memur-Sen bu yõl da toplu görüşmeler için yetkiyi aldõ 1 milyon memur sendikalı Ekonomi Servisi - Akbank, ün- lü finans dergisi Global Finan- ce’õn değerlendirmesinde 6’ncõ kez “Türkiye’nin En İyi Banka- sı” seçildi. Bankadan yapõlan açõklamaya göre, merkezi New York’ta bulu- nan Global Finance dergisinin 22 ülkede düzenlediği “Orta ve Doğu Avrupa’da Gelişmekte Olan Pi- yasaların En İyi Bankaları 2010” anketinden de “Türkiye’nin En İyi Bankası” olarak Akbank çõktõ. Değerlendirmede bankalar, var- lõklarõndaki büyüme, kârlõlõk, stra- tejik ilişkiler, müşteri hizmetleri, rekabetçi fiyatlama ve yenilikçi ürünler gibi kriterlerdeki başarõlarõ- na göre sõralanõyor. Global Finance editörleri tarafõn- dan, sektör analistleri, danõşmanlar ve kurumsal yöneticilerin katkõla- rõyla yapõlan değerlendirme sonu- cunda, Akbank, belirtilen kriterler- deki başarõlõ performansõ nedeniyle, bu yõl 17’ncisi gerçekleştirilen de- ğerlendirmede birinciliğe yerleşti. Ödüle ilişkin bir açõklama yapan Akbank Genel Müdürü Ziya Ak- kurt, Akbank’õn müşteri odaklõlõğõ, yaygõn şube ağõ, modern risk yöne- timi ve taviz vermeden sürdürdüğü en üst düzey bankacõlõk hizmetleriy- le bu ödüle layõk görüldüğünü belir- terek memnuniyetlerini dile getirdi. Akbank, 2010’da kazandõğõ “Türkiye’nin En İyi Bankası” ödülünü ekim ayõnda Washing- ton’da düzenlenecek törenle alacak. Resmi Gazete’de yayõmlanan istatistiklere göre, Memur-Sen, 376 bin 355 olan üye sayõsõnõ 15 bin 816 arttõrarak 392 bin 171’e çõkardõ. Kamu-Sen ve KESK’in üye sayõsõ ise geriledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kamu görevlileri sendikalarõnõn üye sa- yõlarõnõn açõklanmasõyla sendikalõ memur oranõ ve toplu görüşme masasõnda me- murlarõ temsil edecek sendikalar belli ol- du. 4688 Sayõlõ Kamu Görevlileri Sen- dikalarõ Kanunu Gereğince Kamu Gö- revlileri Sendikalarõn Sayõlarõ ve Konfe- derasyonlarõn Üye Sayõlarõna İlişkin 2010 Temmuz İstatistikleri Hakkõnda Tebliğ, Resmi Gazete’nin dünkü sayõsõnda yayõmlandõ. Üyesi olmayan veya üye bil- diriminde bulunmayan sendikalara ista- tistikte yer verilmedi. Toplam çalõşan kamu görevlisi sayõsõ, bildirimde bulunan kamu kurum ve ku- ruluşlarõnõn bildirimlerine göre oluştu- ruldu. Buna göre, toplam 1 milyon 767 bin 737 memurun, 1 milyon 23 bin 362’si sendikalara üye bulunuyor. Sen- dikalõ memur oranõ yüzde 57.89’a karşõ- lõk geliyor. Geçen yõlõn temmuzunda ise bu oran yüzde 57’ydi. Görüşmeler ağustosta Ağustosta yapõlacak toplugörüşmeler- deki yetkili konfederasyon ve sendikalar da belli oldu. Buna göre, geçen sene en çok üyeye sahip konfederasyon durumuna gelen Memur-Sen, 376 bin 355 olan üye sayõsõnõ 15 bin 816 arttõrarak 392 bin 171’e çõkardõ. Böylece Memur-Sen, bir kez daha yetkili konfederasyon olarak top- lugörüşme masasõnda memurlarõ temsil etme hakkõnõ kazandõ. Türkiye Kamu-Sen ve KESK ise Me- mur-Sen’in aksine üye kaybetti. Türkiye Kamu-Sen’in üye sayõsõ 6 bin 390 aza- larak 369 bin 600’e geriledi. Konfede- rasyona bağlõ Türk Sağlõk-Sen ise üye sa- yõsõnõ 2 bin 59 arttõrdõ. KESK’in üye sayõsõ da 5 bin 218 ge- rileyerek 219 bin 195’e düştü. Bu üç kon- federasyonun dõşõnda BASK’õn 3 bin 628, Hür Kamu-Sen’in 8, Birleşik Kamu- İş’in 21 bin 731, Hak-Sen’in 3 bin 60 üye- si bulunuyor. Herhangi bir konfederas- yona bağlõ olmayan sendikalar ise 11 bin 88 üyeye sahip. Toplugörüşmelerde me- murlarõ temsil edecek 11 hizmet kolun- da yetkili sendikalarõn 5’i Memur-Sen’e, 5’i Türkiye Kamu-Sen’e, 1’i KESK’e bağlõ bulunuyor. Ekonomi Servisi - Japon NKSJ Holdings iştiraki Sompo Japan Insurance, Fiba Si- gorta’nõn yüzde 100 hissesini satõn aldõ. Fi- ba’nõn tamamõnõn 122 yõllõk Sompo Japan’a 485 milyon lira bedelle satõlmasõ için gerekli izin ve işlemlerin ekimde tamamlanmasõ bekleniyor. Fiba Holding Yönetim Kurulu Başkanõ Hüsnü Özyeğin, ilgili toplantõda “Yurtdı- şındaki finansal faaliyetlerimizde de Sompo’yla yakın ilişkiler içinde olmayı planlıyoruz. Rusya ve Romanya’da da si- gorta şirketlerimiz var. İki ülkede Som- po’nun da desteğiyle ürün gamımızı ge- liştirmeyi planlıyoruz” dedi. Fiba Sigorta’nõn satõşõndan elde edilecek gelirin enerji, perakende gibi mevcut yatõ- rõm alanlarõna gideceğini ifade eden Özye- ğin, “En büyük yatırımımızı Özyeğin Üniversitesi’ne yapıyoruz. Perakendede yurtiçinde ve yurtdışında mağazalar açı- yoruz. Enerjide yatırımlarımız var. Şu an- da yatırımlarımız olan alanlarda büyü- meye devam edeceğiz. Yeni bir sektöre girmeyi düşünmüyoruz” diye konuştu. Sompo Japan CEO’su Takashi Oiwa da Türkiye’de sigorta sektöründe pazar payõ- nõ büyütmek peşinde koşmadõklarõnõ, şu an- da kendileri için önemli olanõn kârlõlõğõ sür- dürmek olduğunu söyledi. Oiwa, “Fiba Sigorta’nın hisselerinin yüzde 100’ünü satın alma kararı aldık. Şu andaki yönetim son derece kaliteli ve başarılı. Genel Müdür Recai Dalaş’ın eki- bi bu nedenle bu birleşmeden, bu satın al- madan sonra yönetimde kalmaya de- vam edecek” dedi. Oiwa, gelecekte da- ha çok Japon şirketinin Türkiye’ye il- gi göstereceğini belirterek Türki- ye’de daha çok hayat dõşõ sigortaya odaklanacaklarõnõ ifade etti. Japon sigorta sektörünün en büyük 2. şirketi olan Sompo Japan’õn, dün- ya genelinde 49 bin 430 acente ve 17 bin 42 çalõşanõ bulunuyor. Ekonomi Servisi - Yeşilköy pazarında stant açan Vatan Bilgisayar, fiyatları 500 ile 2 bin 500 TL arasında değişen dizüstü bilgisayarları, vatandaşların beğenisine sundu. Vatan Bilgisayar Genel Müdürü Hasan Vatan (yukarıda), dizüstü bilgisayarların pahalı ürünler olduğu yönündeki yanlış inancı kırmak ve herkesi bilgisayar sahibi yapmak amacıyla böyle bir etkinlik düzenlediklerini ifade ederek, “Artık fiyatlar pazara düştü, biz de pazarda olmamız gerekir diye düşündük” dedi. Stantlarında yaklaşık 30 ürünün yer aldığını dile getiren Vatan, pazarda satılan tüm ürünlerde anlaşmalı kredi kartına 5 taksitte yüzde 20, 12 taksitte veya nakitte yüzde 18 KDV indirimi uygulanacağını kaydetti. Pazar ziyaretçilerine “Gel vatandaş, notebook’a gel” diye seslenen Vatan, herkesin dizüstü bilgisayar sahibi olmasının ne kadar kolay olduğunu göstermeye çalıştı . Boz Group Jennifer’ı bekliyor ŞEHRİBAN KIRAÇ GİRNE - İnşaat sektöründe altyapõ, konut, mari- na, stadyum gibi alanlarda faaliyet gösteren Boz Gro- up, 220 milyon dolarlõk yatõrõmla ilk turizm hamle- sini Kuzey Kõbrõs’ta gerçekleştirdi. Cratos Premium adõ verilen otele açõlõş kapsamõnda Jennifer Lopez’i getirmeye hazõrlanan grup eğlence, kumar ve spa üç- lüsünü bir arada sunarak Kõbrõs’õ Akdeniz’in Las Ve- gas’õ haline getirmeyi hedefliyor. Boz Group Yönetim Kurulu Başkan Yardõmcõsõ Murat Bozoğlu otelin ada genelinde yapõlan en büyük yatõrõm olduğunu belir- terek “Jennifer Lopez’in konseri Güney Kıb- rıs’ın da tanınmasını sağlayacak. Biz bu oteli ba- rış ve kardeşlik adına açıyoruz. Türkiye’den ge- lecek turistten sonra bizim ikinci hedefimiz Rum tarafından gelecek misafirleri ağırlamak. 24 Temmuz’daki gala gecesine 100 kadar Rum ta- rafından misafir davet ettik. Mikanos Adası’ndan özel jetiyle gelecek misafirlerimiz var” dedi. Jennifer Lopez’e konser karşõlõğõ 2 milyon dolar ödeneceği haberlerinin sorulmasõ üzerine Bozoğlu, “Rakamla ilgili bir şey söylemek istemiyorum an- cak biz Lopez ile bir paket anlaşması yaptık. Rek- lam yüzümüz olabilir ileride. ABD’de tanıtım amaçlı uygulamalar olabilir” diye konuştu. 24 Tem- muz’da yapõlacak gala gecesinin yõldõzõ Lopez, ay- nõ gece 41’inci yaşgününü de kutlayacak. Ekonomi Servisi - İstanbul’da bir hafta boyunca moda rüzgârla- rõ estirecek olan İstanbul Moda Haftasõ (Istanbul Fashion Week- IFW), 25-28 Ağustos tarihleri ara- sõnda İstanbul Teknik Üniversite- si (İTÜ) Taşkõşla binasõnda ger- çekleştirilecek. Geçen yõl modanõn yüzü olarak Türkiye’ye getirilen, ancak yoğun il- gi ve kalabalõk nedeniyle defile için kurulan çadõrdan apar topar kaçan Meg Ryan’õn yerine bu yõl daha çok kaprissiz ve erkek modeller üzerin- de duruluyor. İstanbul Hazõrgiyim ve Konfeksiyon İhracatçõlarõ Birli- ği’nin (İHKİB) organizasyonu, İs- tanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansõ’nõn deste- ğiyle gerçekleştirilecek olan İstanbul Moda Haftasõ ile ilgili düzenlenen basõn toplantõsõnda konuşan İHKİB Başkanõ Hikmet Tanrıverdi, “İstanbul’u Londra, Milano, Paris ve New York gibi moda baş- kentleri arasına sok- mak hedefiyle yola çıktık. İstanbul’u 2023 yılına kadar dünya moda baş- kentleri arasına so- kacak hamleleri ya- pacağız” dedi. ANKARA (AA) - Kayõt dõşõ ekonomiy- le mücadele amacõyla akaryakõtta onli- ne takip sistemi kuruluyor, yazarkasa- larõn POS cihazlarõyla birleştirilmesi için de çalõşma yürütülüyor. Maliye Bakanlõğõ, Kayõt Dõşõ Ekonomiyle Mücadele Stratejisi Eylem Planõ’nõ gün- celliyor. 2011-2013 dönemine ilişkin de hazõrlõk yapõlõyor. Güncelleme ça- lõşmalarõ sõrasõnda, şu ana kadar ger- çekleştirilen konu başlõklarõnõn yanõ sõ- ra, sürekli faaliyetler de mevcut plandan çõkarõlõyor. Bu arada yeni döneme iliş- kin tedbirler için ilgili kamu kurum ve ku- ruluşlarõyla görüşmelerde bulunuluyor. Kayõt dõşõ ekonomiyle mücadeleye iliş- kin yeni taslak metin, Ekonomi Koordi- nasyon Kurulu’na götürülecek ve bura- da kesinleşecek. Ardõndan da ilgili ku- ruluşlar, kendi alanlarõyla ilgili düzen- lemeleri süratle gerçekleştirecek. Notebook’çu geldi hanııııım! KAYIT DIŞININ ÇEMBERİ DARALIYOR Fiba Sigorta artõk % 100 Japon Hüsnü Özyeğin Meg Ryan Meg Ryan’dan ağzõ yanan modacõlarõn yeni yüzü kaprissiz olacak
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle