25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Yargı erkini iktidarın emrine almayı amaçlayan anayasa değişikliği TBMM’den geçmeden önce CHP; yasanın iptalini sağlamak amacıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvuracağını açıkladı. Çankaya referandum kapısı açtı. Yasa Resmi Gazete’de yayımlandı. CHP iptal başvurusunda bulundu. İptal başvurusundan söz edildiği günden itibaren RTE, CHP ile Anayasa Mahkemesi’ne saldıran konuşmalar yapıyor. Anayasa Mahkemesi’ne sürekli başvuran CHP’yi; AKP, halk yararına çıkardığı yasaları iptal ettiren bir parti diye suçluyor. RTE’ye göre Anayasa Mahkemesi mi? Muhalefet doğrultusunda, yargıdan uzak siyasal kararlar alan bir mahkeme. Yüksek Mahkeme’ye bir de ad taktı: Anayasa Muhalefet Partisi! Tabii yandaşlar gün geçirmeden önderlerinin çizdiği yolda yürümeye başladılar. İlk kampanya: “Millet siyaset yapan yargının asli görevine dönmesini sağlayacak görevi AKP’ye verdi. AKP anayasada gereken değişiklikleri yaptı. Anayasa Mahkemesi muhalefet ve muhalefet koşutundaki yargı, yargı erkini gerçek konumuna dönüştürmeyi amaç edinen anayasa değişikliğini iptal ederse… milletin kararına ters düşecek!” 70 milyon, elli milyona yakın seçmen… ne zaman hangi yöntemle bu görevi AKP’ye vermişti? Bu esrar hâlâ çözümlenmedi. Yandaşlar Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararını reddetmesini sağlayacak nedenler araştırmayı sürdürdüler. Önce Anayasa Mahkemesi’nin iptal başvurusunu anayasadaki görev tanımına göre esastan görüşemeyeceği tartışması başlattılar. Bu konuda istedikleri sonucu alamayacaklarını anladıkları sırada… birden ortaya çıkarılan “dinlemeye takılan bir telefon” görüşmesine can simidi gibi sarıldılar. Anayasa Mahkemesi üyesi Fulya Kantarcıoğlu’nun kimi telefon görüşmelerinde CHP başvurusuna olumlu baktığı ve böylece ihsas-ı reyde bulunduğu… …böylece konunun Yüksek Mahkeme’de görüşmelerine katılmayacağını, oy kullanmasının hukuksal açıdan olanaksız olduğunu savunmaya başladılar. Devam ediyorlar. Bin dereden su getirerek hatta işlerine gelmediğinde yerden yere vurdukları Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden de hukuksal ilkeler sıralıyorlar. Çabalarının içyüzünü bilmeyenler, AKP ve yandaşlarının ulusal ve uluslararası hukukun gözde savunucusu konumunda görev yapar görünmelerini kuşku yok alkışladı. Oysa çabaların hukukla gugukla ilgisi yok. Yüksek Mahkeme’nin HSYK ve Anayasa Mahkemesi’yle ilgili iki maddeyi iptal etmesinin, geri kalan maddeleri referanduma götürmeye olanak sağlamasının önünü kesmek istiyorlar. Bu amaca varmak, anayasa değişikliklerinde Anayasa Mahkemesi’nin bu veya benzeri bir karara varabilmesi için kararın 4’e karşı 7 oyla alınması koşulunu öne sürüyor; bu tartışmalı gerekçeyle Fulya Kantarcıoğlu’nu oylama dışında bıraktırmaya çalışıyorlar. Özledikleri sonuca varabilirler, Kantarcıoğlu iptal olayında oy veremese… karar 5’e karşı 6’yla geçersiz olacak. Tabii akla bir soru geliyor: AKP yandaşları yedi üyenin iptal oyu kullanacağını nereden biliyorlar? Dün gece saat 20.30’a kadar günlerdir ve dün gün boyunca süregelen bu yorum ve değerlendirmelere Anayasa Mahkemesi noktayı koydu: Paketin tümünün iptali reddedildi ancak Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ile Anayasa Mahkemesi’ne pakette öngörülen üye seçimiyle ilgili fıkralar iptal edildi. 12 Eylül’de referandum! SAYFA 8 TEMMUZ 2010 PERŞEMBECUMHURİYET 10 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 8 Temmuz Oslo Y 18 Helsinki Y 21 Stockholm B 27 Londra Y 25 AmsterdamPB 23 Brüksel B 29 Paris A 31 Bonn A 32 Münih A 29 Berlin B 29 Budapeşte B 26 Madrid A 37 Viyana A 25 Belgrad B 22 Sofya PB 14 Roma A 26 Atina B 28 Zürih A 29 Moskova B 27 Aşkabat A 35 Taşkent A 36 Bakû A 33 Bişkek B 28 Tiflis A 37 Kahire A 34 Şam A 35 İstanbul Y 26 Edirne Y 24 Kocaeli Y 28 Çanakkale Y 25 İzmir B 31 Manisa B 34 Denizli B 35 Zonguldak Y 27 Sinop Y 28 Samsun Y 27 Trabzon Y 27 Giresun Y 28 Ankara Y 32 Eskişehir Y 30 Konya B 33 Sıvas B 32 Antalya B 28 Adana B 33 Mersin B 31 Diyarbakır B 41 Şanlıurfa PB 41 Mardin B 37 Siirt B 40 Hakkâri B 34 Van B 29 Kars B 30 Ülkemizin kuzey, iç ve güney kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Mar- mara, Kuzey ve İç Ege ve İç Anadolu’nun ku- zeybatısı, Batı ve Orta Karadeniz, Doğu Ka- radeniz kıyıları ile Is- parta, Hatay, Yozgat, ve Ardahan çevreleri sağanak ve gök gürül- tülü sağanak, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı Trakya’da his- sedilir derecede (5-7 derece) olmak üzere Marmara ve kıyı Ege’de azalacak. Deniz Baykal’ın istifası ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkan seçilmesiyle önü açılmış olan CHP ve yeni liderinin büyük kitlelerde umut yarattığı, AKP yandaşı veya destekçilerinin de gördüğü bir olgu. CHP ile lideri kitlelerin kendilerine bağladığı bu umuda yanıt verebilecekler mi? Bir şey söylemek için erken. Parti yeni bir örgütlenme modeli ile toptan canlanabilirse, bir şeyler yapılması olası. Yoksa tek kişinin nitelikleri ve itibarı yalnız başına yeterli değil. Gayrimenkul işlerine karışmış, her devrin muteber adamlarını, CHP’de yine ortalarda görünce insanın midesi bulanmıyor da değil. Önemli olan tabandan demokratik örgütlenmedir ki, partinin bütün kadrolarını seferber edebilecek çare de odur. Bu arada Kılıçdaroğlu’nun, olumlu iki girişimini vurgulamak, bunu yaparken de CHP Genel Başkanı’na bir gazetenin kasıtlı olduğunu sandığım, haksız davranışının altını çizmek gerek. Sayın Kılıçdaroğlu laikliğe şaşı bakanların son yıllarda gayet ustaca kullandıkları bir kozu ellerinden almaya karar vermiş olmalı ki üniversitelerde türban sorununun çözümü konusunda, toplumsal mutabakatla bir çözüm arayışına girmiş bulunuyor. Türbanın bir siyasi simge olarak “First Lady” Hayrünnisa Gül tarafından Çankaya Köşkü’ne taşındığı bir ortamda, Türkiye’nin, üniversitedeki genç kızların türbanı üzerinden laiklik konusunu tartışmasının abesliği bir süredir sırıtmaktaydı. Bu tartışmanın ve gerginliğin, laiklik karşıtları dışında kimseye yarar sağlamadığını da son yıllardaki gelişmeler göstermiş bulunmaktadır. Bu durumda artık soruna toplumsal mutabakatla bir çözüm bulunması için laikliğe bağlılığının içtenliği kuşku götürmeyen CHP’nin bir adım atması zorunluydu. Kemal Bey, bizim de son zamanlarda dile getirmeye çalıştığımız bu gerçeği açıklıkla ifade etmiş ve üniversitedeki kızlarımızın türbanı sorununa toplumsal mutabakatla çözüm arayacaklarını açıklamış bulunuyor. Ama ortada bir de Anayasa Mahkemesi’nin (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne uygunluğu AİHM’nin çeşitli kararlarıyla da tescil edilmiş) bir içtihadı var. Bu durumda, Anayasa Mahkemesi kararını, çiğnemeden, nasıl bir çözüm bulunacağı toplumsal mutabakatla kararlaştırılacaktır. Yani, Kılıçdaroğlu içten girişimiyle, çözüme katkıda bulunabilir ama sorunu tek başına çözecek sihirli formülü yok. Bu gerçek böyle bilinmesine ve CHP lideri tarafından belirtilmesine karşın Radikal’in yaptığı gerçeği yansıtamayan yayın, doğrusu meslek ahlakıyla ne derecede bağdaşmaktadır bilmiyorum. Acaba İsmet Berkan bu yayından memnun mu? AKP’nin içeriksiz, ne olduğu belirsiz “Kürt açılımı”nı eleştirirken, onun birçok açıdan eksik ve yanlış olduğunu söylemekle birlikte, yepyeni bir açılımın zorunluluğunu da vurgulamış, her partinin bu konuda politikalarını etraflı ve açık bir şekilde oluşturması gerektiğini belirtmiş, CHP’nin bunu yapan tek parti olarak, eski raporunun arkasında durup durmadığını açıklaması gerektiğini vurgulamıştık. CHP doğrusu o günlerde, raporun ardında olduğunu açıklamış ama bu açıklamasını pek yüksek sesle dile getirmediği için kamuoyunda yine de kimi tereddütlerin oluşmasını engelleyememişti. Yeni genel başkanın bu hafta içinde yeni bir “Kürt raporu” düzenlenmesi konusunda talimat verdiği haberi gazetelerde yayımlandı. CHP’nin bu yaşamsal konudaki politikasının ana çizgilerini saptayacak yeni raporun hazırlanması son derecede yerinde olmuştur. 1989 tarihli SHP raporunun temel teşkil ettiği doküman, aradan geçen 20 yılı aşkın süre içinde eskimiştir. OHAL koşullarında kaleme alınmış olan raporda öne sürülen önerilerin bir kısmı yaşama geçmiş bulunmaktadır. Bütün bu gerçeklerin ışığında, CHP’nin yeni ve günümüzün gerçeklerini yansıtan bir Kürt raporunu hazırlaması olumlu bir adımdır ve “çömeldi, çömelmedim “ tartışmasının aksine ciddi bir girişimdir. asirmen@cumhuriyet.com.tr BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI Haber İçin Mahkeme Kararı mı Gerekli? Bu köşede yazılacak tonla konu varken bir de tek- zip hakkının kötüye kullanılmasına izin veren mahke- me ve kararlarıyla ilgilenmek, doğrusu ancak kaotik bir Türkiye’de hemen hiçbir kurumda işlerin düzgün yü- rümediğinin göstergesi olsa gerek... Mustafa Helvacı adında kişi hakkında belgelere da- yalı olarak yaptığım, “Diyanet’e Sahte Doktora” ver- diğini kanıtlayan habere, Ankara 10. Sulh Ceza Mah- kemesi’nin yargıcı, “düzeltme ve cevap hakkı” kararı gön- derdi! Avukatlarmız karara mükemmel bir hukuk bel- gesiyle itiraz ettiler. Ancak itiraz reddedildi ve bugün Hel- vacı adındaki, yoğun şüpheli işlemlerin sahibi kişinin ya- nıtını yayımlamak zorunda kaldık. Mahkemenin kararı önümde; bu nasıl iş diye dü- şünüyorum. Bu mahkeme kararına göre gazeteler- deki neredeyse bütün haberlere düzeltme gön- derilebilir! Yargıç kararında, Helvacı adındaki kişinin haberi ger- çekdışı ve iftira olarak nitelendirdiğini belirttikten son- ra şu kararı veriyor: “...Gazete ve nüshaları incelendiğinde, herhangi bir mahkeme kararına dayanmadan, ilgili şahsın Diyanet İşleri’nden maaş ve harcırah aldığının belirtildiği veya sahte doktora şeklinde beyanlarla ilgilinin kişilik hakla- rına açıkça hukuka aykırı şekilde yayın yapıldığı anla- şıldığından, talebin kabulüne karar vermek gerekmiş- tir.... cevap ve düzeltme metninin yayınlanmasına...” Haberin doğru olup olmadığıyla hiç ilgilenmiyor! Bu kararı gördükten sonra, ülkemizdeki adalet sis- teminin ne kadar bozuk, kararların yanlış ve yetersiz- liklerle dolu olduğu, dosyanın belki de yeterince hiç in- celenmediği, kararların yasalara uygun olmadığı ko- nusunda kanaatlerin, önemli ölçüde doğruluk payı içer- diğini doğrulamıyor mu? Veya, yandaşlık ilişkileri, adam kayırma, tepelerden kişisel ricalar ve siyasal ilişkiler ve baskılar mı adalet sis- temimizde yürürlükte? Kararda neyin yanlış olduğu konusunda hiçbir açık- lama yok. Dediği iki şey var. O malum kişinin, Diya- net’ten para aldığı ve Diyanet’e sunduğu doktora te- zinin sahte olduğu biçimindeki iddiaların mahkeme ka- rarına dayanmadığı... İtiraz dilekçesinde, avukatlarımız, bu iki konuyu da belgeleriyle mahkemeye sundu. Birincisi, malum kişi- nin Diyanet’ten “burs aldığı”nı Diyanet de doğruluyor. Ayrıca, malum kişi de, gazetemizde yayımlanan açık- lamasında, “4.5 yıla yakın sürede 53.200 USD” aldığı- nı açıklıyor! Efendim, Diyanet’ten değil, Diyanet Vakfı’ndan bu burs parasını almış.. Parayı Diyanet ve- ya Vakfı’ndan aldığını söylüyorsa, sorun nedir? Mahkemenin ikinci gerekçesi “sahte doktora tezi” iddiası üzerine de mahkemece alınmış bir karar olma- dığı! Pardon?! İddiayı ileri süren biziz! Elimizde de belge var! Biz mah- keme değiliz... Mahkeme, sunduğumuz belgeler ara- sında bulunan, Diyanet’in yazılı talebi üzerine malum kişinin bir yazıyla Diyanet’e sunduğu ve üzerinde kos- koca “doktora tezi” yazılı belgeyi göremiyor mu? Ay- rıca “ver bakalım şu doktora tezini” diyen, parayı ve- ren Diyanet Vakfı değil, Diyanet! Biz bu doktora tezinin sahte olduğunu ileri sürü- yoruz! Dünyanın hiçbir ülkesinde ve hiçbir üniversite- sinde böyle bir doktora tezi yapılmamıştır! Belge bu- dur! Malum kişi, Diyanet’e sunduğu bu doktoranın ya- pıldığını göstermelidir... Mahkeme kararı, gazetelerde yayımlanacak habere, yasaların hiçbirinde olmayan, kafadan uydurulmuş bir gerekçe keşfetmiştir: Hakkında mahkeme kararı ol- mayan haber... Mahkeme, bu kararıyla suç işliyor, olmayan bir ya- saya göndermede bulunuyor, düzeltme ve cevap hakkının, yasaların aksine, mükemmel kötüye kulla- nılması örneğini yaratıyor! Ve gazetemizin manşetinin yanlış bir haberle işgal edil- mesine, gazetemizin ve benim itibarımla oynanması- na olanak veriyor... Bu tür gerçekdışı düzeltme haberleri giderek çoğal- dı.. Mahkemeler, bu yalan düzeltmelerin yayımlanma- sına olanak tanımamalı, belki de sanık sandalyesine otur- ması gereken kişilerin gerdan gererek kalça kırarak or- talıkta dolaşmasına “gördünüz mü mahkemece aklan- dım” cakasıyla, itibarlı gezmesine fırsat vermemeli! Bütün bunların ötesinde, basının anayasal görevi- ni yerine getirmesine, kamuoyunu gerçeklerle bilgi- lendirnesine engeller çıkartmamalı ve habere açıkça san- sür anlamına gelecek kararlar almamalı Avukatlarımız itiraz dilekçesinde diyor ki: Mah- keme, gerekçesinde, “Gazetecinin bir mahkeme kara- rına dayanması gerektiğini yani açıkça gazetecinin maddi gerçeği saptadıktan sonra haber yapması ge- rektiğini belirtmiştir... Gazetecinin maddi gerçeği araş- tırmakla yükümlü olmadığı, maddi gerçek saptandıktan sonra yayın yapılmasının kabulünün haber verme hak- kını sınırlayacağı, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarıyla sap- tanmıştır. Bu şekliyle karar açıkça usul, yasa ve içtihatlara aykırıdır. Basın özgürlüğünü sınırlandırmaktadır.” Malum kişiye duyuru: Bu düzeltme seni temize çı- kartmaz! Bu bir aklanma değildir! Gazetemizde ya- yımlanan “düzeltme metni”nde gerçekleri gizlemeye ça- lışıyorsun. Ankara Üniversitesi’nden doktora sahibi ol- duğunu belirtiyorsun ki, bu bizim konumuz hiç değil... Diyanet’ten aldığın 53.200 dolarla, “Güneş Siste- minin Mekaniği ve Ay’ın Yörünge Analizi” konusunda doktora yapmak üzere Amerika’ya Kentucky Üniver- sitesi’ne gittin mi gitmedin mi? Döndükten yıllar son- ra, Diyanet’in istemesiyle, üzerinde doktora tezi yazılı uyduruktan ve içindeki bilgilerin de çoğunun hırsızla- ma olduğunu gösterdiğim bir metin verdin mi verme- din mi? Laga luga edeceğine bunlara yanıt ver! obursali@cumhuriyet.com.tr DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN CHP’de İki Olumlu Adım Batman’õn Gercüş ilçesinde karakol inşaatõnda devriye görevi yapan time saldõrõ 1 şehit, 3 asker yaralandı DİYARBAKIR / YOZGAT (Cumhuriyet) - Batman’õn Gercüş ilçesinde karakol in- şaatõnda devriye görevi yapan time düzenlenen saldõrõda, Yoz- gatlõ er Mustafa Tekgül şehit olurken, 3 asker de yaralandõ. Gercüş’e bağlõ Vergili kö- yünün Zolatepe mevkisinde, karakol inşaatõnda devriye görevi yapan bir jandarma timi, teröristlerin saldõrõsõna hedef oldu. Açõlan ateşle timde görevli askerlerden jandarma er Mus- tafa Tekgül şehit olurken, Jan- darma Teğmen Talat Güçlüer, jandarma er Erdal Akar ve jandarma er Sinan Özdemir yaralandõ. Saldõrõnõn hemen ar- dõndan bölgeye takviye birlik- ler sevk edilirken, yaralõlar ile şehit askerin cenazesi, heli- kopterle Diyarbakõr Asker Has- tanesi’ne kaldõrõldõ. Yaralõla- rõn hayati tehlikesinin olmadõ- ğõ öğrenilirken, şehit askerin ce- nazesi Diyarbakõr Asker Has- tanesi’nin bahçesinde düzen- lenen törenin ardõndan memle- keti Yozgat’õn Sorgun ilçesine gönderildi. Basõn mensuplarõnõn alõnmadõğõ cenaze törenine Di- yarbakõr Valisi Mustafa Top- rak ile askeri yetkililer katõldõ. Eylemler sürüyor Şehit haberleri ailelerinin yü- reğini dağlarken Güneydoğu Bölgesi’nde terör örgütü PKK eylemlerini sürdürmeye devam ediyor. Diyarbakõr merkez Sur ilçesi Balõkçõlarbaşõ semtinde- ki Posta İşletme Merkezi’ne molotofkokteylli saldõrõ dü- zenlendi. Şõrnak’õn Cizre ilçe- sinde, Siirt’te çõkan çatõşmada öldürülen teröristlere destek vermek üzere düzenlenen yü- rüyüşün ardõndan, gece geç sa- atlerde olaylar çõktõ. Bitlis mer- keze bağlõ Sarpkaya köyü böl- gesindeki Şeyhhabip Dağõ kõr- salõnda yürütülen operasyon- lar sõrasõnda, terör örgütüne ait bir silah deposu bulundu. De- poda, 11 Kalaşnikof, 2 G-3 ol- mak üzere 13 uzun namlulu silah ve bu silahlara ait 14 adet şarjör ile muhtelif cinste 500 mühimmat ele geçirildi. Yurt Haberleri Servisi - Hak- kâri’nin Şemdinli ilçesine bağlõ Beyyurdu Köyü Jandarma Kara- kolu’na düzenlenen saldõrõda şe- hit olan 3 asker, memleketlerinde gözyaşlarõ içinde toprağa verildi. Iğdõr’õn Halfeli beldesi nüfusuna kayõtlõ, olan jandarma onbaşõ ola- rak vatani görevini yapan Erkan Akdeniz, teröristlerin 5 Temmuz günü düzenlediği baskõnda 2 silah arkadaşõyla birlikte şehit düştü. Şehit asker için memleketi Iğ- dõr’da Zübeyde Hanõm Bulva- rõ’nda düzenlenen törende yakõn- larõ ve vatandaşlar hazõr bulundu. Iğdõr Belediye Başkanõ BDP’li Mehmet Nuri Güneş’in tutuk- lanmasõ ile bu göreve seçilen ve- kili Hüseyin Malk ise törene meclis toplantõsõ olduğu gerek- çesiyle katõlmadõ. Yaklaşõk bin kişinin katõldõğõ tö- renin ardõnda Akdeniz’in cenazesi Halfeli beldesinde şehit ağabeyi Mehmet Akdeniz’in yanõnda, ya- kõnlarõnõn Kürtçe ağõtlarõ eşliğin- de toprağa verildi. Aynõ saldõrõda şehit olan jan- darma er Mahmut Yalçındağ için Gaziantep Ulu Cami’de dü- zenlenen törenin ardõndan Yeşil- kent Mezarlõğõ’nda toprağa verildi. Şehit jandarma er Volkan Yu- lalı için de memleketi Kars’õn Di- gor ilçesine bağlõ Şenol köyünde tören düzenlendi. Ailesinin güç- lükle ayakta durduğu törenin ar- dõndan şehit Yulalõ, gözyaşlarõ içinde toprağa verildi. İstanbul Haber Servisi - Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin (TGC) önceki dönem genel sekreterlerinden Mustafa Yücel, dün ölümü- nün 27. yıldönümünde anıldı. Edirnekapı Mezarlığı’nda düzenle- nen anma töreninde konuşan TGC Başkanvekili Turgay Olcayto, Yücel’in TGC’nin ilk genel sekreterlerinden olduğunu belirterek “Kendisinin TGC’nin her çalışanının üzerinde hakkı ve rehberliği vardır. Kendisi hem öğretmen, hem gazeteciydi. Darbe dönemlerinde TGC’yi ayakta tutmayı başardı” diye konuştu. Yücel, 1917 yılında Elazığ’da doğmuş, 7 Temmuz 1983 yılında yaşamını yitirmişti. ESKİ TGC YÖNETİCİSİ YÜCEL ANILDI BARKIN ŞIK ANKARA - Terör örgütü PKK’nin saldõrõsõ so- nucu Gediktepe’de 11 şehit veren Genelkurmay Başkanlõğõ, bu bölgeyi üç ay süreyle “Geçici Gü- venlik Bölgesi” ilan etti. Gediktepe’ye yapõlan sal- dõrõ sõrasõnda, “Üs bölgesine yaklaşanların sivil vatandaş mı, yoksa örgüt militanı mı olduğu- nun” anlaşõlamamasõ nedeniyle verilen şehit sayõsõ artmõştõ. Genelkurmay Başkanlõğõ, “Geçici Güven- lik Bölgeleri”ni, terör örgütü PKK’ye karşõ operas- yonlar sürdürülürken sivillerin hedef olmamasõ için ilan ediyor. Genelkurmay Başkanlõğõ, dün, Karadağ, Gediktepe ve Çimendağõ bölgesini 9 Temmuz - 9 Ekim tarihleri arasõnda Geçici Güvenlik Bölgesi olarak ilan etti. Yerleşim bölgesi dõşõnda kalan bu Geçici Güvenlik Bölgeleri, “askeri yasak bölge” statüsünde değil. Ancak ilan edilen güvenlik bölge- leri ile sivillere, “Duyurulan koordinatların kara ve hava sahasında can ve mal güvenliğiniz tehli- ke altında” uyarõsõ yapõlõyor. Operasyonlar sõrasõn- da gerçekleştirilen hava harekâtlarõ ile top ve füze atõşlarõ siviller için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Ge- nelkurmay, daha önce de özellikle teröristlerin kul- landõğõ pek çok bölgeyi geçici güvenlik bölgesi ola- rak ilan etmişti. Geçici güvenlik bölgelerine giriş - çõkõş yapacak sivillerin, bölgedeki jandarma kara- kollarõ veya garnizon komutanlõklarõna bildirimde bulunarak, izin almasõ gerekiyor. Ayrõca, oluşturu- lan kontrol noktalarõnda vatandaşlar uyarõlõyor. Ge- nelkurmay Başkanlõğõ, Güneydoğu Anadolu’daki geçici güvenlik bölgelerini, 2565 sayõlõ Askeri Ya- sak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu’nun 32. maddesine göre ilan ediyor. BDP’DEN CESET FOTOĞRAFLARI BASKINA UĞRADILAR Fotoğraf:NİHANİNAL Gediktepe ‘Geçici Güvenlik Bölgesi’ oldu Şehitler uğurlandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - BDP Genel Başkanõ Selahattin Demirtaş, Başbakan Tayyip Erdoğan ve Genelkurmay Başkanõ Or- general İlker Başbuğ’a, teröristlerin ceset fo- toğraflarõnõ gönderdi. Demirtaş, Genelkurmay Başkanõ Orgeneral Başbuğ ve Başbakan Erdo- ğan’a, çatõşmalarda öldürülen teröristlerin fo- toğraflarõnõn bulunduğu CD’yi posta yoluyla gönderdi. Demirtaş, Orgeneral Başbuğ ve Baş- bakan Erdoğan’a hitaben yazdõğõ yazõda ise gönderdiği CD’nin, çatõşmalarda ölen terörist- lerin işkence yapõlmõş cesetlerine ait fotoğrafla- rõn mevcut olduğunu belirterek “Bu vakaların sıkça yaşandığını bizler de iyi biliyoruz, böl- ge halkı da yakın tanığıdır. Bu insanlık suçu- na dair, ailelerden ve halktan özür dilemeyi, sorumlular hakkında yasal işlem yapmayı düşünüyor musunuz?” diye sordu. TORBALI’DA MÜZİK GERGİNLİĞİ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Gü- neydoğu’dan ülkeye yayõlan gerginlik, Torba- lõ’da da kendini gösteriyor. Bir düğünde çalõ- nan halay müziği nedeniyle ilçe halkõ ile Gü- neydoğu’dan göç edenler arasõnda başlayan gerginlik, çeşitli bahanelerle sürdürülüyor. Öte yandan Mardin’in Nusaybin ilçesinde bir grup ise banka ATM’sine taşlõ saldõrõ düzenledi. İz- mir’in Torbalõ ilçesinde, bir düğünde çalõnan halay müziği nedeniyle başlayan ve sonrasõnda taşlõ, sopalõ kavgaya dönüşen olayõn ardõndan ilçede güvenlik önlemleri yoğunlaştõrõldõ. İşyeri ve araçlarõn taşlanmasõ, okul baskõnõna neden olan olaylar sõrasõnda 6 kişi yaralandõ, 8 kişi de gözaltõna alõndõ. Gözaltõna alõnanlar savcõlõk ta- rafõndan serbest bõrakõldõ. Nusaybin İlçe Emni- yet Müdürü Abdullah Kara olay yerine gele- rek bilgi aldõ. Soruşturma sürüyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle