Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ekonomi@cumhuriyet.com.tr
16 TEMMUZ 2010 CUMA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13
CMYB
C M Y B
PARA-META-PARA
MUSTAFA SÖNMEZ
Derviş, Çevir Kazı
Yanmasın…
Türkiye’nin alt ve orta sınıfları, son 10 yıldır kriz
faturası ödüyor. İlk taksit 2001 krizinde ödendi,
ikincisi de hâlâ ödenmekte… 2000’de Türkiye,
IMF’nin “kuru sabitleyin” öğüdüne iman edince
kısa sürede cari açık devasa boyutlara çıktı ve
çürük finans sistemi, kaçan sıcak paranın
depremiyle çöktü. Yirmi dolayındaki banka
enkazını kaldırmak için, Türkiye’nin başına belayı
açan IMF, Türkiye’nin yine -hayâsızca- kapısını
aşındırdığı kurum oldu. Ecevit Hükümeti, IMF ile
ilişkileri yürütmek üzere Kemal Derviş’i
ekonominin başına geçirdi. IMF-Derviş işbirliği,
tuttu. IMF, 30 milyar doları bulan krediyi
kullandırmanın karşılığı olarak Türkiye’ye bütün
istediklerini yaptırdı. Sıkı bir mali disiplin ile kamu
harcamaları kesilirken özelleştirme yasaları
tehditlerle çıkarıldı. İpi eline geçiren IMF, Derviş
üstünden dönemin hükümetine bütün neoliberal
dönüşümleri yaptırdı.(*)
2001’de yüzde 6’ya yakın küçülen ekonomi,
2002’de yüksek devalüasyonun rüzgârı, düşen
reel ücretlerin avantajı ve dünya konjonktürünün
likidite bolluğunun ehven iklimiyle yeniden
büyüdü. 2001 krizi, alt ve orta sınıfa yoğun
işsizlik ve yoksulluk getirdi. Kemal Derviş-IMF
işbirliği enkazı kaldırmıştı ama halkın sırtına
basarak, faturayı ona ödeterek. Bunun da bir
bedeli olacaktı ve bedel sandıkta, konjonktürü
lehine çeviren AKP’ye yönelişle ödetildi.
AKP, krizden memnuniyetsiz kitleleri
kapmaya hazırlanırken durumun farkında olan
TÜSİAD, Kemal Derviş’in yanına İsmail Cem ve
Hüsamettin Özkan’ı katarak Yeni Demokrasi
Partisi’ni kurdurdu. Ancak, aşı tutmadı. Derviş,
ilk kazığını bu partiye atarak rotasını Baykal’a
çevirdi. 2002 seçiminin sonucu, bir anlamda
Derviş’in ekonomi politikalarının da
cezalandırılması oldu. Derviş ise CHP’de
aradığını -ne arıyorduysa- bulamayınca
siyasetten çekildi. Yine de dışarıdan gazel
okumayı ihmal etmedi, hâlâ etmiyor…
CHP’nin Kılıçdaroğlu ile birlikte “çekim
merkezi” olmasıyla, Derviş’i CHP içinde hayal
edenler de çoğaldı. Kimler olduğunu bilmek zor
değil; CHP’nin silkelenişi ile birlikte biti canlanan
TÜSİAD tabii ki… CHP’ye Derviş eliyle bir
neoliberal elbise giydirilse ne güzel olurdu. İyi
de Kemal Derviş’in, bu kriz şartlarında CHP’ye
merhem olacak bir “numarası” var mı?
Milliyet’te, Devrim Sevimay’ın, Kemal Derviş ile
12-14 Temmuz arası 3 günlük söyleşisi yer aldı.
Devrim’in eline sağlık, sayesinde piyasacı
Derviş’in kriz koşullarındaki ruh hali ve
sepetinde de bir pamuğu olup olmadığı ortaya
çıktı. Öteden beri, sosyal demokratlığının da
üstünde “piyasaya” inancına vurgu yapan
Derviş, bu krizde “piyasa” için acaba ne
düşünüyordu? Kriz, kapitalizmin krizi miydi,
piyasanın iflası mıydı? Tabii ki Derviş’ten “Evet,
kapitalizmin krizi” türü bir cevap
bekleyemezdiniz. Piyasayı kurtarmak gerek…
Bakın, yanmasın diye kaz, nasıl çevirilir:
“Dilerseniz buna kapitalist sistemin sorunu da
diyebiliriz, ancak bu da tam doğru olmaz, çünkü
bu sistemin içeriği her ülkede epey değişken. ...
Krizin temelinde piyasayı yeterli ölçüde
denetlemeyen, ‘piyasa her şeyi kendi başına
halleder’ anlayışı vardı. ... Bugün 21’inci yüzyılın
gereksinimlerine yanıt veren, devletin de güçlü
olduğu, devletle piyasa işlevlerinin birbirini
tamamladığı, piyasayı toplumun kullandığı yeni
bir anlayışa geçmek gerekiyor.”
Yani? Ne piyasadan geçerim, ne de krizde
imdata çağrılan devletten… İyi ama, kriz
öncesinde devlet gölge etmesin diyen siz
piyasacılar değil miydiniz? Allah’ın sopası yok:
Bakın şimdi neler söyletiyor: “(ABD’de) devlet
harcamalarını aşırı biçimde kısmak bence hatalı
olur. Ama eğer Amerika maliye politikasında hata
yapıp, devleti erken çekerse çarktan, o zaman
2011, 2010’dan daha kötü geçer. Tabii
Amerika’nın böyle hatası bütün dünyaya etki
yapar.”
Dervişgillerde, devleti sınıflar üstü görme
sorunu var. Çalışan sınıfın etkin olmadığı bir
yönetimde, her devlet müdahalesinin, son
tahlilde sermaye için yapıldığını ve bedelinin
emeğe ödetildiğini kabul edemiyorlar. Oysa bu
acı dersi Derviş, Türkiye’ye bizzat 2001’de
tattırdı.
Serde piyasacılık var, ortada nal gibi devlet
müdahalesi. Nasıl bağdaştırmalı? Piyasacı
devletçilik desek? Pek kaba durur... En iyisi
devlet yerine sosyal diyelim, adı da sosyal
piyasa olsun... Evet, evet bu iyi… Sosyal
piyasa ekonomisi… Diyor ki: “Piyasa insanların
hayat düzeylerini daha yükseğe götürebilecek
mevcut kaynakları etkin biçimde kullanmak için
bir araç. Ama o aracın iyi işlemesi için devletin
denetleyici görevini de çok iyi yapması gerekir.
Örneğin piyasada tekeller hâkim olursa devletin
piyasadaki yarışmayı kollaması, sorun
yaşanıyorsa düzeltmesi lazım.”
Bunca morarmaya rağmen piyasaya toz
kondurmuyor Derviş. Devletin denetlediği
piyasa diye bir şeylere inandırmış kendini.
Çevir, piyasa kazını yanmasın!..
Türkiye için de pek dikkate değer bir şeyler
söyleyemiyor. İstikrarlı büyüme için iç
tasarruflar arttırılmalıymış. İyi de nasıl? İç
tasarrufu artırmanın tek yolu var: Varlıklı sınıfları
vergilendirmek. Gerekli kaynak onlarda var.
Ama bunu söyleyemiyor.
CHP’nin Kemal Derviş’e ihtiyacı var mı?
Sanmıyorum. Derviş, krizin ilk taksitini topluma
ödettiren neoliberal bir figür. Sepetinde işe yarar
bir pamuk yok. CHP, kendi ilkelerinden
kopmadan halkın iş-aş meselelerine hakça
çözüm üretecek kadroları kendi içinden ve
bağımsız iktisatçılardan sağlayabilir. TÜSİAD
kontenjanından bir Derviş’e ise hiç mi hiç
ihtiyacı yok.
(*) Dönemin Derviş-IMF Başkanı Kohler
yazışmaları için bkz. M. Sönmez, 100
Göstergede Kriz ve Yoksullaşma, 2002, İletişim
Yayınları
mustafasnmz@cumhuriyet.com.tr
http://mustafasnmz.blogspot.com
Altõ yõlda 414 milyar 611 milyon TL tüketici kredisi kullanõldõ, bunun 11 milyar 18 milyon TL’si takibe düştü
Borçlu yurttaşa haciz şokuEkonomi Sevrisi - Geçinemeyen ve kredi çe-
ken tüketici, haciz ve icra takibi kõskacõ altõnda
eziliyor. Türkiye’de son altõ yõlda 414 milyar 611
milyon TL tutarõnda tüketici kredisi kullanõldõ.
Son altõ yõlda çekilen kredilerden 11 milyar
18 milyon TL tutarõ ise takibe düştü. 2010’da
tüketici kredilerin yüzde 3.43’ü haciz ve icra
kõskacõ altõnda kaldõ.
CHP Denizli Milletvekili Ali Rıza Erte-
mür’ün soru önergesine Başbakan Yardõm-
cõsõ Ali Babacan’õn verdiği yanõt Türki-
ye’nin takibe düşen tüketici kredilerindeki acõ
gerçeği ortaya çõkardõ.
2005’te 8 milyar 638 milyon TL tutarõnda ih-
tiyaç kredisi kullanõlõrken bu rakam 2010’un ilk
altõ ayõnda 44 milyar 318 milyon TL’ye çõktõ.
2005’te 27 milyar 945 milyon TL değerinde top-
lam tüketici kredisi kullanõlõrken bu rakam
2010’un ilk altõ ayõnda 106 milyar 848 milyo-
na ulaştõ. 2005’te bu rakam 190 milyon iken,
2010 yõlõnõn ilk altõ ayõnda takibe düşen kredi
miktarõ 3 milyar 796 milyon TL’ye ulaştõ.
Takibe düşen arttı
2005’te konut ve taşõt kredileri dõşõnda çeki-
len ihtiyaç kredilerinin 102 milyon TL’si taki-
be düştü.
Bu rakam 2010’da ise 2 milyar 502 milyona
çõktõ. 2005 yõlõnda tüketici kredilerinin takibe düş-
me oranõ yüzde 0.71 iken, bu oran 2010’un ilk
altõ ayõnda yüzde 3.43’e çõktõ.
Borçla geçinmeye çalõşan yurttaş ödeyemediği
krediler nedeniyle haciz ve icra takibinde.
CHP’li Ali Rõza Ertemür’ün soru önergesini
yanõtlayan Ali Babacan 2010’da tüketici
kredilerinin yüzde 3.43’ü haciz ve icra kõskacõ
altõnda kaldõğõnõ söyledi.
İNCİ AKÜ’DEN ‘ÇEVRECİ’ FABRİKA
Ekonomi Servisi - İnci Akü, Manisa
Organize Sanayi Bölgesi’ndeki 100
bin metrekare alan üzerine
kuracağı ‘çevre dostu’ yeni tesisinin
temelini attı. 40 milyon Avro
harcanarak iki yıl içinde bitirilmesi
hedeflenen fabrikada kullanılacak
enerji, çatıya yerleştirilecek güneş
panelleriyle sağlanacak. İnci Akü
Üst Düzey Yöneticisi (CEO) Göksel
Paker, artık enerji depolama
ihtiyacı bulunan her alanda
faaliyet göstereceklerini belirterek,
fabrikayla birlikte starter akü
üretim kapasitesinin 3 milyondan 7
milyona, çalışan sayısının 409’dan
700’e çıkacağını söyledi. Paker,
şirket olarak çevre odaklı
çalışmayı esas aldıklarını, yeni
tesisin de Türkiye’nin ilk
BREEAM sertifikalı üretim tesisi
olacağını dile getirdi.
İTTİFAK CİROSUNU 1 MİLYAR
DOLARA ÇIKARACAK
Ekonomi Servisi - Bünyesinde Adese
AVM, Selva Gõda, Seha Yapõ gibi firma-
larõ barõndõran İttifak Holding, tüzelkişilik
merkezi Konya’da kalmak üzere holding
ve bağlõ büyük şirketlerinin icra merkez-
lerini İstanbul’a taşõyacak. Gelecek yõl
sonuna kadar cirosunu 1 milyar liranõn üze-
rine çõkarmayõ hedefleyen holding, bazõ şir-
ketlerinde kapasite arttõracak, bazõlarõnda
ise yeni yatõrõmlar gerçekleştirecek.
İttifak Holding Yönetim Kurulu Başka-
nõ Seyit Mehmet Buğa, Konya’da dü-
zenlediği basõn toplantõsõnda, holdingin bü-
yüme şeklinin, halktan para toplayarak ol-
madõğõnõ kaydederek bunu sermaye artõşõ
şeklinde gerçekleştirdiklerini söyledi.
Yatõrõm yaparken bölge hesabõ yapma-
dõklarõnõ kaydeden Buğa, “Bizim için
hangi yer rantabl ise oraya yatırım ya-
pacağız” dedi. Buğa, bugün İttifak Hol-
ding’in ortaklarõyla ilişkilerinin en güzel se-
viyede olduğunu ifade etti.
Turizm de
Avro kurbanõ
Kõlõç,kültürbalõğõüretimininTürkiye’yeyõlda1milyardolarkazandõrabileceğinisavundu
‘İyi ki bizi eleştirdiler’
Ekonomi Servisi - Yabancõ turist
sayõsõnõn artmasõna karşõn kişi başõna
turizm gelirlerinin düştüğünü belirten
ve kriz nedeniyle sektörün çeşitli zor-
luklarla karşõlaştõğõnõ anlatan Türkiye
Otelciler Federasyonu (TÜROFED)
Başkanõ Ahmet Barut, “Buna karşın
aldığımız kredileri zamanında ödü-
yoruz. Borcuna en sadık sektör bi-
ziz. Kullanılan krediler içinde geri
dönmeyenlerin oranı 2000’de yüz-
de 12.8, 2001’de yüzde 20.8, 2002’de
yüzde 17.88 olan sektör bu oranla-
rı 2008’de 2.65’e, 2009’da 3.14’e çek-
ti. Bu yıl bu oran yüzde 2.96. Bor-
cuna en sadık sektör biziz” dedi.
TÜROFED ve Akbank işbirliğiyle
hazõrlanan “Turizm Raporu” top-
lantõsõnda konuşan Barut, “Turizm
gelirlerindeki düşüşün en büyük ne-
deni Avro’nun dolar ve pound kar-
şısında değer yitirmesi. Bu durum
yıl sonunda sektör gelirlerinde 1
milyar dolarlık kayba neden ola-
cak” diye konuştu. Barut, Öger To-
urs’un satõşõyla ilgili bu şirketin satõ-
şõnõn son birkaç yõldõr gündemde ol-
duğunubelirterek dile getiren Barut,
yakõnda pek çok tur operatörünün
satõlabileceğini kaydetti.
50 bin ton ete 200 milyon dolar teklif
Ekonomi Servisi - İlk 500 kuru-
luş arasõnda bu yõl 301. sõraya yük-
selen Kõlõç Holding, yeni yatõrõmlar
için gün sayõyor. Türkiye’nin önde
gelen kültür balõk üreticisi ve ihra-
catçõsõ olan firmanõn kurucusu ve Yö-
netim Kurulu Başkanõ Orhan Kılıç,
balõk çiftliklerinin açõk denizlere ta-
şõnmasõnõn ardõndan turizmcilerle
bir sorunlarõnõn kalmadõğõnõ, buna
karşõn yeni teknolojiler kazandõkla-
rõnõ söyledi.
Kuveyt menşeili bir yatõrõm fonu
ile yüzde 25 pay vermek üzere gö-
rüştüklerini ve buradan gelecek kay-
nağõ büyümeye aktaracaklarõnõ söy-
leyen Kõlõç, yeni yatõrõmlar için
Mersin’e öncelik verdiklerini, ancak
bekledikleri onayõ alamazlarsa Kör-
fez ülkelerinden gelen davetleri de-
ğerlendireceklerini belirterek şöyle
devam etti:
Balõk çiftlikleri haksõz yere
çok eleştirildi. Ama iyi ki de eleş-
tirmişler, açõk denize çõktõk, bunun
teknolojisini geliştirdik. Doğrudan
bin kişi çalõştõrõyoruz, 2 bin 500 te-
darikçimiz var, 500 kamyonla nak-
liye yapõyoruz, her hafta 20 TIR Av-
rupa’ya gidiyor, on bine yakõn insan
ekmek yiyor, yõllõk 80 milyon dolar
döviz getiriyoruz.
Açõk denizde yapõlan off-sho-
re balõkçõlõğõnõ yasa ile düzenleyen
tek ülkeyiz. Ürettiğimizin yüzde
70’ini AB, ABD, Afrika ve Ortado-
ğu’ya ihraç ediyoruz. Rusya da çok
hõzlõ gelişen bir pazar. Önümüzdeki
dönemde ABD ve Rusya pazarõnõn
daha da genişlemesini bekliyoruz.
Ama Bodrum’da lisansõmõzõn li-
mitine geldik, daha fazla büyüye-
meyiz. Yeni yatõrõm hedefimiz ön-
celikli Mersin. Her şeyi hazõr. 11
farklõ bakanlõktan onay aldõk. Vali-
lik onayõ da tamamlandõğõnda bura-
da en az 50 milyon dolarlõk yatõrõm
yapmayõ planlõyoruz. Ancak vaktiyle
Bodrum’da yaşananlar, yarõm ya-
malak bilgilerle buraya da taşõndõ.
Denizi kirlettiğimizi düşünüp onay
mercii üzerinde baskõ kuruluyor.
Oysa Mersin’de çiftlikler sahile
9 kilometre açõkta olacak. Kõyõla-
rõnda yerleşim yok. Kullanõlan yem
bütünüyle doğal. Yarõsõ zaten balõk.
Denizi kirleten ne varsa bize de za-
rarlõ. Bu konudaki yanlõş anlayõşlarõ
değiştirebilsek bu sektör 1 milyar
dolarlõk ihracat yapabilir. Örneğin
Mersin’e onay çõktõğõnda, biz başõ
çekecek, 1200 kişilik istihdam sağ-
layacağõz. Arkadan gelecek şirket-
lerle, nakliyecisinden ambalajcõsõ-
na kadar Mersin’de yõlda en az
500 milyon dolarlõk yeni bir iş
hacmi yaratõlacak.
Kılıç Holding CEO’su Murat Bakırcı ve
Başkan Yardımcısı Ersin Kılıç Kızıltan ile
firmanın merkezindeki taze balık satış reyonunda konuşan Orhan Kılıç, “Kırmızı et 30 lira olmuş.
Ucuz proteinin tek alternatifi balık. Turizmde ne kadar şansımız varsa balıkta da var. Ama hem
üretimde hem tüketimde dünyanın çok gerisindeyiz. Kişi başına 3 kilo olan yıllık balık tüketimi-
ni 30 kiloya çıkarmamız lazım. Balık üreterek bu eksiği tamamlamamız lazım. Başta biz de çok
hatalı davrandık. Önyargılar oluştu. Bu sektör engelleri aşsın, hem bölge ülkelerini doyurur, hem
de Türkiye’yi. Kilosu en fazla 10 liradan herkese levrek ve çipura yedirebiliriz” dedi.
ET FİYATLARINI BİZ DÜŞÜRÜRÜZ:
500 büyük sanayi kuruluşu
arasõnda 301. sõraya yerleşen
Kõlõç Holding’in patronu Orhan
Kõlõç, turizmcilerle yapõlan
kavgada kendilerinin de çok
hatasõ olduğu ama açõk denize
gidince hem yeni teknoloji
kazandõklarõnõ hem gelirlerinin
arttõğõnõ söyledi.
50 bin ton
kasaplõk hayvan
ithalatõ için
düzenlenen ihalede
teklif veren Khaled
Hijazi firmasõ, ikinci
bölümde teklifini
200 milyon 297 bin
500 dolara düşürdü.
Ekonomi Servisi - Türkiye’de fahiş
fiyatlara çõkan kõrmõzõ et fiyatlarõnõ in-
direceği umuduyla yapõlan en büyük et
ihalesine 200 milyon 297 bin dolarlõk
teklif geldi.
Et ve Balõk Kurumu’un (EBK) dün
düzenlediği 50 bin tonluk kasaplõk can-
lõ sõğõr ithalatõna en düşük teklif Ürdünlü
Hijazi firmasõndan geldi.
EBK 50 bin ton kasaplõk canlõ sõğõr it-
halatõ ihalesi düzenledi. İhaleye 4 firma
katõldõ ve ihale iki aşamada yapõldõ. 33
kõsmõn tamamõna sadece Ürdünlü Hija-
zi firmasõ teklif verdi.
Hijazi firmasõ ihalenin ilk turunda 33
kõsmõn tamamõ için 229 milyon 250 bin
dolar teklif verdi. Firma ihalenin ikinci
turunda teklifini 200 milyon 297 bin 500
dolara çekti. İhalede Hacõlar Helal Et
Kombinasõ 6 kõsõm için 37 milyon 800
bin Avro’luk teklif verdi.
Firma ikinci turda teklifini yaklaşõk
olarak 10 milyon Avro düşürerek 27 mil-
yon 925 bin Avro’ya çekti. Dituria şir-
keti 2 kõsõm için ilk turda 10 milyon 650
bin Avro teklif verdi. Firma teklifini ikin-
ci turda 9 milyon 675 bin Avro’ya çek-
ti. Altõnstern firmasõ ise 6 kõsõm için ilk
turda verdiği 40 milyon dolarlõk teklifini
35 milyon 428 bin 500 dolara düşürdü.
Böylece ihale teknik olarak sonuçlandõ.
Yönetim kurulu nihai kararõnõ daha
sonra verecek.
Erdemir devler arasında
Ekonomi Servisi - Erde-
mir, 2009’da dünyanõn en
büyük çelik üreticileri sõrala-
masõnda 20 sõra birden yük-
selerek, 30’uncu oldu.
Dünya Çelik Derneği’nin
açõkladõğõ 2009 Dünya Çelik
istatistiklerine göre, 2007’de
5.4 milyon ton ile en fazla
ham çelik üreten firmalar sõ-
ralamasõnda 56’ncõ ve
2008’de 6 milyon tonluk üre-
timi ile 50’nci sõrada yer alan
Erdemir geçen yõl 6.5 milyon
tonluk üretimi ile 30’unculu-
ğa yükseldi. 2009’da Arcelor
Mittal’in (çokuluslu) yüzde
23.7 oranõndaki üretim düşü-
şüne rağmen, 77.5 milyon
ton ile ilk sõrada yer aldõğõ
dünyanõn en büyük çelik üre-
ticileri sõralamasõnda, Baos-
teel (Şanghay) ise ikinci sõ-
rada yer aldõ.
Çinli rating
kuruluşundan
misilleme
Ekonomi Servisi - Çin’in uluslar-
arasõ kredi derecelendirme kuruluşu
Dagong Global Credit Rating, Batõlõ
rakiplerinin objektif olmadõğõnõ sa-
vunarak, ABD başta olmak üzere
birçok ülkenin notunu düşürdü.
Dagong Rating, 2008’de başlayan
küresel finansal kriz ve Avro Bölge-
si ülkelerinin borç krizinde oynadõğõ
rollerle sürekli eleştirilen Standard &
Poor’s, Moody’s et Fitch’e karşõ sa-
vaş açtõ. Kuruluş ABD’nin kredi no-
tunu iki basamak birden indirerek,
‘AA’ seviyesine çekti. İngiltere ve
Fransa’nõn notlarõ üç basamak birden
düşürülerek ‘AA-’ olurken, Belçika,
İspanya ve İtalya’nõn notlarõ tehlike-
li bir düşüş kaydetti ve ‘A-’ye geriledi.