Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
4 HAZİRAN 2010 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
TBMM İnsan Haklarõnõ İnceleme Komisyonu yakõnmalar yerine ‘yiyecek dolu buzdolabõ’nõ gördü
Tutuklularla alay edildiAYŞE SAYIN
ANKARA - Askeri cezaevlerini
incelemek üzere kurulan TBMM İn-
san Haklarõnõ İnceleme Komisyonu
içindeki alt komisyon, Ergenekon
kapsamõnda tutuklu bulunan emek-
li ve görevdeki üst düzey subaylarõn
kaldõğõ Hasdal Cezaevi’yle ilgili ra-
porunda, tutuklularõn “tutuklamalar
cezaya dönüştü” yakõnmalarõnõ de-
ğerlendirmeye almadõ. Raporda, sa-
dece fiziki koşullarõn “mükemme-
liği”nden söz edilmesine tepki gös-
teren CHP’li alt komisyon üyesi
Malik Ecder Özdemir, tutuklulara
karşõ “alaycı ve küçümseyici” ifa-
delerin kullanõldõğõnõ belirterek “mu-
halefet şerhi” koydu. Askeri ceza-
evlerini incelemekle görevlendiri-
len alt komisyon, Ergenekon davasõ
kapsamõndaki emekli ve muvazzaf,
general, albay düzeyinde üst düzey
subaylarõn kaldõğõ Hasdal Askeri
Cezaevi’ni 17 Mart’ta ziyaret etmiş
ve subaylarõn büyük bölümü alt ko-
misyon üyeleriyle görüşmeyi red-
detmişti.
Alt komisyon, bu incelemeyle ilgi-
li tamamladõğõ raporun çerçevesini, ce-
zaevinin “fiziki koşulları, hükümlü
ve tutukluların infaz kurumuyla
ilgili şikâyetleri” ile sõnõrlõ tuttu.
Bu kapsamda raporda, cezaevinin fi-
ziki koşullarõnõn “diğer cezaevlerine
örnek olabilecek” nitelikte olduğu be-
lirtilirken subay tutuklularõn kaldõğõ
koğuşlarda spor yapmak için koşu
bandõ, bisiklet bile sağlandõğõ, sebze,
ekmek ve süt başta olmak üzere, yi-
yecek dolu 2 buzdolabõ ve plastik do-
laplar bulunduğu, çatal bõçak takõm-
larõnõn da olduğu “gözlemleri”ne yer
verildi. Raporda “yiyecek ihtiyaçla-
rının karşılanması adına gerekli
her türlü malzemenin odalarda bu-
lunmasına izin verilmesi, temini
yolunda kolaylık gösterilmesi tu-
tuklu ve hükümlülerin rehabilite-
sinde ve tahliye sonrası dış dünya-
ya uyum sağlamasında çok olumlu
davranışlardır” ifadesi kullanõldõ.
Yapõlan görüşmelerde, yargõlama-
larõ süren bazõ tutuklularõn, “yargıla-
malarında usuli yanlışlıklar yapıl-
dığını ve bunun insan hakkı ihlal-
lerine sebebiyet verdiği, tutukla-
manın tedbir boyutunu aşarak ne-
redeyse cezalandırmaya vardı-
ğı”ndan yakõndõğõ belirtilen raporda,
bu konulardaki şikâyetlerin, “yargı sü-
recini etkilememek” adõna, komis-
yonun çalõşma alanõ içine girmediği sa-
vunmasõna yer verildi.
CHP’li alt komisyon üyesi Malik Ec-
der Özdemir raporun kapsamõnõn dar
tutulmasõnõ eleştirerek muhalefet şer-
hi koydu. Muhalefet şerhinde, aylar-
dõr “tutuklu” sõfatõyla cezaevinde bu-
lunan tutuklularõn, “neyle suçlandõk-
larõnõ bilmediklerini, varsa bir suçlarõ cezalarõnõ çek-
meye razõ olduklarõnõ ancak yargõlama sürecinin bir an
önce başlayõp bitirilmesi” talebinde bulunduklarõnõ an-
latan Özdemir, komisyon üyelerinin bir bölümünün ise
“bu bizim konumuz değil” diyerek bu durumu görmez-
den geldiğine dikkat çekti.
Tutuklularõn kendilerine, “Siz cezaevi inceleme komisyo-
nu mu, yoksa insan haklarõnõ inceleme komisyonu musu-
nuz?” diye sorduklarõnõ kaydeden Özdemir, özetle şu gö-
rüşlere yer verdi: “Görüştüğümüz
tutuklulardan birçoğu, kurmay al-
bay statüsünde olduklarõnõ, bu
haksõz ve mesnetsiz suçlamalar ne-
deniyle bir üst rütbeye yükselmele-
rinin önünün kesildiğini, dava de-
vam ettiği sürece maaşlarõnõn kesintiye uğradõğõnõ, ailele-
rinin perişan olduğunu ifade ettiler. Meslek yaşamlarõnõn
büyük bölümünü PKK ile mücadele ederek geçirdiklerini
söylediler. Buna karşõn bu haksõz ve mesnetsiz dava ile
bir başka terör örgütünün üyesi olarak gösteriliyor olma-
larõnõn kendileri için onur ve haysiyet kõrõcõ olduğunu söy-
lediler. Hal böyle iken raporumuzda, ‘buradaki insanla-
rõn saygõn bir biçimde topluma kazandõrõlmasõ’ ifadesi, bu
insanlara karşõ alaycõ ve küçümseyici bir ifade olabilir.”
CHP, ŞERH
KOYDU
‘YARGIYI ETKİLEME’ DAVASI
Eminağaoğlu
hakkında
beraat kararı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Yargõtay Cumhuriyet Savcõsõ ve eski
YARSAV Başkanõ Ömer Faruk Emina-
ğaoğlu, Yargõtay 4. Ceza Dairesi’nde
yargõlandõğõ “yargı görevi yapanı etkile-
me” suçundan beraat etti. Beraat kararõn-
da, “Siyasal otoritenin, davanın tarafla-
rının ve herkesin, hüküm kesinleşince-
ye kadar yargısal işlemleri yorumla-
mak, eleştirmek ve etkilemekten kaçın-
ması gerektiği” vurgulandõ.
Yargõtay 4. Ceza Dairesi’ndeki duruş-
maya Eminağaoğlu ve avukatõ Ahmet
Akgül katõldõ. Duruşmayõ Eminağaoğ-
lu’nun eşi Serpil ve oğlu Ozan ile aynõ
mahkemede yargõlanan ve beraat eden
Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkemesi Başkanõ
Osman Kaçmaz, YARSAV Başkanõ
Emine Ülker Tarhan, bazõ yargõç ve sav-
cõlar izledi. Yargõtay Cumhuriyet Savcõsõ
Erdoğan Güneş, Eminağaolu’nun üzeri-
ne atõlõ suçlardan beraatõna karar verilme-
sini istedi. Eminağaoğlu da esas hakkõn-
daki savunmasõnõ tekrarladõ. Duruşmaya
verilen kõsa aranõn ardõndan kararõ açõkla-
yan Yargõtay 4. Ceza Dairesi Başkanõ Os-
man Yaşar, Eminağaoğlu’nun, “yargı
görevi yapanı etkileme” suçundan be-
raatõna karar verildiğini açõkladõ.
‘Mağdur olan yargı’
“Hukukun ve adaletin inandırıcılığı-
nın tarafsızlığına bağlı” olduğunu vur-
gulayan Yaşar, kararda, şunlarõ kaydetti:
“Siyasal otoritenin, davanın tarafla-
rının ve herkesin, hüküm kesinleşince-
ye kadar yargısal işlemleri yorumla-
mak, eleştirmek ve etkilemekten ka-
çınması gerekir. Vicdani kanaat ancak
her türlü etkiden arınmış ortamda
gerçekleşebilir. Hüküm yalnızca yargı
erki tarafından verilir. Basının, tel-
evizyonların ya da kamuoyunun hü-
küm vermesi söz konusu olamaz. An-
cak hüküm kesinleştikten sonra görüş
bildirilmesi, yorum ve eleştiri yapılma-
sı olanaklıdır... TCK yargıyı etkileme-
yi suç saymış, 277. maddesinde açılmış
davada yargı görevi yapanlara emir
veren veya baskı yapan ya da nüfuz ic-
ra edenler cezalandırılmış, 288. mad-
desi de soruşturma ve kovuşturma ke-
sin hükümle sonuçlanıncaya kadar,
cumhuriyet savcıları ve hâkimleri etki-
lemek amacıyla sözlü ya da yazılı be-
yanda bulunmaya yaptırım uygulan-
mış, Basın Yasası’nın 19. maddesinde
ise görülmekte olan dava ile ilgili mü-
talaa yayımlayanlar cezalandırılmıştır.
Bu suçlarda mağdur yargıdır.”
‘Hukuk tecelli etti’
Eminağaoğlu, duruşmanõn ardõndan
yaptõğõ açõklamada, “doğmamış bir ki-
şiyi öldürmekle eşdeğer bir suçlamay-
la” yargõlandõğõnõ belirterek, “Her tür-
lü siyasi baskı ile yürütülen soruştur-
ma sonucunda hukuk tecelli etmiştir”
dedi. “Türkiye’de ilan edilmemiş sıkı-
yönetim uygulamaları bulunduğunu
söylemem suç olarak gösterilmiş ve
yargılanmama konu edilmiştir. Böyle
bir sözden dolayı beraat etmem bu sö-
zün doğruluğunu ayrıca ortaya koy-
muştur” diyen Eminağaoğlu, Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan aleyhine karar
veren birçok yargõcõn yargõ önüne çõka-
rõldõğõnõ, yargõlandõğõnõ iddia etti. Emi-
nağaoğlu, Adalet Bakanõ Sadullah Er-
gin’i de istifaya davet etti.
‘İfadeyi tehditle imzaladõm’
HİLAL KÖSE
Devrimci Karargah örgütünün Türkiye so-
rumlusu olduğu ileri sürülen Ulaş Erdoğan, em-
niyette ve savcõlõkta verdiği ifadeyi kesinlikle
kabul etmediğini söyleyerek, polislerin hazõr-
ladõğõ ifadeyi tehditle imzaladõğõnõ öne sürdü.
Mahkeme heyeti, tüm sanõklarõn savunmalarõ-
nõn alõnmasõnõn ardõndan açõkladõğõ ara karar-
da dosyayõ, gazeteci Aylin Duruoğlu’nun da
sanõk olduğu ana dava ile birleştirdi. Tutuklu
sanõklar sendikacõ Murat Akõncõlar ile Barış
Kaygın, Onur Sarıefe ve Volkan Kara-
kuş’un tahliyesine karar verildi.
“Devrimci Karargâh” soruşturmasõnõn ikin-
ci iddianamesiyle haklarõnda dava açõlan 8’i tu-
tuklu 18 sanõk yargõç karşõsõna çõktõ. İstanbul
9. Ağõr Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada sa-
vunmasõnõ yapan tutuklu sanõk Ulaş Erdoğan,
gözaltõna alõndõğõnda, tekme ve yumrukla dö-
vüldüğünü, polislerin Bostancõ’da şehit olan po-
lis memuru için “Semih’in intikamını alaca-
ğız” diye zafer naralarõ attõklarõnõ ileri sürdü.
Polislerin, “ev arkadaşların için şimdi özel ha-
rekâtçılar gidiyor. Dediklerimizi yaparsan
arkadaşlarına bir şey olmayacak” dedikle-
rini öne süren Erdoğan, “Hayatımda ilk defa
korktum. Emniyette üzerimden çıkan ya da
çıkmayan bir sürü şeye imza attırdılar” de-
di. Avukat isteğinin reddedildiğini söyleyen Er-
doğan, “Dört gün boyunca avukat görmedim.
Arkadaşlarımı görünce susma hakkımı kul-
lanacağımı söyledim. Bu kez de kuzenimin,
kardeşimin, halamın isminin yazılı olduğu bir
liste gösterdiler. Hepsini alacağız dediler. Ben
de ‘ne istiyorsanõz yaparõm, arkadaşlarõmõ ser-
best bõrakõn’ dedim” diye konuştu.
‘Yılmazkaya’yı tanımam’
Üç gün gözünün bağlandõğõnõ, karşõsõna ge-
tirilen birinin Ergenekon bağlantõsõnõn olup ol-
madõğõnõ söyletmeye çalõştõğõnõ anlatan Erdo-
ğan, “Ben ne Orhan Yılmazkaya’yı ne de baş-
ka birini tanıyorum. Saatlerce hakaret, kü-
für, kaba dayak, çekmediğim kalmadı. Dört
gün boyunca hiç uyutulmadım. Eğer arka-
daşlarının bırakılmasını istiyorsan bunları
savcılıkta da anlat dediler” diye konuştu.
Babasõnõn 12 Eylül’de hapis yattõğõnõ söyle-
yen Erdoğan, “Ben 12 Eylül çocuğuyum. Bu
Ergenekoncular yüzünden çekmediğimiz
sıkıntı kalmadı. Katillerimle beni nasıl yan
yana getirebilirler” dedi. Ev arkadaşlarõnõn, iş
arkadaşlarõnõn hiçbir politik ilgileri olmadõğõ hal-
de yaşamlarõnõn altüst edildiğini söyleyen Er-
doğan, “Ben bunun vicdan azabı ile yaşıyo-
rum. Buradaki arkadaşlarımın aileleri ba-
na küfrettiler. Sekiz ay boyunca boynum eğik
gezdim. Şimdi o küfürleri ilgili kurumlara
olduğu gibi iade ediyorum” dedi.
Devrimci Karargâh’la ilgili ikinci dosya, ana davayla birleştirildi. Örgütün sorumlusu
olduğu ileri sürülen Ulaş Erdoğan, polislerin hazõrladõğõ ifadeye imza attõğõnõ söyledi
SENDİKACI AKINCILAR’A AVRUPA’DAN DESTEK
İsviçre’deki UNIA Sendikasõ uzmanõ tu-
tuklu yargõlanan Murat Akõncõlar herhangi
yasadõşõ ya da terör faaliyeti ile ilişkisinin ol-
madõğõnõ söyledi. Demokratik Dönüşüm
dergisine iki yazõ yazdõğõnõ ifade eden Akõn-
cõlar, “Yazılarımda suç unsuru yok. Der-
giye 30 kişi yazıyor” dedi. Pendik’te arama
yapõlan evde bulunan bir dergide parmak izi-
nin bulunduğu yönündeki iddialara ilişkin de
şunlarõ söyledi: “O evdekileri tanımıyorum.
Parmak izimin bulunduğu söylenen der-
gide yazım var. Yayınevi ziyaretimde bu
dergiye dokunmuş olabilirim.”
Duruşmayõ, Avrupa Parlamentosu Birle-
şik Sol Grup Üyesi Portekiz Parlamenter Rui
Tavares, Cenevre Belediye Başkanõ Remy
Pagani, İsviçre Vaud Eyalet Parlamento-
su’ndan Jean Michal Dolivo, Akõncõlar’õn
çalõştõğõ UNIA Sendikasõ yöneticileri ve İs-
viçre İnsan Haklarõ Birliği üyeleri de izledi.
“Devrimci Karar-
gâh” soruşturması-
nın ikinci iddianame-
siyle haklarında dava
açılan 8’i tutuklu 18
sanık yargıç karşısı-
na çıktı. Tutuklu sa-
nıklar sendikacı Mu-
rat Akıncılar ile Ba-
rış Kaygın, Onur Sa-
rıefe ve Volkan Ka-
rakuş’un tahliyesine
karar verildi. (Fotoğ-
raf: UĞUR DEMİR)
4 sanõğa
tahliye
İstanbul Haber Servisi- Balyoz
Güvenlik Harekât Planõ soruştur-
masõnda tutuklanan emekli Tuğ-
general Süha Tanyeri, El Kaide te-
rör örgütünün 15-20 Kasõm 2003’de
İstanbul’daki bombalõ saldõrõlarõna
ilişkin şüpheli olarak ifade verdi.
Silivri Cezaevi’nde tutuklu bu-
lunan emekli Tuğgeneral Süha
Tanyeri, dün saat 11.00’de Beşik-
taş’taki İstanbul Adliyesi’ne geldi.
Cumhuriyet Savcõsõ Mehmet Ergül
tarafõndan ifadesi alõnan Tanye-
ri’ye not defterinde yer aldõğõ iddia
edilen “Gökkuşağı deterjan” ya-
zõlõ nota ilişkin sorular yöneltildi.
Tanyeri’ye İstanbul’da düzenle-
nen saldõrõlarda kullanõlan bom-
balarõn, Gökkuşşağõ deterjan adlõ
firmada imal edildiğinin öne sü-
rüldüğü anõmsatõldõ. Notun kendi-
sine ait olmadõğõnõ söyleyen Tan-
yeri, el yazõsõyla, söz konusu no-
tun karşõlaştõrõlmasõnõ talep etti.
Tanyeri, savcõlõk sorgusunda ken-
disine gösterilen Balyoz Güvenlik
Harekat Planõ‘nõyla ilgili 80 say-
falõk belgenin de kendisine ait ol-
madõğõnõ belirtti.
‘Sonradan eklenmiş’
Tanyeri’nin sorgusuna katõlan
avukatõ Hüseyin Ersöz de defter-
deki notun Tanyeri’ye ait olmadõ-
ğõnõ belirterek “Bu notun deftere
sonradan eklendiği bariz şekilde
belli” dedi. Balyoz soruşturmasõ-
nõn başõnda El Kaide’yle ilgili so-
rulara yanõt vermediklerine deği-
nen Ersöz, “Belgeler bize göste-
rilmediği için sorulara cevap
vermemiştik. Bu nedenle yeniden
çağrıldık. Müvekkilimin El-kai-
de ile bağlantılı olduğu iddiası sa-
dece iki kelimeden oluşan o ya-
zı” diye konuştu.
Beşiktaş‘taki adliyeye dün öğle
saatlerinde getirilen iki muvazzaf
subay da Balyoz Güvenlik Hare-
kat Planõ soruşturmasõ kapsamõn-
da ifade verdi.
Tanyeri’ye El Kaide sorgusu
Emekli Tuğgeneral Süha
Tanyeri 2003’teki bombalı
saldırılarla ilgili ifade verdi.
Ersöz: Darbe
suçlamalarõ
mesnetsiz
HATİCE TUNCER
İkinci Ergenekon davasõnda tutuklu sanõk
emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, bazõ kamu
görevlilerinin tehdit ya da para karşõlõğõ gizli
tanõk bulmaya çalõştõklarõnõ iddia ederek
“Kimliğini bilmediğimiz bu kişilerin, bize
karşı husumet besleyip beslemediğini, ön-
yargılı olup olmadığını, yıllarca mücadele
ettiğimiz terör örgütü mensubu olup olma-
dıklarını veya kendilerine güvenilip güvenil-
meyeceklerini nasıl anlayacağız” diye sordu.
Gazetemiz yazarõ Mustafa Balbay’a hiçbir
belge vermediğini yineleyen Ersöz, “Bu gö-
rüşmelerde sözde darbe ile ilgili en ufak bir
ifade, beyan, bilgi ve belge konuşulmamış-
tır. İddianameyi hazırlayanlar kasıtlı olarak
adı geçen kişiyle örgütsel bağ varmış gibi
göstermeye çalışmaktadır” diye konuştu.
İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi’nce Si-
livri’de görülen davanõn 69. duruşmasõnda
Cerrahpaşa Tõp Fakültesi Hastanesi’nde tedavi
görmekte olan Levent Ersöz’ün video konfe-
rans sistemi ile savunmasõnõn alõnmasõna de-
vam edildi. İddianamede yer alan gizli tanõkla-
rõn ifadelerine dikkat çeken Ersöz, üçüncü id-
dianamede yer alan gizli tanõk İlk Adım’õn
zorla ifade verdiğini yakõnlarõna söylediğine
dair bilgilerin mevcut olduğunu belirtti. Bazõ
kamu görevlilerin tehdit ya da para karşõlõğõ
gizli tanõk bulmaya çalõştõklarõnõ iddia eden
Levent Ersöz, “Gizli tanık İlk Adım işte bu
yöntemlerle elde edilen kişidir. Bu kişiye
ifade verdirenler ve kapı kapı dolaşanları
kurtarmak maksadıyla, ‘İrticayla Mücadele
Eylem Planõ’ iddianamesinde, sahte ihbarla-
ra yer verilmiştir” dedi.
Tutuksuz sanõk Yüksel Dilsiz’in aynõ za-
manda gizli tanõk olduğunu öne süren ve ifade-
lerinin yalan olduğunu belirten Ersöz,“TSK’yi
küçük düşürmeyi hedef tutan beyhude bir
gayrettir” ifadesini kullandõ.
‘Balbay’la iki kez görüştüm’
Ersöz, Balbay ile ilişkileri konusundaki id-
dialarõ da şu ifadelerle eleştirdi: “Görüştüğü-
müz konuları başkalarıyla paylaşıp paylaş-
madığını, paylaştı ise kimlerle paylaştığını
bilmiyorum. Balbay’ı yaptığımız iki görüş-
me dışında bir daha görmedim ve görüşme-
dim. Mustafa Balbay ile ilgili bölümünde
kendisinin irtibatlı olduğu ileri sürülen kişi-
ler arasında adım yoktur. Başlık hem örgüt-
sel durum olacak, hem de o kişiyle irtibatım
olduğunu gösterir bir kanıt olmayacak ama
o kişiye talimat verdiğimiz, bilgi aktardığı-
mız ve örgütsel bağımız olduğu iddia edile-
cek. Böyle mantıksız bir şey olamaz.”
Gazetemiz imtiyaz sahibi İlhan Selçuk’un
ve Balbay’õn Jandarma Genel Komutanõ’nõn
makamõnda yaptõklarõ yaptõklarõ hiçbir görüş-
mede bulunmadõğõnõ, JGK karargâhõnda Sel-
çuk’u hiç görmediğini anlatan Ersöz “Selçuk
ile ne yüz yüze, ne telefon, ne elektronik or-
tamlarda temasımız ve görüşmemiz yoktur.
İddianamede bunun aksini ispatlayacak
herhangi bir delil sunulmamıştır” dedi.
‘27 Nisan neden yargılanmıyor?’
Ergenekon operasyonunu yapan, yaptõran,
destekleyen, ‘Türkiye’de ilk defa darbe yargõ-
lanõyor’ diyenler, madem 27 Nisan e-muhtı-
rası hukuk dışı idi, hükümet neden gereğini
yapmadı, hani Genelkurmay hükümete
bağlı idi” diye soran Ersöz şöyle devam etti:
“Sözde darbe teşebbüslerini sorgulayarak
bu kadar insanı tutuklatanlar, sahibi belli
olan 27 Nisan e-muhtırasını neden yargıla-
mıyorlar?... Hukuken kimin ve neyin so-
ruşturma ve yargılama konusu yapılıp
yapılamayacağına kim karar veriyor?
Yargı mı , başkaları mı? Peki 28 Şubat’ı,
12 Eylül darbesini niçin yargılayamıyorsu-
nuz? Soruma cevap istiyorum.”
‘Mandacı mı olalım?’
İddianamedeki “Ulusalcı görüşe sahip bir-
çok siyasetçi, işadamı ve akademisyenle
Kent Otel’de toplantılara katıldığı” ifadesi-
nin dikkat çekici olduğunu söyleyen Ersöz
şöyle devam etti: “Ulusalcı değil de mandacı
görüşe mi sahip olmak gerekiyor? Ya da şe-
riatçı, Fethullahçı olmak mı gerekiyor? Ata-
türk’ün kurduğu Cumhuriyette başka bir
görüşe mi sahip olunmalı?”
Basõnda aleyhinde birçok haber yer aldõğõnõ
söyleyen Ersöz, “Beni Rusya’ya kaçmış gibi
göstermelerinin gerçekle ilgisi yok. Hasta-
neye kendi kimliğimle yatmam imkânsızdır.
Görev yaptığım istihbarat dairesinden tanı-
mış olduğum kişilerin yardımıyla aileme
teslim edilen kimlikle hastaneye müracaat
ettim. O zaman bana 2 gün müsaade edil-
seydi şu anda salondaki yerimi almış olur-
dum” diye konuştu.
İkinci Ergenekon davasında emekli Tuğgeneral
Ersöz’ün ifadesinin alınmasına devam edildi.