25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
OOOF OFF LINE Tanoi Türkoğlu (tanolturkogluOgmail.com) Sanal ortamdaki tartışma forumlan tıpkı trafik gibi. Kuralları çok basit ama uyulması da bir o kadarzor! Tartışma Forumları için 7 Altın Kural Efsanevi Lost dizisinin final bölümünden tatmin olmayanlar kulü- bönün bir üyesi olarak, ne varne yok diye çeşitli tartışma forumları- na göz attım. Bir de üyesi olduğum yerel forumlardaki tartışmaları anımsadım. Şu gerçek yeniden karşıma dikildi: Sanal ortamda tartış- ma költürünü bilmiyoruz. Sanal ortamdaki tartışma forumları tıpkı trafik gibi. Kuralları çok basitama uyulması da bir o kadarzor! Ben de bir faydası olur diye Tartışma Forumlan için 7Aton Kural'ı geliştirdim. Her Foruma Ûye Olma, Seçici Davran: Türk gibi başlayıp birçok tartışma forumuna üye olduğunuzda başınıza gelecek olan şey; gün- lük mesaj trafiğinin altında son nefesinizi verecek olmanızdır. Posta kutunuz şişer ve siz artık o forumdan istifade edemez hale gelirsiniz. Bir foruma üye olurken, günde/haftada ortalama kaç mesaj ürettiği- niaraştırın ve ona gö're kararmızı verin. E-Posta Kutunuzu Kategorize Edin: Forumlardan gelen mesajlar, diğer özel mesajlar, spam filtrelerine takılmadan posta kutunuza eri- şen mesajlar... Içinden çıkılmaz birdurumla karşılaşabilirsiniz. En pratik çözüm, üyesi olacağınız her forum için posta kutunuzda ayrı bir kategori (ya da klasörj açmak ve forumdan gelecek mesajlann otomatik olarak o klasörün içine aktarılmasını sağlayacak kurallar tanımlamaktır. Böylece herforumun mesajları altalta toplanacaktır. Kural tanımlarken "konu" sahasmı kullanabilirsiniz (ör. "konu hane- sinde "genesis" yazan mesajları Gelen Kutusu'ndan Genesis isimli klasöre taşı" gibi). Sadece llgiDuyduğunuz Mesajları Okuyun/Cevaplayın: Forumdan gelen her mesajı okumak ve ona bir cevap yazmak, Türk Usulü birstandard olmaya gidiyor. Böyle bir zorunluluğunuz yok. Mesajın konu kısmını ya da ilk bir kaç tümcesini okuyarak "topa gi- rip girmemeye" karar verebilirsiniz. Bu sayede biriken mesajları da- ha hızlı eritebilirsiniz. Forumun Namus BekçisiDeğilsiniz, Hakemlik Yapmayın: Her me- sajı okursanız, o öyle dedi yanlış, bu böyle dedi ona hakaret etti vb diye isteristemez hakemlik yapmaya ve sizi ilgilendirmeyen mesaj- lara cevap vermeye başlarsınız. Oysa bunun için "moderatör" var. Bu onun işi. Sizin değil. ÜstMahkeme Reiside Değilsiniz, Hakimlik Yapmayın: Birbiriyle tartışmaya başlayan iki üyeyi ayırmak da sizin göreviniz değil. Onları ayırmaya, hak dağıtmaya kalktığınız zaman siz de tartışmanın bir parçası olur; forumu mesajlarınızla kirletmeye katkıda bulunursu- nuz. Bırakın kendi aralarında halletsinler. BirBaşkasını Hakem/Hakim Olmaya bne: Foruma göndereceği- niz mesajlar bir başka üyenin hatalı birşekilde kendini hakim/hakem sanarak topa girmesine neden olmasın. Forumun kuruluş amacı neyse göndereceğiniz mesajlarsadece o konularla ilgiliolsun. Bir başka üyenin yazdıklarıyla hemfikir değilseniz ve cevap vermekzo- runda hissediyorsanız sadece kendi fikirlerinizi belirtin; onun hak- kında hüküm verici yorumlaryapmayın! Bağenmiyorsanız, Sessiz Kalın ya da Aynlın: Üyesi olduğunuz bir forumdaki tüm eksiklikleri düzeltmek, tüm hataları gidermek sizin göreviniz değil. Eğer bir foruma gelen mesajlar beklentinizi karşıla- mıyorsa, sizirahatsız ediyorsa vb birsüre sadece okuyup mesaj göndermeyerek sessiz kalabilir ya da forumdan ayrılabilirsiniz. Kendinize eziyet etmeyin! Not: Bunlar içinde özellikle beşinci madde forumlardaki tartış- maların gereksiz yere derinleşmesine neden olmakta ve forumların kalitesini düşürmektedir. HUKUK BILIMİ Cumhurbaşkanınm yargı düzenindeki yetkileri Kurum ve kişilere tanınan yasal yetkiler ile yetkinin kullanıldığı kamusal alan arasında amaçsal bağın tartışmalı olması; görevin gereği yasal boyutlarda yerine getirilse bile meşruluktartışmasını gündeme getirebilir. Sonuçta yet- kiyi kullanan güven yitirmekle kalmaz, ilgili alan da toplum da zarar görür. Çetin Aşçıoğlu Yargıtay Onursal Üyesi- cetinascioglu@gmail.com Ulke sorunlannın çözümünde, "sosyal ve yapı- sal gerçekler, doğru amaçlar vc deneyimler- den clde edilmiş bilgilcr" olmadan önerilecek kural ve yöntemlerin sağlıklı sonuçlar vermesi bek- lenmemcli. Durum böyle olunca, çoğun, soıunun çözülmesi bir yana ycni sorunlar; toplumda ve siyasal alanda gerginliğe dönüşebilmektedir. Cumhurbaşkanına yargı düzeninde tanınan yetkiler tipik bir ürnck oluş- turur: 1982 Anayasası, 1961 Anayasası'dan ayrımlı ola- rak, cumhurbaşkanına, Anayasa Mahkemesi, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Askeri Yargıtay ve Yüksek İdare Mahkemesi üyelerini, Danıştay üyelerinin dört- te birini ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve veki- lini seçmc yetkisi tanıyor. "Terör ve anarşik olaylann yarattığı yılgı ve kor- ku" , "yargıya duyulan güvensizlik" yargıyı sıkı düze- ne alacak düzenlemelerin örtülü gerekçesi olmuştu. Kuşkusuz yargının olmazsa olma: değerlerinin bilin- cinde olunmaması da etkiliydi. Yansızlık, cumhurbaşkanı ve yargının ortak özel' liğidir. Yargınm yansıılığt, işin özünde olmazsa olmaz nitelikte bir kavramdır. Cumhurbas,kanı, Türk ulusu önünde "üzerime aldığım görevi yansızlıkla yerine ge- tirecegime" biçimindeki and içmesi (Anayasa m.103); yargı üzerindeki yetkileri kullanırken yansız olacağı- na inanmamızı tetikleyen bir ipucudur. Bu nedenle cumhurbaşkanınm yansızlıgına yargının yansızlığı kadar güvenemeyiz. Çünkü yargısal işjemler hem ka- tılımcı hem de denetimlidir. cumhurbaşkanınm işlem ve kararlan isc bireysel ve denctimsizdir. Bu nedenle Cumhurbaşkanı'nın toplumun bire- yi olarak görüs, ve inançlarının seçme istencine etkili olması doğaldır. Bir partinin üyesi olarak görcve gel- miş ise; bu kanaldan gelecek düşünce ve bilgilere de açık olacaktır. Öznel yansızlık kanıtlamasa bile dışa yansıyacak görünüm nesnel yansızlıgı gündeme ge- tirebilir: 1982 Anayasası'nın ilk cumhurbaşkanı Sayın Kenan Evren, yargı düzeninde anayasal yctkisini kul- lanırken 12 Eylül baş kaldınmının ortaya koyduğu de- ğer yargılarınm etkisi altındaydı. Özellikle solcu yıl- gısı yeri geldiğinde etkili olmuştu. Yüksek yargıç Sami Selçuk'u Anayasa Mahkemesi üyeliğinc seçme- mesinin ardında bu gerçekler yatar. Rahmetli Tuıgut Özal dinsel, siyasal inançlannı açıkça yüksek yargı seçimlerine yansıtmış bir cum- hurbaşkanı olarak, yansızlık tartışmalan gündemden düşmemişti. Ölümü, yargıda kadrolaşmayı eksik bıraktı. Sayın Demirel, yıllann kazandırdığı deneyimleri- nin etkisiyle bir ölçüde yansızlık göriinümünü koru- mayı bilmiş olsa da; seçme yetkisini kullanırken dışa- ndan gelen telkinlere açıktı. Tipik örneği, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı seçiminde diğer adayları dışla- yarak yalnız yüksek yargıç Vural Savaş'ı dinleyerek ata- masıdır. Sayın Ahmet Necdet Sezer, yüksek yargı yerleri- ne üye seçiminde, Özal'dan sonra, yansızlıgı en çok tar- tışılan cumhurbaşkanı oldu. Yaptığı seçimler, toplu- mun bir kesimince onaylanırken diğer kesiminde ağır eleştirildi. ÖZAL'IN TAMAMLAYAMADIĞI GOREV Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül, yalnız yar- gı alanında değil hemcn her alandaki seçim ve ata- malarda yansız olmadığı görünümü vermektedir. Hukukun arkasına dolanarak, Anayasa Mahkemesi ra- portörünü müsreşar yardımcısı yaparak Anayasa Mahkemesi üyeliğine ataması, yarın gündeme gelecek atamalarda çizgisinin ne olacağının açık işaretini verdi. Anayasa değişikliğinin de yasalaşması duru- munda, Özal'ın tamamlayamadığı yargıda kadrolaşmayı, gcrçekleştirmesi beklenir. Bu açıklamalarımızdan sonra, cumhurbaşkanına yüksek yargı ile ilgili üye seçmc ve atama yetkisinin verilmesinin sonuçlarını değerlendirebiliriz: 1- Yasama, yürütme, yargı, devletin yetkilerini kul- lanan ve birbirine üstünlüğü olmayan organlarıdır. Cumhurbaşkanı ise yürütmenin başıdır (Anayasa m. 101). Diğer yandan "Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözctme" görevi de vcrilmiştir. (Anayasa m.104) Bu nedenlerle cumhurbaşkanına yük- sek yargı üyelerini seçme yetkisinin tanınması organ- lann uyumlu çtlışmasını olumsuz etkileyerek denge- nin yürürme lehine bozulmasma neden olma olasılı- ğı güçlüdür. 2- Cumhurbaşkanlan, yirmi beş yılı aşkm sürede, yetkilerini anayasanın beklentisi doğrultusunda kul- lanarak sorun çözücü de olamamışlardır. Çeşitli inanç- larının etkisiyle yapılan seçim ve atamalar yargıyı ve yargıya duyulması gereken güvcni de olumsuz etkile- di. Bilerek ya da bilmeyerek yargıç kimliği tartışmalı kişiler bile atandı. 3- Cumhurbaşkanınm yüksek yargıçları seçmesi, akıl yürütme yoluyla yapılan bir değer biçmedir. (Takdir) İyi niyet varsayılsa bile, tüm akıl yürütme ve değer biçmelerde olduğu gibi görecelilik söz konusu- dun doğrular kadar yanlışjar da gündeme gelir. Ulusun, halkm başkanı olan cumhurbaşkanına yargısal alan- da seçme atama yetkisinin tanınması hem cumhur- başkanı hem de cumhurbaşkanlığı orununun saygın- lığına gölge düşürür. Cumlıurbaşkanınm, yargı dışında atama yetkisi de vardır. Ne var ki, bu yetkiler (YÖK ayrık), yürütme- nin başı olarak kullanılmaktadır. Amaç ile araç ara- smda bağrartışmasıdır.Oysa cumhurhaşkanı yargının başkanı değildir. Bu nedenle yargısal yetkisi ile karış- tınlmamalıdır. Değerli okuyuculanm, lıalk oyuna sunulan Anayasa değişikliğinde, cumhurbaşkanmın yüksek yargıya se- çim ve atama yetkisi nicelik ve nitelikçe arttınlmi!; ve güçkndirilmiştir. Özellikle yüksek mahkemelerde ya- pılacak seçimlerde aday sayısı kadar değil de, tek aday için oy kullanılacağının öngörülmesi, cumhurbaşka- nınm takdir hakkını genişleterek partizanca yeğlemeleri kolaylaştıracaktır. Aynca yargıç kimliğini de olumsuz etkileyecektir. Cumhurbaşkanına yargı ile ilgili bir görev verile- cekse: Yargı ile yürütme ve yasama arasında etkin rol oynayacak bir düzenlemenin yargının sağlık çalışma- sına ve gereksinimlerin karşılanmasına yararlı katkı- sı olacaktır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle